Türk sinemasında kötü kadın imgesi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2011

Yazarlar

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu çalışmada, ideal kadın olgusunun inşa edilmesinde eril hâkimiyetin nasıl bir rol oynadığı üzerinde durulmuştur. Sembolik etkileşimcilik yaklaşımı ele alınarak Yeşilçam sinemasından iki filme yer verilerek sosyolojik çözümleme yapılmıştır. Sembolik etkileşimcilerin özellikle benlik, zihin, aileye ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumları üzerinde durulmuştur. Ayrıca geleneksel ve modern toplumların özelliklerine yer verilerek kuramsal bölüm pekiştirilmiştir. Kuramsal açıklamalardan sonra kadının tarihine ilişkin bölüme yer verilmiştir. Kadının geçmişten günümüze çeşitli toplumlarda eril güç tarafından nasıl bir değişime uğradığından bahsedilmiştir. Ulus-devlet, modernleşme kavramlarından yola çıkarak ve Kemalizm ideolojisinden yararlanarak Türkiye’de “yeni ideal kadın” ın yaratılmasında bu söylemlerin ne gibi etkileri olduğu üzerinde durulmuştur. Medyada kadın daha çok ev içi rolleri dikkate alınarak sunulmaktadır. Bu durum sinema filmleri içinde geçerlidir. Kadının aile içindeki davranışlarınn nasıl olması gerektiği, ataerkil sistemin düzenlemiş olduğu kadın tiplemeleri filmlerde işlenerek gerçek hayatta da yansıtılmaya devam edilir. Yeşilçam sinemasında en fazla yer alan melodram filmlerinden yola çıkılarak ideal ve kötü kadının nasıl kurgulandığı üzerinde durulmuştur. 1968 yapımı Vesikalı Yarim filmi ile 1973 yapımı Bir Demet Menekşe filmi ele alınmıştır. Bu filmlerdeki karakterlerin sosyolojik çözümlemelerine yer verilerek kadınların erkek gözüyle nasıl inşa edilmek istendiği ortaya konulmuştur. Çalışmada, Cumhuriyet’in ilk yıllarından bugüne kadar, kadının rollerinin belirlenmesinde resmi devlet söyleminin ve ataerkil zihniyetin etkisinin devam ettiği sonucuna varılmıştır. Kadını ideal yapan unsur onun ev içi rollerini aksatmadan yerine getirmesidir. Bunun dışında hareket edenler eril zihniyet tarafından “kötü kadın” olarak damgalanmaktadır. Kısacası, kadının rollerini belirlemede ataerkil anlayışın hüküm sürdüğü sonucuna ulaşılmıştır. Sinema cinsiyet rollerinin devam ettirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. “İdeal kadın”ın inşa edilmesinde resmi devlet söylemiyle birlikte sinema da etkin bir konumdadır.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Sosyoloji A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye