Topraksız tarım şekillerinden biri olan saksı (kova) kültürünün sera domates yetiştiriciliğinde verim ve kaliteye etkileri üzerine araştırmalar

Küçük Resim Yok

Tarih

1995

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

Ülkemizde bugüne kadar topraksız kültür ile yapılan çalışmalarda torba, paket ve yatak kültürleri ile çalışılmıştır. Bu araştırmalardan elde edilen sonuçlar bitkisel üretimde saksıların da kullanılabileceğini göstermiştir. Ancak saksı kültüründe de farklı bitki türlerine, çeşitlerine uygun saksı boyutlarının ve uygun yetiştirme ortamlarının belirlenme ihtiyacı doğmuştur. Bu çalışma, farlı saksı hacimlerinin ve farklı yetiştirme ortamlarının sera domates yetiştiriciliğinde vegetatif ve generatif gelişme özellikleri ile verim ve kalite üzerine etkilerini saptamak amacı ile düzenlenmiştir. Bu konudaki araştırmalar 1993- Sonbahar ve 1994- İlkbahar dönemlerinde, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümüne ait bir serada yürütülmüştür. Sonbahar ve ilkbahar olmak üzere iki farklı yetiştirme döneminde yürütülen denemelerde yetiştirme ortamı olarak (1) torf, (2) perlit ve (3) 1: 1 torf-perlit karışımından oluşan üç farklı ortam ile (1) 8 ve (2) 16 litrelik iki saksı hacmi kullanılmıştır. Araştırmalarda bitkisel materyal olarak, 1993- Sonbahar döneminde "Sagit 146", 1994- İlkbahar denemesinde ise "Sagit 146" çeşidi ile birlikte "Amfora F1"çeşidi de ilave edilerek çeşitte bir faktör olarak ele alınmıştır. Her iki dönemdeki denemeler tesadüf blokları deneme desenine göre ve 1993- Sonbahar denemesi dört tekerrürlü, 1994- İlkbahar denemesi ise ü. tekerrürlü olarak düzenlenmiştir. 1993-Sonbahar yetiştiriciliğinde 03 Ağustos 1993 tarihinde tohumlar ekilmiş, 13 Ağustos 1993'de şaşırtma işlemi yapılmıştır. Fideler seradaki yerlerine 01 Eylül 1993 tarihinde dikilmiştir. 1994- İlkbahar denemesinde ise tohum ekim, şaşırtma ve fide dikim tarihleri, sırası ile 10 Ocak, 21 Ocak 1994 ve 02 Mart 1994'dür. Fideler 1993- Sonbahar denemesinde sıra üzeri 40 cm, sıra arası 100 cm; 1994- İlkbahar denemesinde ise sıra üzeri 40 cm, sıra arası 70 cm dikim aralıklarıyla deneme desenine uygun olarak seradaki yerlerine yerleştirilmiştir. 1993- Sonbaharda bitkilerin büyümesi 7. salkımın iki yaprak üzerinden yapılan uç alma ile durdurulmuş, 1994- İlkbaharda ise büyüme ucu serbest bırakılmıştır. Bitkiler dikimi takiben ikinci günden itibaren günlük olarak damla sulama sistemi ile verilen ve Maas ve Adamson (1980)'a göre hazırlanan yürütülmüş, sulama işlemi bir önceki günün solar radyasyon değeri esas alınarak günlük gereksinim duyulan su miktarı hesaplanarak yapılmıştır. Her iki dönemde yürütülen denemelerde vegetatif gelişme özelliklerini belirlemek amacı ile birinci salkım yüksekliği, salkımlar arası yükseklikler, gövde kalınlığı, kök uzunluğu ve kök kuru ağırlığına ait değerler belirlenmiştir. Generatif gelişme özelliklerinin saptanması için ise, salkımlardaki çiçek ve meyve sayıları ile meyve tutum yüzdeleri, toplam verim, toplam meyve sayısı ve meyve kalite özellikleri ilgili incelemeler yapılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda elde edilen bulguları şöyle özetleyebiliriz; 1993-Sonbahar denemesinde birinci salkım yüksekliği üzerine denemede kullanılan saksı hacimlerinin, yetiştirme ortamlarının ve hacim * ortam interaksiyonlarının etkileri istatistiki açıdan önemli bulunmamıştır. Saksı hacimlerinin 1.-2., 2.-3., 4.-5., 5.-6. ve 6.-7. salkımlar arası yüksekliklere ait değerlerin değişiminde etkili olmadıkları, yalnızca 3.-4. salkımlar arası yüksekliklerin saksı hacimlerine bağlı olarak değişim gösterdiği saptanmıştır. 1.-2. salkımlar arası yükseklik değerleri yetiştirme ortamlarından etkilenmiş, en kısa salkım arası ise perlitten elde edilmiştir. Salkımlar arası yükseklikler üzerine hacim * ortam interaksiyonlarının etkisi istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. 1993- Sonbahar denemesinde yetiştirilen bitkilerden en kalın gövdeli olanları 16 litre hacimli saksılarda gelişmiştir. Yetiştirme ortamlarına bağlı olarak gövde kalınlığı ile ilgili en yüksek değer torfda elde edilmiş, bunu sırası ile 1:1 torf-perlit karışımı ve perlit izlemiştir. Hacim * ortam interaksiyonlarında yetiştirilen bitkilerin gövde kalınlıkları arasında bir fark olmamıştır. Kök uzunlukları incelendiğinde; saksı hacimlerinin kök uzunluğu üzerine olan etkileri istatistiki açıdan önemli bulunmuş, yetiştirme ortamlarının ve hacim * ortam interaksiyonlarının etkileri ise önemsiz olmuştur. Farklı saksı hacimlerinin ve yetiştirme ortamlarının kök kuru ağırlığı üzerine istatistiksel olarak önemli bir etkisi görülmemiştir. Kök kuru ağırlığı açısından farklı grup oluşturan hacim * ortam interaksiyonlarında, en yüksek kök kuru ağırlığı 16 litre hacimli saksı (2) - perlitten (2) oluşan 22 nolu uygulamadan elde edilmiştir. Denemede farklı hacimlere sahip saksıların ve farklı ortamların kullanımının salkımlardaki çiçek ve meyve sayıları üzerine önemli bir etkisi görülmemiştir. Aynı şekilde hacim * ortam interaksiyonlarınında salkımlardaki çiçek sayıları üzerine etkisi önemsiz bulunmasına karşın meyve sayıları açısından yalnızca 3. salkımdaki meyve sayılarını etkilemişlerdir. Salkımlardaki meyve tutum yüzdelerine saksı hacimlerinin etkisi yalnızca 1. salkımda, ortamların etkisi ise 1. ve 2. salkımlarda istatistiksel olarak önemli bulunmuş ancak hacim * ortam interaksiyonlarının etkileri bütün salkımlarda önemsiz bulunmuştur. 1993-Sonbahar denemesinde saksı hacimlerinin, yetiştirme ortamlarının ve ikisi arasında oluşturulan hacim * ortam interaksiyonlarının toplam verim üzerine etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Toplam meyve sayısı üzerine 8 ve 16 litrelik saksıların hacim * ortam interaksiyonlarının etkisi görülmez iken yetiştirme ortamlarının önemli derecede etkili olduğu ve perlitte meyve sayısı bakımından en yüksek değere ulaşıldığı tespit edilmiştir. 1993-Sonbahar denemesinde kullanılan hacimlere ve hacim * ortam interaksiyonlarına bağlı olarak 1.sınıf, 2.sınıf ve 3.sınıf meyve yüzdeleri arasında önemli bir farklılık görülmemiştir. Ancak farklı ortamlar ile çalışmanın 1. ve 2. sınıf meyve yüzdelerini %99,3. sınıf meyve yüzdelerini ise %95 güvenle etkiledikleri saptanmıştır. 1. sınıf meyve oranı en yüksek 1:1 torf-perlit karışımında ve perlitte olmuştur.

Açıklama

Araştırma Projesi -- Ege Üniversitesi, 1995

Anahtar Kelimeler

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye