İnterskalen üçgenin morfometrisi, nörovasküler yapılarla anatomik ilişkisi ve klinik önemi
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
İnterskalen üçgen veya aralık (İSA), plexus brachialis truncus'larının ve arteria subclavia'nın içinde izlendiği, boynun yan tarafında yer alan bir bölgedir. İnterskalen üçgen tepe noktası, kafatasının tabanına doğru yukarı bakacak şekildedir. Üçgenin yatay tabanını costa prima'nın üst kenarı; dikey iki tarafını musculus scalenus anterior ve musculus scalenus medius oluşturur. Musculus scalenus anterior ile plexus brachialis'in ve arteria subclavia'nın konumlanmasında çeşitli varyasyonlar bilinmektedir. Bu varyasyonlar truncus'ların ve arteria subclavia'nın kasın önünden, içinden veya arkasından geçmesi şeklinde görülmektedir. Arteria ve vena subclavia ile plexus brachialis'in costa prima ile clavicula arasında sıkışması ve bu bölgenin içinden geçen yapıların basıya uğraması açısından interskalen aralık önem arz eder. Bu bölgede, Torasik Outlet Sendromu'nun tedavisi amacıyla yapılan total skalenektomi, transservikal skalenektomi gibi çeşitli cerrahi girişimlerde bulunulmaktadır. Bölgeye interskalen blok anestezi işlemleri, skalen kaslara botoks enjeksiyon uygulamaları da yapılmaktadır. İnsan kadavraları üzerine yapılan bu çalışmanın amacı interskalen üçgeni oluşturan ve içerisinden geçen anatomik yapıların ölçümlerini yaparak interskalen üçgenin lokalizasyonu hakkında morfometrik bilgileri genişletip Torasik Outlet Sendromu'nun cerrahi tedavisine, skalen kas spazmlarında botoks enjeksiyonlarına yardımcı olacak veriler üretmektir. Gereç ve Yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalında bulunan %10 formalin tespitli, 20 adet kadavrada, sağ ve sol olmak üzere toplam 40 tarafta interskalen üçgeni oluşturan yapılardan m. scalenus anterior ve m. scalenus medius'un uzunlukları dijital kumpasla ölçülmüştür. İnterskalen üçgenin içinden geçen truncus'lar ve arteria subclavia gibi anatomik yapıların, komşuluk ilişkileri, geçiş paternleri belirlenmiştir ve bu yapıların boyutları ImageJ programı kullanılarak ölçülmüştür. İSA alanı üç farklı şekilde hesaplanmıştır. Bulgular: Çalışmamızda interskalen üçgende arteria subclavia her zaman bu aralığın alt kısmından geçmiştir. Plexus brachialis'in truncus superior ve medius'ları bu boşluğun üst kısmından geçmiştir. Truncus inferior, arteria subclavia'nın arkasından interskalen üçgenin alt kısmından geçmiştir. İnterskalen üçgenin taban mesafesi tüm kadavralarda ortalama 9,1 mm, üçgenin tepesinin costa prima'ya dikey uzaklığı olarak hesaplanan ortalama yüksekliği 53,41 mm ve ImageJ programıyla ölçülen ortalama alanı 232,05 mm² bulunmuştur. Erkek ve kadın kadavraların sağ ve sol taraflarının morfometrik ölçümleri alınmıştır. İnterskalen üçgenin ImageJ programıyla ölçülen ortalama alanı erkek kadavralarda 239,01 mm² iken, kadınlarda ortalama alan 192,61 mm² olarak saptanmıştır. M. scalenus anterior ve medius kaslarının birleşim yerindeki interskalen üçgen tepe açısı ortalama 10,88 derece bulunmuştur. M. scalenus anterior, spinal sinir ön dalları ile ilişkisi açısından sınıflandırılıp 4 tipte incelenmiştir. Sinirlerin ve arteria subclavia'nın interskalen aralıkta bulunduğu klasik pozisyon olan Tip 1, kadavraların %75'inde gözlenmiştir. Tip 2'de m. scalenus anterior'u C5 ve C6 kökleri delip geçmiştir. Tip 2, %15 sıklığında görülmektedir. Tip 3'te C5 kökü m. scalenus anterior'u delmiştir. Tip 3'ün görülme sıklığı %7,5'tir. Tip 4'te C5, C6 kökleri ve arteria subclavia kası delmiştir. Tip 4 %2,5 olarak gözlenmiştir. Sonuç: Yaptığımız ölçümlerin sonuçları değerlendirildiğinde, plexus brachialis'in spinal köklerinin m. scalenus anterior üzerindeki konumunun ve skalen kasların başlangıç aldıkları servikal omurlardaki origolarının değişkenlik gösterebildiği görülmüştür. Bu çalışmada elde edilen uzunluk ve alan ölçümlerinin verileri, Torasik Outlet Sendromu'nda tanı ve tedavi yaklaşımlarını planlamada, anestezide interskalen blok uygulamalarında ve skalen kaslara uygulanan enjeksiyonlarda ilgili anatomik yapıların morfometrik özelliklerinin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.