John Steinbeck ve Yaşar Kemal'in eserlerinde cinsiyet rolleri ve aile kimliğinin karşılaştırılması
dc.contributor.advisor | Ergin, Seçkin | |
dc.contributor.author | Sonal, Emine | |
dc.date.accessioned | 2024-08-19T19:49:27Z | |
dc.date.available | 2024-08-19T19:49:27Z | |
dc.date.issued | 2005 | |
dc.department | Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı | en_US |
dc.description | Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz. | en_US |
dc.description.abstract | VII.ÖZET Edebiyat Eleştiri kuramlarından biri olan Yeni Tarihselcilik, bir edebiyat eserinin yazıldığı tarih itibarıyla o dönem toplumunda yaşanan sosyal, siyasi ve ekonomik olayları kültürel bir bağlamda ele alarak yeni bir yorum getirmeyi amaçlar. Marksist bir bakış açısı olan toplumdaki maddi, ekonomik ve sosyal ilişkilerin, toplumun iç dinamikleri olan alt yapısını oluşturduğu görüşüne ek olarak Yeni Tarihselciler, alt yapının devletin kurum ve düşünce yapışım etkileyerek üst yapıyı belirlediği ve üst yapı içinde yerini alan kültürle de ilişki içinde olduğunu vurgularlar. Yeni Tarihselciler ise, tarihin, sadece resmi bir ideoloji ile yansıtılmasını kısır bularak uygulama alanlarını genişletmiş ve bir tarihin değil, pek çok tarihin olması gerektiği üzerinde önemle durmuşlardır. Geçmiş dönemin izlerini ve o dönem insanlarının kültürünü yansıtan her yazılı veya sözlü eserin tarihi bir belge olduğunu belirtmişlerdir. Edebi metinlerden, yazıldıkları dönem itibarıyla, ideolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel ilişkilerinin karşılıklı etkileşimlerinin yeniden yorumlanmasıyla içeriği daha zengin bir tarih bilgisine ulaşılabilir. Bu çalışmada incelenen, John Steinbeck'in Gazap Üzümleri ve Bilinmeyen Bir Tanrıya ve Yaşar Kemal'in "Dağın Öte Yüzü" üçlemesinden Ortadirek ve Yer Demir Gök Bakır isimli eserlerde çoğunlukla geçmişle ilgili olaylara göndermeler yapılmış ve bu eserlerde sosyal ve siyasi ve ekonomik konulara geniş bir yer verilmiş; toplumda var olan güç ilişkileri yansıtılarak o dönem tarihine yeni bir yorum getirilmiştir. Roman kişileri, yerel konuşmaları, mistik inançları, olaylar karşısındaki tutumları, birbirleriyle olan iletişimleri, günlük yaşam tarzları ve gelenekleriyle canlı bir kültür yapısı içinde belleklerde yer edecek şekilde sunulmuşlardır. Her iki yazarın farklı kültür ve coğrafyadan gelmiş olmalarına rağmen, romanlarında ele aldıkları konular toplumda egemen olan güç ilişkileri, emeğin sömürülmesi, insanın onulmaz direnci, kadına bakış açısı ve geleceğe yönelik mesajlar gibi konular balonundan ile aynı zeminde buluşmaktadırlar. 258 | en_US |
dc.description.abstract | VIII. ABSTRACT One of the prevalent literary theories based on the mimetic assumption has been the "historical" approach to the text, claiming and seeking references of a mutual relationship between the text and the time and place it belongs to. The New Historicist approach shares with Marxist criticism many concepts such as Base Structure and Super Structure being the reflection of it mainly on the culture. The authors, John Steinbeck and Yaşar Kemal have mainly engaged themselves with their characters and the impact of social changes on them, all of which are aesthetically depicted through powerful application of the authors' writing styles. Yaşar Kemal' s and John Steinbeck's mastery of language in the realistic portrayal of down trodden farming people with their regional dialect, mystical beliefs, and simplicity of thought earned them fame rather than the historicity of their texts, which is undeniably evident in the plots and character formations. In John Steinbeck's The Grapes of Wrath and To a God Unknown and Yaşar Kemal' s The Wind from the Plain (Ortadirek) and Iron Earth. Copper Sky (Yer Demir Gök Bakır), the events revolve around the human condition and the peasants' and farming peoples' ordeals as they are forced or choose to migrate to reach fertile lands to establish new roots. All of these characters, mainly Ma and Meryemce, in their instinctual protection of their families, gained autonomous selfhoods, even ascended to the status of leaders because of their resistance to the social and natural conditions, which demanded courageous initiatives rather than submission to their culturally assigned passive roles. At the end of each main chapter, an analysis and an evaluation of each author's achievements are compared in regard to certain aspects, such as their attitudes toward nature, gender roles, and the historicity of their times. We elucidate the limited similarities of their realistic treatments of their material in regard to setting, characterization, use of language, and historical backdrops, especially since the cultural and regional differences between them restrict us to the presentation of their works separately rather than under thematically organized headings. 259 | en_US |
dc.identifier.endpage | 268 | en_US |
dc.identifier.startpage | 1 | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11454/88084 | |
dc.identifier.yoktezid | 162366 | en_US |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Ege Üniversitesi | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/closedAccess | en_US |
dc.subject | Amerikan Kültürü ve Edebiyatı | en_US |
dc.subject | American Culture and Literature | en_US |
dc.title | John Steinbeck ve Yaşar Kemal'in eserlerinde cinsiyet rolleri ve aile kimliğinin karşılaştırılması | en_US |
dc.type | Doctoral Thesis | en_US |