Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Altan, Özge" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 20 / 28
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Apilarnil'in etlik piliçlerde eşeysel gelişim, davranışlar ve performans üzerine etkisi
    (Ege Üniversitesi, 2011) Altan, Özge; Açıkgöz, Zümrüt; Bayraktar, Ö. Hakan; Yücel, Banu
    Broiler, Apilarnil, Performance, Secondary Sex Characteristics.;Bu çalısmada bir arı ürünü olan apilarnilin etlik piliçler üzerindeki anabolik ve androjenik etkileri çalısılmıstır. Arastırmada 21 günlük yasta Ross 308 genotipinde 128 adet etlik piliç kullanılmıstır. Çalısmada etlik piliçler ikisi kontrol ve ikisi muamele olmak üzere dört gruba (her grupta 16 erkek ve 16 disi) bölünmüstür. Deneme deseni asagıda belirtilmistir; 1. Kontrol grubu(Su verilmeyen) 2. Kontrol grubu (Su verilen) 3. ,Apilarnil muamele grubu (Düsük düzeyde; 0.5 ml/piliç/gün) 4. Apilarnil muamele grubu (Yüksek düzeyde; 1.5 ml/piliç/gün) Denemede etlik piliçlerin canlı agırlık, yem tüketimi, yemden yararlanma, tonik immobilite (TI) kriteri, ibik ve sakal boyutları ölçülmüs, kanda kolestrol, trigliserid, HDL, LDL, testesteron, glukoz, T3 ve T4 analizleri yapılmıstır. Deneme sonucunda apilarnilin her iki eseyde de canlı agırlık üzerine olumlu etkisi saptanmamıs, ancak horozlarda ibik gelisimi, testis agırlıgı, testeron üretimi üzerinde olumlu bir etkiye sahip oldugu belirlenmistir. Kanda yapılan biyokimyasal analizlerde, apilarnil alan etlik piliçlerin kan glukoz düzeyinin kontrol grubundakilere gore önemli düzeyde düsük oldugu belirlenmistir. Toplam kolestrol düzeyi, apilarnil tüketen etlik piliçlerde, kontrol grubundakilere göre önemli düzeyde azalmıs, trigliserid ve tiroid hormonları düzeyi farklılık göstermemistir.;Etlik piliç, Apilarnil, Performans, kincil Esey özellikleri.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Balla muamelenin sığır etinde bazı kalite özellikleri üzerine etkileri
    (2000) Yücel, Banu; Önenç, Alper; Kaya, Atilla; Altan, Özge
    …
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Comparison of Different Variance Component Estimation Methods for Genetic Parameters of Clutch Pattern in Laying Hens
    (2004) Akbaş, Yavuz; Gevrekçi, Yakut; Oğuz, İsmail; Altan, Özge
    …
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The effects of honey treatment on some quality characteristics and bacterial activity on poultry meat.
    (2005) Yücel, Banu; Önenç, Alper; Bayraktar, Özer Hakan; Açıkgöz, Zümrüt; Altan, Özge
    …
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Effects of propolis administration on growth performance and neonatal diarrhea of calves
    (2015) Yücel, Banu; Önenç, Alper; Kaya, Atilla; Altan, Özge
    …
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Etlik damızlık horozlarda yaşlanma fizyolojisi ve yaşlanmayı geciktirme olanaklarının incelenmesi
    (Ege Üniversitesi, 2016) Şeremet Tuğalay, Çiğdem; Altan, Özge
    Aging, caloric restriction, royal jelly-apilarnil, reproductive performance, broiler breeder rooster.;Bu çalışmada, etlik damızlık horozlarda, kalori sınırlaması, arı ürünleri (arı sütü+apilarnil) ve adlibitum yemlemenin yaşlanma üzerine etkileri incelenmiş, bu etkiler, etlik damızlık yetiştiriciliğinde rutin olarak kullanılan ticari yemleme uygulaması ile karşılaştırılmıştır. Bu amaçla, etlik damızlık horozlarda, canlı ağırlık, yem tüketimi, mortalite, sperma verimi ve kalitesi, bazı kan biyokimyasal özellikleri, bazı hormonlar, lipid peroksidasyonu ve oksidatif stabilite ile bazı refah parametreleri incelenmiştir. Çalışmada 56 hafta yaşında ticari etlik damızlık horozlar kullanılmıştır. Çalışma 18 hafta devam etmiştir. Denemede aşağıdaki muamele grupları oluşturulmuştur. 1. Grup - Adlibitum yemleme (ADL) 2. Grup - Kontrol- Ticari yem sınırlaması 3. Grup - Standart rasyon kompozisyonunun %50'si kadar kalori sınırlaması (KS) 4. Grup - Rasyona apilarnil (5 g/gün/hayvan) ve arı sütü (200 mg/gün/hayvan) ilave edilmiştir (AÜ). Deneme süresince en yüksek ortalama canlı ağırlık ADL grubunda belirlenmiştir. İlk 14 hafta boyunca en düşük ortalama canlı ağırlık ise KS grubunda saptanmıştır. KS grubunda denemenin sonraki haftalarında düşük canlı ağırlık telafi edilmiştir. Deneme boyunca ADL ve KS grubu horozlarda ölüm oranlarının diğer gruplara göre önemli düzeyde daha yüksek olduğu saptanmıştır. Yemleme uygulamaları deneme boyunca belirgin bir oksidatif strese neden olmamıştır. Ancak deneme sonunda ADL horozlarında retina dokusunda MDA düzeyi ve SOD akitivitesi önemli düzeyde artmıştır. Bu, ADL horozlarının retina dokusunda oksidatif hasar olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Besleme uygulamalarının kan lipidleri ve glukoz düzeyi üzerinde önemli bir etkisi olmamıştır. Yemleme uygulaması sperma verim ve kalitesini önemli düzeyde etkilemiştir. ADL horozlarında sperma hacmi ve sperm motilitesi en düşük, % ölü sperm en yüksek iken, AÜ horozlarında sperma hacmi ve motilitesi en yüksek, % ölü sperm en düşük olarak saptanmıştır.;Yaşlanma, Kalori sınırlaması, Arı sütü-apilarnil, Üreme performansı, Etlik damızlık horoz.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Etlik damızlık yumurtalarda vitamin E ve vitamin C in-ovo enjeksiyonunun kuluçka performansı ve civcivlerin sıcak stresine tepkileri üzerine etkisi
    (Ege Üniversitesi, 2016) Açıkgöz, Zümrüt; Şeremet Tuğalay, Çiğdem; Pourdolati, Omid; Altan, Özge
    Bu çalışma in-ovo antioksidan (vitamin E ve C) enjeksiyonu ve sıcak uygulamasının etlik piliçlerde performans ve antioksidan savunma sistemi üzerine etkilerini belirlemek için yürütülmüştür. İlk aşamasında; bir ticari etlik damızlık çiftlikten temin edilen 465 adet yumurta standart kuluçka koşullarda kuluçkalanmıştır. Kuluçkanın 17. gününde döllü yumurtalar 4 muamele grubuna ayrılmıştır. Kontrol grubundaki yumurtalara in-ovo enjeksiyon uygulanmamıştır. Diğer üç gruptaki yumurtaların her birine 20 IU vitamin E, 3 mg vitamin C veya 20 IU vitamin E+3 mg vitamin C içeren 0.5 ml'lik çözelti enjekte edilmiştir. İkinci aşamada; çıkan civcivler her biri 4 tekerrürlü (18 civciv/tekerrür) 5 gruba (standart kontrol, sıcak kontrol, vitamin C, vitamin E ve vitamin C+E) ayrılmıştır. Standart kontrol dışındaki gruplar 1-7. günler arasında her gün 4 saat 38±1 0C sıcaklığa maruz kalmışlardır. Muamele grupları arasında canlı ağırlık ve ölüm oranı bakımından önemli düzeyde farklılıklar oluşmamıştır. İlk 3 hafta, yem tüketimi ve yemden yararlanma in-ovo vitamin enjeksiyonundan ve sıcak uygulamasından önemli düzeyde etkilenmiştir (P<0.05). Yumurtadan çıkan civcivlerde (0.gün), in-ovo vitamin enjeksiyonu kreatin kinaz, malondialdehit ve süperoksit dismutaz konsantrasyonlarını önemli düzeyde etkilemiştir. Çıkıştan 24s sonra kreatin kinaz, malondialdehit ve toplam antioksidan kapasite düzeyleri gruplar arasında önemli düzeyde farklılık göstermiştir. Sıcak uygulamasının sonunda (7.günde) in-ovo vitamin C uygulaması toplam antioksidan kapasite düzeyini yükseltmiş ve ısı uygulaması malondialdehit konsantrasyonunda önemli düzeyde artışa neden olmuştur (P<0.05).;İn ovo enjeksiyonu, vitamin E, vitamin C, ısı stresi, performans, antioksidan savunma sistemi, etlik piliç.;In-ovo injection, vitamin E, vitamin C, heat stress, performance, antioxidant defence system, broiler.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Etlik damızlık yumurtalarına L-thyroxıne ve trııodothyronıne in-ovo injeksiyonunun çıkış gücü ve etlik piliç performansı üzerine etkileri
    (Ege Üniversitesi, 2016) Karaduman, Esra; Altan, Özge
    Bu çalışmada döllü etlik damızlık yumurtalarına in-ovo L-thyroxine (T4) ve triiodothyronine (T3) injeksiyonunun çıkış gücü, civciv kalitesi ve etlik piliç performansı üzerine etkileri incelenmiştir. Bu çalışmada kullanılan toplam 600 adet döllü yumurta, 40 haftalık yaşında Cobb-500 etlik damızlık sürüsünden elde edilmiştir. Yumurtalar rastgele 3 gruba ayrılmıştır. 1) kontrol grubu: injeksiyon uygulanmamıştır. 2) T3 grubu: kuluçkanın 17. gününde 25 ng T3 in-ovo injeksiyonu uygulanmıştır. 3) T4 grubu: kuluçkanın 17. gününde 50 ng T4 in-ovo injeksiyon uygulanmıştır. Yumurtalar 21 gün standart kuluçka koşullarında inkube edilmiştir. Her muamele grubundan çıkan civcivlere standart etlik piliç bakım-yönetim uygulanmıştır. Çalışma bulguları, in-ovo T3 veya T4 injeksiyonunun çıkış gücü, rektal sıcaklık ve sarı kesesiz civciv ağırlığını etkilemediğini göstermiştir (P>0.05). Fakat in-ovo tiroit hormonu injeksiyonunun çıkış zamanı, civciv ağırlığı ve uzunluğu ile sarı kesesi ağırlığı üzerine etkisi önemli bulunmuştur (P<0.05). T4 grubunda civciv çıkışı diğer gruplara göre daha erken olmuştur. T3 grubunda civciv ağırlığı en yüksek, T4 grubunda civciv uzunluğu en fazla saptanmıştır. In-ovo tiroit hormon injeksiyonu yemden yararlanmayı, karkas özelliklerini ve organ ağırlıklarını önemli derecede etkilememiştir. T4 grubuna ait civcivlerde kontrol grubuna göre canlı ağırlık (0-6 hafta), canlı ağırlık artışı (1-3 hafta) ve yem tüketimi (1-3 hafta) önemli düzeyde daha yüksektir . Bu sonuçlar, in-ovo tiroit hormonları injeksiyonunun, çıkış gücü, civciv kalitesi ve etlik piliç performansını artırmak için kullanılabileceğini göstermiştir.;Etlik piliç, L-thyroxine, triiodothyronine, in-ovo injeksiyon, çıkış gücü, kuluçka performansı.;L-thyroxine, triiodothyronine, in-ovo injection, hatchability, incubation performance.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Etlik damızlık yumurtalarına leptin in-ovo enjeksiyonunun çıkış gücü ve piliç performansı üzerine etkileri
    (Ege Üniversitesi, 2016) Altan, Özge
    Leptin, in-ovo enjeksiyonu, çıkış gücü, etlik piliç performansı, yem tüketimi, yemden yararlanma.;Leptin, in ovo injection, hatchability, broiler performance, feed intake, feed efficiency.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Etlik piliçlerde değişik aydınlatma ve besleme yöntemleri ile gelişmenin geciktirilmesi
    (Ege Üniversitesi, 1994) Altan, Özge; Özkan, Sezen; Yalçın, Servet
    Bu çalışmada iki farklı genotipte değişik yem veya aydınlatma sınırlamasının etlik piliçlerin verim özellikleri üzerine etkisinin saptanması amaçlanmıştır. Sınırlı yemleme veya aydınlatma programlarıyla sağlanan gelişme geriliğinin kesim yaşına kadar telafi edilebilirliği incelenmiş, yem tüketimi ve karkas özellikleri üzerine etkileri saptanmıştır. Bu amaçla 2 deneme yürütülmüştür. Deneme 1. Civcivler rast gele 3 gruba ayrılmıştır. 1. grup serbest yemlenerek kontrol grubu olarak değerlendirilmiştir. 2. gruba 7.-14. günler arası, 3. gruba 14.-21. günler arasında yaşama payı enerji gereksinimlerini karşılayacak düzeyde yem sınırlaması uygulanmıştır. Yem sınırlaması uygulanan gruplarda görülen gelişme geriliğinin 6.haftada telafi edildiği saptanmıştır. 6. hafta da yemden yararlanma bakımından yemlenme grupları arasında önemli bir fark olmadığı görülmüştür. 7. haftada sınırlı yemleme uygulanan gruplarda kontrol grubuna göre toplam yem tüketiminin daha düşük, yemden yararlanmanın da daha yüksek olduğu saptanmıştır. Çalışmada yem sınırlaması, karkas verimi, karın yağı, but ve göğüs oranlarına etkili olmamıştır. Deneme 2. Aşağıda belirtilen aydınlatma programları uygulanmıştır. 1.grup: 23 A: 1 K (Kontrol) (0-49 gün) 2.grup: 2-21 gün 14 A: 10 K, 21-49 gün 23 A:1 K 3.grup: 2-21 gün 12 A: 12 K, 21-49 gün 23 A: 1 K 4.grup: 2-49 gün 12 A: 12 K 5.grup: 2-49 gün 14A:; 10 K Deneme sonuçlarından ilk üç hafta sınırlı aydınlatma uygulanan gruplarda 3. haftadan sonra telafi edici büyüme sağlandığı görülmüştür. Kontrol grubundan önemli düzeyde farklı olmamakla beraber 0-7 hafta sürekli 12 veya 14 saat aydınlatma uygulanan gruplarda canlı ağırlıkların düşük olduğu saptanmıştır. İlk 3 hafta 14 saat aydınlatma yapılan grupta en yüksek canlı ağırlık artışı sağlanmıştır. Çalışmada 6. ve 7. hafta yem tüketimi ve yemden yararlanma, karkas verimi, karın yağı, but ve göğüs parça oranları bakımından aydınlatma grupları arasında önemli farklılık saptanmıştır. Sonuç olarak sınırlı yemleme veya aydınlık sürenin kısaltılması yöntemiyle sağlanan gelişme geriliğinin 6. haftada telafi edildiği görülmüştür.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Etlik piliçlerde sıcaklık stresinin lipid peroksidasyonu ve antioksidan sistem üzerine etkileri
    (Ege Üniversitesi, 2001) Altan, Özge
    [Abstract Not Available]
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Heritabilities of Tonic Immobility and Leucocytic Response in Sire and Dam Layer Lines
    (2005) Altan, Özge; Settar, Petek; Gevrekçi, Yakut; Çabuk, Metin
    …
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Japon bıldırcınlarında (Coturnix coturnix japonica) canlı ağırlık yönünde yapılan seleksiyonun kimi verim özelliklerine etkisi
    (Ege Üniversitesi, 1996) Akşit, Mustafa; Altan, Özge
    Japon bıldırcınlarında (Coturnix coturnix japonica) canlı ağırlığın arttırılması yönündeki seleksiyon baskısında, dördüncü hafta canlı ağırlığına göre yapılan seleksiyonun etkilerini incelemek amacıyla 6 kuşak süren bir çalışma yapılmıştır. Her bir kuşakta dördüncü hafta canlı ağırlığı bakımından seleksiyon hattında en ağır erkeklerin %10'u dişlerin de %30'u bir sonraki kuşağın ebeveynleri olarak seçilmiştir. Ayrıca deneme süresince seleksiyon yapılmayan bir sonraki kuşağın ebeveynlerinin rast gele ayrıldığı bir de kontrol hattı bulundurulmuştur. Seleksiyon hattındaki bıldırcınların çıkış ağırlığı, dördüncü hafta canlı ağırlığı ve eşeysel olgunluk ağırlığı, kontrol hattına göre önemli düzeyde yüksek bulunmuştur. Eşeyler arasında, kuşaklarda farklılıklar ortaya çıkmış, genelde dişilerin erkeklerden daha ağır geldiği saptanmıştır. Bıldırcınların çıkış ağırlıklarının seleksiyon hattındaki erkeklerde 7,15 g ile 7,94 g, dişilerde 7,13 g ile 7,91 g, kontrol hattındaki erkeklerde 6,25 g ile 7,66 g, dişilerinde 6,63 g ile 7,78 g arasında değiştiği saptanmıştır. Dördüncü hafta canlı ağırlığına ait kazançlar altı kuşak sonunda erkeklerde 65,71 g, dişilerde 55,77 g olarak saptanmıştır. Eşeysel olgunluk ağırlıkları 6 kuşak sonunda seleksiyon hattı erkeklerinde 208,72 g, dişilerinde 236,41 g, kontrol hattı erkeklerinde 149,38 g, dişilerinde 177,26 g olarak belirlenmiştir. Toplam tartılı seleksiyon üstünlükleri altı kuşak sonunda erkeklerde 85,66 g, dişilerde 57,15 g olarak saptanmıştır. Toplam genetik değişme altı kuşak sonunda erkeklerde 52,74 dişilerde 32,57 g bulunmuştur. Kuşaklar üzerinden üvey kardeş analizi (1. yöntem) ile saptanan kalıtım dereceleri erkeklerde 0,35±0,46, dişilerde 0,39±0,15 bulunmuştur. Ebeveyn-yavru regresyonu (2. yöntem) ile tahminlenen kalıtım dereceleri erkeklerde 0,32±0,51, dişilerde 0,37±0,19 bulunmuştur. Gerçekleşen kalıtım dereceleri (3. yöntem)ise erkeklerde 0,62, dişilerde 0,57 olarak saptanmıştır. Kesim özellikleri bakımından genelde her kuşakta seleksiyon hattı ile kontrol hattı arasındaki farklar, seleksiyon hattının lehinde önemli bulunmuştur. Dördüncü hafta canlı ağırlığı ile kesim özellikleri arasındaki fenotipik ilişkiler erkek ve dişilerde genelde yüksek düzeyde önemli olarak saptanmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Japon bıldırcınlarında (Coturnix coturnix japonica) ürüne dönüşmeyen yemin seleksiyon parametresi olarak kullanılma olanakları
    (Ege Üniversitesi, 2003) Altan, Özge
    Japanese quail, RFC, egg production, tonic immobility.;Japon bıldırcın, ürüne dönüşmeyen yem, yem etkinliği, yumurta verimi, tonik immobilite.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kabuktaki şeffaf lekelerin yumurta kalitesi, kuluçka performası ve civciv kalitesi üzerine etkileri
    (Ege Üniversitesi, 2011) Şeremet, Çiğdem; Altan, Özge
    Çıkış gücü, şeffaf kabuklu yumurtalar, civciv kalitesi.;Hatchability, translucent shell, eggshell mottling, chick quality.;Şeffaf lekeli yumurta kabukları gerek yemeklik yumurta üreticileri gerekse kuluçkalık yumurta üreticileri için sorun olmaktadır. Bu çalışmada, şeffaf lekeli kabuklu yumurtalarda yumurta kalite özellikleri, çıkış gücü ve civciv kalitesinin saptanması ve normal kabuklu yumurtalar ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla 54 hafta yaşında ticari bir etlik damızlık sürüsünden (Hy-line) elde edilen toplam 800 adet yumurta lamba kontrolünden geçirildikten sonra 2 gruba ayrılmıştır. 1. Grup: Herhangi bir kabuk kusuru bulunmayan normal kabuklu yumurtalar. 2. Grup: Lamba kontrolünde büyük ve çok sayıda şeffaf lekeler görülen şeffaf lekeli yumurtalar. Deneme materyali yumurtalarda, yumurta ağırlığı, kabuk ağırlığı (mutlak ve oransal), kabuk kalınlığı, kabuk kırılma mukavemeti, Haugh Birimi, sarı ağırlığı (mutlak ve oransal), kabuk iletkenliği, kuluçka makinesinde ağırlık kaybı, çıkış gücü, embriyonik ölümler, çıkış süresi, civciv ağırlığı ve uzunluğu saptanmıştır. Şeffaf lekeli yumurtalarda % kabuk ağırlığı, küt uçtaki kabuk kalınlığı, kabuk kırılma mukavemeti, Haugh Birimi normal kabuklu yumurtalara göre önemli düzeyde daha düşüktür. Kabuk iletkenliği ve özgül kabuk iletkenliği ise önemli düzeyde daha fazladır. Sarı ağırlığı (mutlak ve oransal) bakımından önemli bir fark saptanmamıştır. Şeffaf kabuklu yumurtalar, normal kabuklu yumurtalara göre kuluçkada (0-7 gün ve 0-18 gün) daha fazla nem kaybetmiştir. Şeffaf ve normal kabuklu yumurtalardan çıkan civcivlerin ağırlıkları ve uzunlukları bakımından önemli bir fark yoktur. Ancak sarı kese ağırlığı (mutlak ve oransal) normal kabuklu yumurtalarda, şeffaf kabuklulara göre daha fazladır. Şeffaf kabuklu yumurtalarda embriyonik ölümlerin daha yüksek, çıkış gücünün daha düşük ve civciv çıkışının daha erken başladığı saptanmıştır. Çıkış gücü sorunlarının azaltılması için şeffaf lekeli yumurtaların depolanmasında, kuluçkalandırılmasında uygun nem ve sıcaklığın sağlanmasının yararlı olabileceği bildirilmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Karma yemlere okside olmuş yağ ve vitamin E ilavesinin lipid peroksidasyonu, etlik piliç performansı ve et kalitesi üzerine etkileri
    (Ege Üniversitesi, 2005) Açıkgöz, Zümrüt; Altan, Özge
    [Abstract Not Available]
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kronik çevresel stresin etlik piliçlerde korku ile ilgili davranışlar ve stres fizyolojisi üzerine etkileri
    (Ege Üniversitesi, 2008) Altan, Özge; Şeremet, Çiğdem
    Bu çalışmada, etlik piliçlere uygulanan kronik çevresel stresin etlik piliç performansı, korku ile ilgili davranışlar ve stres fizyolojisi üzerine etkileri araştırılmıştır. Etlik piliçlerin çevresel strese yanıtı olarak canlı ağırlık, yem tüketimi, rektal sıcaklık, ölüm oranı gibi performans ölçütleri yanında korku davranışı (Tonik İmmobilite), organ ağırlıkları ve yürüme skoru gibi parametreler de değerlendirilmiştir. Civcivler biri kontrol olmak üzere rasgele 4 muamele grubuna (n=174) ayrılmış ve her deneme grubu üçer tekerrür (n=58) olacak şekilde alt gruplara bölünmüştür. Sıcaklık grubundaki piliçler denemenin 21. gününde 3 saat ve 42. gününde 1 saat olmak üzere 38 ± 1 °C sıcak stresine maruz bırakılmışlardır. Obje grubuna çevresel zenginleştirme amacıyla bölmelere yerleştirilen renkli objelerle (ayna, pet şişe, leğen, top, gırgır, plastik boru) görsel uyarıda bulunularak stres yaratılmıştır. Rotasyon grubundaki piliçler ise haftada iki kere düzenli olarak bölmeler arası rotasyona tabi tutulmuşlardır. Denemenin 3. ve 6. haftalarında yapılan bireysel tartımlar ile canlı ağırlıklar ve yem tüketimleri belirlenerek yemden yararlanma oranları saptanmıştır. Deneme gruplarında ölümler günlük olarak kaydedilmiştir. Araştırmanın 44. gününde kesilen piliçlerin kesim öncesi canlı ağırlıkları ve karkas ağırlıkları belirlenerek karkas randımanı hesaplanmıştır. Denemenin 3. ve 6. haftalarında tonik immobilite (TI) testi yapılmış, ayrıca rektal sıcaklıklar saptanmıştır. Denemenin 21. ve 44. günlerinde kesilen piliçlerde dalak, karaciğer ve bursa fabricius ağırlıkları saptanmıştır. Araştırmanın 6. haftasında yürüme skoru testi gerçekleştirilmiştir. Denemenin 21. gününde tüm muamele gruplarından alınan kan örneklerinde glukoz, kolesterol ve trigliserid düzeylerine bakılmıştır. Denemenin 42. gününde ise tüm muamele grupları 1 saat süreyle 38±1 °C sıcak stresine maruz bırakıldıktan sonra kan örnekleri alınmış ve aynı kimyasal parametreler analiz edilmiştir. Obje grubunda canlı ağırlıkların rotasyon ve sıcaklık gruplarına göre önemli derecede daha yüksek olduğu belirlenmiştir (P<0,05). Zenginleştirilmiş çevreye maruz bırakılan grubun yemden yararlanma değerinin (1,85) diğer gruplara göre daha iyi olduğu belirlenmiştir. Denemenin 21. gününde kesilen piliçlerde lenfoid organ ağırlıkları bakımından istatistiksel bir fark gözlenmezken (P>0,05), 44. günde sıcaklık grubunun karaciğer ve dalak ağırlıkları diğer muamele gruplarına göre önemli derecede düşük bulunmuştur (P<0,05). Araştırmanın 3. ve 6. haftalarında sıcak stresine maruz bırakılan grupta rektal sıcaklıkların önemli düzeyde arttığı belirlenmiştir (P<0,05). Bununla birlikte 6. haftada gözlenen rektal sıcaklık artışlarının 3. haftadaki artışlardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Denemenin 6. haftasında 38±1°C ve 2 saat süreyle tüm muamele gruplarına uygulanan sıcak stresinin rektal sıcaklıklar bakımından önemli bir fark yaratmadığı görülmüştür (P>0,05). Sonuç olarak, erken yaşlardan itibaren zenginleştirilmiş çevrede büyütülme, etlik piliçlerin performansında bir gerileme olmaksızın, korkunun azaltılması ve refahın iyileştirilmesi amacıyla yararlanılabilecek bir yöntem olarak önerilebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kronik çevresel stresin etlik piliçlerde korku ile ilgili davranışlar ve stres fizyolojisi üzerine etkileri
    (Ege Üniversitesi, 2008) Altan, Özge
    Bu çalışmada, etlik piliçlere uygulanan kronik çevresel stresin etlik piliç performansı, korku ile ilgili davranışlar ve stres fizyolojisi üzerine etkileri araştırılmıştır. Etlik piliçlerin çevresel strese yanıtı olarak canlı ağırlık, yem tüketimi, rektal sıcaklık, ölüm oranı gibi performans ölçütleri yanında korku davranışı (Tonik İmmobilite), organ ağırlıkları ve yürüme skoru gibi parametreler de değerlendirilmiştir. Civcivler biri kontrol olmak üzere rasgele 4 muamele grubuna (n=174) ayrılmış ve her deneme grubu üçer tekerrür (n=58) olacak şekilde alt gruplara bölünmüştür. Sıcaklık grubundaki piliçler denemenin 21. gününde 3 saat ve 42. gününde 1 saat olmak üzere 38±1 °C sıcak stresine maruz bırakılmışlardır. Obje grubuna çevresel zenginleştirme amacıyla bölmelere yerleştirilen renkli objelerle (ayna, pet şişe, leğen, top, gırgır, plastik boru) görsel uyarıda bulunularak stres yaratılmıştır. Rotasyon grubundaki piliçler ise haftada iki kere düzenli olarak bölmeler arası rotasyona tabi tutulmuşlardır. Denemenin 3. ve 6. haftalarında yapılan bireysel tartımlar ile canlı ağırlıklar ve yem tüketimleri belirlenerek yemden yararlanma oranları saptanmıştır. Deneme gruplarında ölümler günlük olarak kaydedilmiştir. Araştırmanın 44. gününde kesilen piliçlerin kesim öncesi canlı ağırlıkları ve karkas ağırlıkları belirlenerek karkas randımanı hesaplanmıştır. Denemenin 3. ve 6. haftalarında tonik immobilite (TI) testi yapılmış, ayrıca rektal sıcaklıklar saptanmıştır. Denemenin 21. ve 44. günlerinde kesilen piliçlerde dalak, karaciğer ve bursa fabricius ağırlıkları saptanmıştır. Araştırmanın 6. haftasında yürüme skoru testi gerçekleştirilmiştir. Denemenin 21. gününde tüm muamele gruplarından alınan kan örneklerinde glukoz, kolesterol ve trigliserid düzeylerine bakılmıştır. Denemenin 42. gününde ise tüm muamele grupları 1 saat süreyle 38±1 °C sıcak stresine maruz bırakıldıktan sonra kan örnekleri alınmış ve aynı kimyasal parametreler analiz edilmiştir. Obje grubunda canlı ağırlıkların rotasyon ve sıcaklık gruplarına göre önemli derecede daha yüksek olduğu belirlenmiştir (P<0,05). Zenginleştirilmiş çevreye maruz bırakılan grubun yemden yararlanma değerinin (1,85) diğer gruplara göre daha iyi olduğu belirlenmiştir. Denemenin 21. gününde kesilen piliçlerde lenfoid organ ağırlıkları bakımından istatistiksel bir fark gözlenmezken (P>0,05), 44. günde sıcaklık grubunun karaciğer ve dalak ağırlıkları diğer muamele gruplarına göre önemli derecede düşük bulunmuştur (P<0,05). Araştırmanın 3. ve 6. haftalarında sıcak stresine maruz bırakılan grupta rektal sıcaklıkların önemli düzeyde arttığı belirlenmiştir (P<0,05). Bununla birlikte 6. haftada gözlenen rektal sıcaklık artışlarının 3. haftadaki artışlardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Denemenin 6. haftasında 38±1°C ve 2 saat süreyle tüm muamele gruplarına uygulanan sıcak stresinin rektal sıcaklıklar bakımından önemli bir fark yaratmadığı görülmüştür (P>0,05). Sonuç olarak, erken yaşlardan itibaren zenginleştirilmiş çevrede büyütülme, etlik piliçlerin performansında bir gerileme olmaksızın, korkunun azaltılması ve refahın iyileştirilmesi amacıyla yararlanılabilecek bir yöntem olarak önerilebilir.;Broiler, acute heat stress, environmental enrichment, physical stress, performance criterions, welfare, stress physiology.;Etlik piliç, akut sıcaklık stresi, çevresel zenginleştirme, fiziksel stres, performans kriterleri, refah, stres fizyolojisi.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Kuaternar Amonyum kuluçkalık yumurtalarının çeşitli özelliklerine etkisi
    (Ege Üniversitesi, 1996) Altan, Özge; Aktuğ Gönül, Şahika; Karapınar, Mehmet
    Bu çalışmanın amacı kuluçkalık yumurtaların dezenfeksiyonunda 1)Kuaterner amonyum (VE) ve peroksijen (VS) içeren dezenfektanların antimikrobiyal etkilerini saptamak 2)bu dezenfektanların kabuk geçirgenliği üzerine etkilerini belirlemek 3)formaldehit fumigasyonu ile kıyaslamaktır. Kuluçkalık yumurtaların formaldehit ile fumigasyonu veya %0,2 konsantrasyonlu VE ile spreylenmesi toplam aerobik canlı sayımlarında önemli (P<0,01) azalma sağlanmıştır. VS'in %05 konsantrasyonu ile spreyleme etkili olmamıştır. VS ile spreylenmiş yumurtalar ile kontrol yumurtalarının toplam aerobik canlı sayımları arasında önemli fark görülmemiştir. Deneme yumurtalarında genelde < 18 düzeyinde küf, maya ve koliform bakterisi saptandığı için istatistik analiz yapılmamıştır. Dezenfektan uygulamaları kabuk geçirgenliğini etkilemiştir. Steril su, VE ve VS ile spreylenen yumurtalarda kabuk geçirgenliği, formaldehit ile fumige edilen ve ıslatılmamış (kontrol) yumurtalara göre önemli (P<0,01) düzeyde artmıştır. VE ile spreylenen yumurtalarda kabuk geçirgenliğinin en yüksek olduğu saptanmıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Monokromatik Aydınlatmanın Etlik Piliç Performansı, Kesim Özellikleri ve Bazı Kan Parametreleri Üzerine Etkileri
    (2019) Bayraktar, Hakan; Açıkgöz, Zümrüt; Altan, Özge; Kırkpınar, Figen
    Amaç: Bu çalışma monokromatik aydınlatmanın etlik piliç performansı, karkas özellikleri ve bazı kan parametreleri üzerine etkilerini belirlemek için gerçekleştirilmiştir. Materyal ve Metot: Toplam 504 adet günlük erkek civciv (Ross-308) her biri 4 tekerrürlü (42 civciv) 3 muamele grubuna [kompakt floresan (KF)- kontrol, mavi led (ML)-470 nm ve yeşil led (YL)-570 nm] ayrılmıştır. Deneme boyunca hayvanlara 23 s aydınlık ve 1 s karanlık aydınlatma programı uygulanmıştır. Tüm gruplarda hayvanlar ışık geçirmez bölmelerde barındırılmış ve aynı başlatma (0-21. günler) ve bitirme (22-45. günler) yemi ile beslenmişlerdir. Yem ve su ad-libitum tüketime sunulmuştur. Bulgular: Denemenin 21. gününde ML grubunun canlı ağırlığı KF ve YL gruplarına göre önemli düzeyde azalmıştır. Çalışmanın sonunda, en yüksek canlı ağırlığa YL grubu ulaşmıştır. Monokromatik mavi aydınlatma, 0-21. günler arasında yemden yararlanmayı olumsuz yönde etkilemiştir. Kolesterol düzeyi hariç, muamele grupları arasında kan parametreleri ve kesim özellikleri bakımından önemli bir fark belirlenmemiştir. ML grubunda 40. gün kan kolestrol düzeyi artmıştır. Sonuç: Sonuç olarak, etlik piliç üretiminde performansın iyileştirilmesi amacıyla YL uygulaması önerilebilir.
  • «
  • 1 (current)
  • 2
  • »

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim