Yazar "Muhittin Ertilav" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Böbrek nakli alıcısında Batı Nil virusuna bağlı meningoensefalit(2014) Muhittin Ertilav; Aykut Özkul; Ayşın Zeytinoğlu; Sait Şen; Savaş Sipahi; Hüseyin Töz; Ömer Kitiş; Cenk EraslanBatı Nil virusu (BNV), normal popülasyonda genellikle asemptomatik ya da hafif enfeksiyonlar oluştururken, yaşlılarda ve immün sistemi baskılanmış olgularda ölüme neden olabilecek ciddi klinik tablolara yol açmaktadır. Virusun temel bulaş yolu sivrisinek ısırığı olmakla birlikte, transfüzyon, trans- plantasyon, transplasental ve nozokomiyal geçiş de rapor edilmiş; özellikle kemik iliği ve solid organ nakli yapılmış olgularda, hayatı tehdit eden santral sinir sistemi enfeksiyonlarına yol açtığı bildirilmiştir. Bu raporda, ülkemizde ilk kez, böbrek transplantasyonu yapılan immün sistemi baskılanmış bir hastada saptanan BNV ensefaliti olgusu sunulmaktadır. Yirmi beş yaşındaki erkek hasta, canlı vericili renal transplantasyon sonrası 24. günde yaygın kas ağrıları, bulantı ve kusma yakınmalarıyla hastanemize başvurmuştur. Hastanın izleminde ortaya çıkan yaygın tonik klonik kasılmalar sonucunda çekilen krani- yal manyetik rezonans (MR) incelemeleri ve alınan beyin omurilik sıvısı (BOS) örneğinin biyokimyasal bulgularıyla olguya meningoensefalit tanısı konulmuştur. Etiyolojiye yönelik olarak yapılan mikrobiyolojik incelemelerde, kan ve BOS örneklerinin bakteriyel ve fungal kültür sonuçları, kanda CMV antijenemi ve CMV IgM sonuçları ve BOS’da CMV, EBV, HSV-1/2, VZV, HHV-6, enterovirus ve parvovirus nükleik asit testleri negatif bulunmuş; ancak “in-house” ters transkriptaz “nested” PCR yöntemiyle BOS’da BNV- RNA pozitifliği saptanmıştır. Yapılan dizi analizinde (GenBank BLAST) virusun, Lineage-1 BNV’lere %99 oranında benzer olduğu tespit edilmiştir. Virusun alıcıya bulaşma yolunu saptamak amacıyla renal biyopsi örneğinde araştırılan BNV-RNA negatif olarak saptanmıştır. Destekleyici tedavi ve immün süpresif ilaç dozlarının azaltılması [mikofenolat mofetil (MMF; 1 g/gün), siklosporin (1 mg/kg/gün)] ile klinik tablosu tam olarak düzelen olguda, bir ay sonra gelişen bulgularla (ateş, miyalji, konfüzyon, lökositoz, anemi, BOS’da tekrar BNV-RNA pozitifliği) BNV meningoensefalitinin tekrarladığı gözlenmiştir. Bu kez siklosporin tamamen kesilmiş, MMF’ye düşük dozda (1 g/gün) devam edilmiş, yüksek doz parenteral asiklovir ve intravenöz immünoglobulin (400 mg/kg/gün, 7 gün) uygulanmıştır. Bu tedavi ile olgunun tablosu 10 gün sonra düzelmiş ve herhangi bir nörolojik anormallik gözlenmemiştir. Sonuç olarak, solid organ alıcıları ve diğer immün süpresif olgularda, nedeni bilinmeyen ateş, yaygın kas ağrıları, gastrointestinal bulgular ve/veya nörolojik bozuklukların saptanması halinde, özellikle de endemik bölgelerde, santral sinir sistemi enfeksiyonlarının ayırıcı tanısında BNV mutlaka düşünülmelidir.Öğe Deneysel peritonit modelinde oktreotid ultrafiltrasyon yetmezliğini engelleyebilir(2011) Ender Hür; Devrim Bozkurt; Savaş Sipahi; Muhittin Ertilav; Bilgin Arda; Can Duman; Sait Şen; Ali Başçı; Fehmi Akçiçek; Soner DumanAMAÇ: Ultrafiltrasyon (UF) yetersizliği periton diyalizi peritonitinde sık rastlanan bir komplikasyondur. Oktreotid (OCT)' in birçok hücre üzerinde antiproliferatif etkileri olduğu gösterilmiştir. Bu çalışmada amacımız, bakteriyel peritonitin neden olduğu periton değişiklikleri üzerine sistemik veya bölgesel olarak uygulanan OCT' nin etkilerini incelemektir. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Kırk iki tane üremik olmayan 160-180 gr ağırlığında dişi sıçan; Tedavi verilmeyen grup (Kontrol, n=12), Peritonit grubu (E.coli, n=12) 1,5 ml E. coli suspansiyonu (107 CFU/ml), Tedavi grupları 1,5 ml E. coli suspansiyonu (107 CFU/ml)+ 50mcg/kg OCT periton içine (Bölgesel OCT, n=10) ve deri altına (Sistemik OCT, n=8) uygulanmak suretiyle dört gruba ayrıldı. Altı saat sonunda, %3,86 glukoz içeren PD solusyonu ile bir saatlik periton eşitlenme testi yapıldı. D1/D0 glukoz, UF hacmi, diyalizat hücre sayısı, diyalizat protein, TGF-?1, VEGF ve IL-? düzeyleri ölçüldü. BULGULAR: E. coli maruziyeti bakteriyel peritonite yol açarak periton geçirgenliğini artırıp glukoz gradiyentinde azalma ve UF yetmezliğine neden oldu. Periton içine uygulanan OCT bölgesel TGF-?1 inhibisyonu ile UF yetmezliğini azaltmıştır. Bölgesel ve sistemik olarak uygulanan OCT diyalizat hücre sayısını azaltmış ve UF' yi korumuştur. SONUÇ: Bölgesel ve sistemik olarak uygulanan OCT peritonit sırasında diyalizat hücre sayısını azaltarak, periton boşluğuna hüce infiltrasyonunu inhibe etmek suretiyle UF kapasitesini ve periton canlılığını korumaya yardım ediyor olabilir. Uzun dönemde peritoneal fibrozisi azaltabilir.