Quantitative measurement of air leak in patients with chest drains
Küçük Resim Yok
Tarih
2019
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Background: This study aims to evaluate a new method that detects peak air leak speed and peak air leak flow, investigate the correlation between the amount of air leak and development of prolonged air leak, and identify patients who are at risk of developing prolonged air leak after lung resection. Methods: in this prospective trial, the amount of air leak was measured with the assistance of an anemometer connected to the top of a standard underwater drainage system, and a mobile phone with android operating system. Patients who underwent tube thoracostomy for spontaneous pneumothorax were assigned to group 1 (18 males, 1 female; mean age 31.6±10.9 years; range, 18 to 70 years), whereas patients who underwent lung resection for benign or malignant lung diseases were assigned to group 2 (37 males; 16 females; mean age 56.9±15.6 years; range, 18 to 80 years). the receiver operating characteristics analysis was performed for the statistical analysis of the data. Results: Prolonged air leak was observed in five patients (26.3%) in group 1 and in six patients (11.3%) in group 2. in group 1, first measurement on postoperative day zero could detect prolonged air leak development with 100% sensitivity and 92.9% specificity. Similarly, in group 2, measurements on day zero could detect prolonged air leak development with 100% sensitivity and 87.2% specificity. Conclusion: Compared to similar products, this newly developed measuring device may be widely used in clinics with its low cost and ease of use. Measured peak air leak flow values can predict patients who may develop prolonged air leak. Patent work for the device is ongoing.
Amaç: Bu çalışmada tepe hava kaçak hızını ve tepe hava kaçak debisini saptayan yeni bir yöntem değerlendirildi, hava kaçağı miktarı ve uzamış hava kaçağı gelişimi arasındaki ilişki araştırıldı ve akciğer rezeksiyonu sonrası uzamış hava kaçağı gelişimi riski taşıyan hastalar belirlendi. Çalışma planı: Bu prospektif çalışmada, hava kaçağı miktarı standart bir su altı drenaj sisteminin üstüne bağlı bir anemometre ve android işletim sistemine sahip bir cep telefonu yardımı ile ölçüldü. Spontan pnömotoraks için tüp torakostomi uygulanan hastalar (18 erkek, 1 kadın; ort. yaş 31.6±10.9 yıl; dağılım, 18-70 yıl) grup 1’e, benign veya malign akciğer hastalıkları nedeniyle akciğer rezeksiyonu uygulanan hastalar (37 erkek; 16 kadın; ort. yaş 56.9±15.6 yıl; dağılım, 18-80 yıl) ise grup 2’ye alındı. Verilerin istatistiksel analizi için alıcı işletim karakteristiği analizi uygulandı. Bulgular: Uzamış hava kaçağı grup 1’de beş hastada (%26.3), grup 2’de altı hastada (%11.3) gözlemlendi. Grup 1’de, ameliyat sonrası sıfırıncı gündeki ilk ölçüm uzamış hava kaçağı gelişimini %100 duyarlılık ve %92.9 özgüllük ile saptayabildi. Benzer şekilde, grup 2’de, ameliyat sonrası sıfırıncı gündeki ölçümler uzamış hava kaçağı gelişimini %100 duyarlılık ve %87.2 özgüllük ile saptayabildi. Sonuç: Benzer ürünler ile karşılaştırıldığında, yeni geliştirilen bu ölçüm cihazı düşük maliyeti ve kullanım kolaylığı ile kliniklerde yaygın şekilde kullanılabilir. Ölçülen tepe hava kaçak debisi değerleri uzamış hava kaçağı gelişebilecek hastaları öngörebilir. Cihaz için patent çalışmaları devam etmektedir.
Amaç: Bu çalışmada tepe hava kaçak hızını ve tepe hava kaçak debisini saptayan yeni bir yöntem değerlendirildi, hava kaçağı miktarı ve uzamış hava kaçağı gelişimi arasındaki ilişki araştırıldı ve akciğer rezeksiyonu sonrası uzamış hava kaçağı gelişimi riski taşıyan hastalar belirlendi. Çalışma planı: Bu prospektif çalışmada, hava kaçağı miktarı standart bir su altı drenaj sisteminin üstüne bağlı bir anemometre ve android işletim sistemine sahip bir cep telefonu yardımı ile ölçüldü. Spontan pnömotoraks için tüp torakostomi uygulanan hastalar (18 erkek, 1 kadın; ort. yaş 31.6±10.9 yıl; dağılım, 18-70 yıl) grup 1’e, benign veya malign akciğer hastalıkları nedeniyle akciğer rezeksiyonu uygulanan hastalar (37 erkek; 16 kadın; ort. yaş 56.9±15.6 yıl; dağılım, 18-80 yıl) ise grup 2’ye alındı. Verilerin istatistiksel analizi için alıcı işletim karakteristiği analizi uygulandı. Bulgular: Uzamış hava kaçağı grup 1’de beş hastada (%26.3), grup 2’de altı hastada (%11.3) gözlemlendi. Grup 1’de, ameliyat sonrası sıfırıncı gündeki ilk ölçüm uzamış hava kaçağı gelişimini %100 duyarlılık ve %92.9 özgüllük ile saptayabildi. Benzer şekilde, grup 2’de, ameliyat sonrası sıfırıncı gündeki ölçümler uzamış hava kaçağı gelişimini %100 duyarlılık ve %87.2 özgüllük ile saptayabildi. Sonuç: Benzer ürünler ile karşılaştırıldığında, yeni geliştirilen bu ölçüm cihazı düşük maliyeti ve kullanım kolaylığı ile kliniklerde yaygın şekilde kullanılabilir. Ölçülen tepe hava kaçak debisi değerleri uzamış hava kaçağı gelişebilecek hastaları öngörebilir. Cihaz için patent çalışmaları devam etmektedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kalp ve Kalp Damar Sistemi, Cerrahi
Kaynak
Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
27
Sayı
1