Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "User, Atilla" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Bioceram oral implant uygulamalarında kullanılan farklı yöntemlerin protetik rehabilitasyona elverişliğine etkisinin klinik ve radyografik olarak incelenmesi
    (Ege Üniversitesi, 1990) User, Atilla; Sonugelen, Mehmet
    İmplant çevre-doku ilişkisinin sağlıklı oluşturulup korunmasının sabit proteze elverişliliğine etkisini incelemek amacı ile seçilen 10 hastaya 12 adet Bioceram-S oral implant yerleştirildi. Epitel dokusunun migrasyonuna engel olmak için 6 olguda elektrocerrahi cihazı ile boyun bölgesi ensizyonu yapılarak oral implantlar yerleştirildi. Kontrol grubu olarak hazırlanan diğer 6 olguda ise tüm ensizyon bistüri cerrahisi ile gerçekleştirildi. Tüm olgular operasyonu takip eden 1. aydan itibaren 15'er günlük periodlarla kontrole alındı. Bu kontrollerde plak indexi, gingival index, radyografik index, mobilite indexi ve cep derinliği ölçümleri yapılarak hazırlanan hasta takip föyüne kaydedildi. Kontrollerin tamamlandığı 6. aydan itibaren başarılı bulunan 10 adet oral implant kullanılarak hastalara sabit protezleri takıldı. Başarısız bulunan 2 adet implant 3. ayda sökülerek ağızdan uzaklaştırıldı. Araştırma süresince elde edilen bulgular klinik ve istatistiksel olarak değerlendirildi. Sonuçta boyun bölgesi ensizyonu için kullanılan elektrocerrahi metodunun oral implantın prognozunu olumlu yönde etkilediği klinik olarak saptandı.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Effects of saliva and nasal secretion on some physical properties of four different resin materials
    (Medicina Oral S L, 2010) Kurtulmus, Huseyin; Kumbuloglu, Ovul; Aktas, Rahime Tuzunsoy; Kurtulmus, Aylin; Boyacioglu, Hayal; Oral, Onur; User, Atilla
    Objective: Aim of this study was to evaluate possible effects of saliva and nasal secretion on some physical properties, such as sorption, solubility, surface hardness and colour change on four different resin-based materials over a certain time period. Materials and Methods: A total of 128 disc-shaped specimens with a diameter of 50mm and thickness of 0.5mm were tested to evaluate sorption and solubility (ISO-1567). The specimens were stored in different solutions prior to testing. Surface hardness measurements were performed by using a Vickers hardness testing machine. A total of 20 cylinder-shaped test specimens with a diameter of 13 mm and thickness of 1 mm were prepared to evaluate colour change (Delta E). Analysis of variance was used to determine significant differences among groups. Paired t and Tukey Post-Hoc tests were performed to investigate significant differences among subgroups at all time intervals (p<0.05). Results: It was found that while the percentage absorption value at T7(7 days) of the auto-polymerizing (A) groups storaged in artificial saliva + nasal secretion were the highest (0.057 +/- 0.119), the percentage absorption value at T15(15 days) of the D groups storaged in artificial nasal secretion were the lowest (0.013 +/- 0.09). Besides, it was found that the percentage solubility value at T30(30 days) of visible ligth-cusing resin (VLC) groups storaged in artificial nasal secretion were the highest (0.016 +/- 0.003), and the percentage solubility value at T1(1 day) of the D groups storaged in distilled water were the lowest (0.01 +/- 0.02). While the highest hardness value was of T0(Dry) in group heat-polymerizing (H) (36.19 +/- 1.35), the lowest hardness value was of T0 in group D (9.83 +/- 2.48). When Delta E values analysed for each group, VLC group showed the highest values (23.78 +/- 5.05) (p<0.05), group D showed the lowest values (9.06 +/- 2.82) in time (between the T0 and T30). Conclusion: The new polyamide resin was observed to show better physical properties when compared with other materials.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Fracture strength of direct surface-retained fixed partial dentures: Effect of fiber reinforcement versus the use of particulate filler composites only
    (Japanese Soc Dental Materials Devices, 2008) Kumbuloglu, Ovul; Ozcan, Mutlu; User, Atilla
    This study compared the fracture strengths and analyzed the failure types of direct, surface-retained, anterior fixed-partial-dentures (FPD), reinforced with four types of fiber-reinforced composites (FRC) versus non-fiber-reinforced FPDs made of three particulate filler composites (PFC). To this end, surface-retained anterior FPDs (N=70, 10 per group) were prepared and divided into seven experimental groups, where Group 1: FRC1 (everStick)+PFC1 (Clearfil Photo Posterior); Group 2: FRC2 (BR 100)+PFC1; Group 3: FRC3 (Interling)+PFC1; Group 4: FRC4 (Ribbond)+PFC1; Group 5: PFC1 only; Group 6: PFC2 only (Sinfony); and Group 7: PFC3 only (Estenia). Fracture strength test was performed after water storage at 37 degrees C for three days (universal testing machine, 1 mm/min). No significant differences were found among the four FRC types veneered with PFC1 (1490 +/- 548-1951 +/- 335 N) (p<0.05) (ANOVA, Tukey's test). Among all the experimental groups, PFC1 presented a significantly higher mean value (2061 270 N) than PFC2 (1340 395 N) (p<0.05) and all the other FRC-reinforced groups (p<0.05). Complete pontic fracture was 100% and 70% for PFC2 and PFC3 respectively.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Glaze tabakasının porselen rengi üzerine etkilerinin değerlendirilmesi
    (Ege Üniversitesi, 2004) Berent, Naciye; User, Atilla
    Restoratif dişhekimliğinin amaçlarından biri de kaybedilen doğal diş estetiğinin hastaya yeniden kazandırılmasıdır. Porselen, değişik renk tonlarında üretilebilmesi ve translusentlik özelliğinin olması nedeniyle estetik yönden tercih edilen bir materyaldir. Porselenin dış yüzeyini oluşturan glazür tabakasının, porselenin fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin değerlendirilmesinde önemi büyüktür. Glazür tabakasının porselenin rengi üzerine büyük oranda etkisi vardır. Bu amaçla; kullanılan metal alaşımının, seçilen porselen renginin ve uygulanan glazür yöntemlerinin porselenin rengini etkileyip etkilemediği araştırılmıştır. Kıymetli ve kıymetsiz metal alaşımı kullanılarak hazırlanmış metal alt yapılı örnekler üzerine iki farklı renkte porselen pişirilmiş ve üç farklı yöntem ile glazür uygulanmıştır. Ayrıca hastalara aynı şekilde metal destekli porselen kuronlar yapılmıştır. Glazür uygulamasından önce belirlenen renk değerleri glazür uygulamasından sonra belirlenen renk değerleri ile karşılaştırılmıştır. Çalışmanın bulguları ve istatistiksel analizler sonucunda; hazırlanan örneklerde kullanılan metal alaşımına, seçilen renge ve uygulanan glazür yöntemine bağlı olarak glazürün porselenin rengini etkilediği sonucuna varılmıştır. Yapılan metal destekli porselen kuronlarda glazür uygulamasından sonra oluşan renk değişikliği önemli bulunmamıştır. Kuronların yüzeyinin dışbükey olmasının ve üzerindeki mine tabakasının porselenin kalınlığını arttırarak glazür uygulamasından sonra rengin değişimini azalttığını düşünmekteyiz. Ayrıca kuron sayısı daha fazla olsaydı sonuç değişebilirdi. Porselen restorasyonlarda glazür tabakasının renk üzerine etkisinin değerlendirilebilmesi açısından daha kapsamlı invitro çalışmalara ve daha fazla sayıda hasta içeren klinik çalışmalara gereksinim olduğu kanısındayız.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Management of lateral mandibular discontinuity by maxillary guidance
    (Churchill Livingstone, 2008) Kurtulmus, Huseyin; Kumbuloglu, Ovul; Saygi, Tugrul; User, Atilla
    Balance and symmetry of mandibular function is disturbed by loss of continuity of the mandible, which leads to altered mandibular movements and deviation of the residual fragment, as a consequence of which problems with chewing, swallowing, speech, and aesthetics develop. Methods such as maxillary fixation, and use of mandibular and palatal guidance have been used to reduce or eliminate the mandibular deviation. The aim of this study was to achieve a normal maxillomandibular relation in a patient with mandibular discontinuity. An acceptable maxillomandibular relation was obtained within 3 months with a maxillary guidance ramp prosthesis. (C) 2006 The British Association of Oral and Maxillofacial Surgeons. Published by Elsevier Ltd. All rights reserved.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Porselen restorasyonların tamirinde kullanılan farklı tamir materyallerinin çeşitli yüzey preparasyonları uygulanarak; kopma, bağlama, kırılma dirençlerinin invitro ve invivo olarak karşılaştırmalı değerlendirilmesi
    (Ege Üniversitesi, 2003) Kümbüloğlu, Övül; User, Atilla
    1950'lerin ortalarindan beri metal destekli porselenler dishekimliginde yaygin bir kullanim alani bulmuslardir. Ancak, porselen materyalinin kirilgan yapisindan dolayi restorasyonlarda kirilmalar meydana gelebilmektedir. Bu durum, restorasyonun tamamen bozulmasina neden olmamakla birlikte, hasta ve hekime estetik ve fonksiyon açisindan sorun yaratabilmektedir. Porselenin dogasindan dolayi agiz içinde yeni porselen ilavesi mümkün degildir. Bu nedenle de agiz içi porselen tamir yöntemleri gelistirilmistir. Bu çalismanin amaci; metal destekli porselen restorasyonlarin kirilmasi sonucunda karsilasilan metal, porselen ve metal-porselen yüzeyleri üzerine, frezle ve aluminyumoksit partikülleri ile kumlama yaparak olusturulan yüzey pürüzlendirmesi isleminden sonra, tamir isleminde sikça kullanilan bes farkli agiz içi porselen tamir setini uygulayarak hazirlanan örnekleri, belirli sürelerde suda beklettikten sonra, tüm örneklere termal döngü de uygulayarak, baglanma direncini karsilastirmali olarak test etmektir. Ayrica baglanma direnci testi sonucunda meydana gelen kirik bölgelerini ve yüzey pürüzlendirmelerini profilometrik olarak incelemek ve takiben olusan retansiyon alanlarini taramali elektron mikroskobu (SEM) ile degerlendirmektir. Çalismanin invivo bölümünde ise; agizlarinda tasidiklari porselen köprülerinde degisik bölgelerde meydana gelmis kiriklara alti farkli porselen tamir setini uygulayarak, degisik zaman periyotlarinda tamir materyallerinin performanslarinin klinik olarak degerlendirilmesi amaçlanmistir. Agiz içi porselen tamir materyallerinin laboratuvar kosullari altinda kopma dirençlerini test etmek amaciyla 60 tanesi sadece metal, 60 tanesi sadece porselen ve 60 tanesi de yarisi metal yarisi da porselen yüzeyli olarak toplam 180 silindir örnek hazirlandi. Örneklerin üzerine toplam 5 farkli agiz içi porselen tamir seti uygulandiktan sonra, örneklerin 1/3'ü bir gün, 1/3'ü bir hafta ve kalan 1/3'ü ise bir ay 37°C'lik distile suda bekletildi ve 5-55°C'lik su banyosunda toplam 550 termal döngü yaptirildi. Daha sonra tüm örneklerin Instron cihazinda baglanma dirençleri test edildi. Metal, porselen veya her ikisi ile de tamir materyallerinin baglanmasini saglayan yüzey preparasyonlarinin, örnek yüzeyinde meydana getirdikleri pürüzlülügü gözlemlemek amaci ile tamir setleri içinde kullanilan yüzey hazirligi islemleri profilometre yardimiyla incelendi. Çalismanin invivo bölümünde; sabit protetik restorasyonunda kirik olusmasi nedeniyle basvuran, yaslari 25 ile 66 arasinda degisen 58 kadin ve 43 erkek, toplam 101 hastaya agiz içi porselen tamiri yapildi. Bu hastalar alti aylik periodlarla 3 yil boyunca kontrollere çagirildi ve klinik olarak estetik görünüsleri önceden belirlenen bir indekse göre üç protez uzmani tarafindan degerlendirildi. Tüm veriler önem araligi p<0.05'a göre istatistiksel olarak degerlendirildi. Metal, porselen ve metal-porselen yüzeylerine baglanma direnci arasindaki farklilik istatistiksel olarak anlamli bulunmustur. Metal yüzeyli örnekler için kullanilan malzemeler arasinda en yüksek baglanma direncini Ceramic Repair tamir seti, kumlama yapilmis uygulama ile 1 gün distile suda bekletme süresinde vermistir. Metal-Porselen yüzeyli örnekler için kulla nilan malzemeler arasinda en yüksek baglanma direncini Ceramic Repair tamir seti, kumlama yapilmis uygulama 1 ay distile suda bekletme süresinde vermistir. Porselen yüzeyli örnekler için kullanilan malzemeler arasinda en yüksek baglanma direncini Ceramic Repair tamir seti frezle pürüzlendirme yapilmis uygulama 1 gün distile suda bekletme süresinde vermistir. Profilometrik degerlendirme sonucu metal, metal-porselen ve porselen örnekler için en pürüzlü yüzey frezle elde edilmistir. Invivo çalismada ise takip edilen hastalardan elde edilen verilerin degerlendirilmesi sonucu porselen tamirleri klinik olarak basarili (%86.13) bulunmustur. Yeni gelisen adeziv teknikler ve kompozit rezin uygulamalari ile, özellikle restorasyonun küçük bir kisminin zarar gördügü durumlarda agiz içi porselen tamir uygulamalari basit, tekrarlanabilir ve etkili bir tedavi seçenegidir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Rehabilitation of advanced periodontal problems by using a combination of a glass fiber-reinforced composite resin bridge and splint
    (Quintessence Publishing Co Inc, 2008) Kumbuloglu, Ovul; Aksoy, Gokhan; User, Atilla
    Rehabilitation of masticatory ability in patients with reduced periodontal tissue support is a multiple challenge in dentistry. It has been shown that tooth mobility is reduced by a splint in place. Splints may be constructed of various materials. Development of fiber-reinforced composite materials offers a new and conservative approach for tooth replacement and stabilization. This case report describes the rehabilitation and 2-year follow-up of a patient with advanced periodontal problems by using a glass fiber-reinforced composite resin material.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Some Physical and Chemical Properties of Composite Resin Luting Cements
    (2004) Kümbüloğlu, Tomurcuk Övül; User, Atilla; Vallittu, Pekka; Lassilla, Lippo
    …
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Titan alt yapılı porselen kuron ve köprülerin fiziksel ve mekanik öelliklerinin (saf titantum üç değişik baz metal alaşımının seramikle bağlantı dirençlerinin) karşılaştırılmalı olarak araştırılması
    (Ege Üniversitesi, 1996) Özer, Hülya; User, Atilla
    Estetik bir materyal olan dental seramiğin, metal bir yapı üzerine uygulanmış olması direncinin artmasını ve geniş bir kullanım alanı bulmasını sağlamıştır. Seramomental restorasyonlarda baz metal alaşımları, metal alt yapı olarak uzun süreden beri kullanılmaktadırlar. Baz metal alaşımlarının pek çok yan etkilere neden olması, metal alt yapı olarak; dental kullanım için oldukça uygun özelliklere sahip olan titanyumun kullanılabileceğini düşündürmüş; araştırmacıların ve üreticilerin bu konuya yönelmelerine neden olmuştur. Pek çok iyi özellikleri bilinmesine karşın, henüz yeni olan titanyum-seramik sistemlerinin bağlantı dirençleri araştırılarak, baz metal alaşımlarının yerini alıp alamayacakları konusunda çalışmalara gereksinim vardır. Bu amaçla; araştırmada W88, W99, DUC ve Tİ metallerinden, kırılma testi için 30'ar adet ve çekerek makaslama testi için 10'ar adet olmak üzere toplam 160 adet örnek hazırlanmıştır. Kırılma testi sonucunda kırılma kuvveti ortalama değeri; W88 için 1214N, W99 için 1243 N, DUC için 1507 N ve Tİ için 913 N olarak bulunmuştur. Baz metal alaşımları için ortalama olarak 1214-1507 N kırılma kuvveti değerleri gözlenmiştir. Çekerek makaslama testi sonucunda ise bağlantı direnci ortalama değeri; W88 için 106.5 N/mm2, W99 için 101,9N/mm2, DUC için 99,2 N/mm2 ve Tİ için 81,5 N/mm2 olarak bulunmuştur. Baz metal alaşımları için ortalama olarak 99.2-106.5 N/mm2 lik bağlantı direnci değerleri gözlenmiştir. Kırılma testi sonucunda her metal-seramik sistemi için hesaplanan kırılma basıncı ortalama değerlerinin, çekerek makaslama testi sonucunda elde edilen bağlantı direnci ortalama değerlerinden çok daha yüksek olduğu saptanmıştır (p<0,01). Kırılma ve makaslama testi uygulanan titanyum-seramik örneklerin bağlantı direnci değerlerine dayanarak, dişhekimlerinin ve teknisyenlerinin metale has özelliklere gereken özeni göstermeleri halinde, klinik uygulamalarda başarılı olunabileceğine inanıyoruz. Titan-seramik restorasyonların kullanımlarının yaygınlaşması gerektiği görüşünü de benimsiyoruz.

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim