Tiroid nodülü olan graves hastalığı, hashimoto tiroiditi, toksik multinodüler guatrlı oldularda TNF-α, 8-OHdG, HIF-1α parametrelerinin incelenmesi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2010

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Otoimmün hastalığı olan bireylerin yakın akrabalarında da benzer otoimmün hastalıklara toplumun genel ortalamasından daha yüksek oranda rastlanması genetik faktörlerin oynadığı rolün önemini vurgulamaktadır. Otoimmün tiroid hastalıklarından olan Hashimoto hastalığının görülme sıklığı %18-33 olup bu bireylerdeki tiroid antikor pozitifliği oranı toplumun ortalama değerlerine göre yüksek bulunmuştur. Diğer bir otoimmün tiroid hastalığı olan Graves hastalığının yıllık insidansı %0,03’ dür ve toplumun %0,5-1’ inde saptanmaktadır. İyot eksikliği olan bölgelerde yaşayan kadınlarda tiroid nodülü insidansı artmış olup gerek çocukluk çağı gerekse adolesan dönemde iyonize radyasyona maruz kalmış bireylerde tiroid nodülü ve tiroid kanseri riskinin arttığı gösterilmiştir. Tirozin kinaz aktivasyonu ile sinyal iletimi sonucunda hücre proliferasyonu ve tümör progresyonunda rol alan anahtar olayların başladığı düşünülmektedir. Çalışmamızda; hipoaktif tiroid nodül/nodüllerinin eşlik ettiği otoimmün kökenli tiroid hastalıklarından Graves hastalığı, Hashimoto tiroiditi ile toksik multinodüler guatrlı olgularda inflamasyon, DNA hasarı ve kanser patogenezi ile ilişkili belirteçlerin incelenmesi; elde edilen sonuçların klinik durum, otoantikor varlığı, sitolojik, histopatolojik verilerle korelasyonlarının değerlendirilmesi ve literatüre katkısı amaçlanmıştır. Çalışmaya; Ege Üniversitesi Endokrinoloji polikliniğine başvuran hipoaktif tiroid nodülü veya nodüllerine sahip olan Graves hastalığı, toksik multinodüler guatr, Hashimoto tiroiditi tanısı almış toplam 60 hasta ve 20 sağlıklı birey alınmıştır. Hastaların yaş ortalaması 50,93 yıl iken sağlıklı kontrol grubunun yaş ortalaması 48,05 yıl olarak saptanmıştır. Graves hastalığı, Hashimoto tiroiditi, toksik multinodüler guatrlı hastaların yaş ortalamaları sırasıyla 45,1±12,34 (yıl), 49,70±12,49 (yıl), 57,9±13,57 (yıl) olarak bulunmuştur. Graves hastalığı, toksik multinodüler guatr, Hashimoto tiroiditine sahip bireyler, otoantikorlar açısından incelendiğinde Graves hastalığı olan bireylerdeki TSH reseptör antikorlarının düzeylerinin diğer gruplara göre anlamlı olarak yüksek (p<0,05) olduğu; toksik multinodüler guatrlı hastalardaki tüm otoant anlamlı olarak düşük olduğu; Hashimoto tiroiditi ve Graves hastalığına sahip olgular arasında ise Anti-Tg ve Anti-TPO açısından anlamlı fark olmadığı saptanmıştır. Graves hastalığı, toksik multinodüler guatr, Hashimoto hastalığı tanısı alan tüm hastalar; DNA hasar göstergesi olan 8-OHdG, inflamatuar süreçde rol alan TNF-α ve kanser patogenezinde yer aldığı düşünülen HIF-1α açısından kontrol grubu ile karşılaştırılmış ve 8-OHdG, TNF- α, HIF-1α parametreleri hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0,05). Fakat Graves hastalığı, toksik multinodüler guatr, Hashimoto hastalığı tanısı alan gruplar arasında TNF-α, HIF1α, 8-OHdG açısından anlamlı farklılık gözlenmemiştir. Otoimmünitenin ön planda rol oynadığı Graves hastalığı ve Hashimoto tiroiditi ile toksik multinodüler guatr tanısına sahip olgular arasında yapılan karşılaştırmada (Grup A+C/B); TNF-α, HIF-1α, 8-OHdG parametreleri arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. TNF-α, HIF-1α, 8-OHdG kendi aralarında korelasyon açısından karşılaştırıldığında 8-OHdG ile HIF-1α ve HIF-1α ile TNF-α arasında anlamlı ilişki bulunmuştur (sırasıyla p<0,01 ve p<0,05). Fakat TNF-α ile 8-OHdG arasında korelasyon gözlenmemiştir. Hasta grupları kendi aralarında (Grup A/ Grup B/ Grup C); TSH reseptör antikoru, tiroglobulin antikoru ve tiroperoksidaz antikorları ile TNF- α, HIF-1α, 8- OHdG gibi parametrelerle korelasyon açısından değerlendirimiştir. Hashimoto tiroiditi tanısı alan vakalarda (Grup C); DNA hasar göstergesi olan 8-OHdG ile otoimmünite varlığını destekleyen tiroglobulin antikorları arasında korelasyon saptanmıştır (p=0,03). Bunun dışında gruplar arasında otoimmünite göstergesi olan belirteçler (Anti-Tg, AntiTPO, TRAb) ve inflamasyon, DNA hasarı, kanser patogenezinde rol oynadığı düşünülen göstergeler (TNF- α, HIF-1α, 8-OHdG) arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Biopsi yapılan 60 hastanın 7’sinde (%11,6) kanser saptanmıştır ve beşinde papiller karsinom, birinde papiller mikrokarsinom, birinde papiller folliküler varyant tanıları histopatolojik inceleme ile doğrulanmıştır. Hastalık gruplarına göre kanser dağılımına bakıldığında Graves hastalığına sahip olguların %5’ inde (1 hastada), toksik multinodüler guatrlı hastaların %10’ unda (2 hastada), Hashimoto tiroiditi tanılı hastaların %20’ sinde (4 hastada) karsinom saptanmış olup gruplar arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Karsinom tanılı olguların yaş ortalaması 44,28±15,05 (yıl) iken karsinom saptanmayanların yaş ortalaması 51,81±13,40 (yıl) olarak belirlenmiştir. İnce iğne aspirasyon biopsisinde bulunan sitolojik tanılar (malign/benign/nondiagnostik) ile nodül sayısı, boyutu, yaş arasında korelasyon gösterilememiştir. Biopsi sonucu benign/malign/nondiagnostik bulunan hasta grupları arasında ve papiller karsinom pozitif/negatif olan vakalar arasında TNF- α, 8-OHdG, HIF-1α parametreleri açısından istatiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Literatüre uygun olarak hastalarımızda kadın cinsiyeti hakim olup Graves hastalığı tanılı bireylerde en düşük, toksik multinodüler guatrlı bireylerde en yüksek yaş ortalaması saptanmıştır. Otoimmün tiroid hastalıklarında artmış TNF-α düzeylerinin tespit edildiği çalışmalara paralel olarak çalışmamızda yer alan hastalarda kontrollere göre anlamlı TNF-α yüksekliği bulunmuştur. Tedavisiz kalmış Graves hastalığı ve Hashimoto tiroiditinde yüksek saptanan 8-OHdG seviyelerinin bildirildiği yayına benzer şekilde otoimmün tiroid hastalığı tanılı bireylerde kontrollere göre anlamlı artmış 8-OHdG düzeyleri gözlenmiştir. Tiroid otoimmünitesinin papiller tiroid kanserine karşı koruyucu olduğunu savunan çalışmaların aksine yayınlar da bildirilmiş olup çalışmamızda otoimmün tiroid hastalığı olan bireylerde kanser insidansının anlamlı olmamakla birlikte arttığı saptanmıştır. Yine literatüre uygun olarak kanser tanılı bireylerin yaş ortalamaları daha düşük bulunmuştur. Daha önce belirtmiş olduğumuz gibi yapılan çalışmalarda papiller karsinom saptanan olgularda HIF-1/Met ilişkisi tanımlanmıştır. Fakat çalışmamızda papiller karsinom +/- olan gruplar arasında serum HIF-1α düzeyleri açısından anlamlı fark gözlenmemiştir. Bu sonucun vaka sayısının yetersizliğinden kaynaklanabileceği düşünülmektedir. İleride vaka sayısı arttırılarak tiroid nodüllerinden alınacak biopsi materyallerinden hazırlanan hücre kültürlerinde HIF-1α gen ekspresyonlarının bakılması planlanmaktadır. Böylece karsinojenik potansiyeli yüksek nodüllere sahip bireylerin belirlenip gerekli önlemlerin alınması, bunun sonucunda tedavi maliyetinin azaltılması vb…yararlar sağlanabilecektir.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

İç Hastalıkları A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye