Hibrit tabakadaki biyobozunmayı başlatan etkenin taramalı elektron mikroskobu ile saptanması

Küçük Resim Yok

Tarih

2015

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu çalışmanın amacı: hibrit tabakada meydana gelen biyobozunma mekanizmasının başlama noktasının araştırılması, adeziv materyale olan penetrasyonun daha güçlü hale getirilmesi için dentin yüzey tedavisinin geliştirilmesi ve bu şeklide uzun dönem klinik sonuçların iyileştirmesi sağlanmasıdır. Ayrıca farklı monomerlere sahip adeziv yapıştırıcı ajanların hibrit tabakasının formasyonunda ve biyobozunma üzerindeki etkisinin değerlendirilmesidir Çalışmamız için çürük ve restorasyon içermeyen toplam 90 adet insan üçüncü molar diş seçildi. Dişler 3 gruba ayrıldı. Mine (M) grubundaki dişlerin lingual ya da bukkal yüzeyinde düşük hızda elmas frezlerle su soğutması altında, düz mine yüzeyleri hazırlandı. Birini dentin grubu (D) için, dişlerin oklüzal 1/3 kısmı düşük hızda elmas frezlerle su soğutması altında ekspoze dentin yüzeyi açığa çıkacak ve yer düzlemine paralel olacak şekilde kesildi. Hazırlanan dentin yüzeylerinde homojen ve standart bir smear tabakası oluşturmak amacıyla 300, 600 ve 1000 grit silikon karbit zımpara kâğıtları yardımı ile su soğutması altında düzleştirildi. Diğer dentin grubundaki (H+D) dişlere ise diğer uygulamalara ek olarak, yüzeyindeki kollajen matriksin uzaklaştırılması amacıyla 60sn süreyle %10 NaOCl solüsyonuna bırakıldı. Bu grupta bağlanma öncesi asit uygulaması yapılmamıştır. Kompozit küpler ve çubuklar hazırlandı ve dişlerin üzerine 3 farklı rezin siman üretici firmaların önerileri doğultusunda yapıştırıldı. Çalışmamızda kendinden adezivli sistemi olan RelyX U200 (3M ESPE, Seefeld, Germany), kendinden asitli primer sistemi olan Multilink N (Ivoclar Vivadent, Schaan, Liechtenstein) ve asitle ve yıka sistemi olan Variolink N LC (Ivoclar Vivadent, Schaan, Liechtenstein ) kullanılarak her grup 3 alt gruba ayrıldı. (n=10) Her gruptan 2 diş BSEM için 8 diş ise mikro makaslama testi için ayrıldı. Simantasyon sonrasında BSEM için hazırlanacak dişlerden kesme cihazı(Isomet 1000, Buchler, Lake Bluff, IL, ABD) kullanılarak 1×1 mm boyutlarında çubuk şeklinde kesitler elde edildi. Her dişten 4 adet çubuk elde edilecek şekilde toplamda 72 çubuk elde edildi. Tüm örneklere 5oC ve 55 oC' de 2000 kez termal işlem uygulandı. Işıl işlem sonrası örnekler boyar sölüsyon olan %50 'lik gümüş nitrat solüsyonunda 24 saat bekletildi. Hibrit tabakadaki biyobozunmayı başlatan etkenin değerlendirilmesi amacıyla örnekler BSEM' de incelendi. Kompozit çubuklarla hazırladığımız diğer 72 dişe bağ dayanımının ölçülmesi için mikro-makaslama testi uygulandı. Elde edilen verilerin istatistiksel analizi yapıldı. Mikro-makaslama bağlanma dayanım testi sonuçlarına göre, Mine (M) grubu için alınan değerlere göre; asitle ve yıka adeziv siman grubu ile kendinden asitli primer siman grubu ve kendinden adezivli siman gruplarının arasındaki fark anlamlı oranda yüksek bulunmuştur ( p?0,05). Dentin (D) ve hip+dentin (H+D) grupları için alınan değerlere göre; kendinden adezivli siman ile asitle ve yıka adeziv siman grupları ile kendinden asitli primer siman grubu arasındaki fark istatitistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Örneklerin BSEM ile incelemesi sonucunda, 3 farklı diş grubunda da farklı adeziv sistemlerde biyobozunma görüldüğü saptanmıştır. Sonuç olarak dentin yüzeyinde asitle ve yıka sistemlerinde hibrit tabakada uzun dönemde görülen bozunma nedeninin MMP aktivitesinden dolayı meydana geldiği görülmüştür. Mine yüzeyindeki biyobozunmanın rezin kaynaklı olduğu ve kendinden adezivli sistemlerde daha fazla meydana gelmiştir. Mine yüzeyinde asitle ve yıka sistemler güçlü bağlanma dayanımı gösterirken dentin yüzeyinde ise kendinden adezivli sistemler başarılı bulunmuştur. Dentin deproteinizasyonun biyobozunması üzerine etkisinin olmadığı ayrıca bağlanmayı olumsuz yönde etkilediği sonucuna varılmıştır
The aim of this study was to evaluate the effect of different monomers on hybrid layer formation and biodegradation, comparison of the current and the possible future methodologies for detection of nanoleakage within the hybrid layer and to elucidate the origin of initiation of hybrid layer biodegradation. Ninety (N=90) intact caries-free human third molars were used. Teeth were divided into 3 groups. In the Enamel surface (M) group, lingual or buccal enamel surfaceses were ?attened using a high-speed diamond bur under water-cooling. (n=30). In dentin surface (D, H+D) treatment groups (n= 30/group) the occlusal third of the molars was removed. A homogeneous and standard smear layer was produced by removing a thin layer of the surface using with 300, 600 and 1000 grit silicon carbide abrasive papers. In the second dentin surface (H+D) treatment group, teeth were exposed to 10% NaOCl solution for complete removal of exposed collagen matrices from dentin surfaces within a period of 60 second application. No acid treatment prior to bonding procedure was performed on the specimens in this group. Each group was divided into three subgroups of luting resin materials with etch-and-rinse; self-etch and self-adhesive systems. Resin composite blocks ( 6×6×2) and cylinders (diameter:1mm; lenght:4mm) were fabricated and adhered onto the exposed flat dentin and enamel surfaces according to the manufacturers' instructions. After adhesive cementation, teeth were sectioned with a slow-speed saw (Isomet, Buehler) under water-cooling into multiple beams (1x1 mm). Four sticks from the midportions of the tooth-composite assemblies were obtained for each subgroup. The sticks were thermo cycled (x2.000, 5-55oC) According to the micro-shear bond tests, higher bond strength values were observed in etch&rinse system compared to other adhesives in enamel surface treatment group (p?0.05). Bond strength values in self-adhesive and etch&rinse groups were significantly higher than self-etch groups in dentin surface treatment and dentin surface treatment groups with NaOCl (H+D) (p?0.05). Back-scattered scanning electron microscope results showed that, different degradation mechanism was observed in different adhesive systems. The present study indicates that, due to the acid etching in dentin, collagen biodegradation was observed due to MMP activity within the hybrid layer. On the enamel surfaces, resin degradation was related with resin monomers in adhesive systems. Self-adhesive system had significantly higher bond strengths to dentin. At the enamel, highest bond strengths were measured for etch & rinse system. And also this study has demonstrated that NaOCl pretreatment on smear layer-covered dentin had a negative effect on the bond strength of etch & rinse, self-etch and self-adhesive systems.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Diş Hekimliği, Dentistry

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye