Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Doğanavşargil, Eker" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Behçet Hastalığında Fc?IIa ve Fc?IIIb reseptör gen polimorfizmi
    (Ege Üniversitesi, 2008) Doğanavşargil, Eker; Aksu, Kenan
    Geriplan ve amaç:Behçet Hastalığı (BH) küçük, orta ve büyük çapta damarları, hem arterleri hem venleri tutabilen sistemik bir vaskülittir. Fc? reseptörleri immun yanıtın oluşmasında farklı etkilere sahip reseptörlerdir. Fc? reseptör gen polimorfizmleri BH gibi sistemik inflamatuar hastalıklar için duyarlılık oluşturabilirler. Bu çalışmada, BH'da Fc?IIa ve IIIb reseptör gen polimorfizm dağılımı ve genotip-fenotip ilişkisinin gösterilmesi amaçlanmıştır. Hastalar ve Yöntem: Bu kesitsel çalışmaya, akraba olmayan 216 Behçet hastası (E/K:130/86) ve 241 sağlıklı kontrol olgusu alınmıştır. Fc?RIIa (H/H131, H/R131, R/R131) ve IIIb (NA1/NA1, NA1/NA2, NA2/NA2) reseptör gen polimorfizmleri allel spesifik polimeraz zincir reaksiyonu yöntemiyle çalışılmıştır. Sonuçlar: Sağlıklı kontrol ile karşılaştırıldığında, BH'da Fc?RIIa R/R131 genotipi daha sık bulunmuş (p=0.01), fakat Fc?RIIIb genotipleri ile sağlıklı kontrol arasında ilişki bulunmamıştır (p=0.10). Genotip analizi sonucu Fc?RIIIb NA2 allelinin, BH'da sağlıklı kontrollere göre anlamlı olarak daha sık olduğu saptanmıştır (p=0.01). BH grubunda Fc?RIIIb NA2/NA2 genotipi ağır hastalıkla (p=0.02), vasküler tutuluşla (p=0.01) ve paterji pozitifliği ile ilişkili bulunmuştur (p=0.02). Sonuç: BH'da, Fc?RIIa R/R131 genotipi ve Fc?RIIIb NA2 allel sıklığı sağlıklı kontrollere göre anlamlı olarak daha sık bulunmuştur. Üstelik Fc?RIIIb gen polimorfizmleri ile hastalık ağırlığı ve vasküler tutuluş varlığı arasında ilişki varlığı görülmektedir.;Behçet Hastalığı, Fc reseptör.;Behçet's disease, Fc receptor.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Behçet Hastalığında FcγIIa ve FcγIIIb reseptör gen polimorfizmi
    (Ege Üniversitesi, 2008) Doğanavşargil, Eker; Aksu, Kenan; Berdeli, Afig; Keser, Gökhan
    Geriplan ve amaç:Behçet Hastalığı (BH) küçük, orta ve büyük çapta damarları, hem arterleri hem venleri tutabilen sistemik bir vaskülittir. Fcγ reseptörleri immun yanıtın oluşmasında farklı etkilere sahip reseptörlerdir. Fcγ reseptör gen polimorfizmleri BH gibi sistemik inflamatuar hastalıklar için duyarlılık oluşturabilirler. Bu çalışmada, BH’da FcγIIa ve IIIb reseptör gen polimorfizm dağılımı ve genotip-fenotip ilişkisinin gösterilmesi amaçlanmıştır. Hastalar ve Yöntem: Bu kesitsel çalışmaya, akraba olmayan 216 Behçet hastası (E/K:130/86) ve 241 sağlıklı kontrol olgusu alınmıştır. FcγRIIa (H/H131, H/R131, R/R131) ve IIIb (NA1/NA1, NA1/NA2, NA2/NA2) reseptör gen polimorfizmleri allel spesifik polimeraz zincir reaksiyonu yöntemiyle çalışılmıştır. Sonuçlar: Sağlıklı kontrol ile karşılaştırıldığında, BH’da FcγRIIa R/R131 genotipi daha sık bulunmuş (p=0.01), fakat FcγRIIIb genotipleri ile sağlıklı kontrol arasında ilişki bulunmamıştır (p=0.10). Genotip analizi sonucu FcγRIIIb NA2 allelinin, BH’da sağlıklı kontrollere göre anlamlı olarak daha sık olduğu saptanmıştır (p=0.01). BH grubunda FcγRIIIb NA2/NA2 genotipi ağır hastalıkla (p=0.02), vasküler tutuluşla (p=0.01) ve paterji pozitifliği ile ilişkili bulunmuştur (p=0.02). Sonuç: BH’da, FcγRIIa R/R131 genotipi ve FcγRIIIb NA2 allel sıklığı sağlıklı kontrollere göre anlamlı olarak daha sık bulunmuştur. Üstelik FcγRIIIb gen polimorfizmleri ile hastalık ağırlığı ve vasküler tutuluş varlığı arasında ilişki varlığı görülmektedir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Belirlenemeyen bağ dokusu hastalığı (bBDH) tanısı almış 180 olgunun geriye dönük değerlendirilmesi
    (Ege Üniversitesi, 2003) Doğanavşargil, Eker
    ÖZET 1. bBDH tanılı olgular, Romatoloji birimimizde izlenen BDH tanılı 1793 olgunun %26.6'sını oluşturmaktadır. 2. Bu olgular, BDH tanısını haklı kılacak yeterli yakınma, belirti ve laboratuar değişkenlerine sahiptir. 3. Olguların tümüne yakını kadın olup, yakınmaların ilk başlangıcında hasta yaşı - 35 yıldır. 4. Olguların, yakınmalarının başlangıcından bir romatoloji birimine başvurmaları arasında 4 yıl gibi gecikme vardır. Yani, olgularımız ilk gelişte 3.5 yıl gibi bir hastalık yaşı olan ve tanıları daha belirlenememiş olgulardan oluşmuştur. Bu olgular, 4 yıl tarafımızdan izlenmiş ve bu süre içinde ve sonunda, ne oranda ve hangi belli bir hastalık ve özellikle kesin BDH geliştiği belirlenmeye çalışılmıştır. 5. Olguların ilk değerlendirme aşamasında en sık yakınma ve belirtileri; sıklık sırasına göre, lokomotor, deri ve mukoza belirtileri, RF ve kuru göz - kuru ağız olmuştur. Serözit ve organ tutuluşu düşük orandadır. En sık gözlenen laboratuar anormalliği, ANA ve Rf (+)liğidir. Lökopeni ve trombositopeni düşük oranda saptanmıştır. 6. Ortalama 3.5 yıllık hastalık yaşı olan, tarafımızdan yaklaşık 4 yıl izlenen yani yaklaşık 7-8 yıllık bir hastalık süresi olan 180 olgumuzdan 46'sında (%25.5) kesin bir BDH olmak üzere 62'sinde (%34.4) tanı belli olmuş, 118 olgu (%65.5) bBDH olarak izlenmeye devam etmiştir. 7. Tanısı belli olan ve kesin bir BDH geliştirmiş olan olgularda, bBDH olarak kalanlara göre, ilk başvuruda en sık gözlenen yakınma ve belirtiler; miyalji, kas güçsüzlüğü, parestezi ve FM benzeri yakınmalar olup, RF de daha sık gibidir. Lökopeni, trombositopeni, Rf ve ANA (+)liği de, tanısı belirlenmiş grupta daha yüksek oranda belirlenmiştir. bBDH olarak kalan olgularda, ilk değerlendirmede ateş, artrit, deri ve mukoza belirtileri, kuru göz ve ağız daha yüksek sıklıkta gibi durmaktadır. Tanısı belli olmuş olgularda, ilk değerlendirme aşamasında anti- dsDNA antikorları yok iken, bBDH olarak kalmış olgularda ilk değerlendirmede %3.4 sıklığında anti-dsDNA antikor varlığı ilginç bir gözlemdir. 8. Kesin bir BDH geliştiren olgularda gelişen patolojiler, 180 bBDH'ında zaman içinde belirlenen tanı sıklığı şeklinde verilirse; SS %11.6, SLE ve RA %4.4,CREST Sendromu %3.8'dir. Bir olguda PSS ve 1 olguda da sero(-) poliartrit kliniği yerleşmiştir. 9. Son değerlendirmede bBDH tanısını koruyan olgular, ortalama 7.87±4.05 yıllık hastalık süresine karşın; artralji, deri mukoza belirtileri ve RF gibi klinik ve Rf ve ANA (+)liği gibi laboratuar belirtileri ile ılımlı seyirlerini sürdürmektedirler. 10. Kesin bir BDH gelişen olgularımızda;. SS geliştiren (%11.6) olguların başlangıçtaki en anlamlı yakınma ve belirtisi artralji (%66.6) ve artrit (%38), serolojik patolojisi %57 oranı ile Rf ve ANA (+)liğidir. Başlangıç kuru göz ve kuru ağız, %9.5 oranı ile oldukça düşük orandadır.. SLE geliştiren (%4.4) olguların başlangıçtaki en anlamlı yakınma ve belirtisi %75 sıklığı ile artrit ve aiopesi, %37.5 sıklığı ile deri ve mukoza belirtileridir. ANA %62.5 başlangıç sıklığında ama gelişecek patolojiye ışık tutacak FANA örneğinde değildir. Başlangıçta birer olguda saptanan lökopeni ve trombositopeni, izlem sürecinde gelişmiş ve sonuçta her ikisi de %75 olguda saptanmıştır. Değerlendirme aşamasında ANA tüm olgularda olumlu, anti dsDNA sıklığı ise %50'dir.. RA gelişen (%4.4) olguların başlangıçta en önemli yakınma ve bulgusu %87.5 sıklığı ile artrittir. Başlangıç ANA pozitifliğinin (%75), SLE geliştiren olguların başlangıç ANA sıklığından fazla oluşu ilginçtir. Rf (+)liği ise oldukça düşük orandadır (%12.5). Tanı aşamasında Rf (+)liği %75, ANA (+)liği %25 olmuştur.. bBDH olarak değerlendirdiğimiz olgularda, 4. en sık gelişen BDH CREST Sendromu (%3.8) olup, bu olguların başlangıçtaki en önemli yakınması RF (%71.4) görünmektedir. ANA (+)liği de başlangıç değeri olarak %71.4 sıklığında olup, FANA örneği %55.5 oranı ile anti-sentromerdir. RF, son değerlendirmede %85.7 sıklığına ulaşmış, %85.7 sıklığında olumlu olan FANA ise, tümüyle anti-sentromer olarak belirlenmiştir. Tanısı kesinleşen 1 PSS olgusunu da CREST Sendromu gerçekleşen 7 olguya da katarsak, 180 bBDH olgusunun %4.4'ünde sistemik skleroz gelişmiş diyebiliriz. 11. Başlangıçta bBDH tanısı gibi duran (artraljî-artrit 4/5, deri lezyonları 3/5, RF 2/5, ANA olumluluğu 2/5) 5 olgu (180 bBDH'nın %2.7'si), zaman içinde tek semptomlu kalmış (RF, livedo retikülaris, AFS) veya romatolojik olmayan bir hastalık (hipotiroidi ve Graves Basedow hastalığı) kimliğine bürünmüştür.12. Başlangıçta bBDH belirtileri ve %27.2 oranında FM belirtileri gösteren 11 olgu (Tablo-21a,b), gelişen zaman içinde FMS kimliğinde kalmıştır. Başlangıçta ve sön değerlendirme Rf (%63.6 ve %27.2) ve ANA olumluluğu (%36.3 ve %45.4) bu olguların kimliğinin hala belirsiz olduğu kuşkusunu doğurmuştur. 13. Gelişte bBDH kimliğini taşıyan, 8.67±2.99 yıl hastalık süreli 15 olgu (%8.3), 3.47±1.30 yıldır remisyonda görünmektedir. 55

| Ege Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Ege Üniversitesi Rektörlüğü Gençlik Caddesi No : 12 35040 Bornova - İZMİR, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim