Yazar "Ünal, Gülfem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 20
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Az yağlı yoğurtlarda B.animalis canlılığı ve aktivitesine fruktooligosakkarit ve peynir suyu protein konsantresinin etkisi(Ege Üniversitesi, 2006) Gönç, Sıddık; Akalın, A. Sibel; Federya, Serap; Ünal, Gülfem[Abstract Not Available]Öğe Cholesterol Levels and Some Nutritional Parameters of Traditional Cheeses in Turkey(2016) Karagözlü, Cem; Yerlikaya, Oktay; Akpınar, Aslı; Ünal, Gülfem; Ergönül, Bülent; Ender, Gülşah; Uysal, Harun Raşit…Öğe Cholesterol levels and some nutritional parameters of traditional Turkish cheese in Turkey(2016) Karagözlü, Cem; Yerlıkaya, Oktay; Akpınar, Aslı; Ünal, Gülfem; Ergönül, Bülent; Ender, Gülşah; Uysal, Harun Raşit…Öğe Demir Eksikliği ve Süt Ürünlerinin Demirce Zenginleştirilmesi(2004) Ünal, Gülfem; Akalın, A. Sıbel…Öğe Öğe Influence of Supplementation with Green and Black Tea on Viscosity and Sensory Characteristics of Drinking Yoghurt(2016) Ünal, Gülfem; Karagözlü, Cem; Kınık, Özer; Akan, Ecem; Akalın, Ayşe Sibel…Öğe İzmir Buca Kapalı/Açık Ceza İnfaz Kurumunda Beslenme Alışkanlıklarının Belirlenmesi(2020) Ünal, Gülfem; Oskay, Halis OngunAmaç: Çalışmada, İzmir Buca Kapalı/Açık Ceza İnfaz Kurumu mahkumlarının vepersonelinin sosyo-demografik özelliklerinin tespit edilmesi, ana ve ara öğün tüketmealışkanlıklarının belirlenmesi ve bu durumun kişilerin yeterli ve dengeli beslendiklerinidüşünmeleri ile ilişkilendirilmesi amaçlanmıştır.Materyal ve Metod: Çalışmanın materyalini İzmir Buca Kapalı/Açık Ceza İnfazKurumu’nda bulunan farklı demografik özelliğe sahip 42 personel ve 444 hükümlü/tutuklu olmak üzere toplam 486 kişi ile yüz yüze yapılan anketler oluşturmaktadır.Anketlerde katılımcıların sosyo-demografik özellikleri, yeterli ve dengeli beslendiklerinidüşünüp düşünmedikleri ve beslenme alışkanlıkları ile ilgili sorulara yer verilmiştir.Katılımcıların yeterli ve dengeli beslendiklerini düşünüp düşünmemeleri ile beslenmealışkanlıklarına bağlı farklı değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koymak üzere ki-kare testiuygulanmıştır.Bulgular ve Sonuç: Personelin %73.8’i ve tutuklu/hükümlülerin ise %68.0’i yeterlive dengeli beslendiklerini düşünmediği belirlenmiştir. Katılımcıların %63.2’si anaöğün atladıklarını ve en sık atlanan ana öğünün sabah kahvaltısı olduğunu beyanetmişlerdir. Tüm katılımcıların %80.7’sinin ara öğün atladıkları ve en yaygın atlananara öğünün ise kuşluk olduğu saptanmıştır. Çalışmaya katılan kişilerin çoğu ara öğünatlama sebebinin alışkanlıklarının olmaması olarak göstermiştir. Katılımcıların yeterli vedengeli beslendiklerini düşünmeleri ile ana ve ara öğün tüketme alışkanlıkları arasındakiilişki istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Ceza infaz kurumlarında kişilerin yeterlibeslenmelerinin sağlanması ve bunun kalitesi ve takibi ortam huzurunun sağlanmasıaçısından etkin bir rol oynamaktadır.Öğe Kazeinat veya peynir suyu protein konsantresi ile zenginleştirmenin yoğurdun duyusal, biyokimyasal ve reolojik özellikleri ile yoğurt bakterilerinin gelişimi üzerine etkisi(Ege Üniversitesi, 2008) Ünal, Gülfem; Akalın, A. SibelFarklı oranlarda (%2 veya %4) kazeinat veya peynir suyu protein konsantresi ile zenginleştirilmiş yoğurtların duyusal, reolojik ve biyokimyasal özellikleri ile yoğurt bakterilerinin canlılığı incelenmiş ve aynı oranlarda yağsız süttozu içeren yoğurtlar ile kıyaslanmıştır. Yoğurdun süt proteini esaslı ingrediyenler ile zenginleştirilmesi kurumadde, pH, %laktik asit değerleri ile yoğurt bakterilerinin canlılığını etkilemiştir (p<0.05). Her iki ingrediyen de L.bulgaricus sayısını önemli düzeyde arttırmış, en yüksek değerler peynir suyu protein konsantresi ilaveli yoğurtlarda saptanmıştır. En yüksek sertlik değerleri kazeinat ilaveli yoğurtlarda, en düşük değerler ise yağsız süttozu içeren yoğurtlarda belirlenmiştir (p<0.05). Aynı oranda kazeinat veya peynir suyu protein konsantresi içeren yoğurtlar arasında viskozite değerleri açısından istatistiksel olarak fark bulunmazken (p>0.05), peynir suyu protein konsantresi ilaveli yoğurtların kazeinat ilaveli yoğurtlara göre daha fazla su tuttuğu saptanmıştır. %2 oranında kazeinat veya peynir suyu protein konsantresi ile zenginleştirme dış görünüş, kıvam, koku, lezzet ve tüm izlenim özelliklerini önemli düzeyde (p>0.05) etkilememiştir. Peynir suyu protein konsantresi oranının %4’e yükseltilmesi yoğurdun dış görünüş, lezzet ve tüm izlenim değerlerini önemli düzeyde düşürmüştür (p<0.05). Yoğurdun kazeinat veya peynir suyu protein konsantresi ile zenginleştirilmesi in vitro protein sindirilirliğini etkilememiştir (p>0.05). %4 oranında peynir suyu protein konsantresi içeren yoğurdun antioksidan aktivitesi aynı oranda kazeinat içeren yoğurda göre yüksek bulunmuştur. Peynir suyu protein konsantresi ile zenginleştirme yoğurdun ADE (Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim) inhibisyon aktivitesini de kazeinat ile zenginleştirmeye göre daha fazla arttırmıştır. En yüksek ADE inhibisyon aktivitesi %4 peynir suyu protein konsantresi ilaveli yoğurtta saptanırken, en düşük aktivite %2 süttozu ilaveli yoğurtta belirlenmiştir.Öğe Kazeinat veya peynir suyu protein konsantresi ile zenginleştirmenin yoğurdun duyusal, biyokimyasal ve reolojik özellikleri ile yoğurt bakterilerinin gelişimi üzerine etkisi(Ege Üniversitesi, 2009) Ünal, Gülfem; Akalın, A. SibelYoghurt, Caseinate, Whey protein concentrate, Rheology, Protein digestibility, Antioxidant activity, ACE inhibitory activity.;Yoğurt, Kazeinat, Peynir suyu protein konsantresi, Reoloji, Protein sindirilirliği, Antioksidan aktivite, ADE inhibisyon aktivitesi.Öğe Koroner kalp hastalığında süt ve ürünlerinin önemi(2006) Ünal, Gülfem; Akalın, A. SibelKardiyovasküler hastalığın en sık rastlanan şekli olan koroner kalp hastalığı çoğu ülkede meydana gelen ölümlerin başlıca sebebidir. Koroner kalp hastalığının gelişiminde başta diyet olmak üzere birçok genetik ve çevresel risk faktörü rol oynamaktadır. Hastalıkta kandaki kolesterol seviyeleri büyük etken olmakta, bu nedenle diyet ile alınan yağ miktarı ve çeşidi ile kolesterol miktarı önem taşımaktadır. Süt ve ürünlerinde bazı besin öğeleri hiperkolesteremik etkiye sahipken, bazı yağ asitleri de kolesterolü düşürücü etki göstermektedir. Süt yağı içeriğinde bulunan konjuge linoleik asit ve sfingomiyelin ile fermente süt ürünlerinin koroner kalp hastalığı üzerindeki olumlu etkileri yapılan çalışmalarla ortaya konurken, sütteki bazı maddelerin olası etkileri henüz ispatlanamamıştır. Spesifik gıda gruplarının incelendiği bilimsel çalışmalarda yağca zengin süt ürünlerinin kan kolesterol seviyelerini etkileyebileceği tahmin edilirken, tam bir diyette ölçülü miktarda tüketilmesinin koroner kalp hastalığı riskini arttırmayacağı vurgulanmaktadır. Koroner kalp hastalığından korunmak ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için temel gıda gruplarından önerilen miktarlarda tüketilmesi gerektiği; ayrıca koroner kalp hastalığı gelişiminde genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu unutulmamalıdır.Öğe Prebiyotik ilave edilen fermente sütlerde bakteri canlılığının ve probiyotik bakterilerin in vitro gastrointestinal sindirim koşullarına toleranslarının belirlenmesi(Ege Üniversitesi, 2017) Koçer, Esra; Ünal, Gülfemİnulin, polidekstroz ve Hi- maize dirençli nişasta ilavesinin ABT fermente sütteki kültür bakterileri canlılığına ve Lactobacillus acidophilus La-5 ve Bifidobacterium animalis subsp. lactis Bb-12'nin simüle gastrointestinal sindirim koşulları altında canlılığına (L.acidophilus La-5, B.animalis subsp. lactis Bb-12 ve Streptococcus thermophilus) etkisi 28 günlük depolama süresince araştırılmıştır. Prebiyotiklerin duyusal özelliklere etkisi de depolama boyunca değerlendirilmiştir. Probiyotik bakteri canlılığı depolama süresi boyunca 6-8 log kob / g arasında değişmiş ve prebiyotikler depolama boyunca L.acidophilus La-5 ve B. animalis Bb-12 canlılığı üzerinde etkili olmamıştır. B.animalis Bb-12 gastrointestinal stres altında L.acidophilus La-5'a göre daha yüksek oranlarda canlılık göstermesine rağmen her iki probiyotik bakteri canlılığı in vitro deney süresince tüm örneklerde azalma göstermiştir. Düşük pH (2.2-2.6) koşullarına maruz kalma, L.acidophilus La-5 canlılığında B.animalis subsp. lactis Bb-12'ye kıyasla önemli ölçüde daha fazla azalmaya neden olmuştur. İnülin ilavesi gastrik ve enterik faz I'de diğer prebiyotiklere göre L.acidophilus La-5 sayısını arttırmasına rağmen enterik faz II sonunda tüm örnekler benzer L.acidophilus La-5 canlılığı göstermiştir. Hi-maize ilavesi 14. ve 28. günlerde B.animalis Bb-12'nin simüle gastrointestinal koşullara toleransı üzerinde koruyucu bir etki göstermiştir. İnülin veya Hi-maize dirençli nişasta ilavesi fermente sütlerin duyusal özelliklerini etkilemezken polidekstroz ilave edilen ürün özellikle depolama sonunda en düşük puanları almıştır.;Probiyotik, Prebiyotik, Fermente süt, İn vitro gastrointestinal canlılık.;Probiotic, Prebiotic, Fermented milk, In vitro gastrointestinal survival.Öğe Probiyotik yoğurt üretiminde farklı çilek çeşitleri kullanımının ürünün duyusal ve biyokimyasal özellikleri ile bakteri canlılığı üzerine etkisi(Ege Üniversitesi, 2022) Ünal, Gülfem; Tüzel, Yüksel; Şen, Fatih; Özer, Elif; Akdeniz, VildanÇalışmada farklı çilek çeşitlerinden (Albion, Camarosa, Rubygem) hazırlanan pulp ve Bifidobacterium animalis subsp. lactis ilave edilen probiyotik yoğurdun kimyasal, mikrobiyolojik, duyusal ve bazı biyokimyasal özellikleri 21 günlük depolama boyunca incelenmiştir. Çilek pulpu içermeyen yoğurt kontrol grubu olurken diğer ürün gruplarına pulp %15 oranında ilave edilmiştir. Bunun yanında çilek çeşitlerinin kimyasal, fiziksel ve biyokimyasal özellikleri de belirlenmiştir. Çilek çeşitleri arasında C vitamini açısından istatistiksel olarak bir fark tespit edilememiştir (p>0.05). Toplam fenol miktarı, antioksidan aktivite ve toplam antosiyanin miktarı açısından genel olarak en yüksek değerler Albion çilek çeşidinde saptanırken Rubygem çilek çeşidi en düşük değerlere sahip olmuştur. Probiyotik yoğurtların titrasyon asitliği depolama boyunca Türk Gıda Kodeksi Fermente Sütler Tebliği'ne uygun değerler göstermiştir. En yüksek Streptococcus thermophilus canlılığı depolamanın 1. ve 7. günlerinde Albion çilek çeşidi içeren yoğurtta saptanmıştır. Lactobacillus bulgaricus canlılığı ise 21 günlük depolama boyunca kontrol örneğinde en düşük olmak kaydıyla depolamanın 14 günü boyunca Albion ve Camarosa çilek çeşidi içeren probiyotik yoğurtlarda daha yüksek tespit edilmiştir. Diğer yandan yoğurda çilek ilavesi B.lactis'in canlılığını kontrol grubuna göre arttırmış ve canlı probiyotik bakteri sayısı için belirlenen minimum 6 log cfu/g seviyesi depolama boyunca tüm yoğurtlarda korunmuştur. Duyusal özellikler açısından ise tüm yoğurt örneklerinin yüksek derecede kabul gördüğü ve beğenildiği görülmektedir. Depolama boyunca en yüksek toplam fenolik madde miktarı ve antioksidan aktivite Albion çilek çeşidi içeren yoğurtta tespit edilmiştir. Bu durum çilek çeşitlerinde yapılan toplam fenol miktarı ve antioksidan aktivite analiz sonuçları ile sonuçları ile uyum içerisindedir.;çilek, probiyotik yoğurt, Bifidobacterium animalis subsp. lactis, antioksidan aktivite.;Strawberry, probiotic yoghurt, Bifidobacterium animalis subsp. lactis, antioxidant activity.Öğe Probiyotikler ve allerji(2005) Akalın, A. Sibel; Ünal, GülfemProbiyotikler, yeterli miktarlarda alındığında geleneksel beslenme etkilerinin ötesinde sağlık üzerinde olumlu etki gösteren canlı mikroorganizmalar olarak tanımlanmaktadır. Probiyotiklerin söz konusu olumlu etkilerinden biri bağırsak metabolizmasına etki ederek mukozal bağışıklığı uyarmasıdır. Son zamanlarda yapılan birçok çalışmada atopik egzema, astım ve diğer allerjileri kapsayan atopik hastalıklar ile gıda allerjilerinin belirtilerinin tedavisinde ve bunlardan korunmada bağırsaklarda kolonize olan bakterilerin rollerinden bahsedilmektedir. Probiyotiklerin mukozal bariyer fonksiyonunu geliştirerek allerjik reaksiyon üzerinde yararlı etki gösterdiği ve bunun yanında küçük çocuklar tarafından probiyotik tüketiminin bağışıklık sisteminin gelişimini olumlu yönde etkileyebildiği bildirilmektedir. Lactobacillus rhamnosus, Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium bifidum gibi probiyotikler süt proteininin neden olabileceği gıda allerjilerinin tedavisinde kullanılmaktadır. Örneğin Lactobacillus rhamnosus'un muhtemelen bu proteinleri daha küçük peptidlere ve amino asitlere parçalamak suretiyle etki ettiği belirlenmiştir. Söz konusu bakterinin diyetlerine ilave edilen çocuklarda atopik dermatit belirtilerini azalttığı da tespit edilmiştir. Yeni doğan bebeklerde probiyotik kullanımı onları çocukluk döneminde oluşabilecek allerjilerden koruyabilmektedir. Özellikle son yıllarda allerjik hastalıkların sık görülmesi sonucu konu ile ilgili çalışmalar artmakta ve Batılı toplumlarda bu hastalıkların tedavisinde toz, jel veya kapsül formunda probiyotikler kullanılmaktadır.Öğe Süt proteinlerinin gıda endüstrisinde nanoteknolojik olarak uygulama alanları(2012) Ünal, GülfemNanoteknolojinin gıda endüstrisinde kullanımı son yıllarda önem kazanmıştır. Süt proteinleri sahip oldukları yapısal ve fizikokimyasal özelliklerinden dolayı çeşitli biyoaktif maddelerin ve nutrasetiklerin nano düzeyde üretilmelerinde bir araç olarak kullanılabilmektedir. Kazein ve peyniraltı suyu proteinleri gıda nanoteknolojisinde nanokürecikler, nanopartiküller, iç kabuklu nanoyapılar, emülsiyonlar veya nanotüpler olmak üzere çeşitli formlarda bulunabilmektedir. Bu derlemede, gıda endüstrisinde nanoteknoloji uygulamaları ve süt proteinlerinin bu uygulamalardaki önemi hakkında bilgiler verilecektir. Bunun yanında konu ile ilgili risk değerlendirmesi ve ilgili düzenlemeler üzerinde de durulacaktır.Öğe Öğe Süt ürünlerinde bir kalite parametresi:(Ege Üniversitesi, 2011) Dinkçi, Nail; Akalın, Sibel; Akbulut, Necati; Ünal, GülfemLisinoalanin; süt, peynir, süttozu, mama.;Lysinoalanine, milk, cheese, milk powder, infant formula.;Ticari içme sütleri ve peynir, süttozu, peynir tozu, kazeinat ve mama örneklerinde bulunan lisinoalanin (LAL) miktarları Gaz Kromatografisi kullanılarak tespit edilmiştir. Farklı miktarda LAL ve ayrıca protein içeren standart çözeltiler hazırlanarak LAL pikleri ve konsantrasyonlar arasında lineer bir ilişki belirlenmiştir. Örneklerdeki LAL miktarı iç standart metoduyla bulunmuştur. İçme sütlerinde ortalama 42.99 - 272.86 og / kg protein, peynirlerde 0 - 302.58 og / kg protein, süttozlarında 205.04 - 346.96 og / kg protein ve mamalarda 0 - 309.51 og / kg protein değerleri arasında belirlenmiştir.Öğe Türkiye'deki Geleneksel Peynirlerin Kolesterol Düzeyleri ve Bazı Beslenme Parametreleri(2016) Karagözlü, Cem; Yerlikaya, Oktay; Akpınar, Aslı; Ünal, Gülfem; Ergönül, Bülent; Ender, Gülşah; Uysal, Harun Raşit…Öğe Üzümsü meyve ilavesinin probiyotik yoğurdun antioksidan aktivitesi ile bakteri canlılığına etkisi(Ege Üniversitesi, 2024) Ünal, Gülfem; Hacıoğlu, ElifBu çalışmada üç farklı üzümsü meyve (ahududu, yaban mersini veya kurt üzümü) marmelatı ilavesinin Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium animalis subsp. lactis içeren probiyotik yoğurdun kimyasal, mikrobiyolojik, tekstürel, renk ve duyusal karakteristikleri ile antioksidan özelliklerine etkisi 21 günlük depolama süresince araştırılmıştır. Çalışmada meyve marmelatı içermeyen probiyotik yoğurt ise kontrol grubunu oluşturmuştur. Probiyotik yoğurtlarda Lactobacillus bulgaricus ve Streptococcus thermophilus canlılığı depolama boyunca 7.5 log kob/g’ın üzerinde bulunmuştur. Yoğurda ahududu, yaban mersini ve kurt üzümü marmelatı ilavesi yoğurt bakterilerinin canlılığını kontrol yoğurduna kıyasla genel olarak önemli derecede etkilememiştir. Probiyotik yoğurt çeşitlerinde B. lactis ve L. acidophilus sayıları depolama boyunca probiyotik bakteriler için önerilen minimum (106 -107 kob/g) canlılığı sağlamıştır. Bunun yanında her iki probiyotik bakteri de depolama sonunda önemli düzeyde azalma göstermemiştir. Üzümsü meyve marmelatı ilavesi yoğurt örneklerinde B. lactis canlılığını depolamanın 14. ve 21. günlerinde önemli derecede arttırırken, depolama sonunda kurt üzümü ilavesinin canlılığı arttırıcı etkisi ön plana çıkmıştır. Depolamanın 1. ve 7. günlerinde üzümsü meyve marmelatı ilavesi L. acidophilus sayılarını önemli oranda arttırmıştır. Depolamanın çoğu gününde ahududu ve kurt üzümü meyvelerinin L. acidophilus canlılığı üzerinde daha etkili oluğu belirlenmiştir. Duyusal özellikler açısından en beğenilen probiyotik yoğurt ahududu marmelatı ilaveli örnek olurken, en yüksek viskozite ve su tutma değerleri kurt üzümü marmelatı ilaveli yoğurtta tespit edilmiştir. Üzümsü meyve marmelatı ilavesi probiyotik yoğurdun renk özelliklerini de depolama boyunca önemli derecede etkilemiştir. Toplam fenolik madde miktarı depolama boyunca en yüksek kurt üzümü ilaveli probiyotik yoğurtta tespit edilmiştir. En yüksek DPPH radikalini bağlama kapasitesi de depolamanın ilk 14 günü süresince kurt üzümü marmelatı ilave edilen örnekte saptanırken, 21.günde probiyotik yoğurtlar arasında istatistiksel olarak fark bulunamamıştır. Meyveli yoğurtlarda toplam antosiyanin miktarının göstergesi olarak kullanılabilen pelargonidin-3-glikozit miktarı depolama boyunca yaban mersini ilaveli örnekte ahududu ilaveli örneğe göre yüksek bulunmuştur. Kurt üzümü marmelatı ilave edilen yoğurtta pelargonidin-3-glikozit cinsinden antosiyanin belirlenememiştir. Antosiyanin belirlenen yoğurt örneklerinde değerler depolama süresince azalma eğiliminde olmuştur. Kurt üzümü meyvesinin probiyotik yoğurt üretiminde kullanılması, fonksiyonel gıda üretimine olumlu bir katkı sağlayacaktır.Öğe Üzümsü meyve tozu kullanımının probiyotik yoğurdun duyusal özelliklerine ve in vitro gastrointestinal sindirim koşullarındaki antioksidan aktivitesine etkisi(Ege Üniversitesi, 2018) Ünal, GülfemBu projenin amacı, %2 oranında farklı üzümsü meyve (ahududu, kızılcık ve yaban mersini) tozu ilavesinin Bifidobacterium animalis subsp. lactis içeren probiyotik yoğurdun kimyasal ve duyusal özelliklerine ve in vitro gastrointestinal sindirim koşullarındaki fenolik madde miktarına ve antioksidan aktivitesine etkisinin değerlendirilmesidir. Depolama süresince en yüksek pH değerleri kontrol yoğurdunda belirlenirken kızılcık tozu ilaveli yoğurdun pH değerleri en düşük olarak saptanmıştır. Probiyotik yoğurtların görünüş ve tekstür puanları arasında depolama süresince önemli bir farklılık gözlenmemiştir. Toplam kabul edilebilirlik açısından depolamanın 1. ve 14.günlerinde örnekler arasında bir fark bulunmazken 28.günde panelistler tarafından en az beğenilen ürün kızılcık tozu ilaveli yoğurt olurken, en fazla beğenilen örnek ahududu tozu ilave edilen yoğurt olmuştur. En yüksek toplam fenolik madde miktarı depolama boyunca yaban mersini tozu ilaveli yoğurtta, en düşük değerler ise kontrol yoğurdunda saptanmıştır. İn vitro gastrik faz koşullarında yaban mersini tozu ilaveli yoğurt dışındaki örneklerin toplam fenolik madde miktarları önemli derecede azalmıştır. İntestinal faza geçişte ise tüm yoğurtların söz konusu değerlerinde önemli derecede düşüş gözlenmiştir. Ahududu ve yaban mersini tozu ilaveli yoğurtların diyaliz olan fraksiyonlarındaki fenolik madde miktarları duodenal fraksiyondaki değerlere göre daha düşük bulunmuştur. En yüksek DPPH bağlama aktivitesi depolama süresince kontrol örneğinde en düşük değerler ise yaban mersini tozu ilave edilen probiyotik yoğurtta tespit edilmiştir. Tüm örneklerin DPPH bağlama aktiviteleri 28 günlük depolama boyunca gastrik ve intestinal faz koşullarında önemli derecede azalmıştır. Gastrik fazda en yüksek DPPH bağlama kapasitesini yaban mersini tozlu edilen probiyotik yoğurt göstermiştir. Depolamanın sonunda diyaliz olan fraksiyondaki en yüksek DPPH bağlama kapasitesi yaban mersini tozlu yoğurtta gözlenmiştir.;Probiyotik Yoğurt, İn Vitro Gastrointestinal Sindirim, Antioksidan Aktivite, Duyusal Özellikler.;Probiotic Yoghurt, In Vitro Gastrointestinal Digestion, Antioxidant Activity, Sensory Properties.Öğe Uzun Zincirli Omega-3 Yağ Asitleri (EPA ve DHA) ve Oleik Asidin Sütün Zenginleştirilmesinde Kullanımı(2012) Ünal, Gülfem; Açu, Merve…