Yazar "Özçete, Enver" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ACİL SERVİSE BAŞVURAN HASTALARDA VENÖZ KAN GAZI PARAMETRELERİNİN GÜVENİLİRLİĞİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ(2024) Özçete, Enver; Uz, İlhan; Tüzer, Gamze; Sağman, Şahin; Lomanov, NuraliAmaç: Çalışmamızda venöz kan gazı analizi parametrelerinin güvenilir olup olmadığını bulmayı amaçladık. Yöntem: Acil servisimize 01.10.2021- 31.03.2022 tarihleri arasında başvuran 18 yaş üstü, hastalardan istenen kan tetkikleriyle eş zamanlı venöz kan gazı alınan hastalar çalışmaya alındı. Hastalardan alınan kan biyokimyasal tetkiklerinden (potasyum, sodyum, hemoglobin, hematokrit ve kan glukoz düzeyi) ve eş zamanlı alınan venöz kan gazında; Ph, potasyum, sodyum, hemoglobin, hematokrit ve kan glukoz düzeyi hasta alım formuna işlendi. Her parametre için Pearson korelasyon katsayıları hesaplandı; r 0,8 değeri güçlü bir korelasyon olarak kabul edildi. Merkezi biyokimya laboratuvarı oto analizörü ve venöz kan gazı analizi sonuçları arasındaki uyumu değerlendirmek için %95 güven aralığı (CI) uyum sınırları olan bir Bland-Altman testi kullanıldı. Bulgular: Acil servise başvuran ve venöz kan gazı alınan 933 hastanın sonuçları incelendi ve 582 hasta çalışmaya alındı. Venöz kan gazı ve merkezi laboratuvar sonuçları arasındaki uyum değerlendirildiğinde, ortalama farklar; glukoz için 5,5±22 mg/dL, hemoglobin için 0,4±1 g/dL, hematokrit için 1,5±3,8 %, Potasyum için -0,2±0,46 mmol/L ve Sodyum için 3,2±4,9 mmol/L bulundu. Bland-Altman analizine göre klinik kullanım için potasyum, hemoglobin ve hemotokrit ölçümleri için kabul edilebilir uyum olmasına rağmen, glukoz ve sodyum ölçümleri için zayıf bir uyum olduğu bulundu. Sonuç: Uyum limitleri dikkate alındığında potasyum, hemoglobin ve hemotokrit değerlerinin kabul edilebilir, glukoz ve sodyum değerleri kabul edilebilir değildi. Klinisyenlerin venöz kan gazı sonuçlarını kullanması gerektiğinde kısıtlılıkların farkında olmalıdır.Öğe Acil servise başvuran hastalarda, konvansiyonel radyografi kıullanımı ile dijital CR kullanımı arasında maliyet, işgücü,tıbbi sonuçlara etki ve arşivleme gereksinimi açısından fark var mı?(Ege Üniversitesi, 2011) Özçete, Enver; Boydak, BaharAmaç: Konvansiyonel röntgen cihazları ile çekilen radyografilerin arşivlenmesi, hastanın medikal geçmişine ulaşım amacıyla kullanımı büyük zorluklar içermektedir. Ayrıca dijital CR ile görüntü kalitesi film banyolamasından bağımsız hale gelmekte, acil servisimiz gibi yoğun radyografi çekilen yerlerde meydana gelen cihaz yıpranması, veri kaybı, adli ve hukuki sorunlar ve işgücü kaybı dijital röntgen kullanımı ile ortadan kalkmaktadır. Acil servise başvuran hastaların konvansiyonel radyografi ve dijital CR çekimi arasındaki maliyet, işgücü, tıbbi sonuçlara etki ve arşivleme gereksinimi farklarının ortaya konulması amaçlanmaktadır. Yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil servisi yıllık yaklaşık 65 000 hastanın başvurduğu üçüncü basamak bir acildir. Çalışma süresi boyunca acil serviste Helsinki Deklarasyonu Kararları{na uygun olarak ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Yerel Etik Kurulundan alınan onayı takiben çalışma kriterlerine uyan ve çalışmaya en az 3 yıldır acilde çalışan araştırma asistanlarının görev yaptığı saatlerde acil servise ardışık başvuran hastalar içinden herhangi bir nedenle akciğer radyografisi planlanan hastalar kabul edilmiştir. Acil servise Dijital CR cihazı kurulmadan önce konvansiyonel radyografi cihazı bulunmaktaydı. Bu nedenle ilk hasta grubu olarak konvansiyonel akciğer radyografi grubu hastaları çalışmaya alınmıştır. Daha sonra 14.4. 2010 tarihinde konvansiyonel radyografi yerine Kodak CR 975 dijital radyoradyografi cihazı acil serviste kullanılmaya başlanması ile 2. hasta grubu olarak dijital CR akciğer radyografi grubu hastaları çalışmaya alınmıştır. Bir gruba konvansiyonel röntgen ile akciğer radyografisi çekilen hastalar önceden hazırlanan özel form doldurularak çalışmaya alınmıştır. İkinci grup hastaya Kodak CR 975 dijital radyoradyografi ile akciğer radyografisi çekilen hastalar önceden hazırlanan özel form doldurularak çalışmaya alınmıştır. Çekilen radyografinin kalite skoru vizüel anolog skalayla (VAS) değerlendirilmiş çalışma sonunda milimetre olarak ölçülerek kaydedilmiştir. Bu iki grup hastanın radyografi çekiminden kaynaklanan maliyet farkları, işgücü gereksinimi, tıbbi sonuçlara olumlu ve olumsuz etkileri ile arşiv gereksinimine yönelik etkileri karşılatılacaktır. Çalışma Prospektif, gözleme dayalı, kesitsel olarak gerçekleştirilecektir. Bulgular: Çalışmaya 301 konvansiyonel akciğer radyografisi ve 320 dijital CR akciğer radyografisi, toplamda 621 akciğer radyografisi çalışmaya alınmıştır. Daha homojen bir grup oluşturulması için endikasyon, tanı koyma, karşılaştırma gibi konulardaki kolyalıklar ve Acil serviste sık kullanılması nedeniyle sadece akciğer grafileri çalışmaya alınmıştır. Konvansiyonel radyografi grubunun yaş ortalaması 55,9, dijital radyografi grubunun yaş ortalaması 57,3 olarak bulunmuştur. Gruplar arasında cinsiyet dağılımı, yaş ortalaması, yaş grupları dağılımı, ek hastalıklar ve solunum sayısı hariç vital bulgular açısından fark saptanmamıştır. Konvansiyonel radyografi ve dijital CR gruplarının hastaların acil serviste bakım aldıkları birimlere, başvuru saati gruplarına, hastaların ön tansına, tanı gruplarına, radyografinin çekim süresi, yorum süresi ve çekim kalitesine göre istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır. Konvansiyonel radyografi çekim süresi 45,2 dk, dijital CR çekim süresi 34,2 dk'dır. Konvansiyonel radyografi yorum süresi 25,2 dk, dijital CR radyografi yorum süresi 39,7 dk. Çekilen radyografinin kalite skoru vizüel anolog skalayla (VAS) değerlendirilmiş çalışma sonunda milimetre olarak kaydedilmiştir. Konvansiyonel radyografi ortalama radyografi kalite skoru 69,1 mm, dijital CR ortalama radyografi kalite skoru 82,0 mm saptanmıştır. Dijital CR, Konvansiyonel radyografiye göre daha kısa sürede çekimi yapılmış, daha geç yorumlanmıştır ayrıca dijital CR'ın ortalama radyografi kalitesi skoru Konvansiyonel radyografiden daha yüksek saptanmıştır. Dijital CR ile çekimi yapılan radyografilerin tamamına ulaşılabilirken konvansiyonel radyografilerin %5,6'sına ulaşılmıştır. Dijital CR'da bir radyografi maliyeti Konvansiyonel radyografiye göre 1,05 TL daha ucuz saptanmıştır. Röntgen çekimi yapan teknisyenlerle yapılan görüşmelerde Dijital CR'da konvansiyonel radyografiye göre karanlık oda, radyografi basımı gibi ek işlemler olmadığından iş yüklerinin azaldığını belirtmişlerdir. Sonuç: Ortalama radyografi kalite skoru dijital CR'da daha yüksek olması çekim sonrası dijital radyografi üzerinde kontrast ayarı ve benzeri işlemler yapabilmesinden kaynaklanmaktadır. Dijital radyografi değerlendirmesi acil servis içinde bulunan terminallerden yapıldığından dijital radyografiyi değerlendirebilmek için hasta başından ayrılmak gerekmekte hasta yoğunluğunun arttığı saatlerde ve vital bulguları stabil olmayan kritik hastalarda bu durum dijital radyografi yorum sorununa neden olmaktadır. Hasta başında dijital radyografinin taşınabilir ek bir cihaz yardımıyla değerlendirilebilmesi bu güçlükleri ortadan kaldıracağını düşünmekteyiz. Dijital CR'da radyografilerin arşivlenmesi bilgisayar ortamında yapılabildiğinden hastanın radyografilerine kolaylıkla ulaşılabilir hastanın tekrarlayan başvurularında radyografiler karşılaştırılabilir. Radyografilere yıpranma, kaybolma gibi nedenlerle ulaşılamamasının önüne geçilebilmektedir. Hastanın tıbbi geçmişi ve adli olaylar da dijital DR'ın konvansiyonel radyografiye göre daha yardımcı olabileceğini düşünmekteyiz. Acil servise Dijital CR ve PACS sistemi kurulumunun maliyeti başlangıçta yüksek olup uzun vade de Dijital CR'ın konvansiyonel radyografiye göre acil servis için daha kazançlı olduğunu düşünmekteyiz.Öğe Acil serviste konvansiyonel röntgen kullanımı ile dijital röntgen kullanımı arasında maliyet işgücü, tıbbi sonuçlara etki ve arşivleme gereksinimi açısından fark var mıdır?(Ege Üniversitesi, 2011) Boydak, Bahar; Özçete, EnverAmaç: Konvansiyonel röntgen cihazları ile çekilen radyografilerin arsivlenmesi, hastanın medikal geçmisine ulasım amacıyla kullanımı büyük zorluklar içermektedir. Ayrıca dijital CR ile görüntü kalitesi film banyolamasından bagımsız hale gelmekte, acil servisimiz gibi yogun radyografi çekilen yerlerde meydana gelen cihaz yıpranması, veri kaybı, adli ve hukuki sorunlar ve isgücü kaybı dijital röntgen kullanımı ile ortadan kalkmaktadır. Acil servise basvuran hastaların konvansiyonel radyografi ve dijital CR çekimi arasındaki maliyet, isgücü, tıbbi sonuçlara etki ve arsivleme gereksinimi farklarının ortaya konulması amaçlanmaktadır. Yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil servisi yıllık yaklasık 65 000 hastanın basvurdugu üçüncü basamak bir acildir. Çalısma süresi boyunca acil serviste Helsinki Deklarasyonu Kararları{na uygun olarak ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Yerel Etik Kurulundan alınan onayı takiben çalısma kriterlerine uyan ve çalısmaya en az 3 yıldır acilde çalısan arastırma asistanlarının görev yaptıgı saatlerde acil servise ardısık basvuran hastalar içinden herhangi bir nedenle akciger radyografisi planlanan hastalar kabul edilmistir. Acil servise Dijital CR cihazı kurulmadan önce konvansiyonel radyografi cihazı bulunmaktaydı. Bu nedenle ilk hasta grubu olarak konvansiyonel akciger radyografi grubu hastaları çalısmaya alınmıstır. Daha sonra 14.4. 2010 tarihinde konvansiyonel radyografi yerine Kodak CR 975 dijital radyoradyografi cihazı acil serviste kullanılmaya baslanması ile 2. hasta grubu olarak dijital CR akciger radyografi grubu hastaları çalısmaya alınmıstır. Bir gruba konvansiyonel röntgen ile akciger radyografisi çekilen hastalar önceden hazırlanan özel form doldurularak çalısmaya alınmıstır. Ikinci grup hastaya Kodak CR 975 dijital radyoradyografi ile akciger radyografisi çekilen hastalar önceden hazırlanan özel form doldurularak çalısmaya alınmıstır. Çekilen radyografinin kalite skoru vizüel anolog skalayla (VAS) degerlendirilmis çalısma sonunda milimetre olarak ölçülerek kaydedilmistir. Bu iki grup hastanın radyografi çekiminden kaynaklanan maliyet farkları, isgücü gereksinimi, tıbbi sonuçlara olumlu ve olumsuz etkileri ile arsiv gereksinimine yönelik etkileri karsılatılacaktır. Çalısma Prospektif, gözleme dayalı, kesitsel olarak gerçeklestirilecektir. Bulgular: Çalısmaya 301 konvansiyonel akciger radyografisi ve 320 dijital CR akciger radyografisi, toplamda 621 akciger radyografisi çalısmaya alınmıstır. Daha homojen bir grup olusturulması için endikasyon, tanı koyma, karsılastırma gibi konulardaki kolyalıklar ve Acil serviste sık kullanılması nedeniyle sadece akciger grafileri çalısmaya alınmıstır. Konvansiyonel radyografi grubunun yas ortalaması 55,9, dijital radyografi grubunun yas ortalaması 57,3 olarak bulunmustur. Gruplar arasında cinsiyet dagılımı, yas ortalaması, yas grupları dagılımı, ek hastalıklar ve solunum sayısı hariç vital bulgular açısından fark saptanmamıstır. Konvansiyonel radyografi ve dijital CR gruplarının hastaların acil serviste bakım aldıkları birimlere, basvuru saati gruplarına, hastaların ön tansına, tanı gruplarına, radyografinin çekim süresi, yorum süresi ve çekim kalitesine göre istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıstır. Konvansiyonel radyografi çekim süresi 45,2 dk, dijital CR çekim süresi 34,2 dk'dır. Konvansiyonel radyografi yorum süresi 25,2 dk, dijital CR radyografi yorum süresi 39,7 dk. Çekilen radyografinin kalite skoru vizüel anolog skalayla (VAS) degerlendirilmis çalısma sonunda milimetre olarak kaydedilmistir. Konvansiyonel radyografi ortalama radyografi kalite skoru 69,1 mm, dijital CR ortalama radyografi kalite skoru 82,0 mm saptanmıstır. Dijital CR, Konvansiyonel radyografiye göre daha kısa sürede çekimi yapılmıs, daha geç yorumlanmıstır ayrıca dijital CR'ın ortalama radyografi kalitesi skoru Konvansiyonel radyografiden daha yüksek saptanmıstır. Dijital CR ile çekimi yapılan radyografilerin tamamına ulasılabilirken konvansiyonel radyografilerin %5,6'sına ulasılmıstır. Dijital CR'da bir radyografi maliyeti Konvansiyonel radyografiye göre 1,05 TL daha ucuz saptanmıstır. Röntgen çekimi yapan teknisyenlerle yapılan görüsmelerde Dijital CR'da konvansiyonel radyografiye göre karanlık oda, radyografi basımı gibi ek islemler olmadıgından is yüklerinin azaldıgını belirtmislerdir. Sonuç: Ortalama radyografi kalite skoru dijital CR'da daha yüksek olması çekim sonrası dijital radyografi üzerinde kontrast ayarı ve benzeri islemler yapabilmesinden kaynaklanmaktadır. Dijital radyografi degerlendirmesi acil servis içinde bulunan terminallerden yapıldıgından dijital radyografiyi degerlendirebilmek için hasta basından ayrılmak gerekmekte hasta yogunlugunun arttıgı saatlerde ve vital bulguları stabil olmayan kritik hastalarda bu durum dijital radyografi yorum sorununa neden olmaktadır. Hasta basında dijital radyografinin tasınabilir ek bir cihaz yardımıyla degerlendirilebilmesi bu güçlükleri ortadan kaldıracagını düsünmekteyiz. Dijital CR'da radyografilerin arsivlenmesi bilgisayar ortamında yapılabildiginden hastanın radyografilerine kolaylıkla ulasılabilir hastanın tekrarlayan basvurularında radyografiler karsılastırılabilir. Radyografilere yıpranma, kaybolma gibi nedenlerle ulasılamamasının önüne geçilebilmektedir. Hastanın tıbbi geçmisi ve adli olaylar da dijital DR'ın konvansiyonel radyografiye göre daha yardımcı olabilecegini düsünmekteyiz. Acil servise Dijital CR ve PACS sistemi kurulumunun maliyeti baslangıçta yüksek olup uzun vade de Dijital CR'ın konvansiyonel radyografiye göre acil servis için daha kazançlı oldugunu düsünmekteyiz.Öğe Comparison of Conventional Radiography and Digital Computerized Radiography in Patients Presenting to Emergency Department(2015) Özçete, Enver; Boydak, Bahar; Ersel, Murat; Kıyan, Güçlü Selahattin; Uz, İlhan; Çevrim, ÖzgürObjectivesTo compare the differences between conventional radiography and digital computerized radiography (CR) in patients presenting to the emergency department.MethodsThe study enrolled consecutive patients presenting to the emergency department who needed chest radiography. Quality score of the radiogram was assessed with visual analogue score (VAS100 mm), measured in terms of millimeters and recorded at the end of study. Examination time, interpretation time, total time, and cost of radiograms were calculated.ResultsThere were significant differences between conventional radiography and digital CR groups in terms of location unit (Care Unit, Trauma, Resuscitation), hour of presentation, diagnosis group, examination time, interpretation time, and examination quality. Examination times for conventional radiography and digital CR were 45.2 and 34.2 minutes, respectively. İnterpretation times for conventional radiography and digital CR were 25.2 and 39.7 minutes, respectively. Mean radiography quality scores for conventional radiography and digital CR were 69.1 mm and 82.0 mm. Digital CR had a 1.05 TL cheaper cost per radiogram compared to conventional radiography.ConclusionsSince interpretation of digital radiograms is performed via terminals inside the emergency department, the patient has to be left in order to interpret the digital radiograms, which prolongs interpretation times. We think that interpretation of digital radiograms with the help of a mobile device would eliminate these difficulties. Although the initial cost of setup of digital CR and PACS service is high at the emergency department, we think that Digital CR is more cost-effective than conventional radiography for emergency departments in the long-termÖğe The Effect of Lactate and Lactate Clearance on Mortality in Patients with Acute Pulmonary Embolism in Emergency Department(2022) Özçete, Enver; Uz, İlhan; Karan, Damla; Karbek, Funda; Altuntaş, SimgeAim: Pulmonary embolism (PE) is the third leading cause of death due to cardiovascular disease. The presence of shock or hypotension remains the main prognostic clinical marker and to date, it is the only factor that indicates the need for aggressive treatment. Most patients with pulmonary embolism are normotensive. Prognostic indicators are needed to better classify patients with pulmonary embolism. This study aimed to investigate the effect of lactate level on predicting hospital mortality in patients diagnosed with pulmonary embolism in the emergency department, and the effect of lactate clearance on mortality in patients with high lactate levels (lactate ?2 mmol/L). Material and Methods: This study was designed as a retrospective study. Adult patients (>18-years old) who were diagnosed with PE by computed tomography angiography of the thorax in the university hospital emergency between January 1, 2018, and December 31, 2019, were analyzed. Results: A total of 367 patients were diagnosed with pulmonary embolism in the emergency department. In-hospital mortality rate of the patients was 29.8% and the pulmonary embolism-related mortality rate was 12.4%. Lactate clearance was not significant in predicting mortality risk. In the logistic regression analysis performed among the risk factors affecting mortality in patients with pulmonary embolism, lactate ?3 mmol/L and normotensive + lactate ?3 mmol/L were significant in predicting in-hospital mortality. Conclusion: The lactate level in the emergency department could be an effective screening method for identifying mortality in acute pulmonary embolism patients.Öğe Factors affecting discharge of patients with sternal fractures(2021) Uz, İlhan; Üstsoy, Emre; Özçete, Enver; Özdil, Ali; Çinkooğlu, Akın; Ersel, MuratAim: Sternal fractures, especially those due to motor vehicle accidents, are encountered in emergency department. There are no clear recommendations on discharge of patients with isolated sternal fractures from the emergency department. In this study, we aimed to examine the relationship between fracture type and severity of injury as well as factors affecting the decision of early discharge in case of sternal fractures detected in the emergency department. Materials and Methods: Patients who presented to the emergency department with trauma between 2014 and 2019 were retrospectively analyzed. Demographic characteristics, trauma mechanisms, additional injuries, injury severity scores, location of sternal fracture and displacement status, echocardiography findings, troponin I values, electrocardiography findings, duration of emergency department and hospital stay, and 30- day mortality of trauma patients aged above over 18 years with sternal fractures on thorax computed tomography included in the study were evaluated. Results: The mean age of 184 patients who were diagnosed with sternal fractures during the 5-year period was 49.9 ± 16.6 years, and 75.5% (n=139) of them were males. On examining the mechanisms of trauma, we found that the most common cause (63.5%; n=117) was motor vehicle accidents. The most common concomitant injuries were rib fractures (56.5%; n=104) and spinal fractures (44%; n=81). It was found that 73.9% (n=136) of sternal fractures were localized in the corpus and 63% (n=116) were non-displaced. It was determined that 33% (n = 61) of the patients were discharged from the emergency department, the mean duration of emergency department stay was 28.3 ± 24.3 hours, and the mean total hospitalization time was 9.8 ± 20.1 days. There was a significant relationship between the time to discharge with injury severity scores (ISS) and troponin I values of the patients. Conclusion: It should be noted that additional life-threatening injuries may be encountered more often in patients presenting with a high injury severity score (>15) and with a manubrium sterni fracture. In sternal fractures, early discharge from the emergency department can be considered in patients with a low injury severity scores (?15) in whom no abnormal findings are detected in a follow-up performed with echocardiography, troponin I, electrocardiography, and constant monitoring.Öğe Hipertrigliseridemiye bağlı akut pankreatit hastalarının acil serviste yönetimi(2019) Uz, İlhan; Özçete, Enver; Kodik, Meltem Songür; Ersel, Murat; Kıyan, Güçlü SelahattinAmaç: Bu yazıda, hipertrigliseridemik akut pankreatit (HTGAP) tanısı alan hastalarda acil servis yönetimi ile ilgili deneyimlerimizi paylaşmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Ekim 2015-Ekim 2016 tarihleri arasında, acil servisimize başvuran ve HTGAP tanısı alan hastaların lipaz, amilaz, trigliserid değerleri ve aldıkları tedavi rejimleri incelendi. Ortalama 1 gün/24 saat boyunca acil serviste takip edilen hastaların, klinik durumları ve başlangıç ile 24 saat sonraki trigliserid, amilaz, lipaz düzeyleri değerlendirmeye alındı. Bulgular: Çalışma süresi boyunca acil servisimize toplam 142.482 hasta başvurdu. Bu hastalardan akut pankreatit (AP) tanısı alan hasta sayısı 370’ ti. Bu hastalar içerisinde HTGAP tanılı 23-56 yaş aralığındaki 10 hastanın yaş ortalaması 36.2±19.8 olup 6' sı kadındı. Hastaların 7’ sinde hiperlipidemi, 6' sında diyabet, 2' sinde hipotroidi öyküsü vardı. Altı hasta daha önce pankreatit atağı geçirmişti. Hastaların hepsine, tanı anından itibaren acil serviste insülin infüzyon tedavisi başlandı. Ortalama 1 gün boyunca acil serviste takip edilen hastaların, klinik durumu ve 24 saat sonraki trigliserid, amilaz, lipaz düzeylerinin gerilediği görüldü. Sonuç: Acil serviste AP’ li hastalarda, etiyolojide hipertrigliseridemi akılda bulundurulmalıdır. HTGAP tanısı alan hastalarda komplikasyonları azaltmak için acil serviste erken tedavi başlanabilir ve insülin infüzyonu tedavisi, aferez tedavisine göre daha pratik ve takibi daha kolay olduğu için tüm hastalarda ilk seçenek olarak tercih edilebilir.Öğe Hipertrigliseridemiye bağlı akut pankreatit hastalarının acil serviste yönetimi(2019) Uz, İlhan; Özçete, Enver; Kodik, Meltem Songür; Ersel, Murat; Kıyan, Güçlü Selahattin…Öğe Retrospective evaluation of 3% NaCl treatment in patients with symptomatic hyponatremia in the emergency department(Bayrakol Medical Publisher, 2023) Özçete, Enver; Arslan, BahadırAim: As the most common electrolyte disorder in the Emergency Department, hyponatremia is a serious medical condition associated with a high risk of morbidity and mortality. Hypertonic saline is an effective treatment for symptomatic hyponatremia. This study aims to determine the effective variables in serum sodium elevation and overcorrection with 3% NaCl treatment in patients with symptomatic hyponatremia in the emergency department.Material and Methods: In this study, we conducted a retrospective analysis of the efficacy of 3% NaCl treatment in symptomatic hyponatremic patients over 18 years of age. We described patients' characteristics and outcome variables.Results: In our study, 582 patient files were reviewed. In total, 270 patients were excluded from the study. Ultimately, 312 patients were included in our study. The mean baseline sNa in the patients was 116 +/- 4.5 mmol/L. The most common Hypertonic 3% NaCl treatment was Rapid Intermittent Bolus with a rate of 64.4%. A minimum of 5 mmol/l increase in serum Na was observed in 36.5% of patients following the first treatment. In any period, 20.5% of patients had a rise in sNa of more than 10 mmol/L within the first 24 h.Discussion: For treating symptomatic hyponatremia with 3% NaCl, a target serum Na of 125 mmol/L may be used along with a 5 mmol/L increase in serum Na. In the prevention of excessive serum Na elevation, 3% NaCl treatment in a volume smaller than baseline serum Na levels < 125 mmol/L may be considered.