Yazar "Ekmekçi, Sanver" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Güney yarı Ege Bölgesi topraklarında izole edilen Aspergillus (MICHELI) CORDA ve Penicillium LİNK türlerinin taksonomi, ekoloji ve fizyoloji üzerinde bir araştırma(Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1974) Ekmekçi, Sanver; Öner, MehmetGüney yarı Ege Bölgesi topraklarındaki Aspergillus (MICHELI) CORDA ve Penicillium LINK floraları, dört mevsimde toplam 100 toprak numunesi alınarak incelenmiştir. "Torağı Sulandırma" ve "Toprağın Petri Kaplarına Konulması" metodlatıyla toplam olarak 13 Aspergillius (MICHELI) CORDA ve 9 Penicillium LINK türü izole edilmiştir. Bunlar arsında 3 Aspergillius (MICHELI) CORDA ve 6 Penicillium LINK olamk üzere 9 tür Türkiye topraklarında ilk defa; 5 Aspergillius (MICHELI) CORDA ve 8 Penicillium LINK olmak üzere 13 tür de Ege Bölgesi topraklarında ilk defa rastlanmıştır. Araştırma bölgemizden izole ettiğimiz, Aspergillius (MICHELI) CORDA ve Penicillium LINK türlerinin mevsimlere göre dağılışı, yayılış alanları, bazı yetiştirme muhidi faktörlerinin mikrofungusların sayıları üzerine tesirleri, besin kaynaklarının, pH ve ısı derecelerinin 5 türde, misel büyümesine tesirleri ve türlerin taksonomik özellikleri incelenmiş, aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir. 1-Penicillium LINK türleri Sonbahar'da Aspergillius (MICHELI) CORDA türleri ise Yaz'ın en fazla yayılış sahalarına sahiptir. 2-Yetişme muhiti faktörlerinden Su Tutma Kapasitesi ile Sonbahar toplam fungus sayıları arasında; fosfor miktarı ile İlkbahar Penicillium LINK sayıları arasında; potasyum miktarı ile Sonbahar toplam fungus sayıları arasında; yine potasyum miktarı ile Kış Aspergillius (MICHELI) CORDA sayıları arasında ve toprağın reaksiyonu (pH) ile İlkbahar Aspergillius (MICHELI) CORDA sayıları arasında linear bir ilgi olduğu saptanmıştır. 3-Karbon kaynaklarından D-Glaktoz, Aspergillius terreus THOM'un; Sakkoroz ise Aspergillius flavus LINK, Aspergillius niger V. TIEGHEM, Penicillium chrysogenum THOM ve Penicillium lilacium THOM'un (denemeye alınan diğer dört tür)'ün misel büyümeleri için en elverişli kaynaklar olduğu bulunmuştur. 4-Azot kaynaklarından NaNo3, Aspergillius terreus THOM'un; KNO3, Aspergillius flavus LINK ve Penicillium lilacium THOM'un; NH4NO3, Aspergillius niger V. TIEGHEM'in ve Asparagin ise, Penicillium chrysogenum THOM'un misel büyümeleri için en elverişli kaynakalr olduğu neticesine varılmıştır. 5-Azot ve karbonsuz olarak hazırlanan ortamlarda beş türümüzde de misel büyümesine rastlanamamıştır. 6-Kullanılan azot kaynaklarından nitratlarda daha iyi misel büyümesi görülmüştür. 7- Beş türün misel büyümesinde optimum ısının 25 cantigrad olduğu, 25 cantigratın altında ve üstündeki ısılarda misel büyümesinde de tedrici bir azalma görülmüştür. 8- Aspergillius (MICHELI) CORDA ve Penicillium LINK türlerimizde misel büyümesinin görüldüğü en iyi ortam pH'sının optimum 6,5 olduğu saptanmıştır.Öğe İmmobilize hücrelerle penisilin üretiminde taşıyıcı olarak pomza partiküllerinin kullanılabilirliğinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 1996) İlhan, Semra; Ekmekçi, SanverBu çalışmada, immobilize P.chrysogenum ile penisilin üretiminde taşıyıcı olarak pomza partiküllerinin uygunluğu araştırılmıştır. Ayrıca immobilize ve serbest hücrelerle yapılan fermentasyonlar, biyokütle ve penisilin üretimi bakımından karşılaştırılmıştır. Öncelikle, işlenmemiş pomza mikrobiyal hücreler için taşıyıcı olarak kullanılabilecek hale getirilmiş, ayrıca fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmiştir. Kimyasal bileşiminin % 74'ünü SiO2(silika), kalanını ise diğer inorganik oksitler oluşturmaktadır. Pomza partiküllerinin porlu yüzeysel yapısı SEM'de ayrıntılı olarak incelenmiş ve heterojen bir por dağılımı gözlenmiştir. Yapılan yüzey alanı analizlerinde 603 æm çaplı bir gram partikülün 0.526 m2/g yüzey alanı oluşturduğu belirlenmiştir. Pomza partiküllerinin seçiminde misaliyal hücrelerin tutunması için pomzanın affinitesi, porlu yapısı nedeniyle yüksek yüzey alanına sahip olması, inert oluşu, dayanıklılığı ve toksik olmaması gibi özellikler dikkate alınan en önemli kriterlerdir. Pomza partiküllerinin üzerine P.chrysogenum sporlarının adsorbsiyonu için optimum şartlar belirlenmiştir. İmmobilizasyon; 603 æm çaplı pomza partikülleri üzerine, 108-109 spor/ml'lik spor süspansiyonundan %20(w/v) oranında ilave edilerek bir saatlik bir temas süresiyle gerçekleştirilmiştir. İmmobilize ve serbest hücreler, çalkalamalı kültürlerde miseliyal gelişme ve penisilin üretimi bakımından karşılaştırılmışlardır. Pomza partiküllerinin yüzeyini tamamen kaplayan miseliyal büyüme kuvvetli bağlantılar oluşturmuştur. Bu şekilde gelişen biyopartiküllerle hem miseliyal gelişmenin hem de penisilin üretiminin klasik fermentasyon kültürlerine kıyasla önemli derecede arttığı gözlenmiştir. Çalkalamalı kültürlerde fermentasyon; serbest misellerle 23 g/l kuru misel ağırlığı ve 6,5 U/ml penisilin üretimi verirken, immobilize misellerle 28 g/l kuru misel ağırlığı ve 10,2 U/ml penisilin üretimine ulaşılmıştır. Sonuç olarak, küfler gibi filamentöz morfolojiye sahip mikroorganizmalar tarafından üretilen birçok metabolitin immobilize hücrelerle sürekli sistemlerde üretiminde, pomza partiküllerinin yeni bir taşıyıcı olarak geniş bir uygulama alanı bulacağı umulmaktadır.Öğe İzmir çevresinde karada suda ve kumda gelişen bitki süksesyon evrelerinde bulunan toprak mantarlarının taksonomi ve ekolojisi ile ilgili bir araştırma(Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 1979) Ekmekçi, Sanver; Öner, Mehmetİzmir çevresinde karada, suda ve kumda gelişen bitki süksesyon evreleri topraklarının mantar florası incelenmiştir. İki mevsimde toplam 70 toprak örneği alınarak toprağı sulandırma yöntemi uygulanmıştır. Ayrıca iki toprak örneğinde de toprağı yıkama yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir. 1.Toprağı sulandırma ve yıkama yöntemleriyle toplam olarak 100 mantar türü izlenilmiştir. Bu mantarların 77'si Deuteromycetes, 13'ü Phycomycetes ve 10'u da Asconycetes sınıfına aittir. 2. Araştırma konusu topraklarında Penicillium 'un en fazla türe sahip olduğu görülmüştür. 3.Araştırma alanımızda şimdiye kadar Türkiye'de bulunduğu bilinmeyen 42 mantar türü bulunmuştur. 4.İzole edilen tür sayılarının, bitki gelişmesine ve toprak oluşmasına paralel olarak arttığı görülmüştür. 5.Topraktaki mantar sayılarında, kabuksu liken evresinden klimaks ağaç evresine doğru bir artışın olduğu saptanmıştır. 6.Turp suyu kullanılarak elde edilen mantar sayımlarında, saf suya oranla ortalama %57,77 gibi bir artış elde edilmiştir. 7.Ortam faktörlerinden toprağın organik madde miktarı ile mantar sayıları arasında kışın ve yazın, su tutma kapasitesi ile kışın ve yazın ; pH 'ı ile yalnız yazın; elektriki geçirgenlik ile ise kışın % 90 olasılıkla üssel ilişki bulunmuştur. Bununla beraber elektiriki geçirgenlik ile kışın mantar sayıları arasında basit linear bir ilişkiye rastlanmıştır.Öğe İzmir ili ve civarından lipolitik küf izolasyonu ve identifikasyonu(Ege Üniversitesi, 2000) Dönmez, Seyran; Ekmekçi, SanverBu çalışmada, Nisan ve Mayıs 1999 tarihlerinde İzmir ili ve civarında bulunan yağ fabrikalarından alınan çeşitli yağ örnekleri ve yağ içeren diğer örnekler incelenmiştirç Bu örneklerdeki lipaz üreten küflerin izolasyonu ve identifikasyonu amaçlanmıştır. Tribütirin Agar Difüzyon Yöntemi kullanılarak, 38 küf izole edilmiş ve farklı 15 küf türü tanımlanmıştır; 8 Aspergillus sp., 6 Penicillium sp. ve 1 Alternaria sp. . İzole edilen türlerin lipaz aktiviteleri ölçülmüştür ve en yüksek lipaz aktivitesine sahip olan küf türleri saptanmıştır.;Lipase, mould, lipolytic moulds.;Lipaz, küf, lipolitik küfler.Öğe İzmir ilinde satılan sade dondurmaların mikrobiyolojik açıdan incelenmesi(Ege Üniversitesi, 1999) Keskin, Dilek; Ekmekçi, Sanverİzmir ilinde pastane ve açıkta satılan 48 sade dondurma örneğinde süt kaynaklı patojenlerden Staphylococcus aureus ve Salmonella aranmış ve mikrobiyolojik kaliteyi saptamak amacıyla toplam mezofilik aerobik, psikrofilik, total ve fecal koliform bakteri sayımları yapılmıştır. Toplam mezofilik aerobik canlı sayısı 8,5{604}101 - 9,0{604}105 cfu/ml arasında, psikrofilik bakteri sayısı <10 - 4,9{604}103 cfu/ml, toplam koliform <30 - 1,1{604}103 cfu/ml, fecal koliform bakteri <30 - 4,3{604}101 cfu/ml ve Staphylococci <10 - 7,0{604}103 cfu/ml arasında saptanmıştır. Analize alınan sade dondurma örneklerinde 2 adet şüpheli Salmonella spp izole edilmiştir. Anahtar Sözcükler: sade dondurma, mikroorganizma, İzmirÖğe İzmir ilinde satılan sokak sütlerinin mikrobiyolojik özellikleri ile ilgili bir araştırma(Ege Üniversitesi, 1999) Koçak, Tülay; Ekmekçi, Sanverİzmir ilinde sokak sütçülerinden toplanan 47 çiğ süt örneğinde, süt kaynaklı patojenlerden Staphylococcus aureus, Salmonella sp ve Brucella sp aranmış ve mikrobiyal kaliteyi saptamak amacıyla toplam mezofilik aerobik bakteri, toplam koliform bakteri sayımları yapılmıştır. Toplam mezofilik bakteri sayısı 5,1{604}104 - 2,7{604}109 /ml arasında, toplam koliform bakteri sayısı 2,1{604}102 - >1,1{604}106 /ml arasında ve Staphylococcus aureus 5{604}101 - 8,8{604}105 /ml arasında saptanmıştır. Analize alınan süt örneklerinde 3 Salmonella sp ve 1 Brucella sp'de izole edilmiştir. Anahtar Sözcükler: süt, mikroorganizma, İzmirÖğe İzmir ve civarında soğuk hava depolarında depolanan elmalarda depolama sırasında bozukluklardaki küf florasının saptanması konusunda bir araştırma(Ege Üniversitesi, 1991) Ateş, Mustafa; Ekmekçi, SanverBu çalışmada, 1989 yılı üretim sezonunda İzmir ili civarında, 3'ü özel, 1'i kamu sektörüne ait olan 4 ayrı soğuk hava deposunda depolanan elmalar araştırma materyali olarak seçilmiştir. Sadece çürük elmalardaki küfler izole edilmiş ve tanımlanmıştır. Ekim ayından Ocak ayına kadar soğuk hava deposunda depolanan elmalardan çürüklük gözlemlendiğinden örnek alımlarına Ocak ayından itibaren başlanmıştır. Örnek alınırken çürük elmalar tercih edilmiştir. Tüm çalışmamız boyunca 4 ayrı depodan 800 çürük elma toplanıp incelenmiştir. Katı ve yarı katı gıdalar için önerilen yöntem kullanılarak bu çürük elmalardan 7 genusa ait 34 farklı küf türü izole edilip tanımlanmıştır. Bunlardan; 23 tür Penicillium, 5 tür Aspergillus, 2 tür Alternaria, 1 tür Cladosporium, 1 tür Botrytis ve 1 tür de Hormiscium genuslarına aittir. Çalışmamızda Çekirdek içi Çürüklüğüne veya Siyah Çürüklüğe neden olan Alternaria alternata ve Alternaria tenuissima türlerini, Kahverengi-Gri çürüklüğe neden olan Cladosporium herbarum türünü elmalardan izole ettik. Elmalarda çürüklük ajanı olmasa da skonder olarak Kahverengi-Gri çürüklüklerde hızlı gelişen Botrytis cinerea ve Rhizopus arrhizus türlerini izole ettik. Buna ilaveten meyve ve sebze paraziti olarak bilinen Hormiscium stilbosporum türü de izole edilmiştir. Elmalardaki çürüklüklerde en sık rastlanan Penicillium türleridir. Bu türlerden mavi-yeşil çürüklüğün etkeni olan Pencillium expansum en çok izole edilen Pencillium türü olmuştur. Pencillium cyclopium ve Pencillium verrucosum var. Cyclopium türleri Pencillium expansum'a göre daha az sıklıkla izole edilmiştir.Öğe İzmir yöresindeki pazarlarda satışa sunulan peynirlerin mikrobiyolojik özellikleri ile ilgili bir araştırma(Ege Üniversitesi, 1996) Dipçin, Nur Banu; Ekmekçi, SanverBu çalışmada İzmir yöresindeki Pazaryerlerinde satışa sunulan peynir örneklerinde mikrobiyolojik kaliteyi saptamak için genel canlı, total koliform ve maya ve küf sayımı yapılmış ve peynir kaynaklı patojenlerden S.aureus, Salmonella ve Listeria monocytogenes aranmıştır. Genel canlı aranmasında Ringer solisyonunda zenginleştirilmiştir örnekten Yeast Glukoz Lembco Agar'a ekim yapılmıştır. Genel canlı sayısı 104-109 /gr. arasında değişmektedir. Total koliform sayımında Brilliant Green Lacto Bile broth kullanılmış EMS yöntemine göre yapılan sayım sonuçları 3_ > 1100 arasında değişmektedir. Maya ve küf sayımı için Davis Yeast Salt Agar'a ekim yapılmış sonuç 10-2.7x106 /gr. arasında değişmektedir. S.aureus sayımı Mannitol-Salt Agar'da yapılmış üreyen şüpheli kolonilere gerekli biokimyasal testler uygulanmıştır. Buna göre sonuçlar 10 - 2.5x 106 arasında değişmektedir. Salmonella grubu bakteriler Tamponlu peptonlu suda zenginleştirildikten sonra Selenit Sistin brothta bekletilmiş pembe renk oluşumunu takiben Bizmut Sülfit Agar'a ekim yapılmış üreyen koloniler biokimyasal testlere alınmıştır. Sonuçta 4 örnekte (%8.8) Salmonella saptanmıştır. Listeria izolasyonunda zenginleştirme sıvısı olarak esculin içeren Fraser broth kullanılmıştır. Listeria esculini hidroliz edebildiği için, esculinin hidroliz olması ile ortaya çıkan maddelerle demir iyonlarının reaksiyona girmesi sonucu besiyerinin renginde kararma ve dibinde siyah çökelti oluşmaktadır. Bu nedenle siyahlaşma görülmeyenlerde ileri testlere devam etmeye gerek duyulmamıştır. Pozitif reaksiyon verenler Oxford formüllü Listeria Selective Agar'a alınmış şüpheli kolonilere fizyolojik ve biokimyasal testler uygulanmıştır. Sonuçta bir örnekte (%2.2) Listeria monocytogenes saptanmıştır.Öğe Listeria Monocytogenes'in gıdalarda rastlanma sıklığı ve çeşitli antimikrobiyal faktörlerin etkilerinin araştırılması(Ege Üniversitesi, 2004) Barut, Nur Banu; Ekmekçi, SanverL.monocytogenes, milk and dairy products, meat and meat products, raw vegetables.;L.monocytogenes, süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri,çiğ sebzeler.;Manisa İli Salihli İlçesi'nde çeşitli satış noktalarından toplanan 113 değişik gıda maddesi örneğinde, gıdalarda rastlanma sıklığı görülmesi amacıyla, L.monocytogenes aranmış, çeşitli antimikrobiyal ve çevresel faktörlerin (sıcaklık, tuz, pH ve çeşitli konsantrasyonlarda asetik asit ve sirke ile muamele) L.monocytogenes üzerine etkileri araştırılmıştır. 113 değişik gıda maddesinin 31 tanesinde Listeria türleri izole edilmiş 6 tanesi L.monocytogenes olarak tanımlanmıştır. Buzdolabında saklama sırasında L.monocytogenes sayısında belirgin bir değişiklik veya azalma görülmemiştir. Mikrodalga fırında ve teflon tavada pişirmenin ise düşük inokulum dozunu tamamen ortadan kaldırıldığı, yüksek inokulum dozunu 5-6 logaritmik ünite düşürdüğü görülmüştür. %25 gibi yüksek tuz konsantrasyonlarında üreme sürmüş, yüksek inokulum dozunda pH:10'da ve pH:5'de üreme saptanmıştır. Asetik asit ve sirkenin L.monocytogenes'i önlemede pek etkili olmadığı görülmüştür.Öğe Mikrobiyal yöntemler ile beta-karoten üretimi ve veimliliğinin arttırılması(Ege Üniversitesi, 1987) Ekmekçi, SanverAraştırmamızda, özellikle besin endüstrisinde boyama maddesi olarak, vitamin eksikliği tedavisinde besin katkı maddesi olarak, kullanılan ve provitamin A olarak da bilinen Beta-Karoten'in Blakeslea trispora (+) NRRL 2456, Blaskeslea trispora (-) NRRL 2457 strainleri kullanılarak mikrobiyolojik yol ile üretimi, amaçlanmıştır. Fermantasyonda kullanılan ve Amerika'dan getirilen mikroorganizmaların en iyi stok kültür ortamlarının, Malt Extract agar olduğu saptanmıştır. Denemelerde sentetik ortam olarak Malt Exract Broth, doğal ortam olarak da şeker pancarı melası ve peynir altı suyu, substrat olarak seçilmiştir. Melas ve peynir altı suyu kullanılmadan önce, bir ön işlemden geçirilmiştir. Fermantasyon; inokulumun hazırlanması, fermentasyon safhası ve fermentasyon sonrası yapılan işlemler, olmak üzere üç ayrı ana basamakta yapılmıştır. Fermentasyonlar 2 litre maksimum kapasiteli Multigen Fermentörde 26oC'de 5 gün sürdürülmüştür. Fermentasyonlar sonunda elde edilen ürünün spektrofotometrede 455 ve 483 nm dalga boylarında okunan absorbans değerleri daha önce çizilen standart ergiye uygulanarak miktar tayinleri mikrogram cinsinden hesaplanmıştır. Kurtulan fungus miselleri gravimetrik yöntemle gram cinsinden saptanmıştır. Sentetik ortam substrat olarak kullanıldığında Beta karoten veriminin 3,6-8æ gr/1,5 litre olduğu bulunmuştur. Doğal ortam olarak (peynir altı suyu) substrat olarak kullanıldığında ise, Beta-Karoten veriminin 136,4-165,6 æ gr/lt olduğu saptanmıştır. Sentetik ortam ile doğal ortam karşılaştırıldığında ortalama değerler göz önüne alındığında, doğal ortamda (peynir altı suyu) sentetik ortama nazaran yaklaşık 40 kat verim artışı görülmüştür. Denemeler sonunda elde edilen Beta-Karotenin ayrılarak saflaştırılmasında 2,5x30 cm boyutlarında kolon kullanılarak Beta Karoten kaybı minumuma indirilmiştir. Fermentasyonlar sonunda elde edilen fingus miselleri % 4 asetonlu petrol eteri içinde emülsifiye cihazında emüisifiye edilmiş ve sonra aynı çözgen ile yıkanılarak Beta- Karotenin sıvı faza geçmesi sağlanmıştır. Daha sonra bu sıvı faz rotary evaporatörde 8-10 ml kalıncaya kadar uçurulmuş ve bu faz kolondan geçirilmiştir. Böylece daha az çözgen ve daha az kolon dolgu maddeleri kullanılarak yöntem çok daha ekonomik bir duruma getirilmiştir.Öğe Subtilisin (Alkalin Protez) üreticisi Bacillus türü bakterilerin taranması ve proteaz aktivitelerinin ölçülmesi(Ege Üniversitesi, 1998) Onmuş, Fatma; Ekmekçi, Sanverİzmir'in farklı bölgelerinden alınan toprak örneklerinden, 29 Alkalofilik Bacillus straini izole edilmiştir. Bu izolatların Alkalin proteaz aktiviteleri araştırılmıştır. İzolat 14 en iyi alkalin proteaz üreticisi olarak belirlenmiştir. Bu izolatlar için biyokimyasal testler yapılmıştır. Alkolafillik Bacillus strainleri için hiç bir klasifikasyon taslağı olmadığı için bu biyokimyasal testler sonucunda, bu izolatlar sadece genus seviyesinde identifiye edilmiştir. İzolatlar arasındaki benzerlikler, sayısal analiz metodlarıyla belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Alkalin proteaz, Alkolifilik Bacillus, Sayısal taksonomiÖğe Süt dişi kanallarından enterococcus faecalis izolasyonu, kültürel ve moleküler yöntemlerle tanılanması ve antibiyotik duyarlılık profillerinin saptanması(Ege Üniversitesi, 2009) Çetinel Aksoy, Semiha; Ekmekçi, SanverE. faecalis, Kültür, Polimeraz zincir reaksiyon, Antimikrobiyal duyarlılık, Endodontik infeksiyon.;Enterococcus faecalis, culture, polymerase chain reaction, Antimicrobial susceptibility, endodontic infection.Öğe TiO2 ince filmleri ile kaplanmış yüzeylerin Staphylococcus aureus ve Escherichia coli?ye karşı fotokatalitik bakterisidal etkilerinin incelenmesi(Ege Üniversitesi, 2007) Efendiler, Hafize; Ekmekçi, Sanver; Karaboz, İsmail; Özyıldız, FigenBu arastirmada, saf ve metal doplu TiO 2 ince filmlerinin Staphylococcus aureus ve Escherichia coli?ye karsi fotokatalitik bakterisidal aktivitesini saptamak amaçlanmistir. Bu çalismada, TiO2 ince filmleri sol jel daldirma yöntemi kullanilarak sodyum cam substratlar üzerine uygulanmistir. Yapilan SEM ölçümleri sonucunda silikasiz camlar üzerine kaplanan filmlerin homojen olmadiklari ve birçok yerlerinde çatlaklar içerdikleri buna karsin silika kapli substratlar üzerine hazirlanan filmlerin homojen ve çatlaksiz olduklari saptanmistir. 500?C?lik isisal islemden sonra PEG eklenen filmler poröz yapida olmustur. Demir ve bakir ile yapilan doplama, dop edilmeyen TiO2 örneklerinin düz yüzeyini poröz ve sünger-benzeri bir yapiya dönüstürmüstür. Örneklerin AFM ölçümlerinde homojen bir kümelesme tespit edilmistir. PEG içermeyen filmlerin pürüzlülük degerleri 15,579-71,725 nm arasinda degisiklik göstermis fakat PEG eklendiginde bu degerler 0,5559 nm?ye kadar düsmüstür. XRD analizleri, 500?C?de firinlanan bütün filmlerin anataz formda olduklarini göstermistir. Yapilan sayisal analizler, filmlerin kompozisyonuna ve karakteristiklerine bagli olarak 30 dakikalik UVA isinlamasi sonucunda TiO2 ince filmlerinin S. aureus?a karsi gösterdikleri bakteriyel inhibisyonun % 52,36-100 arasinda degistigini göstermistir. TiO2 kapli filmlerin etkinligi, bakteriyel inhibisyon orani % 31,25-65,50 arasinda degisen TiO2 kapli olmayan filmlerden belirgin ölçüde yüksek olmustur. SiO 2 koruyucu filminin, TiO2 tabakasina Na iyon diffüzyonunu önlemede çok etkili oldugu bulunmustur. Sodyum cam substratlari üzerine kaplanan TiO 2 filmlerinin fotokatalitik aktivitesi, Na iyonlarinin termal diffüzyonundan dolayi daha düsük olmustur. TiO 2 ince filmlerinin fotokatalitik aktivitesi Cu ve PEG (600) doplanmasiyla artmis, Fe doplanmasiyla düsmüstür. Fe doplu kaplamalar en düsük antibakteriyel aktiviteyi gösterirken, Cu doplu kaplamalar en yüksek aktiviteyi göstermistir. Cu/TiO 2 filmi üzerindeki S. aureus ATCC 6538P?nin canlilik orani 30 dakikalik isinlama sonucunda belirlenemeyen düzeye inmistir. Cu/TiO 2 kaplamalarinin karanlikta da bakterisidal etki göstermesi, bakirin kendisinin bakterisidal etki sergiledigini kanitlamistir. Yapilan sayisal analizler, filmlerin kompozisyonuna ve karakteristiklerine bagli olarak 30 dakikalik UVA isinlamasi sonucunda TiO 2 ince filmlerinin E. coli?ye karsi gösterdikleri bakteriyel inhibisyonun % 43,4795,21 arasinda degistigini göstermistir. TiO2 kapli filmlerin etkinligi, bakteriyel inhibisyon orani % 17,3685,21 arasinda degisen TiO2 kapli olmayan filmlerden belirgin ölçüde yüksek olmustur. SiO 2 koruyucu filminin, TiO2 tabakasina Na iyon diffüzyonunu önlemede çok etkili oldugu bulunmustur. Sodyum cam substratlari üzerine kaplanan TiO2 filmlerinin fotokatalitik aktivitesi, Na iyonlarinin termal diffüzyonundan dolayi daha düsük olmustur. TiO 2 ince filmlerinin fotokatalitik aktivitesi Cu ve PEG (600) doplanmasiyla artmis, Fe doplanmasiyla düsmüstür. Fe doplu kaplamalar en düsük antibakteriyel aktiviteyi gösterirken Cu doplu kaplamalar en yüksek aktiviteyi göstermistir. Cu/TiO 2 filmi üzerindeki E. coli ATCC 23999?nin canlilik orani 30 dakikalik isinlama sonucunda belirlenemeyen düzeye inmistir. Bu sonuçlar, TiO2 ince filmlerinin fotoindüklenmis bakterisidal etkisinin filmlerin karakteristiklerine bagli oldugunu göstermistir.;Titanium dioxide, thin films, sol- gel dip-coating, photocatalysis.;Titanyum dioksit, ince filmler, sol-jel, daldirma-kaplama, fotokatalizis.
