Uterusunun korunmasını isteyen uterovajinal prolapsuslu kadınlarda laparoskopik sakroservikopeksi yöntemi

Küçük Resim Yok

Tarih

2007

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Pelvik organ prolapsusus, genellikle postmenopozal yıllarda veya klimakterik dönemde oluşsa da, fertilitesinin devamını arzu eden genç kadınlarda da bazen gözlenebilir. Pelvik taban cerrahisinde geleneksel transvajinal ve transabdominal yaklaşımlara ek olarak, laparoskopik yöntemler günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Çalışmamızda, semptomatik uterovajinal prolapsusu nedeniyle laparoskopik sakroservikopeksi uyguladığımız 6 hasta ile ilgili operasyon tekniği ve sonuçları değerlendirdik. Ortalama operasyon süresi 89 (80-100) dakika idi. Tüm hastalar postoperatif birinci gün taburcu edildi ve ortalama kan kaybı tüm hastalarda 100 ml'den az bulundu. Hiçbir hastada intra- ve post-operatif komplikasyon gelişmedi ve 6-44 ay arası takipte rekürrens izlenmemiştir. Operasyondan 2 yıl sonra miadında sezeryan ile doğum yapan bir hastada, doğumdan sonra geçen 28 ay takipte rekkürens saptanmamıştır. Laparoskopik sakroservikopeksi, fertilitesinin devamını isteyen uterovajinal prolapsusu olan hastalarda laparotomiye alternatif iyi bir yöntemdir ve servikal anatomiye zarar vermemektedir.
Though pelvic organ prolapse is usually encountered during climacteric and postmenopausal years, it may sometimes be seen in young woman who desire to retain their fertility. In addition to conventional transvaginal and tranabdominal approaches, laparoscopic procedures are now widely being used in pelvic floor surgery. We presented six patients with symptomatic uterovaginal prolapse managed with laparoscopic sacro-cervicopexy. The mean operation time is 89 (80-100) minutes. All these patients were discharged from hospital in the first postoperative day and the blood loss was lower than 100 ml in all patients. The complication did not occur in all patients and no objective evidence of recurrent genital prolapse was found in all patients with follow up of 6- 44 months. Two years after this operation in a patient whom delivered with sectio, no objective evidence of recurrent genital prolapse was found in a patient with follow up of 28 months after than sectio. We feel that laparoscopic sacro-cervicopexy is a good alternative in patients with pelvic prolapse who desire to retain their fertility since it avoids the need for a laparotomy and does not disturb the cervical anatomy.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Eğitim, Özel

Kaynak

Uzmanlık Sonrası Eğitim ve Güncel Gelişmeler Derg. (Yeni Adı: Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Dergisi)

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

4

Sayı

2

Künye