Cumulative non-HDL-cholesterol burden in patients with hypertriglyceridemia receiving long-term fibrate therapy: Real life data from a lipid clinic cohort
Küçük Resim Yok
Tarih
2020
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Objective: Though epidemiological data suggest that an elevated triglyceride (TG) level may be a risk factor for coronary artery disease (CAD), there is still insufficient clinical evidence. This study was designed to evaluate the real-life efficacy and side effects of fibrate treatment for hypertriglyceridemia seen in a lipid clinic, as well as cardiovascular and diabetic outcomes. Methods: This retrospective study evaluated patients who were followed-up for a diagnosis of hypertriglyceridemia at the lipid outpatient clinic of the Ege University Cardiology Department between 1997 and 2018. Data of demographic and clinical characteristics were obtained from hospital records. All patients (n=240) with at least 1 year of follow-up were included in the analysis. During follow-up, patients were treated with fenofibrate, and less frequently, gemfibrozile (14 patients), at different doses according to the TG level and disease severity. Results: Of the study population, 23% had CAD, 21% were diabetic, and 52% were obese. On admission, 20% were using fibrates and 17% were on statins. The mean admission lipid levels were TG: 281±194 mg/dL, low-density lipoprotein cholesterol: 115±37 mg/dL, high-density lipoprotein (HDL) cholesterol: 43±13 mg/dL, and non-HDL cholesterol: 166±42 mg/dL. The mean length of follow-up was 5.3±4.7 years (range: 1–16 years). A total of 8 (4.3%) patients had adverse effects during follow-up (1 on statin combination and 7 on fibrates alone). The side effects observed were an elevation of liver enzymes in 3, myalgia in 2, insomnia in 1, malaise in 1, and a skin rash in 1 patient. No rhabdomyolysis or myopathy was seen. During follow-up, diabetes developed in 14 and cardiovascular disease (CVD) in 14 patients. The cumulative non-HDL cholesterol level was significantly high in patients who developed diabetes or CVD. Receiver operating curve analysis indicated that a cumulative non-HDL cholesterol value of 1016 mg/dL was predictive of the development of diabetes mellitus or CVD with 85% sensitivity and 70% specificity. Conclusion: In real life, long-term fibrate use is effective and safe. The cumulative non-HDL cholesterol burden can be used to assess the efficacy of treatment as a simple and easily calculated method. Large studies are needed to further clarify the value of this parameter in predicting the development of both diabetes and CVD.
Amaç: Epidemiyolojik veriler artmış trigliserit (TG) düzeylerini koroner arter hastalığı (KAH) için bir risk faktörü olarak göstermekle birlikte hala yeterli klinik kanıt yoktur. Bu çalışma, bir lipit kliniğinin hipertrigliseridemi hastalarında fibrat tedavisinin etkinliği, güvenirliği ile kardiyovasküler, diyabetik sonlanım noktalarına etkisini gerçek yaşam verilerine dayanarak ortaya koymayı amaçlamıştır. Yöntemler: Bu geriye dönük çalışmada, 1997 ve 2018 yılları arasında Ege Üniversitesi Lipit polikliniğinde hipertrigliseridemi tanısı ile izlenen tüm hastalar değerlendirildi. Hastaların demografik ve klinik özellikleri ile ilgili veriler hastane kayıtlarından elde edildi. Analize en az 1 yıl takip edilen tüm hastalar (n=240) dahil edildi. Takip sırasında hastalar hem TG düzeylerine hem de hastalık şiddetine göre farklı dozlarda fenofibrat ve daha az sıklıkla gemfibrozil (14 hasta) ile tedavi edilmişti. Bulgular: Çalışma popülasyonun %23’ünde KAH, %21’inde diyabet ve %52’sinde obezite vardı. Başvuru sırasında %20’si fibrat kullanıyordu ve %17’si statin kullanıyordu. Bazal lipit seviyeleri: TG’ler: 281±194 mg/dL; LDL-kolesterol: 115±37 mg/dL, HDL-kolesterol: 43±13 mg/dL; ve HDL-dışı kolesterol 166±42 mg/dL idi. Ortalama takip süresi 5.3±4.7 (1–16) yıldı. Toplam 8 (%4.3) hastanın takip sırasında adres olay gelişmişti (1 statinle kombinasyonunda ve 7 sadece fibratlarda). Yan etkiler, 3 hastada yükselen karaciğer enzimleri, 2 hastada miyalji, 1 hastada uykusuzluk, 1 hastada halsizlik ve 1 hastada deri döküntüsü idi. Hiçbir rabdomiyoliz veya miyopati gözlenmedi. Takip sırasında 14 hastada diyabet, 14 hastada kardiyovasküler hastalık (KVH) gelişti. Lipit polikliniğine izleme dahil olmalarından itibaren hesaplanan kümülatif HDL-dışı kolesterol değeri diyabet veya KVH gelişen hastalarda indeks olay gelişimi sırasında anlamlı olarak yüksekti. ROC analizinde, 1016 mg/dL’lik kümülatif HDL-dışı kolesterol değeri, %85 duyarlılık ve %70 özgüllük ile diabetes mellitus ve KVH gelişimini öngörmüştür. Sonuç: Gerçek yaşamda uzun süreli fibrat kullanımı etkili ve güvenlidir. Kümülatif HDL-dışı kolesterol yükü, tedavinin etkinliğini değerlendirmek için basit ve kolay hesaplanan bir yöntem olarak kullanılabilir. Hem diyabet hem de KVH’nin gelişimini öngörmede bu parametrenin değerini netleştirmek için daha fazla sayıda ve büyük çalışmalara gereksinim vardır.
Amaç: Epidemiyolojik veriler artmış trigliserit (TG) düzeylerini koroner arter hastalığı (KAH) için bir risk faktörü olarak göstermekle birlikte hala yeterli klinik kanıt yoktur. Bu çalışma, bir lipit kliniğinin hipertrigliseridemi hastalarında fibrat tedavisinin etkinliği, güvenirliği ile kardiyovasküler, diyabetik sonlanım noktalarına etkisini gerçek yaşam verilerine dayanarak ortaya koymayı amaçlamıştır. Yöntemler: Bu geriye dönük çalışmada, 1997 ve 2018 yılları arasında Ege Üniversitesi Lipit polikliniğinde hipertrigliseridemi tanısı ile izlenen tüm hastalar değerlendirildi. Hastaların demografik ve klinik özellikleri ile ilgili veriler hastane kayıtlarından elde edildi. Analize en az 1 yıl takip edilen tüm hastalar (n=240) dahil edildi. Takip sırasında hastalar hem TG düzeylerine hem de hastalık şiddetine göre farklı dozlarda fenofibrat ve daha az sıklıkla gemfibrozil (14 hasta) ile tedavi edilmişti. Bulgular: Çalışma popülasyonun %23’ünde KAH, %21’inde diyabet ve %52’sinde obezite vardı. Başvuru sırasında %20’si fibrat kullanıyordu ve %17’si statin kullanıyordu. Bazal lipit seviyeleri: TG’ler: 281±194 mg/dL; LDL-kolesterol: 115±37 mg/dL, HDL-kolesterol: 43±13 mg/dL; ve HDL-dışı kolesterol 166±42 mg/dL idi. Ortalama takip süresi 5.3±4.7 (1–16) yıldı. Toplam 8 (%4.3) hastanın takip sırasında adres olay gelişmişti (1 statinle kombinasyonunda ve 7 sadece fibratlarda). Yan etkiler, 3 hastada yükselen karaciğer enzimleri, 2 hastada miyalji, 1 hastada uykusuzluk, 1 hastada halsizlik ve 1 hastada deri döküntüsü idi. Hiçbir rabdomiyoliz veya miyopati gözlenmedi. Takip sırasında 14 hastada diyabet, 14 hastada kardiyovasküler hastalık (KVH) gelişti. Lipit polikliniğine izleme dahil olmalarından itibaren hesaplanan kümülatif HDL-dışı kolesterol değeri diyabet veya KVH gelişen hastalarda indeks olay gelişimi sırasında anlamlı olarak yüksekti. ROC analizinde, 1016 mg/dL’lik kümülatif HDL-dışı kolesterol değeri, %85 duyarlılık ve %70 özgüllük ile diabetes mellitus ve KVH gelişimini öngörmüştür. Sonuç: Gerçek yaşamda uzun süreli fibrat kullanımı etkili ve güvenlidir. Kümülatif HDL-dışı kolesterol yükü, tedavinin etkinliğini değerlendirmek için basit ve kolay hesaplanan bir yöntem olarak kullanılabilir. Hem diyabet hem de KVH’nin gelişimini öngörmede bu parametrenin değerini netleştirmek için daha fazla sayıda ve büyük çalışmalara gereksinim vardır.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
[No Keywords]
Kaynak
Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
48
Sayı
4