Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Ünak, Turan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    8-Hidroksikinolin glukuronid'in nitro türevlerinin sentezi
    (Ege Üniversitesi, 1991) Ünak, Perihan; Ünak, Turan
    Bu çalışmada anti-kanser potansiyeli bilinen 8-OHQ-glukuronid'in nitro grubu içeren çeşitli türevlerinin sentezi üzerinde çalışılmıştır. İlk aşamada 5-nitro-8-hidroksikinolin, 7-nitro-8-hidroksikinolin, 5-iyodo-7-nitro-8-hidroksikinolin, 4-nitro-7-iyodo-8-hidroksikinolin, 7-nitro-8-hidroksikinolin-5-sülfonik asit, 5-kloro-7-nitro-8-hidroksikinolin, 8-hidroksikinolin-5-sülfonik asit sentezlenmiştir. Bu bileşiklerden bazılarının sentezi literatürde bilinen yollarla yapılırken, 7-nitro-8-hidroksikinolin, 4-nitro-7-iyodo-8-hidroksikinolin gibi bazılarının sentezinde ise yeni yöntemler denenmiştir. İkinci aşamada elde edilen kinolin bileşiklerin glukuronid türevleri sentezlenmiştir. Glukuronidleşme reaksiyonu para-tolüen sülfonik asit katalizörlüğünde, vakum gerçekleşmiştir. En uygun reaksiyon şartları, erime noktası 100oC den küçük olan aglikon bileşikleri için erime noktası civarı, büyük olanlar için ise 100-110oC ve katalizör konsantrasyonu aglikonun 1/5'i olarak tespit edilmiştir. Sentezi yapılan bileşiklerin 1R, NMR, UV ve kütle spektroskopisi yöntemleriyle yapı tayinleri yapılmıştır. Bu şekilde, ilk defa olarak kimyasal yolla bu tip bileşiklerin sentezleri yapılmış olmaktadır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Anilin-mustard-glukurond'in sentezi radyoaktif iyod ile işaretlenmesi
    (Ege Üniversitesi, 2000) Akgün, Zeynep; Ünak, Turan
    Bu çalışmanın temel amacı, radyoterapik ve kemoterapik etkilerin bir araya geldiği antikanser bir ilacın tasarlanmasıdır. Bu amaçla, antikanser bir ajan olarak anilin-mustard seçilmiştir. Anilin-mustardın antikanser özelliği, onun DNA ile çapraz bağlanma yapabilmesinden kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda, anilin-mustardın literatürde bazı kanser hücrelerinde seçimli olarak birikim yapabildiği de kayıtlıdır. Anilin-mustardın bu seçimli olarak birikim gösterebilme özelliği ise, bazı kanser türlerinde fazla olarak bulunabilen B-glukuronidaz enziminin varlığı ile açıklanmaktadır. Buna göre, anilin-mustard ilk olarak karaciğerde bir hidroksilaz enzimi ile hidroksillenir, daha sonra da, UDP-glukoziltransferaz enzimi ile de glukuronid türevi haline dönüştürülür. Öte yandan, literatüre de yüksek LET değerine sahip radyasyonlar salan radyonüklidlerin canlı sistemler üzerinde yüksek bir radyotoksik etkiye sahip olduğu kayıtlıdır. Alfa radyasyonları ile Auger electronları genel olarak yüksek LET değerine sahip olan radyasyonlar kategorisinde yer almaktadır. Bu da, etkin alfa ve/veya Auger elektronu salan radyonüklidlerin yüksek radyotoksik etkiye sahip radyonüklidler olduğu anlamını taşımaktadır. Özellikle çok kısa menzile sahip olan bu radyasyonlar radyotoksik etkinin çok küçük bir bölge içinde sınırlı kalmasına neden olmaktadır. Bunun anlamı da, radyotoksik etkinliğin yalnızca radyonuklidin bozunma bölgesi ile sınırlı kalmasıdır. Bu tür bir radyonuklidin bir kanser hücresinin çekirdeği içinde, özellikle de DNA yapısında veya DNA'ya çok yakın bir bölgede bozunması halinde, bu kanser hücresinin çok ciddi bir hasar göreceği muhakkaktır. Bu yüzden, yüksek LET değerli radyasyonlar salan radyonüklidler de, kanser radyoterapisinde geniş bir uygulama alanına sahip bulunmaktadır. 123I, 125I, 211At ve benzeri bazı radyonüklidler yüksek radyotoksisiteye sahip olan bu radyonüklidler kategorisinde yer alırlar. Bu çalışmada, anilin-mustard literatürde verilen şartlar uygulanarak sentez edilmiş ve onun glucuronid türevi ise, ağızdan anilin-mustard verilen bir tavşanın idrarından metabolik yolla edilmiştir. Daha sonra, anilin-mustard ve onun metabolik glukuronid türevi radyoaktif iyodogen yöntemi kullanılarak 131I ile işaretlenmiştir. Böylece bu bileşiklerin diğer radyoaktif iyod izotopları ve hatta bir başka halojen olan 211At ile işaretlenebilmesi imkanı ortaya konmuş bulunmaktadır. Sonuç olarak da, anilin-mustard ve onun metabolik glukuronid türevinin literatürde ilk kez radyoiyodinasyonu gerçekleştirilmiş olmaktadır. Radyoiyodinasyonu yapılmış olan bu maddelerin ilk metabolik testleri de tavşanlar üzerinde yapılmıştır. Bunun için, kulak damarlarından bu maddelerin injeksiyonu yapılan tavşanların dinamik sintigramları alınmıştır. Bu sintigrafik incelemeler anilin-mustardın aşağı-yukarı 15 dakikalık bir süre içinde süratle metabolizmadan temizlenerek mesaneye geçtiğini göstermiştir. Bu temizlenme zamanının, anilin-mustardın metabolik glukuronid türevi için 45 dakika dolayında olduğu da bulunmuştur. Radyoiyodinasyonu yapılan anilin-mustardın vücut organlarındaki daha detaylı dağılımlarının zamanla değişimleri de, sıçanlar üzerinde denenmiştir. Bu vücut dağılımlarından elde edilen sonuçlar da, anilin-mustard ile onun metabolik glukuronid türevinin arasındaki ilginç farklılığı açıkça ortaya çıkarmıştır. Bu ilginç farklılıklardan birisi de karaciğerde gözlenmiştir. Karaciğerdeki anilin-mustard aktivitesinin zaman içinde hafifçe artış göstermesine karşın, bunun metabolik glukuronid türevinin hafifçe bir azalış gösterdiği tespit edilmiştir. Bu da, anilin-mustard ile onun metabolik glukuronid türevi arasındaki drug-prodrug ilişkisini açıkça ortaya koymaktadır. Diğer ilginç bir sonuç da, pankreasta gözlenmiştir. Bu organdaki her iki maddeye ilişkin aktivite birikimi ise % 20-25 olacak kadar yüksek bulunmuş, ancak bunun 24 saatlik süre içinde pratikçe temizlendiği gözlenmiştir. Midedeki aktivite birikimi anilin-mustard durumunda % 30'lara varan bir ölçüde yüksek bulunmuşken, bu miktar metabolik glukuronid türevi için yalnızca % 6'lar civarında kalmıştır. Sıçanlar üzerindeki bu vücut dağılım çalışmalarından elde edilen sonuçlar da, bu iki maddenin metabolik karakterlerinin farklılığını açıkça ortaya koymuştur. Bütün bu sonuçlar, bazı kanser hücreleri içinde gerçekten seçimli olarak birikim gösterdiğinin kanıtlanması durumunda, aniline-mustardın glukuronid türevinin radyoiyodinasyonu yapılan bir prodrug olarak kullanılabileceğini ortaya koymaktadır. Bu yüzden, bu çalışmanın gelecek aşamalarında, anilin-mustard ve onun glukuronid türevinin drug-prodrug sistemi olarak tümör oluşturulacak laboratuvar hayvanları veya doku kültürü ile üretilecek kanser hücreleri üzerinde test edilmesi hedeflenecektir. Anahtar kelimeler: Anilin-mustard, B-glukuronidaz, anilin-mustard-glucuronid, radyoiyodinasyon, iyod-131, iyod-125, iodogen, glukuronid.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Antikanser potansiyelesahip bazı glukuronid türevi maddelerinin sentezi ve radyoiodinasyon şartlarının incelenmesi
    (Ege Üniversitesi, 1996) Ongun, Binnur; Ünak, Turan
    Bu çalışmada, fenil-N-glukuronid, ?-naftil-N-glukuronid, p-aminofenil-N-glukuronid, p-fenilen-N-N'-diglukuronid gibi bazı N-glukuronid türevi maddeler sentez edilmiş ve radyoaktif iyod-131 ile işaretlenmiştir. Bu çalışmanın amacı, bazı toksik maddelerin yapısal toksisiteleri ile iyod-125 radyoaktif çekirdeğinin radyotoksisitesinin birleştirilebileceği anti-kanser maddeler üretilebilmektedir. Bilindiği gibi, bazı kanser hücrelerinde yüksek düzeyde ?-glukuronid enzimi vardır. Bu enzim sayesinde glukuronid türevi bileşikler deglukuronidasyona uğrayarak bunların aglikon denen toksik kısımları seçimli olarak bu tür kanser hücreleri içine girerler. Ancak, bu tür bileşiklerin toksisiteleri anti-kanser ilaç olarak kullanımda pek etkili olamamaktadır. Öte yandan, Auger elektronları salıcı olarak bilinen iyod-125'in büyük bir radyotoksik etkisinin olduğu bilinmektedir. Bu sebeplerden dolayı, iyod-125'in radyotoksisitesi ile toksik maddelerin yapısal toksisitelerinin birleştirilip, seçimli olarak kanserli hücrelere gönderilebilmesi kanser araştırmalarında büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar, N-glukuronid türevi bileşiklerin radyoaktif iyod-131 ile işaretlenmesi için uygulanan iodogen methodunun, radyoaktif iyod-125 ile işaretleme için de aynen geçerli olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, iyod-125 veya iyod-131 ile işaretli olan bu glukuronid türevi maddelerin gerek teşhis gerekse tedavi amacıyla kanser araştırmalarında kullanılabilmesi mümkündür.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Çeşitli meyva ve bitkilerden elde edilen sulardaki doğal oksijen-18 miktarlarının ölçülmesi
    (Ege Üniversitesi, 2013) Sarıcan, Gözde; Ünak, Turan
    Oksijen doğada 3 kararlı izotopunun karışımı halinde bulunmaktadır. Bu izotoplar da, 16O (% 99.759), 17O (% 0.037) ve 18O (% 0.204)'dir. Dolayısıyla doğal olarak bulunan su da bu 3 oksijen izotopunun oluşturduğu farklı izotopik moleküllerin karışımından oluşmaktadır. Bunlar içinde molekül ağırlığı 20 olan ve 18O izotopunu içeren su moleküllerinin oluşturduğu "18O'li Ağır Su"yun kaynama noktası bol olarak bulunan "16O'li Su"ya oranla daha yüksektir. Bu da, sürekli buharlaşmanın sözkonusu olduğu yerlerde suyun içinde doğal olarak bulunan "18O'li Ağır Su" miktarının giderek artmasına, yani suyun 18O açısından zenginleşmesine neden olmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak Okyanus suyunda ve de çeşitli bitkilerin meyva ve yaprak sularında 18O oranın zenginleştiği, bilimsel olarak yapılan çalışmalarla kanıtlanmış durumdadır. Önemli oranda su içeren bitkilerin, sıcak yaz ayları boyunca güneş altında oluşumu sırasında içinde biriken suyun aşırı ve sürekli buharlaşmaya maruz kalması nedeniyle, "18O'li Ağır Su" açısından önemli ölçüde zenginleşmiş olabileceği düşünülmektedir. Bunun düşünüldüğü gibi çıkması halinde ise, bu bitkilerin meyvalarından elde edilecek suyun özellikle, petrokimyasal maddeler içermeyen sağlıklı kozmetik ürünlerin hazırlanmasında büyük bir ticari potansiyel oluşturabileceği öngörülmektedir. Bu çalışmada çeşitli meyva ve bitkilerin ihtiva ettikleri su destilasyon ile elde edilerek, söz konusu su örneklerinin 18O yüzdeleri İngiltere'deki Iso Analytical Ltd.'a ölçtürülmüştür. Karpuz, Erik, Kauçuk yaprağı, Kalonche sp. yaprağı, Kivi, Muz, Kaktüs gibi meyva ve bitkilerin kullanıldığı çalışmada, örneklerin çoğunun 18O yüzdesi açısından zenginleşmiş olduğu saptanmıştır. En fazla 18O zenginleşmesi % 204.84 oranıyla Kalonche sp. yaprağından elde edilen suda tespit edilmiş ve söz konusu bitkiden elde edilen su için delta değeri - 23.69 olarak bulunmuştur. Çalışmada bitki veya meyva sularının elde edilmesi için kullanılan destilasyon işlemi boyunca, destilasyon balonu içerisinden Argon gibi inert bir gaz geçirilmesinin, 18O yüzdesini önemli oranda arttırdığı saptanmıştır. Argonsuz ortamda destilasyonla suyu alınan erik ile Argonlu ortamda destilasyonla suyu alınan erik için 18O yüzdeleri sırasıyla % 0.20108 ve % 0.20131 olarak ölçülmüş, delta değerleri de sırasıyla - 6.20 ve - 19.94 olarak bulunmuştur. İçerdiği su miktarı fazla olan Kivi'den 3 ayrı fraksiyonla toplanan su örneklerinin 18O yüzdeleri sırasıyla 1. fraksiyon için % 0.20028, 2. fraksiyon için % 0.20197, 3 fraksiyon için % 0.20293 olarak bulunmuş ve. 3. fraksiyonda toplanan suyun 18O'ce daha zengin olduğu gözlenmiştir. Muz, Kaktüs ve Karpuz'dan elde edilen su örneklerinde ise % 0.20097 ile % 20162 arasında değişen 18O yüzdeleri ölçülmüş ve söz konusu örneklerin delta değerlerinin - 3.60 ve - 7.75 arasında değiştiği saptanmıştır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Investigation of enrichment possibility of natural oxygen-18 isotope in water using microwave irradiation technique and investigation of its commercial application potential
    (Ege Üniversitesi, 2012) Ekim, Selen; Ünak, Turan
    Doğal Oksijen-18 (18O) izotopu açısından zenginleştirilmiş su, Medikal Siklotronlarda radyoaktif Fluor-18 (18F) üretimi için hedef madde olarak kullanılmaktadır. 18F Nükleer Tıpta sıklıkla kullanılan, etkin bir görüntüleme ajanı olan 18F ile işaretli 2-Fluoro-2-deoksi-D-Glukozun (18FDG) sentezlenmesinde kullanılan son derece önemli bir radyoizotoptur. Medikal siklotronlarda 18F üretmek üzere, 18O (p, n) 18F nükleer reaksiyonunun gerçekleştirilmesi için hedef madde olarak kullanılan "18Oli Ağır Su"yun zenginlik oranının % 97ler düzeyinde olması gerekmektedir. Bu durum, "18Oli Ağır Su" üretiminin önemini ortaya koymaktadır. 18FDG, başta kanser olmak üzere, birçok hastalığın erken dönemde teşhis edilmesini sağlayan, önemli bir görüntüleme ajanıdır. Fakat, üretimi sırasında gerek Medikal Siklotronlarda yürütülen işlemler, gerekse hedef madde olarak kullanılan "18Oli Ağır Su"yun üretimi için, endüstride en uygun teknik olarak uygulanan Fraksiyonlu Destilasyon tekniği ile, suyun 18O açısından zenginleştirilmesi, oldukça yüksek maliyeti olan bir uygulamadır. Bu nedenle de, sağlık sektöründe 18FDG oldukça pahalı bir görüntüleme ajanıdır. Eğer, "18Oli Ağır Su"yun maliyetinin düşürülebilmesi halinde, 18FDGnin maliyeti de büyük ölçüde düşecektir. Bunun için de, 18O açısından zenginleştirilmiş su üretimi için daha etkin ve daha ucuz bir izotop zenginleştirme tekniğinin geliştirilmesine imkan sağlayacak çalışmalar büyük önem taşımaktadır. İşte bu çalışmada, mikrodalga ışınlamaları kullanılmak suretiyle, doğal suyun ışınlanarak 18O izotopu açısından bir zenginleşme sağlanıp sağlanamayacağının ortaya çıkarılması ve olumlu sonuçlar alınması halinde ise, bunun ekonomik açıdan bir değerlendirmesinin yapılması amaçlanmış bulunmaktadır. Çalışmada, 20,000 mL saf su aşama aşama 5 mL kalana dek mikrodalga ışınlaması altında buharlaşmaya tabi tutulmuştur. Her aşamada elde edilen su örneklerinin 18O ölçümleri, Isotope Ratio - Mass Spectrometry (IR-MS) kullanılarak yapılmıştır. Bu ölçümler, kararlı izotop ölçümleri alanında Dünya genelinde tanınan ve bir İngiliz firması olan "Iso-Analytical Ltd." tarafından gerçekleştirilmiştir. Önemli bir sonuç olarak belitmek gerekir ki doğal su olarak kullanılan saf suyun başlangıçta % 0.19874 doğal 18O zenginlik oranının, ışınlamaların son aşamasında elde edilen su örneklerinde % 0.21959e kadar yükseldiği gözlenmiştir. Bu da, başlangıçtaki zenginlik oranının % 10lar mertebesine ulaşmış olması anlamını taşımaktadır. Aynı buharlaştırma işlemleri paralel olarak hot-plate üzerinde ısıtma yapılmak suretiyle de tekrarlanmıştır. Bu işlemler sonucunda elde edilen zenginleşme oranı ise % 9lar mertebesine bulunmuştur ki bu da, açık şekilde mikrodalga ışınlamalarının sudaki 18O zenginleşmesini arttırdığını ortaya koymaktadır. Bunun yanında, zenginleşme faktörleri ise, mikrodalga ışınlamaları ve termal ısıtma için sırasıyla 1.1049 ve 1.0976 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlar da, mikrodalga ışınlamalarının sudaki 18O izotopunun zenginleştirilmesi üzerine olumlu etkisini daha belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu çalışmadan çıkarılabilecek genel değerlendirme ise, mikrodalga ışınlamalarının en azından, sudaki 18O izotopunun zenginleştirilmesinde alternatif bir zenginleştirme yöntemi olarak kullanılabileceğinin kanıtlanmış olmasıdır. Buradan hareketle, diğer kararlı izotopların zenginleştirilmesi üzerinde de, benzer çalışmaların yapılması önem kazanmış bulunmaktadır.;Isotope, Enrichment, Microwave, Irradiation, Stable isotopes, Oxygen-18, 18O, Natural abundance, Isotopic ratio, Mass spectrometry, IR-MS, 2- Fluoro-2-deoxyi-D-glucose, 18FDG, 18F, 18O Heavy water, Medical cyclotron.;İzotop, Zenginleştirme, Mikrodalga, Işınlama, Kararlı izotop, Oksijen-18, 18O, Doğal abondans, İzotop oranları, Kütle spektrometresi, IRMS, 2-Fluoro-2-deoksi-D-Glukoz, 18FDG, 18F, 18Oli Ağır Su, Medikal Siklotron.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Radyoaktif 65Zn kullanılarak Çinko'nun prostat metabolizmasındaki rolünün incelenmesi ve prostat kanserinin görüntülenmesinde kullanım potansitelinin araştırılması
    (Ege Üniversitesi, 2007) Çal, Çağ; Ünak, Turan
    [Abstract Not Available]
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Radyoaktif iyod-125'den salınan düşük enerjili auger elektronlarının çeşitli ortamlardaki let değerlerinin ve menzillerinin bilgisayarla hesaplanması
    (Ege Üniversitesi, 1988) İçli, Sıddık; Ünak, Turan
    Radyoaktif iyod-125 çekirdeği, elektron yakalaması (EC) ve iç dönüşüm (IC) yaparak bozunması sırasında, etrafa çok düşük enerjili elektron (Auger elektronları) salar. Bu düşük enerjili Auger elektoronları, bulundukları ortamlarda çok kısa mesafelerde soğurulurlar. Böylece, söz konusu ortamın çok küçük bir hamcına büyük bir enerji depolanmış olur. Bu da, radyokimyasal açıdan son derece önemlidir. Bunun sonucu olarak da, özellikle biyolojik ortamlarda, iyod-125'in çok yüksek bir radyotoksik etkiye sahip olduğu gözlenmiştir [1-3]. İşte bu yüksek radyotoksik etkisi nedeniyle, radyoaktif iyod-125 son yıllarda kanserli hücrelerin içten öldürmesinde çok büyük bir önem kazanmış bulunmaktadır. Bu alanda halen yoğun çalışmalar yapılmaktadır. İşte bu çalışmalara paralel olarak iyod-125'den salınan düşük enerjili Auger elektronlarının çeşitli kimyasal ve biyolojik ortamlardaki LET (Lineer energy transfer) değerlerinin ve menzillerinin bilinmesi, dolayısıyla bu ortamlardaki iyod-125'in mikrodozimetresi büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden bu çalışmada, iyod-125'den salınan Auger elektronlarının hidrojen peroksit ve teflon gibi değişik bazı kimyasal ortamlarda ve troid bezi gibi biyolojik bir ortamdaki LET değerleri ve menzilleri hesaplanarak bir iyod-125'in bozunma bölgesi içindeki mikroskopik enerji dağılımları ve "oto ışınlanma bölgesi" denen ve radyolitik olarak etkilenen bölgelerin büyüklükleri bulunmuştur. Bu hesaplamaların tümü, her kimyasal ve biyolojik ortam için ayrı bir model kullanılarak bilgisayarda yapılmıştır. LET değerlerinin ve menzillerin, dolayısıyla mikroskopik enerji dağılımlarına ilişkin hesapların esası da, 1985 yılında T.Ünak tarafından geliştirilen hesaplama yöntemi [4] ile Charlton ve Booz tarafından verilen iyod-125'e ilişkin Auger elektronlarının enerji dağılım sepktrumuna [5] dayanmaktadır. Sonuç olarak, hidrojen peroksit ve teflon içindeki iyot 125'den salınan Auger elektronlarının radyolitik yönden etkili oldukları otoışınlama bölgelerinin, yarıçapları sırasıyla 13Ao ve 12Ao olan küreler olduğu bulunmuştur. Ayrıca, bir troid polikülü içinde Auger elektronlarının maksimum menzillerinin 70 um kadar olduğu da tespit edilmiştir. Bu arada, söz konusu ortamlarda iyod-125'in bozunma bölgesi içindeki mikroskopik enerji dağılım eğrileri de elde edilmiştir.

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim