Anestezi indüksiyonunda profilaktik metoklopromid kullanımının mivakuryumun nöromüsküller blokajı ve postoperatif bulantı-kusma üzerindeki etkileri

Küçük Resim Yok

Tarih

2004

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

ÖZET Ege Üniversitesi Hastanesi beyin cerrahisi ameliyathanesinde, EÜTF Etik Kurul onayı alındıktan sonra, elektif kraniotomi operasyonu uygulanan ASA I-II grubundan 17-60 yaş arası, 30 hasta rastgele olarak iki eşit gruba ayrıldı. Operasyondan bir gün önce her hastadan psödokolinesteraz ( PCHE) enzim aktivite düzeyi gönderildi. Psödokolinesteraz enzim aktivitesi normal sınırlarda (5300-12900 Ü/L) olan hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastalara premedikasyon uygulanmadı. Hastalar anestezi indüksiyonu sırasında metoklopromid uygulanan ve uygulanmayan olmak üzere rasgele iki gruba ayrıldı. Tüm olgulara bir koldan intravenöz damar yolu açıldıktan sonra, diğer koldan nöromüsküler iletimin akselerometri yöntemi ve TOF watch SX cihazı ile monitorizasyonuna ilişkin hazırlıklar tamamlandıktan sonra, standart genel anestezi indüksiyonuna geçildi. Standart genel anestezi indüksiyonu, 0.5 mg atropin sülfat, 3-5 mg/kg tiyopental sodyum (kirpik refleksi kaybolana dek), 2 mcg/kg fentanyl ve metoklopromid grubunda ek olarak 20 mg IV metoklopromid uygulandı. Hemen ardından her iki grupta da TOF watch SX cihazı ile yanıt yüksekliğinin stabilize edilmesi, kalibrasyonun sağlanması, bazal değerin elde edilmesinin sağlandığı 5dakikalık süre sonunda, 0.2 mg/kg mivakuryum IV olarak verildi. Twitch değeri % 0 olup maksimum nöromuskuler blokaj sağlandığında hasta orotrakeal entübe edildi. İntübasyondan hemen sonra PCHE analizi için kan örneği alınarak biyokimya laboratuvanna gönderildi. Anestezi idamesi her iki grupta da % 50 azot protoksit, % 50 oksijen karışımı içinde; 1.5-2.5 sevofluran konsantrasyonu ile sağlandı. Operasyon süresince kalp atım hızı, ortalama arter basıncı, ısı, end tidal karbondioksit, SpÛ2 değerleri ve sinir stimülatöründen elde edilen Tl % 0, Tl % 25, Tl %75, Tl %75-25 ile TOF % 70 değerleri kaydedildi. TOF % 70 yanıtı görüldükten sonra tüm hastaların kas gevşetici idamesi vekuronyum fraksiyone bolus dozlarla sağlandı. Operasyon sonunda her iki gruptaki hastalar, spontan solunumları döndürülerek dekürarize edildiler ve ekstübasyonu takiben bilinç açık koopere olarak postoperatif bakım ünitesine alındılar. Operasyon sonrası anlamlı kooperasyonun kurulabildiği andan itibaren 0. dakika, 30. dakika, 1., 2., 4, 8., 24. saatlerde postoperatif bulanü-kusma düzeyleri hastalara sorularak değerlendirildi. Bulantı için; ( 0: bulantı yok, 1: hafif bulantı, 2:orta derecede bulantı, 3: şiddetli bulantı), kusma için (0: kusma yok, 1: kusma var ), antiemetik gereksinimleri de (0:yok, 1 :var ) şeklinde kaydedildi. Metoklopromid kullanılan grupta Tl % 25, Tl %75, Tl %75-25, TOF % 70 değerlerinde istatistiksel açıdan anlamlı uzama kaydedildi. Her iki grupta da mivakuryum sonrası bakılan PCHE değerlerinde anlamlı azalma mevcuttu, ancak bu değişim gruplar arasında benzerdi. îndüksiyonda metoklopromid uygulanan olgularla, kontrol grubu arasında; postoperatif bulantı-kusma insidansı ve antiemetik gereksinimi açısından anlamlı fark saptanmadı. Sonuç olarak, anestezi indüksiyonunda çeşitli amaçlarla metoklopromid uygulanan ve nöromuskuler bloker olarak mivakuryum kullanılan kısa süreli cerrahi girişimlerde, anesteziden derlenme süresinin uzayabileceği akılda tutulmalıdır. Ayrıca anestezi indüksiyonu sırasında uygulanan metoklopromidin postoperatif bulantı-kusma üzerinde etkili olmadığı kanısına varıldı

Açıklama

Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.

Anahtar Kelimeler

Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye