Yazar "Evrenosoğlu, Yasemin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ateş yanıklığına duyarlı ve dayanıklı bazı armutların fenolik ve mineral madde içeriklerinin belirlenmesi üzerine bir araştırma(Ege Üniversitesi, 2002) Evrenosoğlu, Yasemin; Gülcan, RuhinazBu çalışmada, armutta ateş yanıklığı hastalığına karşı duyarlı ve dayanıklı olarak belirlenen kültür ve yerli çeşitlerde dayanıklılık ile fenoller ve mineral maddeler arasındaki ilişkiler belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, duyarlı yerli çeşitlerden Erkenci Çengici, Kokulu Parsa, Hıdıra; dayanıklı yerli çeşitlerden Ekşi Sulu, Keklik Ayağı; duyarlı kültür çeşitlerinden Akça, Williams, Santa Maria; dayanıklı kültür çeşitlerinden Ankara, Conference, Kieffer ve Kaiser Alexandre materyal olarak kullanılmıştır. Yaprak örnekleri Haziran ve Ağustos aylarında alınmıştır. Çeşitlerdeki tanan miktarı, spektrofotometrik yöntem ile; diğer fenolik bileşikler ince tabaka kromatografisi ve yüksek basınçlı sıvı kromatografisi ile belirlenirken; mineral maddelerden N Kjeldahl metodu, Na, K, Ca flame fotometre, P kolorimetre,Mg, Fe, Zn, Cu, Mn ise atomik absorbsiyon spektrofotometresi ile belirlenmiştir. Analizler sonucunda, duyarlı ve dayanıklı bireyler arasında tanen miktarı bakımından farklılık bulunmamasına karşın, diğer fenolik bileşiklerin belirlendiği her iki yöntemde de dayanıklı çeşitlerin fenolik madde miktarının duyarlılara göre yüksek olduğu saptanmıştır. Mineral maddelerden N, Fe, Mn, Cu ile ateş yanıklığı hastalığına dayanım arasında ilişki kurulamazken, P ve Mg miktarı duyarlı çeşitlerde, K,Ca, Na ve Zn miktarı dayanıklı çeşitlerde yüksek bulunmuştur.Öğe Erwinia amylovoro'ya dayanıklı ve hassas armut çeşitlerinde fenolik bileşiklerin belirlenmesi üzerine bir araştırma(Ege Üniversitesi, 1998) Evrenosoğlu, Yasemin; Gülcan, RuhinazBu çalışmada, armutta Erwinia amylovora bakterisinin sebep olduğu ateş yanıklığı hastalığına karşı duyarlı ve dayanıldı olarak belirlenen çeşitlerde dayanıklılık ve fenolik madde içeriği arasındaki ilişki araştırılmıştır. Bu amaçla Akça, Erkenci Çengici, Kokulu Parsa, Hıdıra adlı duyarlı çeşitler ve Keklik Ayağı, Ekşi Sulu, Kieffer adlı dayanıklı çeşitler kullanılmıştır. Tanen miktarı spektrofotometrik yöntem ile, diğer fenolik bileşikler ise ince tabaka kromatografisi ile tesbit edilmiştir. Analizler sonucunda, duyarlı ve dayanıklı bireyler arasında tanen miktarı bakımından farklılık bulunmamasına karşın, fenolik bileşiklere ilişkin lekelerin dağılımı bakımından farklılık tesbit edilmiştir. Duyarlı Akça armudunda hastalığın görüldüğü yapraklarda, hem tanen miktarı, hem de fenolik bileşiklere ait leke sayısının düşük olduğu saptanmıştırÖğe Evaluation of Fire Blight (Erwinia amylovora) Disease Reaction of Pear Hybrid Combinations(2017) Evrenosoğlu, Yasemin; Mısırlı, Adalet; Aysan, Yeşim; Saygılı, Hikmet; Boztepe, Özlem; Horuz, Sümer; Bilen, EmreErwinia amylovora bakterisinin neden olduğu ateş yanıklığı hastalığı, armudun önemli hastalıklarından biridir. Hastalığa karşı, antibiyotikler dışında etkili bir kimyasal mücadele bulunmaması nedeni ile ateş yanıklığına dayanıklı yeni1. IntroductionPear is one of the most important pome fruits in the World and included in family Rosaceae, and genus Pyrus. Most of the cultivated high quality varieties are belong to Pyrus communis species. Fire blight disease caused by Erwinia amylovora is the most destructive bacterial disease of pear (Van Der Zwet & Beer 1995). the disease occurs extensively in several regions of the World where pear and species belong to Rosaceae family is grown. Fire blight disease brings out significant damages at nurseries and affects trade seriously. Pyrus communis species namely European pear is highly susceptible to fire blight. on the other hand, other major species as P. ussuriensis, P. pyrifolia, and P. serotina are resistant to the disease (Shoemaker & Teskey 1959).E. amylovora affects all upper organs as flowers, shoots, branches of host plants and kills whole plant. Disease development is connected to environment, host and pathogen interaction, and intensity and damage changes through year (Van Der Zwet & Beer 1995).Cultural practices, different chemical and biological management methods can be used as et al 2011). in this study, different crosses [resistant x resistant; resistant x susceptible; susceptible quality cultivars (Evrenosoğlu et al 2011; Öztürk çeşitlerin geliştirilmesi çok önemlidir. Bu araştırmada, ateş yanıklığına dayanıklı armut tiplerinin seçilmesi ve geliştirilmesinin hedeflenmesinin yanısıra farklı projelerden farklı melezleme kombinasyonlarıyla elde edilen melezlerin ateş yanıklığına hassasiyet seviyelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Melez bitkiler sürgün enjeksiyonu yoluyla her yıl iki kez inokule edilmişlerdir. Nekroz oluşturan sürgün oranına göre değerlendirmeler gerçekleştirilmiş ve hassasiyet sınıfları belirlenmiştir. Denemeler boyunca, inokule edilen toplam 7036 melez bitkiden, % 12.28'i "çok az duyarlı" (A), % 3.62'si ise "az duyarlı" (B) sınıfta yer almışlardırÖğe F1 Melez Armut Populasyonunun Ateş Yanıklığı Hastalığı Etmeni Erwinia amylovora Karşı Reaksiyonunun Belirlenmesi(2014) Evrenosoğlu, Yasemin; Mısırlı, Adalet; Aysan, Yeşim; Saygılı, Hikmet; Boztepe, Özlem; Horuz, Sümer; Bilen, EmreAteş Yanıklığı hastalığına dayanıklı armut tiplerinin belirlenmesini amaçlayan bu çalışmada, melez armut bireylerin Ateş Yanıklığı hastalığı etmeni Erwinia amylovora’ya karşı duyarlılık durumu suni inokulasyonla ortaya konmuştur. Bireylerin testlemesinde, 75 farklı E. amylovora izolatı içinden, elma ve armut sürgünlerinde yapılan patojenite testlerine göre virulensi yüksek olan 7 izolat seçilerek kullanılmıştır. Melez bireyler bu izolatların eşit oranda karışımlarından oluşan E. amylovora süspansiyonu ile Ağustos 2010 ve Mayıs 2011 tarihlerinde sürgün injeksiyonuyla iki kez inokule edilmiştir. Sürgün yanıklığı oranına göre yapılan değerlendirmede, testlenen 7495 melez bitkiden, %11,91’u “çok az duyarlı”, %3,99’u “az duyarlı”, %6,62’si “orta derecede duyarlı”, %18,07’si “duyarlı” ve %59,41’i “çok duyarlı” grupta yer almıştır. Dayanıklı Magness çeşidinin ana ebeveyn olarak kullanıldığı kombinasyonlarda “çok az duyarlı” grupta yer alan birey sayısının yüksek olduğu görülmüştür.Öğe Hasat sonrası değerlendirme şekillerine göre şeker mısırın tane kalitesinde meydana gelen değişimlerin belirlenmesi(2014) Alan, Özlem; Kınacı, Engin; Kınacı, Gülcan; Başçiftçi, Zekiye Budak; Evrenosoğlu, Yasemin; Sönmez, Kenan; Kutlu, İmrenÖzet: Bu araştırma, bazı şeker mısırı çeşitleri ile taze, dondurulmuş ve konserve tanelerin kalite özelliklerinde meydana gelen değişimleri belirlemek amacıyla, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama arazisinde, 2009 ve 2010 yıllarında yürütülmüştür. Araştırmada materyal olarak, ‘Lumina’, ‘Merit’, ‘Sunshine’, ‘Jubile’, ‘Challenger’ ve ‘Yellow baby’ ticari çeşitleri ile ‘2201’ hattı olmak üzere toplam 7 adet şeker mısır genotipi kullanılmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre, dört tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Taze, dondurulmuş ve konserve tanelerin protein, şeker ve nişasta içerikleri belirlenmiştir. Çeşitlerin, taze taneye göre, dondurulmuş ve konserve edilmiş tanelerindeki protein, şeker ve nişasta içeriklerindeki % değişimler ve toplam 7 genotipte nişasta ile şeker arasındaki korelasyonlar belirlenmiştir. Tanelerin dondurma ve konserve şeklinde işlenmesi ile protein içerikleri değişmemiştir. Şeker içeriği bakımından taze taneler en yüksek olarak belirlenirken (% 5.1), onu dondurulmuş taneler (% 4.1) ve konserve edilmiş taneler (% 2.6) takip etmiştir. Yine nişasta içerikleri bakımından, taze taneler (% 16.7) en yüksek olarak belirlenirken, onu dondurulmuş taneler (% 15.1) ve konserve edilmiş tanelerin nişasta içerikleri (% 11.8) takip etmiştir. Toplam 7 genotipte nişasta ile şeker arasındaki korelasyonlar r= - 0.84 ile r = - 0.98 arasında değişmiştir ve hepsi %1 düzeyinde istatistiki anlamda önemlilik göstermiştir. Hem taze hem de dondurularak ve konserve edilerek yapılacak tüketimlerde tanelerin kalitesi açısından değerlendirildiğinde, ‘2201’ hattı ve onu takiben ‘Challenger’ çeşidi öncelikle tercih edilebilecek genotipler olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Investigations on the pollen morphology of some fruit species(2009) Evrenosoğlu, Yasemin; Mısırlı, AdaletMorfolojik karakterler, bitki materyalinin tanımlanması amacıyla kullanılmaktadır. Çiçek tozu morfolojisi de bu konudaki önemli parametrelerden biridir. Bu durum, Taramalı Elektron Mikroskobun ayrınılı çalışmalarda kullanılması ile önem kazanmıştır. Bitki materyali tanımlama aracı geliştirme düşüncesiyle yola çıkılarak, bu araştırma, elma, armut, ayva, kayısı, erik, şeftali, badem, kestane, ceviz, nar ve Trabzon hurması türlerine dahil çeşitlerin çiçek tozu morfolojik karakterlerinin, Taramalı Elektron Mikroskop kullanılarak belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çiçek tozlarında, yüzey özellikleri, uzunluk, genişlik ve P/E oranı belirlenmiştir. Çiçek tozu uzunluk ve genişliği tür ve çeşitlere gore değişiklik göstermiş olup, en uzun ve en geniş çiçek tozları sırası ile şeftali ve ceviz türlerine ait olmuştur. P/E oranına göre çiçek tozu şekilleri prolate, suboblate ve perprolate olarak saptanmıştır. Yüzey özellikleri açısından, armut, ayva, erik, şeftali ve badem türleri striate ve delikli iken, elma, kestane, kayısı ve narda striate, rugulate ve deliksizdir. Ceviz ve Trabzon hurması ise spesifik bazı yüzey özelliklerine sahip olmuştur.Öğe Kayısıda malzeme yoluyla Monilyaya (Monilinia laxa) dayanıklılık ıslahı üzerinde araştırmalar ve mevcut "Hacıhaliloğlu" F1 melez populasyonunun dayanıklılık, bitkisel ve meyve özellikleri açısından değerlendirilmesi(Ege Üniversitesi, 2012) Evrenosoğlu, Yasemin; Mısırlı, AdaletApricot, Monilinia laxa, Fruit features, Artificial inoculation, Hybridization.;Kayısı, Monilinia laxa, Meyve özellikleri, Yapay inokulasyon, Melezleme.;Türkiye kuru kayısı üretim ve ihracatında dünyada lider ülke konumundadır. En önemli kurutmalık kayısı çeşidi olan Hacıhaliloğlu Monilinia laxa'ya oldukça duyarlıdır. Bazı durumlarda, hastalık kimyasal yöntemle kontrol edilebiliyorsa da yüksek maliyet, çevre-toprak kirliliği ve meyvede kalıntı gibi dezavantajların varlığı mücadelede sadece genetik kontrolün etkili olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi, hastalıkların entegre mücadelesi açısından önem taşımaktadır. Günümüzde dayanıklı tiplerin elde edilmesi amacıyla, melezleme ıslah programları yürütülmektedir. Projede, monilyaya duyarlı Hacıhaliloğlu çeşidi ile dayanıklı olarak bilinen kayısı çeşitleri arasında melezlemeler yapılmış ve ilk yıl melezlemelerinden elde edilen bitkilere M. laxa ile sürgün inokulasyonu yapılarak genotipler duyarlılık düzeyine göre gruplandırılmıştır. Ayrıca TOAG-806 nolu projeden elde edilmiş mevcut Hacıhaliloğlu F1 melez populasyonundaki genotipler doğal koşullarda yapay çiçek inokulasyonu ile M. laxa testlenmiş ve duyarlılık durumları belirlenmiştir. Mevcut genotiplerde 3 yıl boyunca fenolojik gözlemler, meyve pomolojik özellikler ve tanımları yapılmıştır. İncelenen özelliklerle ilgili değerlendirmeler sonucunda monilyaya dayanım ve sofralık ve kurutmalık bakımdan ümitvar görünümdeki genotipler belirlenmiştir.Öğe Ödemiş/İzmir'de yetiştirilen bazı Trabzon hurması çeşitleri üzerinde araştırmalar(Ege Üniversitesi, 2008) Evrenosoğlu, Yasemin; Mısırlı, AdaletPersimmon, pollination, storage, fruit characteristics.;Trabzon hurması besin içeriği, tat ve görünüş yönüyle sevilerek tüketilen ve dış satım açısından giderek önemi artan bir meyve türüdür. Ülkemizde farklı ekolojik koşullarda iklim ve toprak seçiciliği olmaksızın yetişebilmektedir. Bu bağlamda, Trabzon hurması yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi önem taşımaktadır. Kültür çeşitlerinde meyve tutumu için tozlayıcı çeşit kullanımına gereksinim duyulmaktadır. Son yıllarda üretiminde artış görülen bu ürünün pazarda bulunma süresi hasat zamanıyla sınırlıdır. Bu noktadan hareketle hazırlanan projede, Ödemiş/İzmir'de mevcut Trabzon hurması çeşitlerinde fenolojik ve pomolojik gözlemler, döllenme biyolojisi, çeşitlerinin depolama süreleri ile depolama boyunca kalite özelliklerindeki değişimler ve mikrobiyal yükün belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırma sonucunda, tozlayıcı kullanımının meyve tutum oranının arttırdığı görülmüştür. Hasat sonrasına ait incelen tüm parametreler, Ödemiş bölgesinde yetiştirilen "Hachiya" ve "Fuji" çeşitlerinin 0.5°C sıcaklık ve % 90-95 oransal nemde 3 ay süreyle başarıyla depolanabileceğini göstermiştir. Sıcak su uygulamalarının meyvelerde hem çürüklük gelişimini en fazla etkilediği ve hem de fungal ve fizyolojik bozulmaların büyük ölçüde azalttığı tespit edilmiştir.;Trabzon hurması, Tozlama, Depolama, Meyve özellikleri.Öğe Yeşil gübre olarak kullanılan bazı baklagil yem bitkilerinin bağ arasındaki hasıl verimleri ile üzüm verimi ve kalitesine etkileri(Ege Üniversitesi, 2009) Günen, Evren; Evrenosoğlu, Yasemin; Geren, HakanBu çalışma, 2005-2008 yılları arasında, Ege Üniversitesi Ödemiş Meslek Yüksekokulu'nun Ödemiş'teki deneme arazilerinde, bağ arasına yalın ve karışık olarak ekilen farklı baklagil yembitkilerinin (Vicia pannonica, V.villosa, V.sativa, V.narbonensis, V.faba var. major, Lathyrus ochrus) yeşil kütle verimleri ile üzüm verimi ve kalitesine etkilerini saptamak amacıyla yürütülmüştür. Çalışma, tesadüf blokları deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak kurulmuştur. Azot fiksasyonunu saptamak için Lolium multiflorum referans bitki olarak kullanılmıştır. Üzüm çeşidi olarak da 25-26 yaşında, R-99 anacı üzerine aşılı "Çekirdeksiz Sultani Üzüm" kullanılmıştır. Sonuçlar; en yüksek yeşil kütle, kuru madde ve ham protein veriminin V.faba+V.villosa, V.faba+L.ochrus ve V.faba+V.sativa karışımlarından elde edildiğini göstermiştir. Bu karışımlar aynı zamanda en yüksek azot fiksasyonu (~18 kg/da) da sağlamışlardır. Yeşil gübre uygulaması, ilk yıl üzüm verimini Kontrol-2'ye göre önemli derecede düşürmüş, budama artışı ağırlığını yükseltmiş, şeker oranı ve randımanını önemli olmayan derece arttırmıştır. Ertesi yıl üzüm verimi Kontrol-1'e göre yükselirken yine Kontrol-2'nin gerisinde kalmış, şeker içeriği ve randıman Kontrol-2'e göre yükselmiştir.;Green manure crops, Fresh biomass yield, N fixation, Fresh grape yield, Sugar content, Pruning weight.;Yeşil Gübre Bitkileri, Yeşil Kütle Verimi, N Fiksasyonu, Üzüm Verimi, şeker Oranş, Budama Artığı Ağırlığı.