Açık kalp cerrahisi geçiren hastalarda kan transfüzyonunun erken dönem solunumsal morbidite ve mortalite üzerine etkisi
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2014
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Çalışmamızda; açık kalp cerrahisi geçiren hastalarda intraoperatif ve postoperatif kan ve kan ürünü transfüzyonunun, erken postoperatif dönemde ekstübasyon süresi, yoğun bakım ünitesinde ve hastanede kalış süresi, solunumsal morbidite ve mortalite üzerine etkilerini prospektif olarak araştırmayı amaçladık. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı'nda elektif açık kalp cerrahisi uygulanan (koroner arter baypas greftleme, kapak cerrahisi ya da her ikisinin kombinasyonu) ardışık 100 yetişkin hasta prospektif olarak incelendi. Of- pump cerrahi uygulanan, yandaş solunumsal hastalığı olanlar (kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve astım bronşiale), majör organ yetmezliği olan (ciddi karaciğer ve böbrek yetmezliği/ hemodiyalize bağımlı hastalar), acil cerrahi geçiren, LVEF < %35 olanlar ve 18 yaşından küçük hastalar çalışmamıza dahil edilmemiştir. Hastaların preoperatif, intraoperatif ve postoperatif prospektif olarak kaydedilen verileri: cinsiyet, yaş, vücut kitle indeksi, geçirilmiş kardiyak cerrahi, varsa EKO bulguları, EuroScore, varsa solunum fonksiyon testleri, arteriyel kan gazı değerleri, postero-anterior akciğer grafisi bulguları (normal ya da patolojik bulgular), hemoglobin ve hematokrit değerleri, yandaş hastalıklar (diyabetes mellitus, hiperkolesterolemi, hipertansiyon, periferik damar hastalığı, serebrovasküler hastalıklar (strok, geçici iskemik atak, serebral hemoraji), motor nöron hastalıkları, alkol ve sigara alışkanlığı gibi preoperatif belirleyiciler; hemoglobin/ hematokrit değerleri, laktat, arteriyel kan gazı değerleri (bazal, KPB girişi, KPB çıkışı), operasyon tipi, cerrahi süresi (dk), aortik krosklemp süresi (dk), kardiyopulmoner baypas süresi (dk), transfüze edilen kan ve kan ürünlerinin tipi ve miktarı gibi intraoperatif belirleyiciler, hemoglobin / hematokrit değerleri (0, 4, 8, 12, 24, 48. saat), kullanılan kan ve kan ürünü tipi ve miktarı, postoperatif arteryel kan gazı değerleri (0, 4, 8, 12, 24, 48. saat) ve özellikle de postoperatif 0. saat ve ekstübasyon sonrası PaO2/ FiO2 değerleri, operasyon sonrası kanama miktarı, reoperasyon gereksinimi, tüp torakostomi drenlerinin çekilme zamanı, ekstübasyon süresi, re-entübasyon/ CPAP uygulanması gerekliliği, akciğer grafileri 0. saat, ilk 12 saat içinde çekilen, sonrasında 12- 24 saat içinde çekilen ve solunum yetmezliği bulguları olan hastalarda günlük çekilen PAAC grafisi patolojik bulguları uzman görüşü alınarak kaydedilmiştir. Hastalarda plevral effüzyon, pnömotoraks, böbrek yetmezliği gelişmesi (kreatinin değerinin bazal değere göre 0. 5 mg/ dl ve üstüne çıkması, hesaplanan kreatinin klirens oranında %50 azalma veya yeni gelişen hemodiyaliz gereksinimi), inotropik ve vazoaktif ajan gereksinimi (2 veya daha fazla), mekanik dolaşım desteği (intraaortik balon pompası, ventriküler destek cihazı) gereksinimi gibi komplikasyonlar kaydedilmiştir. Hastaların yoğun bakım ve hastanede kalış süreleri, gelişen solunumsal komplikasyonlar kaydedilmiştir. Çalışmamızda ayrıca (1) İntraoperatif dönemde hastalara uygulanan ERT transfüzyonu ve miktarı (2) İntraoperatif dönemde hastalara uygulanan TDP transfüzyonu ve miktarı (3) Postoperatif dönemde hastalara uygulanan ERT transfüzyonu ve miktarı (4) Postoperatif dönemde hastalara uygulanan TDP transfüzyonu ve miktarı, gerçekleştirilen operasyon tiplerine göre Kapak, KABG ve Kapak + KABG şeklinde gruplar oluşturulmuştur ve bu gruplar mevcut Hb, Htc değerleriyle transfüzyona yanıtları çerçevesinde, arteriyel kan gazı PaO2/ FiO2 değerleriyle, ekstübasyon süreleri, yoğun bakım ve hastanede toplam kalış süreleri ve solunum desteği gerekliliği ile ilişkilendirilerek karşılaştırılmıştır. Hastanemizde KPB sonrası kan ürünü olarak Taze Tam Kan kullanılmaktadır. 1 Ü Taze Tam Kan, 1 Ü TDP ve 1 Ü ERT olarak kabul edilmiştir. Çalışmamızdan çıkan sonuçlar; preoperatif aneminin önüne geçilerek ve gereğinde uygun kan ve kan ürünü transfüzyonunu gerçekleştirerek TRALI oluşumunun da önüne geçilebileceği ve daha geniş hasta popülasyonlarıyla daha kesin sonuçlara ulaşabileceğimiz yönündedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Anesteziyoloji ve Reanimasyon A.B.D.