Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kamer, Emine Serra" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Akciğer kanser kök hücre hattında radyasyon ve sisplatin direncine PKI-402'nin etkisi
    (Ege Üniversitesi, 2021) Kamer, Emine Serra; Üner, Ahmet; Haydaroğlu, Ayfer; Gündüz, Cumhur; Gasımlı, Roya
    Akciğer kanseri, büyük finansal ve sosyal sorunları olan bir pandemi olarak düşünülmektedir. Dünyadaki yaklaşık 1, 59 milyon ölümden (tüm kanserlerin % 19, 4'ü) sorumlu olduğu tahmin edilmektedir. Radyoterapi (RT), kanser hücrelerini öldürmek ve tümörü küçültmek için iyonize radyasyonu (IR) kulllanan en önemli stratejilerden biridir. Kanserli tüm hastaların yaklaşık % 50'si tek başına veya cerrahi ve/veya kemoterapi ile kombine olarak RT almaktadırlar. Radyo/Kemo direnç ve hastalık nüksü nedeniyle tedaviler başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bunun nedeni kanser kök hücreler (CSC) olarak bilinen kendi kendini yenileme, farklılaşma gibi özellikleri olan hücre popülasyonlarının varlığı ile ilişkilendirilmektedir. Özellikle sinyal yolaklarının aktif ve aberan olmasının bu hücrelerin radyo- ve kemoterapi direncinde kilit nokta olduğu düşünülmektedir. PI3K/Akt/mTOR akciğer kanseri de dâhil olmak üzere birçok kanser tipinde aktive olan prototipik bir yolaktır. PKI-402 - PI3K?/?/?/?'yı ve mTOR'u hedefleyen potent dual pan PI3K/mTOR inhibitörü ve aynı zamanda PI3K? mutantları E545K ve H1047R için potent inhibitördür. Aynı zamanda AKT fosforilasyonunu inhibe etme potansiyeli vardır. AKT'nin tedavi sonrası aktive olarak nükslerde başlıca rol oynadığı düşünülmektedir. Çalışmamızda, akciğer kanser kök hücre hattı (LCSC) üzerinde bu etken maddenin sisplatin ve IR ile kombine etkileri araştırılmıştır. Bulgulara göre PKI-402 ve sisplatin kombine kullanıldığında sadece PKI-402 veya sadece sisplatin kullanımında uygulanan sitotoksik dozdan daha düşük dozlarda etkili olduğu gözlemlenmiştir. Daha sonra, bu kombinasyon dozu IR ile kombine uygulanarak klonojenik sağkalım, DNA çift kırık analizi, hücre döngüsü ve apoptoz analizi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen verilere göre uygulamalar kontrole kıyasla DNA çift kırık değerlerinde anlamlı değişikliklere yol açarak, hücrelerde belirgin G2/M arestine neden olmuş, ayrıca bu arestin apoptotik hücre ölümü ile sonuçlandığı gözlemlenmiştir.;Akciğer Kanseri, PI3K/Akt/mTOR yolağı, PKI-402, Radyasyon ve Sisplatin Direnci.;Lung Cancer, PI3K/Akt/mTOR pathway, PKI-402, Radiation and Cisplatin Resistance.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Clinical Features and Outcomes of Solitary Plasmacytomas: Single-Center Experience from Turkey
    (Cig Media Group, Lp, 2018) Saydam, Güray; Ulusoy, Yusuf; Davulcu, Eren Arslan; Soyer, Nur; Kamer, Emine Serra; Ozsan, Nazan; Hekimgil, Mine; Sahin, Fahri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İn-vitro kan beyin bariyeri modelinde farklı fraksiyon dozlarında radyasyonun moleküler bariyer geçirgenliğine etkisinin araştırılması
    (Ege Üniversitesi, 2024) Kamer, Emine Serra; Bilge, Melek Duygu; Öztürk İyilikci, Meltem; Çağlar, Fulya; Köylü, Murat; Özkan, Ertuğrul
    Amaç: Günümüzde beyin kanserleri ve metastazları önde gelen ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi gibi pek çok tedavi yaklaşımına rağmen, bu hastaların sağ kalım sürelerinin uzatılmasında anlamlı başarı elde edilememiştir. Kanserin biyolojik olarak tedavi edilmesinde kullanılan ilaçlardan elde edilen verim kan beyin bariyeri (KBB) nedeniyle terapötik ajanların tümöre ulaşması engellendiğinden çok düşüktür. Amacımız farklı fraksiyon dozlarında radyoterapi ile KBB geçirgenliğindeki geçişin değişimini değerlendirmek ve bu bozulmuş işleyişinden yararlanabilecek tedavi stratejilerine zemin hazırlamaktır. Gereç-Yöntem: İn vitro KBB modeli için gözenekli membran ile ayrılmış insert ve 24 kuyucuklu plakaya hücrelerin ekimi ile yapıldı. Ekim için insan göbek damarı endotel hücreleri (HUVEC) ve insan astrosit hücreleri (NHA) kullanıldı. Oluşturulan modelin doğruluğu transendotelyal elektriksel direnç (TEER) ölçümü ile doğrulandı. TEER ölçümü için Fizik bölümü tarafından geliştirilen cihaz kullanıldı. Radyoterapi; tek fraksiyon ,2, 4, 6, 8, 16 ve 25 Gy dozlarda uygulandı. İyonize radyasyon uygulaması sonrası hücreler TEER cihazı ile her iki saatte bir ölçüm alınacak şekilde 72 saatlik inkübasyona alındı. Ayrıca membran geçirgenliğine göre değişebilecek ilaç doz etkinliğinin değerlendirilebilmesi için insertin yerleştirildiği yirmi dört kuyucuklu plakanın zeminine glioblastom (GBM) hücre hatları ekildi. Işınlanan KBB modeline iki farklı ilaç uygulandı. ELISA yöntemi ile membran geçirgenliğinin belirlenmesi, MTT proliferasyon testi ve hücre yara iyileştirme testi kullanıldı. Bulgular: Işınlama sonrası tüm doz gruplarında kontrol grubu ile kıyaslandığında TEER değerlerinde anlamlı düşüş saptandı (p<0.001). Fraksiyon dozları kendi içinde değerlendirildiğinde anlamlı bir fark saptanmadı (p=0.639). Dozdan bağımsız düşüş en belirgin 2.-6. saatler arasında gerçekleşti. Direnç düşüş ivmesindeki değişimin dozla doğru orantılı olarak arttığı kaydedildi. Işınlama sonrası zemine ekilen GBM hücre hatlarının proliferasyonunu değerlendirebilmek için uygulanan temozolomidin (TMZ) GBM hücrelerinin proliferasyonları üzerinde etkili olduğu ve etkin geçiş için en düşük dozun 4 Gy olduğu gözlendi. Repopulasyon ve onarım kapasitesinin göstergesi olarak yapılan hücre yara iyileştirme deneyinde de düşük fraksiyon dozlarında ışınlama sonrası TMZ uygulanan gruplarda erken saatlerde köprüleşme başlarken yüksek fraksiyon dozlarında 72 saatin sonunda yarada kapanma olmadığı görüldü. TMZ’ye kıyasla 750 kat daha büyük olan Trastuzumab (TRAS) uygulaması sonrası yapılan ELISA ölçüm sonuçları değerlendirildiğinde 2, 4 ve 6 Gy uygulanan dozlarda 500 ng/ml altında TRAS düzeyine rastlandı. Sekiz, 16 ve 25 Gy uygulanan dozlarda ise 1500 ng/ml TRAS seviyesi ölçüldü. Sonuç: Çalışmamız, farklı dozlarda iyonize radyasyon ile kemoterapi birleştirildiğinde tedavi edici ajanların tümöre erişimini artırabileceğini ortaya koymakta ve bu ilişkinin zamanla olan bağlantısını değerlendirmektedir. KBB’den geçişin moleküler ağırlıkla ilişkili olduğu, fraksiyon dozundaki artışla orantılı olarak daha büyük maddelerin geçişinin arttırılabileceğini göstermektedir. Çalışmamız; stereotaktik tedaviler, profilaktik beyin ışınlaması ve ilaç kombinasyonlarının birlikte kullanımıyla intrakranial tümörlerin ve metastazların yönetiminde farklı bir bakış açısı gerekliliğini ortaya koymaktadır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Long-term Dental Anomalies after Pediatric Cancer Treatment in Children
    (2019) Kılınç, Gülser; Bulut, Gülçin; Ertuğrul, Fahinur; Ören, Hale; Demirağ, Bengü; Demiral, Ayşe; Kamer, Emine Serra
    Objective: the aim of this study is to determine the frequency of dental anomalies (DAs) (microdontia, hypodontia, hyperdontia, enamel defect, root malformation) in pediatric cancer patients at the ages <5 years and between 5 and 7 years, and understand their relationship with the received therapy. Materials and Methods: Pediatric patients who were diagnosed with cancer and treated before the age of 7 years were investigated in a case- control design. the study included 93 pediatric patients whose ages at diagnosis were between 9 months and 7 years and whose treatments were completed before 5-8 years. Group A consisted of patients in the age range of 9 months to 4 years and Group B consisted of patients in the age range of 5-7 years. Seventy-two siblings with compatible dental age ranges were included in the control group. For both groups, intraoral examinations were performed and panoramic radiographs were taken. Results: Among the 93 pediatric patients, the mean age was 9.54±1.25 (range: 8-13 years) and 48 (51.6%) patients were male. the most common diagnosis was hematologic malignancy with a rate of 65.5%. At least one DA was detected in 7 (9.7%) individuals of the control group and in 78 (83.9%) of the patient group. While the patients in the study group had all kinds of DAs, those in the control group had only enamel defects. the rates of microdontia (p=0.077) and hypodontia (p=0.058) were detected to be significantly higher in Group A than in Group B. Root malformation was more common in patients receiving chemotherapy and radiotherapy than in those receiving only chemotherapy (p=0.006). Conclusion: in this study it was found that the pediatric patients who received cancer treatment before the age of 7 years constituted a high-risk group for DAs. the frequencies of microdontia and hypodontia were increased even more when the patient was treated for cancer before 5 years of age.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Meme koruyucu cerrahi sonrası yüksek lokal yineleme riski bulunan meme kanserlerinde HDR brakiterapi boostu: 27 olgunun değerlendirilmesi.
    (2003) Özsaran, Zeynep; Anacak, Yavuz; Kamer, Emine Serra; Niang, U.; Yalman, Deniz; Esassolak, Mustafa Adnan; Aras, Arif Bülent
    …
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Stanford tekniği kullanılarak uygulanan tüm cilt elektron ışınlamalarında X-ışınına maruziyet sonucunda iç organlarda oluşan radyasyon miktarının antropomorfik insan fantomu kullanılarak belirlenmesi
    (Ege Üniversitesi, 2017) Anacak, Yavuz; Kamer, Emine Serra
    Geniş cilt alanlarını tutan malignitelerde(cilt lenfoma ve lösemileri) tüm cildin elektron ışınları ile tedavi edildiği özel bir radyoterapi tekniği olan "Total Skin Electron Irradiation(TSEI)" ülkemizde sadece Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı tarafından uygulanmaktadır. Bu tedavilerdeki amaç tüm cilde homojen radyasyon dozu verilirken cilt altındaki doku ve organların radyasyondan korunmasıdır. TSEI için en yaygın olarak kullanılan yöntem Stanford Tekniği'dir. Bu yöntemde hastanın tüm cildi elektronlar kullanılarak ışınlanırken cilt altındaki sağlıklı yapılar ve iç organların radyasyondan en az etkilenmesini sağlamaktır. Bu proje ile cilt lenfomalanmn tedavisinde kullanılan TSEI'lannda iç organ ve vücut içi radyasyona maruziyetin antropomorfik insan fantomu üzerinde TLD'ler kullanılarak ölçülecek ve TSEI Stanford tekniğinin güvenilirliği test edilecektir. TSEI ışınlamalannda cildin altına geçen radyasyon miktan farklı su eşdeğeri ortamlar üzerinde(katı fantomlar) sadece bir referans nokta üzerinde araştınlmıştır. Ancak bu konuda aynntılı iç organ ve vücut içi radyasyon maruziyetini araştıran kapsamlı çalışma yok denecek kadar azdır. Kliniğimizde olan antropomorfik insan fantomunun BT görüntüsünü çekip iç organlann konturlanmış ve BT görüntülerinde iç organlar antropomorfik insan fantomu kesitleri üzerine aktanlmıştır. Fantom üzerinde beyin, gözler, lensler, kord, akciğerler, kalp, karaciğer, böbrekler, mesane, rektum ve overler gibi bazı kritik organ dozlan ölçüm noktalannın(20-30 nokta) her birine 2 adet TLD yerleştirilecek ve rutin TSEI tedavisi insan fantomuna uygulanarak incelenmiştir. Her fraksiyonda 1,2 Gy doz verilerek bu ölçüm üç kez tekrarlanmıştır. Elde edilen veriler ışığında TSEI uygulamalanmızda maruz kalınan x-ışırn miktarları her iç organ için insan fantomu üzerinde ayrı ayn belirlenmiştir. TSEI Stanford tekniği ile iç organlar ve vücut içi bölgelerdeki x-işin maruziyetinin literatürdeki limitlere uygun ve düşük olduğu saptanarak TSEI tedavilerimizin güvenilirliği doğrulanmıştır.;Stanford total skin electron irradiation, X-ray contamination, mycosis fungoides, thermoluminescence dosimetry, human phantom.;Stanford tüm cilt elektron ışınlaması, X-ışını kontaminasyonu, mukozis fungoides, termolüminesans dozimetri, antrapomorfik insan fantomu.

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim