Kanserli çocuklarda febril nötropeni gelişiminde toll-lıke reseptör 2 ve 4'ün rolü
dc.contributor.author | Sadıkova, Liya | |
dc.contributor.author | Onay, Hüseyin | |
dc.contributor.author | Özkınay, Ferda | |
dc.contributor.author | Kansoy, Savaş | |
dc.date.accessioned | 2024-08-21T18:40:41Z | |
dc.date.available | 2024-08-21T18:40:41Z | |
dc.date.issued | 2007 | en_US |
dc.department | Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı | en_US |
dc.description | Araştırma Projesi -- Ege Üniversitesi, 2007 | en_US |
dc.description.abstract | Febril nötropeni, kanser tedavisi gören hastalarda sık görülen bir klinik sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Yoğun kemoterapiler ile kanserli olgularda gelişen febril nötropeni, sepsis ve septik şok, farklı şekillerde klinik gidiş gösterebilmektedir. Bu farklılıklar, çok çeşitli faktörler yanında genetik yapıdaki polimorfizmler ile de açıklanabilmektedir. Doğal immün sistem, patojenlerde ortak olan bir dizi moleküler yapıyı (PAMP), çeşitli sinyaller aracılığıyla tanıyabilmekte ve reseptörler sayesinde savunmayı başlatabilmektedir. Sinyal ileten reseptör gurubunu da TLR ailesi oluşturmaktadır. Toll-like reseptörler, patojenlere karşı doğal immün yanıtın oluşmasını sağlayan bir transmembran proteindir. TLR2, hem Gram(-) hem de Gram(+) bakteriler üzerinde bulunan lipoproteinlerin tanınmasını sağlayarak hücre içindeki inflamatuvar olayları aktive etmektedir. TLR4 ise lipopolisakkaridlerin tanınmasında rol almaktadır Yapılan çalışmalarda, TLR2 ve 4 polimorfizmleri varlığında enfeksiyon riskinin arttığı gösterilmektedir. Bu çalışmada, TLR2 ve TLR4 gen polimorfizmlerinin hastalarda gelişen NAA sıklığı, nötropenik ateşli süreç ve oluşan enfeksiyon özellikleri ile ilişkisi olup olmadığı araştırıldı. Ocak 2006 - Mart 2007 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Onkoloji BD'da 44 maliyniteli çocuk prospektif olarak bir yıl izlendi. Çalışmada, maliyniteli olgularda TLR2 ve TLR4 polimorfizmler belirlenerek 50 sağlıklı çocuk ile karşılaştırıldı. Her iki grubun periferik kanından izole edilen DNA örneklerinde TLR4 Asp299Gly ve TLR2 genin intron II'deki GT tekrar polimorfizmleri PCR-RFLP yöntemi ile ölçüldü. Çalışma grubu, yaşları 11 - 198 ay arasındaki 24 erkek ve 20 kız hastadan oluşmaktaydı. Bunların 20'si lösemi-lenfoma, 24' ü solid tümörlü hastalar idi. Çalışmamızda, TLR2 genin intron II'deki (GT) tekrar polimorfizmi varlığı açısından, çalışma grubu ile kontrol grubu arasında anlamlı derecede fark saptandı (p=0.035). Maliyniteli olguların 13 - ünde LL genotipi (% 29,5), 31' inde SL/SS genotipi (% 70,5) saptanırken, kontrol grubunda bu oran sırasıyla % 50'şer idi. Hastaların genotiplerine göre NAA sayıları arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Maliyniteli olgularda kısa allelin varlığı, nötropeni süresini anlamlı derecede uzattığı, buna karşın NAA süresine ise etkili olmadığı saptandı (p=0.041). Lösemi/lenfoma' lı hastalar ile solid tümörlü hastalar karşılaştırıldığında ise, kısa allel varlığında lösemi/lenfoma hastalarında nötropeni süresinin daha uzun olduğu bulundu (p=0.006). Kısa allel taşıyan hastalarda kan kültüründe pozitiflik oranı kontrol grubuna göre daha fazla idi ( p=0.052). TLR2 genin tekrar polimorfizmi homozigot olan olgularda Gram(+) mikroorganizmaların en sık etken olduğu ve Gram(-) mikroorganizmalara ise hiç rastlanmadığı gözlendi (p=0.033). Çalışmamızda, febril nötropeni ve kontrol gurubu hastalarında homozigot TLR4 Asp299Gly polimorfizmi % 0 olarak bulundu. Ayrıca 299Gly allel sıklığı hasta grubunda %9.1, kontrol grubunda ise % 6.0 olarak saptandı (p=0.579). Hastaların genotiplerine göre NAA sayıları arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Maliyniteli olgularda TLR4 Asp299Gly polimorfizmi varlığı nötropeni ve NAA süresine etkili bulunmadı. TLR4 gen polimorfizmi olan hastalarda Gram(-) enfeksiyonların istatiksel olarak anlamlı olmasa da daha yüksek oranda olduğu görüldü. TLR2 genin intron II'deki GT tekrar polimorfizminin maliyniteli olgularda normal populasyona göre daha sık görülmesi çocukluk çağı kanserleri içinde özellikle lösemi-lenfoma etiyopatogenezinde immun sistem yetersizlikleri ile olan ilişkiyi akla getirmektedir. Kısa allel olan hastalarda nötropeni süresinin anlamlı derecede uzadığı ve lösemi/lenfoma hastalarının solid tümörlü hastalara göre nötropeni süresinin daha uzun olması dikkati çekmektedir. TLR2 gen tekrar polimorfizmi olan hastalarda daha fazla sayıda Gram(+) etkenlerin varlığı ve TLR4 gen polimorfizmi olan hastalarda Gram(-) etkenlerin gösterilmesi ilgi çekicidir. Bu polimorfizmlerin başlangıçta kemoterapi öncesinde saptanması sayesinde, uygun profilaktik önlemler ve erken antibiyoterapilerin devreye girmesi ile hastaların hastanede yatış süreleri azalabilecek, yaşam kalitesi artacak ve aynı zamanda tedavi maliyetleri de anlamlı ölçüde düşebilecektir.;Toll-like receptor, malignity, neutropenic fever.;Toll-like reseptör, maliynite, nötropenik ateş. | en_US |
dc.identifier.endpage | IV, 73 | en_US |
dc.identifier.startpage | 1 | en_US |
dc.identifier.uri | http://155.223.63.101/tez3/2006tip023.pdf | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11454/95798 | |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Ege Üniversitesi | en_US |
dc.relation.bap | 2006-TIP-023 | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Araştırma Projesi | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.snmz | 20240821 | en_US |
dc.title | Kanserli çocuklarda febril nötropeni gelişiminde toll-lıke reseptör 2 ve 4'ün rolü | en_US |
dc.type | Project | en_US |
Dosyalar
Orijinal paket
1 - 1 / 1