Titan alt yapılı porselen kuron ve köprülerin fiziksel ve mekanik öelliklerinin (saf titantum üç değişik baz metal alaşımının seramikle bağlantı dirençlerinin) karşılaştırılmalı olarak araştırılması
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Estetik bir materyal olan dental seramiğin, metal bir yapı üzerine uygulanmış olması direncinin artmasını ve geniş bir kullanım alanı bulmasını sağlamıştır. Seramomental restorasyonlarda baz metal alaşımları, metal alt yapı olarak uzun süreden beri kullanılmaktadırlar. Baz metal alaşımlarının pek çok yan etkilere neden olması, metal alt yapı olarak; dental kullanım için oldukça uygun özelliklere sahip olan titanyumun kullanılabileceğini düşündürmüş; araştırmacıların ve üreticilerin bu konuya yönelmelerine neden olmuştur. Pek çok iyi özellikleri bilinmesine karşın, henüz yeni olan titanyum-seramik sistemlerinin bağlantı dirençleri araştırılarak, baz metal alaşımlarının yerini alıp alamayacakları konusunda çalışmalara gereksinim vardır. Bu amaçla; araştırmada W88, W99, DUC ve Tİ metallerinden, kırılma testi için 30'ar adet ve çekerek makaslama testi için 10'ar adet olmak üzere toplam 160 adet örnek hazırlanmıştır. Kırılma testi sonucunda kırılma kuvveti ortalama değeri; W88 için 1214N, W99 için 1243 N, DUC için 1507 N ve Tİ için 913 N olarak bulunmuştur. Baz metal alaşımları için ortalama olarak 1214-1507 N kırılma kuvveti değerleri gözlenmiştir. Çekerek makaslama testi sonucunda ise bağlantı direnci ortalama değeri; W88 için 106.5 N/mm2, W99 için 101,9N/mm2, DUC için 99,2 N/mm2 ve Tİ için 81,5 N/mm2 olarak bulunmuştur. Baz metal alaşımları için ortalama olarak 99.2-106.5 N/mm2 lik bağlantı direnci değerleri gözlenmiştir. Kırılma testi sonucunda her metal-seramik sistemi için hesaplanan kırılma basıncı ortalama değerlerinin, çekerek makaslama testi sonucunda elde edilen bağlantı direnci ortalama değerlerinden çok daha yüksek olduğu saptanmıştır (p<0,01). Kırılma ve makaslama testi uygulanan titanyum-seramik örneklerin bağlantı direnci değerlerine dayanarak, dişhekimlerinin ve teknisyenlerinin metale has özelliklere gereken özeni göstermeleri halinde, klinik uygulamalarda başarılı olunabileceğine inanıyoruz. Titan-seramik restorasyonların kullanımlarının yaygınlaşması gerektiği görüşünü de benimsiyoruz.