Eğitim Bilimleri Enstitüsü Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Velilerin çocuklarının eğitimine katılımının ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin öz değerlendirme tutumuna etkisinin bazı değişkenler açısından incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2024) Darıcı, Can; Mentiş, AylinBu araştırmanın amacı, veli katılımının ilkokul öğrencilerin öz değerlendirme tutumları üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda veli katılımının düzeyleri ölçek ile belirlenmiş ve öğrencilere uygulanan ölçek ile de kendi yaşantılarında öz değerlendirme tutumlarının veli katılımı ve bireysel bilgi formu ile arasındaki ilişki ve etkisi kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Bunlara ek olarak velilerin eğitime katılımı ve öz değerlendirme değişkenlerinin velilerin ve çocuklarına bağıntılı olarak çeşitli sosyo-demografik özellikler de dahil edilerek( cinsiyet, yaş, çocuğun cinsiyetine, velinin eşiyle beraberlik durumuna, öğrenim düzeyine, eşin öğrenim düzeyine, ailedeki çocuk sayısına, çalışma durumuna ve gelir düzeyine göre) ne düzeyde farklılık meydana getirdiği araştırılmıştır. Araştırma nicel araştırma modeli ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veli katılımının öğrencilerin öz değerlendirme tutumlarına etkisini incelemek amacıyla korelasyonel bir çalışma yapılmıştır. İki ya da daha fazla değişken arasındaki ilişkileri belirlemek ve neden-sonuç ile ilgili ipuçları elde etmek amacıyla yapılan korelasyonel (correlational) araştırmalardır. (Büyüköztürk vd.,2011:14). Velilerin sosyo demografik düzeyleri ile çocuklarının eğitimine katılım boyutları arasındaki ilişkileri ortaya koymak için nedensel karşılaştırma yapılmıştır. İnsan grupları arasındaki farklılıkların nedenlerini ve sonuçlarını koşullar ve katılımcılar üzerinde herhangi bir müdahale olmaksızın belirlemeyi amaçlayan çalışmalara nedensel-karşılaştırma (causal-comperative) araştırması denir. (Büyüköztürk vd.,2011:15). Veri toplama aracı 3 bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde araştırmacı tarafından hazırlanan sosyo-demografik bilgi formu kullanılmıştır. İkinci kısımda "Öz Değerlendirme Tutum Ölçeği" (Yurdabakan ve Uzun, 2011) ve üçüncü kısımda ise "Veli Katılımı Ölçeği" (Gürbüztürk ve Şad, 2010), kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2021-2022 eğitim öğretim yılında İzmir ili Menemen ilçesindeki devlet okullarındaki 4.sınıf öğrencileri ve onların velileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise Menemen ilçesinde bulunan 34 devlet okulundan 2726 öğrenci arasından okul sayıları sosyo ekonomik düzey baz alınarak alt orta ve üst gelir seviyesi olarak 3 gruba ayrılmış ve her gruptan bilgisayar programından 2 tane okul rastgele yöntemle seçilmiş küme örnekleme yöntemi uygulanmıştır. Küme örneklemesi, birden çok evren biriminden oluşan kümeler(gruplar) olarak da tanımlanabilir ve bu durumda evrenden örnek alma işi grup temelinde yapılır (Büyüköztürk vd.,2011:81).339 öğrenci ve velisinden dönüt alınarak gönüllü olarak ölçekler uygulanmıştır. Araştırma sonucunda veli katılımının öğrencilerin öz değerlendirme tutumu üzerinde olumlu anlamda bir etkisinin olduğudur. Veli katılım ölçeğinde yer alan her alt ölçeğin de öz değerlendirme üzerinde bir etkisi mevcuttur. İki ölçek arasında pozitif bir korelasyon vardır. 21. Yüzyıla tam uyum sağlamak için bireyin sahip olması gereken bilgi ve beceriler mevcuttur. Bunlardan bir tanesi de üstbiliş süreçlerinden olan öz değerlendirmeyi içermektedir. Bu bağlamda veli katılımının da akademik başarının alt dallarından bir tanesi olan öz değerlendirme üzerinde olumlu etkisinin saptanmasıdır. Daha önceki araştırmalarda genel anlamda biliş düzeyindeki akademik başarıya etki araştırılmışken bu araştırmada daha özele inilerek farklı bir boyut ele alınmıştır.Öğe Özel eğitim öğretmenlerinin çevresel yoksunluk düzeyleri ile mesleki motivasyonları arasındaki ilişkinin incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2024) Küçükler, Şana; Kayhan, Hatice NilayÖğretmenlik, bireylerin var olan performanslarının en üst düzeye çıkarılmasında ve topluma yararlı vatandaşlar yetiştirilmesinde büyük katkılar sunan, tüm toplumlarda diğer mesleklerden farklı bir yere sahip olan bir meslektir. Eğitimin en önemli paydaşı olan öğretmenlerin mesleki motivasyonu ve çevresel yoksunluğu eğitimin niteliği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Motivasyon ve çevresel yoksunluk özel eğitim öğretmenleri için önemli kavramlardır. Bu araştırmanın amacı özel eğitim öğretmenlerinin çevresel yoksunluk düzeyleri ve mesleki motivasyonlarının cinsiyet, eğitim düzeyi, mezuniyet alanı, çalıştığı kurumda idari görev durumu, mesleki kıdem, çalıştığı okul/kurum türü, görev yapılan kurumun sosyoekonomik düzeyi, çalışılan kademe ve sınıf düzeyi, sınıf mevcudu, özel eğitim ve rehabililitasyon merkezlerinde görevli öğretmenlerin sorumlu olduğu öğrenci sayısı değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir. Çalışmada öğretmenlerin çevresel yoksunluk düzeyleri ile mesleki motivasyonları arasındaki ilişki de incelenmiştir. Araştırmanın yöntemi nicel araştırma yöntemi olup korelasyonel araştırma olarak desenlenmiştir. Çalışma grubunu farklı tür ve kademelerdeki okul ve kurumlarda çalışan 263 alan mezunu özel eğitim öğretmeni oluşturmaktadır. Verilerin nicel bölümü Karabağ Köse, Taş, Küçükçene ve Karataş'ın 2020 yılında geliştirdikleri "Öğretmen Mesleki Motivasyon Ölçeği" ile Ata, Kırboyun, Aytekin ve Artan'ın 2022 yılında geliştirdikleri "Öğretmenler İçin Çevresel Yoksunluk Ölçeği" kullanılarak elde edilmiştir. Ayrıca, araştırmacı tarafından uzman görüşü alınarak hazırlanan "Demografik Bilgi Formu" aracılığıyla katılımcılara ait demografik bilgiler elde edilmiştir. Veriler, etik kurul izni alındıktan sonra çevrimiçi ortamda toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 27 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Veri setinin normalliği, betimsel istatistikler, normallik testleri ve grafiklerden yararlanılarak belirlenmiştir. Parametrik test varsayımlarının karşılanmaması nedeniyle kategori sayısı iki olan bağımsız değişkenler için Mann-Whitney U testi, kategori sayısı ikiden fazla olan bağımsız değişkenlerde ise Kruskal Wallis H testi kullanılmıştır. Özel eğitim öğretmenlerinin çevresel yoksunluk düzeyleri ile mesleki motivasyonları arasındaki ilişki pearson korelasyon analizi kullanılarak tespit edilmiştir. Ek olarak, özel eğitim öğretmenlerinin mesleki motivasyonlarının çevresel yoksunluk düzeylerininin anlamlı yordayıcısı olup olmadığının belirlenebilmesi amacıyla basit doğrusal regresyon analizi yöntemi kullanılmıştır. Özel eğitim öğretmenlerinin çevresel yoksunluk düzeylerinin cinsiyet, eğitim düzeyi, idari görevi olma durumu, mezuniyet alanı, çalışılan kurum türü, mesleki kıdem, şuan çalışılan kurumdaki kıdem, kurumun algılanan sosyoekonomik düzeyi, çalışılan kademe ve sınıf mevcuduna göre farklılık göstermediği belirlenmiştir. Mesleki motivasyonlarının mesleki kıdem ve kurumun algılanan sosyoekonomik düzeyine göre farklılaştığı; fakat cinsiyetlerine, eğitim düzeylerine, idari görevlerinin olma durumuna, mezuniyet alanlarına, çalışılan kurumun türüne, şuan çalışılan kurumdaki mesleki kıdeme, çalışılan kademeye ve sınıf mevcuduna göre farklılaşmadığı görülmektedir. Öğretmenlerin çevresel yoksunluk düzeyleri ile mesleki motivasyonları arasındaki ilişkinin ise orta düzeyde olduğu görülmektedir.Öğe İlkokulda matematiksel modelleme etkinliklerinin öğrencilerin problem çözme ve üstbilişsel becerilerine etkisi(Ege Üniversitesi, 2024) Can, Rahime Şeyma; Altıparmak, KemalBu araştırmanın amacı matematiksel modelleme etkinliklerinin ilkokul 3.sınıf öğrencilerinin problem çözme becerilerine ve üstbilişsel becerilerine etkisini ortaya koymaktır. Araştırmanın evrenini 2022-2023 Eğitim- Öğretim yılı İzmir ilinde yer alan resmi ilkokullarda öğrenim gören üçüncü sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi amaçlı örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilir örnekleme yoluyla belirlenmiştir. Bu kapsamda 2022-2023 Eğitim- Öğretim yılı İzmir ili Menemen ilçesinde yer alan Özel Bahçeşehir Koleji İlkokulunda öğrenim gören 3.sınıf 42 öğrenciden oluşmaktadır. Bu okul amaçlı örnekleme yöntemlerinden kolay ulaşılabilir örnekleme yoluyla seçilmiştir. Üçüncü sınıfların tamamına problem çözme başarı testi uygulanarak, bağımsız örneklem t testi yardımıyla aralarında anlamlı fark bulunmayan (p<0,05) iki şube deney ve kontrol grubu olarak seçilmiştir. Deney grubunda matematiksel modelleme etkinlikleri ile ders işlenirken kontrol grubunda MEB'in planlamasına uygun olarak ders akışı gerçekleştirilmiştir. Deneysel uygulama 5 hafta (20 Ders) sürmüştür. Bu süre içerisinde öğrencilerin 10 adet matematiksel modelleme etkinliğiyle çalışması sağlanmıştır. Araştırma karma yöntemli olup hem nicel hem nitel desenler birlikte kullanılmıştır. Bu çalışmanın nicel boyutunda yarı deneysel yöntem kullanılacaktır. Araştırmanın nitel boyutunda, uygulama sürecinde deney ve kontrol grubu öğrencilerinin problem çözme başarı testinde, problemlere verdikleri yazılı cevaplar içerik analizine tutularak, Polya'nın problem çözme basamakları dikkate alınarak öğrencilerin üstbilişsel becerilerinin gelişimleri ortaya çıkarılmıştır. Birinci aşamada araştırmacı tarafından geliştirilen Problem Çözme Başarı Testi her iki gruba da uygulanmıştır. Kontrol ve deney gruplarına uygulanan öntest, bağımsız gruplar t testi ile analiz edilmiş ve gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Deney grubu öğrencilerinin öntest ve sontest problem çözme başarı testi puanları arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Problem çözme başarı testi ön teste göre, problem çözme başarı testi sontest puanlarında artış görülmüştür. Kontrol grubuna uygulanan bağımlı gruplar t testi sonuçlarına göre problem çözme başarı testi ön ve son test puanlarında anlamlı bir artış bulunmamıştır. Deney ve kontrol gruplarına uygulanan son testler karşılaştırıldığında anlamlı bir fark bulunmuştur. Bu fark deney grubu lehinedir. Araştırmanın ikinci aşamasında sesli düşünme protokolü uygulanarak deney grubu öğrencilerinin kullandığı üstbilişsel beceriler Polya'nın problem çözme adımlarına göre tespit edilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde deney grubundaki tüm öğrencilerin üstbilişsel becerileri kullandığı ve çalışmada uygulanan matematiksel modelleme etkinliklerinin üstbilişsel becerilere katkıda bulunduğu elde edilmiştir.Öğe Özel gereksinimi olan bireylerin ebeveynlerine yönelik cinsel eğitim programının ebeveynlerin cinsel eğitim hakkındaki görüşlerine etkisi(Ege Üniversitesi, 2024) Erdoğan, Kadir; Ardıç, AvşarBu araştırma özel gereksinimi olan çocukların ebeveynlerinin, çocuklarının cinsel eğitimine yönelik tutumlarını incelemek ve uygulanan cinsel eğitim programı sonrasında tutumlarında oluşan farklılıkların değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada katılımcı ebeveynlerin, çocuklarının cinsel eğitime yönelik tutumlarını ölçmek için "Cinsel Eğitime Yönelik Tutum Ölçeği" kullanılmıştır. Ölçekte profesyonel destek faktöründe 8 madde, ebeveyn rolü faktöründe 8 madde, gereklilik faktöründe 12 madde ve kaçınma faktöründe 11 madde bulunmaktadır. Ölçekten alınabilecek en düşük puan 39, en yüksek puan 156'dır. Araştırma İzmir ilinde bulunan ve özel eğitim rehabilitasyon merkezine devam eden özel gereksinimi olan bireylerin ebeveynleri ile yapılmıştır. Araştırma pilot uygulamada 5 ve ana uygulamada 30 olmak üzere toplam 35 katılımcı ile yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda katılımcı ebeveynlerin profesyonel destek, ebeveyn rolü ve gereklilik kategorilerinde puanlarında anlamlı artışlar ve kaçınma kategorisindeki puanlarında anlamlı düşüşler gösterdiği bulunmuştur.Öğe Okul yöneticilerinin yenilik yönetimi becerileri ile öğretmenlerin iş ve yaşam doyumları arasındaki ilişkinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2024) Güzel, Büşra; Çavaş, PınarBu tez kapsamında okul yöneticilerinin yenilik yönetimi becerileri ile öğretmenlerin iş ve yaşam doyum düzeyleri arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma; nicel araştırma modelinde korelasyonel bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini 2022-2023 eğitim-öğretim yılında İzmir ilinde yer alan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ilkokullarda çalışan sınıf öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini oluşturma sürecinde küme örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Kümeler içerisinden basit seçkisiz örnekleme yöntemi ile İzmir ilinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilkokullar belirlenmiştir. Belirlenen okullarda görev yapan sınıf öğretmenleri araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Bu kapsamda toplam 371 sınıf öğretmenine ulaşılmıştır. Veri toplama aracı olarak Bülbül (2012) tarafından geliştirilen "Okullarda Yenilik Yönetimi Ölçeği", Diener, Emmons, Larsen ve Griffin (1985) tarafından geliştirilen ve Şimşek (2011) tarafından Türkçeye uyarlanan "Yaşam Alanlarındaki Doyum Ölçeği" ile Tezer (1991) tarafından geliştirilen "İş Doyumu Ölçeği (İDÖ)" kullanılmıştır. Ayrıca katılımcıların demografik bilgilerine ilişkin verileri toplayabilmek için "Kişisel Bilgi Formu" oluşturulmuştur. Araştırma bulgularına göre sınıf öğretmenlerinin iş ve yaşam doyumları ile okul yöneticilerinin yenilik yönetimi becerileri arasında istatistiksel olarak anlamlı ve yüksek seviyede pozitif bir ilişki tespit edilmiştir (r=0.840, r=0.844). Sınıf öğretmenlerinin cinsiyet, yaş ve kıdem değişkenlerine göre okul yöneticilerinin yenilik yönetimi becerilerine dair algılarında ölçek ve ölçek alt boyutlarına göre anlamlı bir fark göstermediği görülmüştür. Sadece lisansüstü eğitim yapan öğretmenlerin yapmayanlara göre okul yöneticilerinin yenilik yönetimi becerilerine dair algıları daha düşük bulunmuştur. Araştırma bulgularında sınıf öğretmenlerinin iş doyumu ve yaşam doyumu düzeylerinin orta düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Analiz sonuçlarından hareketle iş doyumu ve yaşam doyumunun birbiri içinde olan ve birbirini etkileyen iki kavram olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Psikolojik danışman eğitiminde çok kültürlü süpervizyon: Bir durum çalışması(Ege Üniversitesi, 2024) Gönültaş, Mesut; Kağnıcı, Dilek YeldaBu araştırmanın amacı, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (RPD) Lisans Programları kapsamında yürütülen bireyle psikolojik danışma süpervizyon süreçlerinde çok kültürlülüğe ilişkin süpervizör ve psikolojik danışman adaylarının görüşlerinin incelenmesidir. Araştırma durum çalışması desenlerinden iç içe geçmiş tek durum deseni şeklinde tasarlanmıştır. Bu amaçla yedi farklı üniversitede öğrenim gören 42 psikolojik danışman adayı ve kendilerine süpervizyon veren yedi süpervizörden veri toplanmıştır. Veriler bireysel ve odak grup görüşmeleri aracılığıyla toplanmış, veri toplamada araştırmacı tarafından bu araştırma için geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formlarından yararlanılmıştır. Toplanan veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular kültürün rolü, süpervizyon süreci ve genel değerlendirme olmak üzere üç kategoride toplanmıştır. İlk kategori kapsamında katılımcılar çok kültürlülüğün psikolojik danışma süpervizyonundaki önemine değinmiş ve çok kültürlülüğü tanımlamışlardır. Süpervizyon süreci ile alakalı bulgular ise süpervizyonda kültürel ögelerin ihmal edildiğini ortaya koymuştur. Bulgularda ayrıca, katılımcılara göre süpervizyonda kültürel ögelerin yeterince ele alınmama gerekçeleri ile kültürel ögelerin nadiren ele alındığı bazı durumlara yer verilmiştir. Buna göre kültür konusu çoğunlukla danışan sorununun kültürle alakalı bulunduğu durumlarda gündeme gelmektedir. Bu durumlar arasında yapılandırma aşaması, psikolojik danışman adaylarının farklı kültürel gruplardan danışanlarla teması, süpervizyon ilişkisi, vaka kavramsallaştırma ve müdahale süreçleri yer almaktadır. Son olarak katılımcılar Türkiye'deki süpervizyon süreçlerini çok kültürlülük bağlamında değerlendirmiş; güçlü yanlar, gelişime açık yanlar ve dezavantaj yaratan durumlara değinmiştir. Katılımcılar ayrıca süpervizyonda çok kültürlülüğün geliştirilmesine yönelik psikolojik danışma alanı, lisans eğitimi ve süpervizyonun dâhil olduğu 'Bireyle Psikolojik Danışma Uygulaması' dersine ilişkin önerilerini paylaşmışlardır. Araştırmada elde edilen bulgular ilgili alanyazın ışığında tartışılmış ve uygulayıcılara, eğitimcilere, yasa koyuculara ve araştırmacılara birtakım öneriler sunulmuştur.Öğe Fen bilimleri öğretmenlerinin artırılmış gerçeklik tabanlı modellemeye yönelik teknolojik pedagojik alan bilgileri(Ege Üniversitesi, 2024) Öz, Şahsenem; Namdar, BahadırArtırılmış gerçeklik (AG), gerçek dünya deneyimlerini sanal unsurlarla birleştiren ve çeşitli faydalı eğitsel çıktılar sunan fen eğitiminde kullanılabilecek önemli bir teknolojidir. Ancak AG'nin eğitimde kullanılmasının önündeki engellerden biri, öğretmenlerin bu teknoloji ile ilgili bilgilerinin sınırlı olmasıdır. Aynı zamanda AG teknolojisi ile ilgili fen bilimleri öğretmenlerinin perspektifinden sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, öğretmenlere sağlanacak fen eğitiminde AG teknolojisi konulu eğitim sonrasında öğretmenlerin AG teknolojisini ders planlarına entegre ederken teknolojik pedagojik alan bilgilerini nasıl kullandıklarını incelemektir. Bunun yanı sıra öğretmenlerin eğitim sürecindeki öğrenme deneyimleri, AG teknolojisine yönelik görüşleri de bu çalışmanın odak noktasıdır. Bu amaçla bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden bütüncül tek durum deseni kullanılmıştır. Çalışmanın katılımcılarını İzmir ilinde bulunan 15 fen bilimleri öğretmeni oluşturmaktadır. Veri toplama sürecinde, öğretmenlerle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiş, öğretmenlerin deneyimlerini incelemek amacıyla yansıtıcı günlükler kullanılmış, ayrıca öğretmenlerin hazırladıkları ders planları ve sözlü ders planı sunumları da teknolojik pedagojik alan bilgilerini incelemek için kullanılmıştır. Veri analizinde tematik analiz ve öğretmenlerin ders planlarını incelemek için teknolojik pedagojik alan bilgileri öğrenme ortamları değerlendirme rubriği kullanılmıştır. Ders planları incelendiğinde AG entegrasyonunda öğrencilerin aktif katılımını sağlayacak yöntemlere öncelik verildiği görülmektedir. Yapılan görüşmelerde öğretmenler AG entegrasyon sürecinde pedagojik ve alan bilgilerini daha çok kullandıklarını belirtmişlerdir. Ancak ders planlarında, AG'yi günlük problemlerle ilişkilendirme kısımlarının eksik olduğu gözlemlenmiştir. Teknoloji bilgisi noktasında, öğretmenler uygun AG uygulamalarını seçerken teknoloji bilgilerini kullandıklarını belirtmişlerdir. Ancak seçilen AG uygulamalarında öğretmenlerin çoğunlukla hazır uygulamaları tercih ettikleri ve kendi AG materyallerini üretme konusunda sınırlı kaldıkları gözlemlenmiştir. Öğretmenlerin AG öğrenme sürecindeki deneyimleri incelendiğinde, faydalı buldukları, yeni farkındalıklar geliştirdikleri, geliştirilmesini önerdikleri ve zorlandıkları noktaları içeren temalar ortaya çıkmıştır. Öğretmenlerin AG teknolojisine yönelik görüşleri incelendiğinde ise öğretmenler AG'nin fen eğitiminde kullanımına yönelik AG'nin avantajlı noktalarına, sınırlılıklarına ve fen eğitimine entegrasyonunu artıracak önerilere değinmişlerdir. Öğretmenler, AG teknolojisinin öğrenci öğrenimine ve sosyal becerilere katkı sağlama konusundaki olumlu görüşlerinin yanı sıra, okullardaki teknolojik eksiklikler ve AG'nin sınırlılıklarına da vurgu yapmaktadır. Ancak, bu sınırlılıklara rağmen öğretmenler AG'yi derslerinde kullanma noktasında istekli olduklarına değinerek AG'nin derslere entegrasyonu için çeşitli öneriler sunmaktadırlar; bu önerilerin çoğu eğitsel ve teknolojik kaynakların sağlanmasını içermektedir.Öğe Üniversite öğrencilerinin iyi oluşlarının HEXACO kişilik özelliklerine göre yordanması(Ege Üniversitesi, 2024) Kavas, Berrenur; Meydan, BetülBu çalışmanın amacı, HEXACO kişilik özellikleri olan dürüstlük-alçakgönüllülük, duyarlılık, dışadönüklük, uyumluluk, sorumluluk ve deneyime açıklık ile cinsiyetin üniversite öğrencilerinin PERMA modeline dayalı iyi oluş düzeylerini ne derece yordadığının incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini, 2022-2023 eğitim öğretim yılında Ege Üniversitesi'nin çeşitli fakültelerinde öğrenim görmekte olan 634 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmanın verileri HEXACO Kişilik Ölçeği, PERMA İyi Oluş Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu ile toplanmıştır. Veriler çoklu doğrusal regresyon analizi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda elde edilen bulgular, HEXACO kişilik özelliklerinden olan dürüstlük, duyarlılık, dışadönüklük, uyumluluk ve sorumluluk değişkenlerinin, üniversite öğrencilerinin iyi oluşlarını anlamlı düzeyde yordadığını ve açıklanan varyansa katkısının %34 olduğunu göstermiştir. Kadın üniversite öğrencilerine ait veriler incelendiğinde dışadönüklük, uyumluluk ve sorumluluk değişkenlerinin kadın üniversite öğrencilerinin iyi oluşlarını anlamlı düzeyde yordadığı ve açıklanan varyansa katkısının %37 olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte, erkek üniversite öğrencilerinin iyi oluş düzeylerini sorumluluk, dışadönüklük, duyarlılık ve duyarlılık değişkenlerinin anlamlı düzeyde yordadığı ve açıklanan varyansa katkısının %30 olduğu belirlenmiştir.Öğe Yaşlıların yaşlılığa yönelik tutumlarının başarılı yaşlanma ve psikolojik sağlamlık bağlamında incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2024) Gençoğlu, Mihriban; Özekes, MustafaBu araştırmanın amacı, yaşlı bireylerin yaşlılığa yönelik tutumları ile başarılı yaşlanma ve psikolojik sağlamlık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmanın grubunu, ulaşılabilir örneklem ile ulaşılmış 65 yaş üstü 143 yaşlı birey oluşturmaktadır. Araştırmada veriler, Kişisel Bilgi Formu, Avrupa Yaşlanma Tutum Anketi, Başarılı Yaşlanma Ölçeği ve Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde, bağımlı ve bağımsız değişkenlerin toplam ve alt boyut puanları arasındaki ilişkinin anlaşılması içi Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Analizi ve bağımlı değişkenin demografik değişkenlerle olan ilişkisine yönelik bağımsız gruplar t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) yöntemi kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre yaşlı bireylerin yaşlılığa yönelik tutumu ile başarılı yaşlanma ve psikolojik sağlamlık düzeyleri arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yaşlılığa yönelik tutumun alt boyutu psikososyal kayıp puanları ile başarılı yaşlanmanın alt boyutları sağlıklı yaşlanma ve sorunlarla mücadele etme ve psikolojik sağlamlık puanları arasında negatif yönde ve anlamlı düzeyde bir ilişki bulunmuştur. Yaşlılığa yönelik tutumun alt boyutu bedensel değişim puanları ile sağlıklı yaşlanma ve sorunlarla mücadele etme alt boyut puanları ve psikolojik sağlamlık puanları arasında pozitif yönlü ve anlamlı düzeyde bir ilişki belirlenmiştir. Yaşlılığa yönelik tutumun diğer bir alt boyutu olan psikososyal gelişim puanları ile sağlıklı yaşlanma ve sorunlarla mücadele etme alt boyut puanları ve psikolojik sağlamlık puanları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Yaşlı bireylerin yaşlılığa yönelik tutumları, sosyoekonomik durum, eğitim durumu ve sağlık durumlarına göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Ancak, yaşlı bireylerin yaşlılığa yönelik tutumları, yaşlarına, bireylerin yaşadıkları yere, medeni durumlarına ve çalışma durumlarına göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Araştırmanın bulguları, literatür doğrultusunda tartışılmış ve gelecek araştırmalar için çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Anahtar kelimeler: Yaşlılığa yönelik tutum, Başarılı yaşlanma, Psikolojik sağlamlık.Öğe Psikolojik danışman adaylarının mesleğe ilişkin kişisel eğilimleri ile psikolojik danışma öz-yeterlikleri arasındaki ilişkilerin incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2024) Koç, Erkan Yağız; Meydan, BetülBu araştırmanın amacı psikolojik danışman adaylarının mesleğe ilişkin kişisel eğilimleri ile psikolojik danışma öz-yeterlikleri arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Bu kapsamda, psikolojik danışman adaylarının mesleğe ilişkin kişisel eğilimlerin alt boyutları olan farklılıklara saygı (FS), kişiler arası ilişkilerde özen (KİÖ), insanlara ve yardım etmeye yönelik olma (İYEYO), yaşama karşı olumlu tavır (YKOT), kendinin farkında olma/ kendini kontrol etme (KFO/ KKE) ve yeniliklere açık olmanın (YAO) psikolojik danışma öz-yeterlik (PDÖ) düzeylerini ve alt boyutları olan yardım becerileri öz-yeterliği (YBÖY), oturumu yönetme öz-yeterliği (OYÖY) ve psikolojik danışma sürecindeki zorluklara ilişkin öz-yeterliğini (PDSZİÖY) yordama gücü incelenmiştir. Araştırmanın modeli, ilişkisel tarama modelidir. Araştırmanın katılımcıları tabakalı örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. 299 psikolojik danışman adayından veri toplanmıştır. Araştırmanın verileri Kişisel Bilgi Formu, Psikolojik Danışma Öz-Yeterlik Ölçeği ve Mesleğe İlişkin Kişisel Eğilimleri Değerlendirme Ölçeği ile elde edilmiştir. Veriler çoklu regresyon analizi ile çözümlenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, psikolojik danışman adaylarının psikolojik danışma öz-yeterliği toplam puanının insanlara ve yardım etmeye yönelik olma alt boyutu tarafından yordandığı, yardım becerileri öz-yeterliğinin ve oturum yönetme öz-yeterliğinin insanlara ve yardım etmeye yönelik olma, kendinin farkında olma/ kendini kontrol etme alt boyutları tarafından yordandığı ve psikolojik danışma sürecindeki zorluklara ilişkin öz-yeterliğin ise farklılıklara saygı ve kişiler arası ilişkilerde özen alt boyutları tarafından yordandığı bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Mesleğe ilişkin kişisel eğilim, Psikolojik danışma, Psikolojik danışma öz-yeterliği.Öğe Ortaokul öğretmenlerinin farklılaştırılmış öğretim deneyimleri üzerine bir karma yöntem araştırması(Ege Üniversitesi, 2024) Daşçıoğlu, Hatice Şener; Bümen, NilayBu araştırmanın amacı farklı branşlardaki ortaokul öğretmenlerinin farklılaştırılmış öğretimi ne sıklıkta ve nasıl uyguladıklarına, süreçte karşılaşılan engellere dair görüşlerini belirleyerek; yöneticilere, öğretmenlere, araştırmacılara ve mesleki gelişim programlarına yönelik öneriler sunmaktır. Araştırmada karma yöntem desenlerinden, açıklayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Araştırmanın ilk aşamasında nicel verileri toplamak üzere 2022-2023 eğitim öğretim yılında İzmir'de altı branşta (Türkçe, matematik, fen bilimleri, sosyal bilgiler, İngilizce, din kültürü ve ahlak bilgisi) öğretim yapan 470 ortaokul öğretmeninden "Farklılaştırılmış Öğretime İlişkin Öğretmen Görüşleri Ölçeği"yle veri toplanmıştır. İkinci aşamada ise maksimum çeşitlilik örneklemesi ile seçilen 12 öğretmenle görüşmeler yapılmıştır. Nicel verilerin analizinde Mann-Whitney U ve Kruskall Wallis H testleri kullanılmış, nitel veriler için ise tematik analiz yapılmıştır. Bulgulara göre, ölçek toplam puanları okul türüne, branşa ve sınıf mevcuduna göre farklılaşmaktadır. Ölçeğin gelişim anlayışı alt boyutunda bağımsız değişkenler açısından anlamlı fark görülmemiştir. Ölçeğin diğer alt boyutlarına bakıldığında ise etik alan alt boyutunun cinsiyet ve branş değişkenleri için; esnek gruplama alt boyutunun cinsiyet, okul türü, sınıf mevcudu değişkenleri için; çıktı-girdi alt boyutunun cinsiyet, eğitim düzeyi, okul türü, haftalık ders saat sayısı, sınıf mevcudu değişkenleri için; ilgi, hazırlık, öğrenme profili alt boyutunun okul türü, mesleki kıdem, branş ve sınıf mevcudu değişkenleri için anlamlı farklılıklar gösterdiği belirlenmiştir. Ölçeğin çoğu alt boyutları açısından, özel okul öğretmenleri ve mevcudu 20 ve altında olan sınıfların lehine anlamlı farklılıklar elde edilmiştir. Nitel bulgulara göre ise, öğretmenler farklılaştırılmış öğretimde birçok engelle karşılaştıklarını (program ve program kaynaklarıyla ilgili sıkıntılar, başarı baskısı, okul ortamıyla, öğretmenlerle, öğrencilerle ve velilerle ilgili sorunlar) belirtmişlerdir. Bulgular doğrultusunda, farklılaştırılmış öğretim uygulamalarına yönelik engellerin ortadan kaldırılmasına ve yaygınlaştırılmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur.Öğe Üniversite öğrencilerinde toplumsal cinsiyet rolleri, öz şefkat ve psikolojik dayanıklılığın beden imgesi baş etme stratejilerini yordamadaki rolü(Ege Üniversitesi, 2024) Özaydınlı, Ece; Denizli, SerkanBu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin beden imgesi baş etme stratejilerinin öz şefkat, psikolojik dayanıklılık ve toplumsal cinsiyet rolleri tarafından yordanma gücünün incelenmesidir. Araştırmanın örneklemini 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Ege Üniversitesi merkez kampüsündeki fakültelerinde okumakta olan 396 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında veriler Kişisel Bilgi Formu, Beden İmgesi Baş Etme Stratejileri Ölçeği, Öz Şefkat Ölçeği, Toplumsal Cinsiyet Oluşumu Ölçeği ve Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde, çoklu regresyon analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre üniversite öğrencilerinin görünüşü düzeltme stratejisinin geleneksel cinsiyet rolleri ile pozitif yönde, psikolojik dayanıklılık ve öz şefkat ile ters yönde; kaçınma stratejisinin geleneksel cinsiyet rolleri ile pozitif yönde ve öz şefkat ile ters yönde; olumlu mantıksal kabul stratejisinin geleneksel ve eşitlikçi cinsiyet rolleri ve öz şefkat ile pozitif yönde anlamlı bir ilişkisi olduğu görülmüştür. Görünüşü düzeltme ile eşitlikçi cinsiyet rolleri; kaçınma ile eşitlikçi cinsiyet rolleri ve psikolojik sağlamlık; olumlu mantıksal kabul ile psikolojik sağlamlık arasında bir yordama ilişkisi bulunmamıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular, ilgili literatür doğrultusunda tartışılmış ve gelecek araştırmalar için çeşitli önerilerde bulunulmuştur.Öğe Görsel sanatlar bağlamında dijital sanat ve NFT(Ege Üniversitesi, 2024) Özdeniz, Öykü Eda; Boztaş, EkinSanat, insanlığın oluşumundan beri varlığını sürdürmekte olan bir olgudur. İnsan zaman içerisinde nasıl değişim ve dönüşüm yaşıyorsa sanat da bu döngünün içerisinde değişim ve dönüşümler yaşamakta, gelişmektedir. Teknolojinin insan hayatına girmesiyle birlikte sanat da teknoloji ile yakın ilişkiler kurmuş, sanatçı teknolojinin imkanlarını üretim süreçlerinde kullanmıştır. Teknoloji gelişmeye devam ettikçe sanat da teknolojinin imkanları ile birlikte değişime uğramış ve Dijital Sanat ortaya çıkmıştır. Dijitalleşme beraberinde yeni yöntemler ortaya çıkarmıştır. NFT de bu yeni yöntemlerden biridir. Pandemi'nin etkisiyle yükseliş yaşayan ve sanat dünyasında sansasyon yaratan NFT'ler; sanatı, sanatçıyı ve sanata ilgi duyan insanları etkilemiş, popülerleşmiştir. Blok zinciri sistemi üzerinde yer alan NFT'ler sanata yeni bir imkân sağlamış, farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Tez araştırmasının amacı görsel sanatlar alanında Dijital Sanat ve NFT'nin etkilerini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda görsel sanatlar alanında uzman sanatçı, akademisyen ve tasarımcılarla görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların görüşleri betimsel analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda NFT'nin gelişmeye ve değişmeye devam edeceği öngörülmüştür. NFT, sanatçılara ve sanat tüketicilerine yeni imkanlar yaratmaktadır. NFT için doğru tanımlamalar yapıldıkça, sanat için farklı bir yöntem olduğu anlaşıldıkça, sanatçılar da üretimlerinde NFT'den faydalanacaktır. Gelişecek, değişecek ve farklı meselelere evrimleşecek olan NFT şu anki varlığıyla ve gelecekteki muhtemel varlığıyla sanat tarihinin bir parçası olma yolunda gelişmeler göstermektedir.Öğe Fen bilimlerinde düşünme becerilerinin lojistik ve hiyerarşik örtük sınıf modelleri ile incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2024) Bulut, Ebru Adıgüzel; Başokçu, Tahsin OğuzBu çalışmanın amacı, fen bilimleri alanında üst düzey düşünme becerileri ile ilgili toplanan verilerin analizinde Log-Doğrusal Bilişsel Tanı Modeli (LBTM) ve Hiyerarşik Bilişsel Tanı Modeli (HBTM) örtük sınıf modellerini kullanılması ile iki model arasındaki uyumun incelenmesidir. Ayrıca eğitimcilerin öğrencilerin fen bilimleri alanındaki bilgiyi kullanma, deneysel sorgulama, sistemsel düşünme üst düzey düşünme becerilerinin gelişimlerini destekleyecek bilgilere ulaşmalarına katkı sağlamaktır. Bu tez çalışmasında, Çevrimiçi Bilişsel Tanıya Dayalı İzleme Modelinin Üst Düzey Düşünme Becerilerine Etkisi isimli 120K850 No.lu TÜBİTAK 1001 projesi kapsamında uygulanan 1.dönem ara sınav verileri kullanılmıştır. Sınavlar 5.6.7 sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Bilişsel tanı modelleri sıralama yapmaktan daha fazlasına imkan sağlamaktadır bireylerin becerileri ne ölçüde sağladığını göstermektedir. Bilişsel tanı modelleri sayesinde sonuç odaklılıktan çıkıp süreç odaklı bir eğitim sağlanabilmektedir. Araştırma kapsamında fen bilimlerinde üst düzey düşünme becerileri sınıflandırılmış olup, sorular ve beceriler arasındaki ilişki Q-matrisleri oluşturulmuştur. Lojistik ilişkinin modellenmesi için DINA model, hiyerarşik ilişkinin modellenmesi için Fusion modelleri kullanılmıştır. DINA model katı bir modeldir birey bütün becerilere sahipse ve maddeye yanlış cevap veriyor ise yanlış cevap verme olasılığı ''s'' parametresi, becerilerden en az birine sahip değilken maddeye doğru cevap verme olasılığına ''g'' parametresi üretilmektedir. Fusion model göre ise DINA model kadar katı değildir ve ?i*, rik* ve ci* şeklinde parametreler elde edilmektedir. Bu tez kapsamında incelenen bilişsel tanı modellerinden DINA ve Fusion modele göre istatiksel analizler yapılmış olup, model uyumları değerlendirilmiş ve bu modellerin örtük sınıf kestirimlerine ait kestirimleri karşılaştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Bilişsel Tanı modeli, DINA model, Fusion model.Öğe Proje tabanlı öğrenme ile içerik ve dil entegreli öğretimi birlikte uygulayan bir ingilizce öğretim programının incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2024) Güler, Büşra Akbaba; Başbay, MakbuleBu çalışma ile ilkokul düzeyinde yabancı dil öğretiminde İçerik ve Dil Entegreli Öğretim (İDEÖ?CLIL - Content and Language Integrated Learning?) ve Proje Tabanlı Öğrenme (PTÖ) yaklaşımlarının harmanlanarak uygulandığı bir İngilizce Öğretim Programı, çeşitli açılardan ele alınarak programın işleyişine dair incelemeler gerçekleştirilmiştir. Alanyazın incelendiğinde Türkiye'de ilköğretim düzeyinde hem içerik ve dil entegreli hem de proje tabanlı öğrenmeyi uygulayan okullar üzerinde yapılan herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bununla birlikte yapılandırmacı ve yenilikçi yaklaşımlardan en az ikisini bir arada uygulayan ilkokul sayısı da azdır. Bu araştırma ile Türkiye'de proje tabanlı öğrenme ve son yıllarda da alanyazında sıkça karşılaşılan yabancı dil öğretiminde CLIL yönteminin birbirleriyle uyumu gözlenmiş ve yürütülmekte olan İngilizce öğretim programına dair öğretmen, öğrenci, yönetici ve velilerin görüşleri alınmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda, İngilizce öğretiminde programın; hedef, içerik ve öğrenme-öğretme süreçlerinde CLIL ve PTÖ uygulamalarına yer verildiği ve doğru şekilde uygulanması konusunda çaba sarf edildiği gözlenmiştir. Programın çıktılarını daha net bir şekilde görebilmeye olanak sağlayan ölçme ve değerlendirme basamağında ise bazı eksikliklere rastlanmıştır. Elde edilen bulgular sonunda, İngilizce derslerinde projeye uygun içerik öğretiminin uygulanmaya çalışıldığı ve bu durumun dördüncü sınıf düzeyinde olumlu işlediği sonucuna varılmıştır. Tüm bunların ışığında, Türkiye'de ilkokul kademesinde bu iki yöntemi birlikte temele alan bir programın daha önce uygulanmamış olmasından dolayı alanyazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu sayede, yabancı dil öğretiminde İngilizce özelinde sunulan yeni birleştirilmiş yaklaşımların ilkokul kademesindeki İngilizce program uygulamalarına katkılar sağlaması hedeflenmektedir.Öğe Çok değişkenli çok düzeyli model yaklaşımıyla PISA fen okuryazarlığı başarı farklılıklarının madde yanıt formatına göre değerlendirilmesi(Ege Üniversitesi, 2024) Gülle, Serap; Aydın, BurakUluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) fen okuryazarlığını konu alan çalışmalarda, öğrenci ve ülkeler ile ilgili faktörlerin belirlenmesinde çoğunlukla olası değerler kullanılmaktadır. Bununla birlikte madde yanıt formatları alt testlerine özgü geliştirilmiş bir puanlama mevcut değildir. Çalışmanın amacı, PISA 2015 fen okuryazarlığı alt testi madde yanıt formatı (çoktan seçmeli ve kısa yanıtlı) puanlarını birlikte anlamlı olarak yordayan öğrenci ve ülke değişkenlerinin belirlenmesidir. Çalışmanın örneklemini PISA 2015 bilgisayar tabanlı uygulama fen okuryazarlığı testinde iki fen okuryazarlığı kümesini almış olan 58 ülke içerisinde 10.658 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmanın yordanan değişkenleri çoktan seçmeli ve kısa yanıt maddelerden oluşturulan başarı puanlarından, yordayıcı değişkenleri 21 değişkenden oluşmuştur. Bu yordayıcılardan 12'si öğrenci düzeyindedir ve beş başlık altında gruplandırılmıştır; demografik özellik, fenle ilgili eğilim, fene ilgi, çevresel tutum ve okulda fen öğrenimi. Kalan 9 değişken ise ülke düzeyindedir ve beş başlıkta gruplandırılmıştır; ekonomik göstergeler, ulusal kalkınma, eşitsizlik, eğitim göstergeleri ve okul bağlamı. Klasik Test (KTK) ve Madde Tepki Kuramı'na (MTK) dayalı madde yanıt formatı puanlarının oluşturulması için 19'u çoktan seçmeli, 11'i kısa yanıtlı olmak üzere 30 fen maddesi incelenerek psikometrik özellikleri belirlenmiş ve yetenek kestirim modelleri karşılaştırılmıştır. KTK madde istatistikleri için ctt paketini içeren R yazılımı, MTK'ye bağlı madde parametreleri ve model veri uyum analizi için aynı yazılım içerisinde bulunan ltm paketi kullanılmıştır. Çoktan seçmeli ve kısa yanıtlı maddeler için KTK ile MTK (Rasch, 1PL, 2PL) ortalama madde güçlük değerleri incelenmiştir. Ayrıca çoktan seçmeli maddeler için MTK 3PL kullanılmıştır. İncelenen kitapçıklarda madde yanıt formatlarının tümünde madde güçlüğünün orta düzeyde olduğu bulunmakla birlikte çoktan seçmeli maddelerin kısa yanıtlı maddelere göre daha kolay olduğu saptanmıştır. KTK ve MTK (2PL ve 3PL) ile ortalama madde ayırıcılık değerleri incelendiğinde, incelenen kitapçıkta kısa yanıtlı maddelerin çoktan seçmeli maddelere göre daha ayırt edici olduğu saptanmıştır. Çoktan seçmeli maddelerin şans başarısı parametresi aralığı MTK 3PL modelde 0,36 bulunmuştur. Yapılan model veri uyumu analizi sonrası en uygun modelin 3 parametreli lojistik model olduğu saptanmıştır. Araştırmada öğrenci ve ülke düzeyi değişkenlerin başarı puanları üzerindeki yordayıcılığının belirlenmesi için Çok Değişkenli-Çok Düzeyli Model (ÇD-ÇDM) kullanılmıştır. Çözümlemeler nlme paketini içeren R yazılımında yapılmıştır. Boş model analizi madde yanıt formatı ortalama puanları açısından ülkeler arasında farklılık olup olmadığını belirlemek için kullanılmıştır. Farklı puan ölçekleme modellerine göre, çoktan seçmeli maddelerle hesaplanan puanlara ait varyansının %12'sinin ülkeler arasında olduğu görülürken, kısa yanıtlı maddelerle hesaplanan puanlara ait varyansın ise %16'sının ülkeler arasında olduğu bulunmuştur. Ülkeler arası fen okuryazarlığı başarı farklılıklarının kısa yanıtlı maddelerde daha belirgin olduğu görülmüştür. ÇD-ÇDM analizi ile öğrenci ve ülke düzeyindeki değişkenlerin hangilerinin madde yanıt formatı puanlarındaki farklılıkları açıklayabileceği araştırılmıştır. KTK ve MTK ile oluşturulan çoktan seçmeli ve kısa yanıtlı madde puanlarını, diğer değişkenler kontrol edildiğinde, istatistiksel açıdan manidar olarak yordayan öğrenci düzeyi değişkenlerin fen konularından keyif alma indeksi ve sosyoekonomik seviye indeksi olduğu bulunmuştur. Modelde yer alan değişkenler kontrol edildiğinde puanları istatistiksel açıdan manidar olarak yordayan ülke düzeyi değişkenler ise insani gelişmişlik indeksi, eğitime yapılan harcama ve okul öncesine kayıt yüzdesidir.Öğe Acil uzaktan öğretimde öğrencilerin İngilizce dil becerileri ve özerklik gelişimine yönelik bir eylem araştırması(Ege Üniversitesi, 2024) Yücel, Zehra Esin; Başbay, MakbuleKorona virüs (Kovid-19) küresel salgını nedeniyle 2020 Mart ayı itibariyle Türkiye'de tüm öğretim kademelerinde acil uzaktan öğretime geçilmiştir. Uzaktan öğretime yapılan bu zorunlu ve hızlı geçiş, pek çok sorunu beraberinde getirmiştir. Öğretim programlarının uygulayıcısı olan öğretmenlerin uzaktan eğitime özgü sorunlarla baş başa kalmış olmaları ve uygulanan programların etkililiğinin nasıl sağlanacağı bu sorunlardan bazılarıdır. Bu noktada diğer öğretim kademelerinde olduğu gibi İngilizce hazırlık sınıfı öğretim programlarının uygulayıcısı olan öğretim elemanlarına da öğretimin etkililiğini artırmak için doğru karar alma ve uygulama açısından önemli sorumluluk yüklenmiştir. Bu nedenle bu eylem araştırmasında amaç; üniversitede acil uzaktan öğretim gören İngilizce hazırlık sınıfı öğrencilerinin etkileşim ve özerklik durumlarına bağlı sorunlarının giderilmesi için dil becerilerini ve özerklik algısını geliştirmeye dönük bir eylem planı geliştirmek ve bu planı uygulayıp değerlendirmektir. Araştırmanın amacı doğrultusunda problem cümlesi, "Acil uzaktan öğretim sürecinde geliştirilen ve uygulanan eylem planının, İngilizce hazırlık sınıfı öğrencilerine, ilgili öğretim programına ve paydaşlarına katkıları nelerdir?" olarak belirlenmiştir. Eylem planı kapsamında acil uzaktan öğretimde yabancı dil öğretiminin etkililiğini artırmak amacıyla İşlemsel Uzaklık Algısı kuramı temele alınmıştır. İngilizce hazırlık sınıfı Integrated Skills dersi öğretim programının acil uzaktan öğretimde etkili bir şekilde uygulanması amacıyla ders içi ve dışı öğrenme etkinliklerinin planlanmasını, bu etkinliklerde çeşitli web uygulamalarının kullanılmasını, öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerini izlemelerinin sağlanmasını ve ders dışı öğrencilere rehberlik sunulmasını içeren bir eylem planı uygulanmıştır. Üç döngüden oluşan eylem planında eğitim durumlarına yapılan müdahaleler her döngü sonunda öğrenciler, uzman öğretim elemanları ve araştırmacı öğretim elemanından elde edilen veriler incelenerek değerlendirilmiş ve bir sonraki döngü için gerekli olan kararlar alınarak tekrar eyleme geçilmiştir. Öğrenci görüşmeleri, öğrenci anketi, uzman gözlemleri ve araştırmacı öğretim elemanı yansıtıcı günlüğünden elde edilen nitel veriler ile dil becerilerini ölçen sınavlar ve öğrenen özerkliği ölçeğinden elde edilen nicel veriler bir arada kullanılmıştır. Nitel veriler birincil verileri, nicel veriler ise ikincil verileri oluşturarak nitel verilerin desteklenmesinde kullanılmıştır. Uygulama sürecindeki tüm döngüler tamamlandıktan sonra öğrencilerle yarı yapılandırılmış formda odak grup görüşmesi yapılmış, öğrencilere uzaktan eğitim ortamı değerlendirme anketi verilmiş ve eylem planına başlamadan önce ön-test olarak verilen dinleme, yazma, konuşma sınavları, okuma başarı testi ve İngilizceye yönelik öğrenen özerklik algısı ölçeği son-test olarak verilmiştir. Ayrıca eylem planının tamamlanmasından yaklaşık 13 ay sonra öğrencilerle birebir görüşmeler yapılmış, İngilizceye yönelik öğrenen özerkliği ölçeği tekrar uygulanmıştır. Nicel verilerin analizi için dil becerilerini ölçmede kullanılan sınavlar iki İngilizce öğretim elemanı tarafından dereceli puanlama anahtarları ve cevap anahtarları kullanılarak puanlandırılmıştır. Çalışma grubu 30 öğrenciden az olduğu için ölçekten ve sınavlardan elde edilen ön-test ve son-test puanları Wilcoxon işaretli sıralar testiyle analiz edilmiştir. Toplanan tüm nitel veriler refleksif tematik analiz yaklaşımı ile analiz edilmiştir. Sonuç olarak, acil uzaktan öğretimde İngilizce hazırlık sınıfında işlemsel uzaklık algısı kuramı temelinde eylem planı ile yürütülen Integrated Skills dersi öğretim programı; kuramın diyalog, yapı ve öğrenen özerkliği öğeleri bağlamında değerlendirildiğinde öğrenci-öğrenci ve öğrenci-öğretim elemanı etkileşiminin ve öğrenen özerkliğinin desteklendiği, programda esnek yapı özelliğinin sağlanmaya çalışıldığı görülmüştür. Bu eylem planı sonucu öğrenciler dört temel dil becerisi ve öğrenen özerkliği özelliklerinin yanı sıra; dilbilgisi ve kelime bilgisinde de gelişim göstermişlerdir. Öğrenciler bu sayede akademik hayatlarında ve gündelik yaşamlarında fayda sağladıklarının farkındadırlar. Ancak öğrenciler aldıkları eğitimi genel olarak olumlu yönde değerlendirmelerine rağmen; Integrated Skills dersini yüz yüze almayı tercih etmektedir. Ayrıca öğrenci-öğrenci etkileşimini artıracak farklı yollar bulunması, öğretim programının içerik, eğitim durumları ve sınama durumları açısından geliştirilmesi, programın esnekliğinin artırılması ve bu program ekseninde İngilizce hazırlık sınıfı öğretim programının tekrar değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.Öğe Göçmen lise öğrencilerinin kariyer kararı verme öz yeterliklerinin incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2024) Arslan, Ayşe; Kağnıcı, Dilek YeldaBu araştırmanın amacı 2011'den itibaren Suriye'deki savaş sebebi ile Türkiye'ye göçmek zorunda kalan Suriyeli öğrencilerde algılanan sosyal desteğin, kültürleşme stratejilerinin ve umut düzeylerinin kariyer karar verme öz yeterliğini yordama gücüne bakmaktır. Araştırmanın evreni 2022-2023 eğitim öğretim yılı güz döneminde İzmir'in Bayraklı, Buca, Bornova, Karabağlar, Konak ve Karşıyaka ilçelerinde bulunan 31 lisede eğitim gören Suriyeli öğrencilerden oluşmaktadır. Araştırmaya katılan 295 Suriyeli göçmen lise öğrencilerine "Kişisel Bilgi Formu", "Kariyer Karar Verme Öz Yeterli Ölçeği- Kısa Form", "Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği", "Sürekli Umut Ölçeği" ve "Kültürleşme Stratejileri ve Tutumları Ölçeği" uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 26 paket programından yararlanılarak tek yönlü varyans, Pearson korelasyon ve çoklu doğrusal regresyon analizi teknikleri ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçları algılanan sosyal destek, umut ve kültürleşme stratejileri değişkenlerinin birlikte kariyer karar verme öz yeterliğinin anlamlı yordayıcıları olduğunu göstermektedir. Ayrıca çalışmada algılanan sosyal desteğin alt boyutlarının (aileden algılanan sosyal destek, akrandan algılanan sosyal destek ve özel insandan algılanan sosyal destek), umudun alt boyutlarının (alternatif yollar düşüncesi ve eyleyici düşünceler) ve kültürleşme stratejilerinin alt boyutlarının (Türkiye geleneklerini benimseme ve memleket geleneklerini sürdürme) kariyer karar verme öz yeterliği ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırma sonucunda kariyer karar verme öz yeterliği ile algılanan sosyal desteğin alt boyutları arasında düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu ancak algılanan sosyal desteğin alt boyutlarının kariyer karar verme öz yeterliğini yordamadıkları bulgularına erişilmiştir. Umudun alt boyutlarıyla kariyer karar verme öz yeterlilik arasında ise orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu ve umudun alt boyutlarının kariyer karar verme öz yeterliğini yordadığı görülmüştür. Son olarak kariyer karar verme öz yeterlilik ile kültürleşme stratejilerinin alt boyutu olan Türkiye geleneklerini benimseme arasında orta düzeyde memleket geleneklerini sürdürme arasında düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu fakat memleket geleneklerini sürdürmenin kariyer karar verme öz yeterliğini yordamazken Türkiye geleneklerini benimsemenin kariyer karar verme öz yeterliğini yordadığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Sın olarak bu araştırma modelinin kariyer karar verme öz yeterliğine ait toplam varyansın %31'ini açıkladığı görülmüştür. Araştırmada ulaşılan sonuçlar alanyazın kapsamında tartışılmış, yorumlanmış ve ulaşılan sonuçlara önerilerde bulunulmuştur.Öğe Kültürel zekâ düzeyi ile kültürel çeşitlilik uygulamaları arasındaki ilişkide sosyal adalet liderliğinin aracılık rolü(Ege Üniversitesi, 2024) Yüce, Bahar; Özdemir, NedimSon zamanlarda çeşitli sebeplerden dolayı artan göç sağlık, hukuk, ekonomi gibi alanlarda olduğu gibi eğitimde de etkisini göstermeye devam etmekte, eğitimde kültürel farklılıklar dikkat çeken bir konu olmaktadır. Toplumda artan kültürel farklılıklarla birlikte çokkültürlü eğitim kurumları haline gelen okullarda da farklılıkların yansımaları olarak kültürel çeşitlilik uygulamalarına yer verilmesi önemli görülmektedir. Okul müdürünün kültürel farklılıklara duyarlı ve kültürel zekâ düzeyinin yüksek olması bu uygulamaların okullarda gözlenmesinde önemli bir faktördür. Öte yandan, farklı kültürlerin etkileşimine ev sahipliği yapan okullarda karar alıcı güç olarak okul müdürlerinin sosyal adaleti gözetmesi ve hak, hukuk, adalet kavramlarını dikkate alarak liderlik davranışı sergilemesi beklenmektedir. Bu sebeple, okul müdürünün kültürel zekâ düzeyi ile okuldaki kültürel çeşitlilik uygulamaları arasındaki ilişkide öğretmenlerin, okul müdürünün sosyal adalet liderliği davranışları hakkındaki algılarının rolünün tespit edilmesi alanyazın, uygulayıcılar ve politika yapıcılara önemli bilgiler sağlayacaktır. Bu kapsamda, mevcut araştırmanın amacı, okul müdürlerinin kültürel zekâ düzeyleri ile kültürel çeşitlilik uygulamaları arasındaki ilişkide sosyal adalet liderliğinin aracı rolünü incelemektir. Bu araştırma nicel araştırma deseninden ilişkisel tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Araştırmanın evreni, 2021-2022 eğitim öğretim yılında Malatya ili Battalgazi ve Yeşilyurt ilçelerindeki ortaokullarda görev yapan 3600 öğretmen ve 148 okul müdüründen oluşmaktadır. Araştırmanın verileri, okullarda görev yapan okul müdürleri ve öğretmenler olarak çok düzeyli bir yapı göstermektedir. Bu doğrultuda, bu çalışmada iki-düzeyli yapısal eşitlik modeli benimsenmiştir. Bunun için, ilk önce çalışmada yer alacak okullar amaçlı örnekleme yöntemi ile belirlenmiş, daha sonra da bu okullarda görev yapan öğretmenler çalışmaya dahil edilmiştir. Buna göre, Malatya İl Milli Eğitim Müdürlüğünden elde edilen bilgiler doğrultusunda, okullarında farklı kültürel geçmişlere sahip öğrencilerin bulunmasına göre okullar seçilmiş; çalışmada yer alacak okulların fazla sayıda yabancı uyruklu öğrenciye sahip olma koşulu ölçüt alınmıştır. Bu doğrultuda, araştırma örnekleminde Malatya ili Battalgazi ve Yeşilyurt merkez ilçelerindeki toplam 49 okulun bulunmasına karar verilmiştir. Ardından, 49 okul içerisinden seçkisiz örnekleme yöntemi ile öğretmenler ve bu okularda görevli okul müdürleri de çalışmaya dahil edilmiştir. Buna göre, 49 okul müdürü ile 753 öğretmen bu araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Bu araştırmada veri toplama aracı olarak, Kültürel Zekâ Ölçeği, Kültürel Çeşitlilik Uygulamaları Ölçeği ve Sosyal Adalet Liderliği Ölçeği (Öğretmen Formu) kullanılmıştır. Ayrıca, müdür ve öğretmenler hakkındaki demografik bilgilere ulaşmak amacıyla Kişisel Bilgiler Bölümü hazırlanmıştır. Toplanan verilerin analizinde, Mplus 8.6 yazılımı kullanılarak iki düzeyli yapısal eşitlik modeli (YEM) kullanılmıştır. Bu bağlamda sosyal adalet liderliğinin aracılık rolü test edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar şöyledir: (1) Okul müdürlerinin sosyal adalet liderliği kültürel çeşitlilik uygulamalarını yordamaktadır. (2) Okul müdürünün kültürel zekâ düzeyinin okullardaki kültürel çeşitlilik uygulamalarına katkısı vardır. (3) Okul müdürünün motivasyonel kültürel zekâ düzeyi sosyal adalet liderliği davranışını sergileme düzeyini yordamaktadır. (4) Okul müdürünün davranışsal kültürel zekâ düzeyi kültürel çeşitlilik uygulamalarını negatif yönde yordamaktadır. (5) Okul müdürünün motivasyonel kültürel zekâ düzeyi sosyal adalet liderliği davranışları aracığıyla okuldaki kültürel çeşitlilik uygulamalarını dolaylı yönde yordamaktadır. Bu kapsamda, okul müdürünün kültürel zekâ düzeyi ile sosyal adalet liderliği davranışının okuldaki kültürel çeşitlilik uygulamaları üzerindeki etkisi dikkate alındığında, okul müdürünün kültürel farklılıklar ve sosyal adalet konusundaki bilinç ve farkındalığına katkı sağlayacak okul içi ve okul dışı faaliyetlerinde bulunması önerilmektedir.Öğe Kısa umut müdahalesinin üniversite öğrencilerinin umut düzeyine etkisinin incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2024) Yılmaz, Tuğçe; Meydan, BetülBu araştırma kapsamında Snyder'ın Umut Teorisi'ni temel alan umutlu düşünme becerisini geliştirmeye yönelik Kısa Umut Müdahalesi geliştirilmiş ve programın etkisi incelenmiştir. Buna bağlı olarak, araştırmanın amacı Kısa Umut Müdahalesi Programının geliştirilmesi, uygulanması ve üniversite öğrencilerinin umut düzeyi üzerindeki etkililiğinin sınanmasıdır. Araştırmada, öntest- sontest kontrol gruplu gerçek deneysel desen kullanılmıştır. Çalışma grubu, 2021-2022 eğitim öğretim yılında Ege Üniversitesinde öğrenim gören ve çalışma için gönüllü olan 35 katılımcıdan oluşmaktadır. Bu 35 öğrenciden 18'i deney grubuna, 17'si kontrol grubuna seçkisiz olarak atanmıştır. Deneysel işlem çerçevesinde kontrol grubuna hiçbir müdahalede bulunulmamış, deney grubu ile 4 oturumluk uygulama gerçekleştirilmiştir. Her iki gruba da ön test, son test ve izleme testi uygulanmıştır. Araştırma kapsamında veriler Sürekli Umut Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Toplanan verilerin analizinde, tekrarlı ölçümler için varyans analizi kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda Kısa Umut Müdahalesinin üniversite öğrencilerinin umut düzeyini istatistiksel olarak anlamlı düzeyde artırdığı tespit edilmiştir. Son olarak, araştırmadan elde edilen bulgular ilgili alanyazın çerçevesinde tartışılmış ve gelecekte yapılacak çalışmalar için araştırmacılara ve uygulayıcılara çeşitli önerilerde bulunulmuştur.