Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Tezel, Hüseyin" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Apex locater ve konvansiyonel yöntemler ile kanal boyu saptama ve doldurulması işlemlerinin genişletilmemiş ve genişletilmiş düz ve eğri kanallarda karşılaştırmalı olarak araştırılması
    (Ege Üniversitesi, 1992) Özata, Ferit; Erdilek, Necdet; Tezel, Hüseyin
    Bu araştırmada kök kanal boyunun saptanmasında kullanılan elektronik yöntem ile radyografik yöntem karşılaştırılmıştır. İn-vivo çalışmada 176 adet tek köklü diş kullanılmıştır. Sonuçta elektronik ve radyografik kök kanal boyu ölçümleri arasında istatistiksel olarak bir farkın olmadığı bulunmuştur. Kök kanal boyunun saptanmasında elektronik aletler de güvenle kullanılabilirler.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çeşitli dental beyazlatma ajanlarının çürük insidansı üzerine etkisi
    (Ege Üniversitesi, 2005) Tezel, Hüseyin
    [Abstract Not Available]
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Diş tedavisinde kullanılan aerotor ve mikromotor anguldruvaları üzerine dezenfektanların etkisinin araştırılması
    (2000) Tezel, Hüseyin; Limoncu, Mine Hoşgör; Ermertcan, Şafak; Özata, Ferit
    Bu çalışmanın amacı, diş tedavisinde kullanılan aletlerin dezenfeksiyonunda mekanik temizlemenin yeri ve çeşitli dezenfektanların etkinliğini araştırmaktı. Bunun için yüzeyel uygulamada üç, yatırma yönteminde iki olmak üzere toplam beş dezenfektan kullanıldı. Aletler, mekanik temizlemenin yapılıp yapılmamasına göre A ve B olmak üzere iki gruba ayrıldı. Yapılan çalışma sonucunda, diğer gruplarda üreme görülürken, mekanik temizleme ve dezenfektanda bekletme sonrasında herhangi bir üreme görülmedi. Bunun üzerine, diş hastalıklarının tedavisinde kullanılan aletlerin yapılabiliyorsa sterilizasyonu, yapılamıyorsa mutlaka mekanik temizleme ile dezenfektanda bekletme işlemlerinin beraber yapılması gerektiği sonucuna varıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Dişhekimliği 2. sınıf öğrencilerinin klinik öncesi eğitiminde kullanılan fantom modellerinin amalgam restorasyonların başarısına etkisi
    (Ege Üniversitesi, 2016) Ergücü, Zeynep; Tezel, Hüseyin
    Alçı model, fantom, amalgam restorasyon, klinik öncesi eğitim.;Dişhekimliğinde klinik öncesi eğitim, öğrencilerin hasta üzerinde klinik uygulamalara başlamadan önce el becerisi kazanmaları ve becerilerini artırmaları açısından büyük önem taşır. Restoratif Diş Tedavisi Anabilim dalının klinik öncesi eğitimindeki en önemli unsurlarından biri olan fantom uygulamalarında öğrenciler çalışma yöntemlerini gerçeğe uygun fantom çeneler aracılığıyla öğrenmektedir. Bu çalışmada preklinik eğitiminde alçı modellerde, plastik dişlerde ve gerçeğe uygun fantom modellerde hazırlanan amalgam restorasyonların birbirleri ile kenar uyumu, kontakt gibi nitelikleri açısından karşılaştırılması amaçlandı. Çalışmada 2. sınıf öğrencilerinin alçı, plastik ve fantom modellerde yaptıkları amalgam restorasyonlar belirlenen kriterlere göre 2. sınıf öğretim üyeleri ve elemanları tarafından değerlendirildi. Restorasyonların uyumunun molar ve premolar dişlerin aproksimal yüzlerine göre değişkenlik gösterdiği sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte, gerçek dişleri daha iyi taklit edebilen ve özellikle fantom kafalara da adapte edilebilen geliştirilmiş plastik dişler içeren modellerin kullanımının, Restoratif Diş Tedavisi preklinik eğitimi sırasında, öğrenci manipülasyonuna daha fazla katkı sağlayabileceği kanısına varılmıştır.;Stone model, phantom, amalgam restoration, preclinical education.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The effect of fluoride gel on hydrogen peroxidae applied enamel surfaces
    (2005) Ergücü, Zeynep; Dalgar, Hande; Yalçın, Görkem; Söğüt, Özlem; Tezel, Hüseyin
    …
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Effect of radiotherapy on calcium loss on enamel surface.
    (2012) Demirbaş, Ayşegül; Tezel, Hüseyin; Yaşa, Elif Filiz; Söğüt, Özlem; Olacak, İbrahim
    …
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Farklı dentin bağlayıcı ajanların sitotoksik etkilerinin incelenmesi ve resveratrolün sitotoksisiteye etkisi
    (Ege Üniversitesi, 2015) Ergücü, Zeynep; Tezel, Hüseyin
    Çalışmamızın amacı; farklı dentin bağlayıcı ajanların sitotoksisitesini karşılaştırmak ve bir tür anti-oksidan ajan ilavesinin hücre canlılığı üzerine etkisini incelemekti. Dört farklı dentin bağlayıcı ajan (Grup A: G-aenial Bond-GC, Grup B: Optibond All in One-Kerr, Grup C: Gluma Self Etch-Heraeus ve Grup D: Clearfil S3 Bond-Kuraray) üç farklı konsantrasyonda (1:1, 1:10 and 1:20), ekstrakt yöntemiyle hücre kültürü besi ortamına eklendi. Hücrelerin Resveratrol (R) ilavesine karşı doz-yanıtı incelendi. Hücreler (L929), Resveratrol ilave edilerek veya edilmeksizin kültüre edildi. MTT, DCF, Comet assay ve 8-OHdG ölçümüyle sitotoksisite incelendi. Verilerin istatatistiksel analizi tek ve iki-yönlü ANOVA ile gerçekleştirildi. Hücre sayısını artıran en etkin Resveratrol dozu 0.5 oM olarak belirlendi (p<0.05). Tüm dentin bağlayıcı ajanların doza-bağlı (1:1>1:10>1:20) sitotoksik etki gösterdiği belirlendi. En yüksek sitotoksisite Grup C'de gözlendi (p<0.01). Hücre canlılığı göz önünde bulundurulduğunda, 1:10'luk konsantrasyonda en az sitotoksik etkiyi; 1 saatte Grup D (p<0.01), 24 saatte Grup B ve Grup D gösterdi (p<0.05). Resveratrol ilavesi sonrası en yüksek hücre canlılık oranı 1 saatte Grup B+R ve Group D+R'de, 24 saatte ise Grup A+R ve Grup B+R'de görüldü (p<0.01). Dentin bağlayıcı ajanların indüklediği oksidatif stres ve ROS üretiminin DNA hasarına neden olduğu belirlendi. Resveratrol ilavesinin genel olarak hücre canlılığı yönünden olumlu etki sağladığı ve ROS üretimi ve DNA hasarını azalttığı saptandı. Çalışmanın bulguları, Resveratrol ilavesinin dentin bağlayıcı ajanların biyouyumluluğuna katkı sağlayacağını düşündürmektedir.;Dentin bağlayıcı ajan, Sitotoksisite, Hücre kültürü, Antioksidan, Resveratrol.;Dentin bonding agent, Cytotoxicity, Cell culture, Antioxidant, Resveratrol.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Farklı kompozit materyallerinin renk değişimi, renk uyumu ve bu materyellerin tamir restorasyonunda mikrosızıntı ve bağlantı dayanımı yönünden in vitro olarak incelenmesi
    (Ege Üniversitesi, 2022) Tezel, Hüseyin; Yalçın, İsra Ezgi
    Bu çalışmada akıllı kromatik teknoloji ile üretilmiş yeni bir kompozit rezinin, farklı solüsyonlarda bekletilerek renk değişimleri, bağ dayanımları ve mikrosızıntılarının diğer estetik rezin materyallerle in-vitro koşullarda incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, smart (akıllı) kompozit rezin grubunda yeni bir ürün olan Omnichroma (Tokuyama, Tokyo Japan), Ceram.x SphereTEC one ( Dentsply Sirona, Erlangen, Almanya ), G-aenial anterior ( GC Europe, Belgium ) olmak üzere üç adet kompozit rezin materyali kullanılmıştır. Kompozit rezin grupları içinde bekletildikleri solüsyonlara (kahve, şarap) göre 2 alt gruba ayrılmış ve her solüsyon için 5'er adet olacak şekilde toplam 120 adet, 2x2 x13 mm boyutlarında kompozit çubuklar hazırlanmıştır. Örneklerin başlangıç renk ölçümleri spektrofotometre cihazı (VITA, Easyshade Advance) ile yapılmıştır. İlk ölçümlerin ardından 2 farklı (kahve, şarap) içecek grubunda bekletilmeye bırakılan örnekler 30 gün boyunca bekletilmiş ve gün aşırı solüsyonları yenilenmiştir. Renk ölçüm değerleri 1., 7., 14. ve 30.gün olacak şekilde kaydedilmiştir. Ardından renklendirilen bu örneklerden 1mm kesilerek kesilen yüzeye farklı adezivler; G-premio bond (GC Europe, Belgium), Prime&Bond (Dentsply Sirona, Erlangen, Almanya ), Universal bond (Tokuyama, Tokyo Japan) ve AdheSE (Ivoclar Vivadent; Schaan, Liechtenstein ) uygulayarak tamir edilmiştir. Çalışmanın ikinci kısmında bu kompozit materyallerden keser diş formunda örnekler hazırlayıp insizal bölgelerinden 2 mm olacak şekilde kesilerek tamir prosedürü uygulanmış ve örnekler % 0, 5'lik bazik fuksinde etüvde 24 saat bekletildikten sonra tamir yüzeyine dik olacak şekilde 3 parçaya ayrılmış ve tamir hattı boyunca mikrosızıntı skorları karşılaştırılmıtır. Sayısal değişkenlerin normallik testi Kolmogorov Smirnov ve Shapiro-Wilk testi testi ile kontrol edilmiştir. İstatistiksel analizler IBM SPSS Statistics for Windows (Version 20.0) programı ile yapılmış olup ve istatistik analizlerde anlamlılık düzeyi 0, 05 (p) olarak dikkate alınmıştır. 30.günün sonunda Omnichroma grubu tüm kahve ve şarap solüsyonlarındaki örnekleri Ceram.x ve G.aenial gruplarından çok daha yüksek renk değişimine sahip olduğu saptanmıştır. Ceram.x ve G.aenial gruplarının kahve ve şarap solüsyonlarında bekletilmesi sonucunda renk değişimleri iki grup arasında anlamlı bulunmamıştır. Solüsyonlarda renklendirilmiş kompozitlerin tamir protokülünde kullanılan iki aşamalı self-etch adeziv sistem all-in-one universal sistemlere göre daha yüksek bağ dayanımına sahip olduğu gözlenmiştir. Renklendirme işlemi, tamir prosedürü uygulanan kompozit gruplarında bağlantı dayanımını anlamlı derecede düşürdüğü gözlenmiştir. Renklendirilmiş kompozit gruplarının tamirinde kullanılan all-in-one adeziv sistem ve self-etch iki aşamalı adeziv sistemlerin tamir hattı boyunca mikrosızıntı incelemelerinde fark tespit edilmemiştir.;Akıllı kromatik kompozit, estetik restoratif materyaller, renk değişimi, mikrosızıntı, bağ dayanımı.;Smart chromatic composite, aesthetic restorative materials, color change, microleakage, bond strength.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    İnsan dental pulpa kök hücrelerinin farelere implantasyonunda farklı taşıyıcı materyallerin (skaffold) etkinliği
    (Ege Üniversitesi, 2014) Dağcı, Taner; Tezel, Hüseyin
    Çalışmamızın amacı; insan 20 yaş dişi pulpasından elde edilen kök hücrelerin farelere implantasyonunda farklı taşıyıcı materyallerin (skaffold) etkinliğinin incelenmesi, transplantasyon sonrası oluşan dokuların histolojik ve yapısal özelliklerinin karşılaştırılmasıdır. Kök hücre kaynağı olarak 19-29 yaş arası, bireylerden gömülü yirmi yaş diş çekimi sonrası elde edilen pulpa dokusu kullanıldı. Akım sitometri analizinde CD73 ve CD90 için % 98,3'lük ikili ekspresyon düzeyi ile mezenkimal kök hücre oldukları doğrulanan hücreler çoğaltıldı. (-) gruptaki hücreler sadece mezenkimal kök hücre besi ortamında çoğaltılırken, (+) gruptaki hücreler odontojenik farklılaşmayı uyarmak üzere BMP2 ilavesi ile modifiye edilen odontojenik farklılaştırma besi ortamında çoğaltıldı. Hücreler, PLDL, PDL ve HA/TCP materyalleri ile fare sırtına transplante edildi. 6 ve 12 haftalık süreler sonunda in vivo koşullarda oluşan dokuların histolojik özellikleri ve RT-PCR analizi ile mine-dentin spesifik trasnkriptleri için (Dspp, Dmp1, enamelysin ve Phex) ekspresyon düzeyleri incelendi. Her üç materyal için farklılaşmanın uyarıldığı hücrelerle gerçekleştirilen transplantasyon gruplarında; vaskülarizasyonda artış, skaffold-doku bütünleşmesi, osteo-dentin benzeri matris oluşumu ve mineralizasyonda artış olduğu belirlendi. Ekspresyon düzeylerinin de benzer şekilde (+) gruplarda daha yüksek olduğu ve bu katlı değişimin transplantasyon süresi ile orantılı olarak artış gösterdiği belirlendi. Çalışmamızın bulguları doğrultusunda her üç materyalin de farklılaşma uyarımı yapılan hücrelerle implantasyon koşuluyla rejeneratif dişhekimliği için uygun birer skaffold materyali niteliğine sahip olduğu belirlendi.;Dental pulp, Stem cell, Odontogenic differentiation, Transplantation, Scaffold.;Dental pulpa, Kök hücre, Odontojenik farklılaşma, Transplantasyon, Skaffold.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    İnsan yirmi yaş diş pulpasında kök hücrelerin izolasyonu, poliferasyonu ve transplantasyonu
    (Ege Üniversitesi, 2013) Dağcı, Taner; Tezel, Hüseyin
    Çalısmamızın amacı; dental pulpa kök hücrelerinin izolasyonu, karakterizasyonu, ortam kosullarının odontojenik farklılasma üzerine etkisinin incelenmesi, odontojenik farklılastırma sonrası hücre içeriginin, histolojik özelliklerinin ve farklılasma parametrelerinin in vitro ve in vivo kosullarda tanımlanmasıdır. Kök hücre kaynagı 19-29 yas arası, sistemik olarak saglıklı bireylerden rutin gömülü yirmi yas dis çekimi sonrası elde edilen pulpa dokusu kullanılmıstır. Hücreler akım sitometri ile yüzey belirteçleri yönünden analiz edilmistir. Mezenkimal kök hücre besi ortamı ve BMP2 ilavesi ile modifiye edilen odontojenik farklılastırma besi ortamında çogaltılan hücrelerin in vitro ve HA/TCP ile 6 haftalık transplantasyon sonrası in vivo kosullarda histolojik özellikleri ve DMP1, DSPP, enamelysin ve Phex ekspresyon düzeyi RT-PCR analizi ile incelenmistir. Akım sitometri analizinde CD73 ve CD90 için % 98,3'lük ikili ekspresyon düzeyi ile hücrelerin gerçek mezenkimal kök hücre oldukları belirlenmistir. Odontojenik farklılasması uyarılan dental pulpa kök hücrelerinin mineralizasyon kapasitesindeki artıs Alizarin Red boyama ile gösterilmistir. Mine ve dentin matris komponentleri spesifik transkriptlerinde (DMP1, DSPP, enamelysin ve Phex) kültür süresi ile orantılı ekspresyon artısı gerçeklestigi belirlenmistir. Transplantasyon sonrasında odontojenik farklılasmanın uyarıldıgı grupta osteo-dentin matrisi olusturdugu belirlenmis ve olusan matris yapısının odontojenik karakteristigi histolojik inceleme ve RT-PCR analizi sonuçları ile dogrulanmıstır.;Dental pulp, Stem cell, Odontogenic differantiation, Transplantation.;Dental pulpa, Kök hücre, Odontojenik farklılastırma, Transplantasyon.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mine matris proteini ve kalsiyum hidroksit ile yapılan vital pulpa girişimlerinin karşılaştırmalı olarak araştırılması
    (Ege Üniversitesi, 2007) Ertürk, Özlem; Tezel, Hüseyin
    Amelogenin Protein, Vital Pulp Therapy, Histopathology, Calcium Hydroxide.;Amelogenin Proteini, Vital Pulpa Tedavisi, Histopatoloji, Kalsiyum Hidroksit.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    pH'ı 4 olan ve çeşitli konsantrasyonlarda kalsiyum ve fosfat iyonları içeren çözeltilerde minenin çözülmesine etki eden faktörlerin araştırılması
    (Ege Üniversitesi, 1991) Tezel, Hüseyin; Cengiz, Turan
    Bu çalışmada farklı konsantrasyonlarda Ca++ ve PO4 - içeren ve sodyum asetat ile tamponlanmış asetik asit çözeltisinde minenin çözünmesine etki eden faktörler araştırıldı. Minede meydana gelen demineralizasyonu gösterebilmek amacıyla örneklerden çözeltiye geçen kalsiyum ve fosfor iyon miktarları ve uygulama bölgesindeki madde kaybıyla ilgili mikrosertlik çalışmaları karşılaştırmalı olarak yapıldı. 90 örnek mumla kaplandıktan sonra rast gele ayrılarak 9 grup oluşturuldu. Örnekler farklı konsantrasyonlarda Ca++ ve PO4 - iyonu içeren 25 ml lik tampon çözeltiler içine atıldı. Tüm gruptaki örnekler aynı solusyon içerisinde günün belirli saatlerinde çalkalanmak sureti ile 4'er gün bekletildikten sonra çözeltiler, yeni tampon çözelti ile değiştirildi. Bu işlem dört kez tekrarlandı. 16.günün sonunda dişler saf su ile yıkanarak bidistile su içine alındı. Böylece analiz edilmek üzere 360 adet çözeltimiz elde edilmiş oldu. Örneklerden tampon çözeltiye geçen Ca++ miktarı Atomik Absorbsiyon spektrofotometresi ile fosfor iyonu ise spektrofotometre ile saptandı. Örneklerde madde kaybı ile ortaya çıkan sertlik değişimlerini incelemek amacıyla her gruptan 9 diş mikrosertlik ölçümü için polyestere gömüldü. Toplam 81 dişin uygulama bölgesinde ve aynı örneklerin sağlam bölgelerinde mine diş yüzeyinden dentine doğru belli aralıklarla(mikron) 13'er ölçüm yapıldı. 3.95 ph da yapılan bu çalışmanın sonunda demineralizasyona tabi tutulan minenin çözünmesi artan Ca++ ve PO4 - konsantrasyonuna bağlı olarak inhibe olduğu saptandı. 200 mmol ve daha fazla PO4 - içeren çözeltilerde dişlerden çözeltiye fosfor iyon geçişi olmadığı gözlendi. Ayrıca 150 mmol ve daha fazla Ca++ içeren çözeltilerde ise dişlerde çözeltiye kalsiyum iyonu geçmediği saptandı. Bu bulgular yaptığımız çalışmada 3.95 pH da dişlerden çözeltiye kalsiyum ve fosfor geçişinin engellenmesi için tampon çözeltide (0.34 M asetik asit- 0.068 M sodyum asetat) en az 150 mmol Ca++ ve 200 mmol PO4 - eklenmesi gerektiğini göstermektedir. Karyojen bir pH da invitro olarak minedeki uygulama bölgelerinde çürüğe benzer şekilde oluşturduğumuz lezyonlarda yüzey altı demineralizasyonun başlama, devam etmesi ve hatta durdurulması için ortamdaki hidrojen iyonu konsantrasyonun (pH) yanı sıra, Ca++ ve PO4 - konsantrasyonlarının (pl) pH kadar etkili olduğu sonucuna vardık.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    A study on the effects of Acidic soft drinks on enamael
    (2005) Dinçer, Banu; Hazar, Serpil; Erdinç, Aslıhan Mediha; Tezel, Hüseyin; Söğüt, Özlem
    …

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim