Maksiller sinüzit ve odontojenik enfeksiyon ilişkisinin dental volümetrik tomografi görüntülerinde değerlendirilmesi
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2019
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Bu çalışmanın amacı maksiller sinüzit tanısı konmuş olguların görülme sıklığının belirlenmesi ve maksiller posterior dişlerdeki enfeksiyonlar ile maksiller sinüzit ilişkisinin, dental volümetrik tomografi (DVT) görüntüleri üzerinde değerlendirilmesidir. Kodak 9000 3D (Kodak 9000 3D, Carestream Health, Trophy, Fransa) ile elde edilmiş 1000 hastaya ait DVT görüntüsü maksiller sinüs mukoza kalınlığı varlığı yönünden tarandı. Sinüs mukozası kalınlaşmasının 2 mm ve üzerinde olduğu olgular patolojik olarak kabul edildi ve bu olgular içerisinde sinüse komşu molar ve/ veya premolar dişlerde apikal lezyon lezyon saptanan olgulara radyolojik olarak odontojenik maksiller sinüzit tanısı kondu. Odontojenik maksilller sinüzit olguları kalınlık derecesi (2-5 mm, 5-10 mm ve >10 mm) ve tipine (düz ya da polipoid) göre sınıflandı. Bunun yanısıra, mukozal kalınlaşma miktarı ve tipine etki edebilecek faktörler demografik değişkenler, diş tipi ve apikal lezyona dair (lezyonlu diş/ kök sayısı, lezyon çapı, lezyon-sinüs tabanı mesafesi) olmak üzere farklı parametrelere dair veriler kaydedildi. Bunun yanısıra, maksiller sinüs ve maksiller premolar/molar dişler arasındaki anatomik ilişkinin horizontal ve vertikal yönde değerlendirmesi; 4 farklı bölgede ölçülen topografik ölçümlerle gerçekleştirildi. Tüm görüntüler tek bir gözlemci tarafından incelendi. Elde edilen veriler tanımlayıcı, lineer ve lojistik regresyon analizi ile incelendi. Gözlemci arası uyum değerlendirmesinde Kappa testinden yararlanıldı. Mukozal kalınlaşma saptanan 202 olgunun % 47.5'i odontojenik maksiller sinüzit olarak belirlendi. Mukozal kalınlaşma miktarı olarak en çok Sınıf III kalınlaşmaya (>10mm ) (% 41.7) rastlanılırken, en sık görülen kalınlaşma tipi düz tipte (%59.4 ) kalınlaşma oldu. Odontojenik maksiller sinüzite en fazla sebep olan diş grubunun üst çene 1. molar dişler (% 43.8) olduğu saptandı. Regresyon analizi bulgularına göre; mukozal kalınlaşma miktarı ile istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanan parametreler cinsiyet (erkekler), lezyonlu kök sayısı, lezyon çap ve lezyonlu diş adedi olarak belirlenirken, mukozal kalınlaşma tipine etkili tek parametrenin lezyonlu kök sayısı olduğu bulundu. Topografik ölçümlere yönelik yapılan incelemede elde edilen veriler ise maksiller premolar/molar dişlerin bukkal alveoler kemiğinin horizontal kalınlığının palatinal alveoler kemikle karşılaştırıldığında daha ince olduğunu göstermekteydi. Vertikal yönde yapılan ölçümler incelendiğinde ise; premolar dişlerden molar diş bölgesine doğru gidildikçe diş köklerinin maksiller sinüs tabanı ile olan doğrusal mesafesinin azaldığı gözlendi. Sonuç olarak, özellikle erkek bir hastada molar dişte birden çok kökü etkileyen geniş çapta apikal lezyon varsa, lezyonun sinüse olan mesafesinden bağımsız olarak, bu hastada odontojenik kaynaklı maksiller sinüzit gelişme riski artmaktadır. Ayrıca geçmeyen veya tekrarlayan inatçı sinüzit olgularında dental tedavi seçeneği medikal tedaviye ek olarak mutlaka değerlendirilmelidir.;Periapikal Lezyon, Maksiller Sinüzit, Dental Volumetrik Tomografi.;Periapical Lesion, Maxillary Sinusitis, Cone-Beam Computed Tomography.
Açıklama
Araştırmacılar; Ceyda Gürhan, Güniz Baksı Şen
Araştırma projesi -- Ege Üniversitesi, 2019
Araştırma projesi -- Ege Üniversitesi, 2019