Perikardiyosentez sonrası pnömoperikardiyum: Olgu sunumu

Küçük Resim Yok

Tarih

2011

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Özet – Pnömoperikardiyum, perikart boşluğu içinde hava bulunmasıdır. Bu yazıda perikardiyosentez sonrası pnömoperikardiyum gelişen 61 yaşında kaşektik bir kadın hasta sunuldu. Halsizlik ve nefes darlığı yakınmalarıyla başvuran hastanın akciğer grafisinde kardiyotorasik oranda artış, ekokardiyografik incelemede belirgin perikart efüzyonu görüldü. Perikardiyosentez ile toplam 860 ml hemorajik görünümlü perikart sıvısı boşaltıldı. Birinci hafta sonunda kateter çekildikten sonra kontrol akciğer grafisinde perikart boşluğunda hava-sıvı seviyesi görüldü, ekokardiyografide azalmış perikart efüzyonu içinde yoğun hava kabarcıkları izlendi. Hemodinamisi stabil olduğundan hastanın tıbbi tedavi ile izlenmesine karar verildi. Perikart boşluğundaki hava miktarı azalmasına karşın efüzyon miktarında belirgin artış olması üzerine hastaya beş gün sonra tekrar perikardiyosentez yapıldı. Hastada herhangi bir etyolojik faktör bulunamamış olması nedeniyle bağ dokusu hastalığı düşünülerek tedavisine kortikosteroit eklendi. Kortikosteroit tedavisi ile akciğer grafisi ve ekokardiyografik izlemde perikart efüzyonunda hızlı gerileme görüldü. Hasta steroit tedavisi ile taburcu edildi.

Summary – Pneumopericardium is defined by the presence of air in the pericardial sac. We present a 61-year-old cachectic woman who developed pneumopericardium after pericardiocentesis. She presented with complaints of fatigue and shortness of breath. The chest X-ray showed an increased cardiothoracic ratio, and echocardiographic examination showed a marked pericardial effusion. Pericardiocentesis was performed and a total of 860 ml hemorrhagic pericardial fluid was aspirated. At the end of the first week after removal of the catheter, control chest radiography showed air-fluid levels in the pericardial cavity, and echocardiography revealed dense air bubbles in the decreased pericardial effusion. As the patient was hemodynamically stable, she was monitored on medical treatment. However, five days later, pericardiocentesis was repeated due to a significant increase in the pericardial effusion despite decreased amount of air. As no etiologic factor could be elicited, a connective tissue disease was considered and a corticosteroid was added to her treatment, which resulted in a rapid decline in the pericardial effusion on follow-up chest radiography and echocardiography. She was discharged on steroid therapy.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kalp ve Kalp Damar Sistemi

Kaynak

Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

39

Sayı

8

Künye