Klas II insan lökosit antijenleri ve verrukalar arasındaki ilişkisi

Küçük Resim Yok

Tarih

1997

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

ÖZET Bu çalışma, immun cevap gen ürünleri olan HLA klas II molekülleri ve toplumda sık olarak izlenen HPV'lerin neden olduğu verrukalar arasındaki ilişkiyi araştırmak amacıyla yapılmıştır. Öncelikle canlıların çeşitli istilacı güçlere karşı hayatta kalabilmeleri için lüzumlu olan temel doku uygunluğu antijenleri ve bunları kodlayan genlerin tarihçesi, moleküler biyolojik yapılan ve doku dağılımları; edinsel immun sistemin hücresel elemanları arasındaki karmaşık ilişkiler, HLA-hastalık birlikteliğine ait mekanizmalar ve örnekleri sunulmuştur. Daha sonra verrukalara ilişkin tarihçe, viroloji, epidemiyoloji, patogenez, immünoloji, histopatolojik bulgular, klinik özellikler ve tedavi hakkında literatür bilgileri verilmiştir. Çalışma materyalini E.Ü. T.F. Dermatoloji Kliniği'ne başvuran 50 hasta ve 75 sağlıklı kontrol grubu oluşturmaktadır. Hastalardaki verrukaların klinik tipleri göz önünde bulundurulmamış olup, tedaviye nisbeten dirençli ve uzun zamandır sebat eden lezyonlar seçilmeye çalışılmıştır. Her iki grubun HLA klas II tip tayini, E.Ü.T.F. Organ Nakli ve Araştırma Merkezi Doku Tipi Laboratuvarında "Dansite Gradiyent Yöntemi" kullanılarak yapılmıştır. İmmunite ve genetik yatkınlığın HPV infeksiyonlarıyla olan ilişkisi tam olarak anlaşılamamış olmasına rağmen, hücresel immun sistemin verruka oluşumunda ve regresyonunda önemli olduğu açıktır. Verrukalı hastaların periferik T lenfositlerinde görülen kontrollere oranla sayıca azalma ve mitojenlere karşı proliferatif kapasitede zayıflama; lokal olarak immun cevabı baskılayan çözünebilir 88faktörlerin tanımlanmış olması ve HPV antijenlerine karşı spesifik Th lenfositlerinin cevapsızlığı hücresel immunitenin muhtemelen genetikman belirlenmiş bir şekilde HPV'ye özgü olarak baskılandığını desteklemektedir. Ayrıca immunosupressif tedavi uygulanan böbrek transplant hastalan başta olmak üzere Hodgkin lenfoması, AİDS, mukokutanöz kandidiyazis gibi hücresel immunitenin bozulduğu durumlarda verrukaların sayıca fazla olması; immun durumun interferonlar, pürifiye edilmiş otolog HPV ekstraktlarının intradermal injeksiyonlan, simetidin, levamizol gibi ajanlarla güçlendirilmesi sonucunda lezyonların çoğunda veya tamamında gözlenen gerileme; regrese olan verrukaların immunohistokimyasal metodlarla incelenmesi sonucunda papilla stromasında CD4+ ve CD8+ T lenfosit infiltrasyonu (CD4+/CD8+: 5/1), lenfositlerde LFA-1 ve İL-2R gösteriminde artma, keratinosit yüzeyinde HLA-DR ve ICAM-1 gösteriminde artma, Langerhans hücrelerinin sayılarında önemli bir değişiklik olmaksızın HLA-DR gösteriminde artma, stromada doğal öldürücü (NK) hücre infiltrasyonu ve perivasküler yoğun lenfosit, makrofaj kümelenmesi verrukaların regresyonunda hücresel immunitenin etkili olduğunu gösteren daha ileri kanıtlardır. Şimdiye kadar HPV-HLA ilişkisi üzerine yapılan tüm çalışmalar gözden geçirilerek geniş bir literatür taraması yapılmış ve bizim çalışmamızda ortaya koyduğumuz HLA-DR51, HLA-DR 15 birlikteliğine rastlanmamıştır. Böyle bir sonuç dünyada ilk kez tarafımızdan ortaya çıkarılmış olup çok anlamlı ve orijinaldir. Klas II HLA antijenlerinden HLA-DR51 ve HLA-DR 15 kontrol grubuna göre anlamlı olarak HPV'li olgularda artmış bulunmuştur. HLA-DR51 geni sıklıkla HLA-DR 15 geni ile aynı kromozom üzerinde bir blok halinde aktarılır. 89Bu iki alel arasında "dengesiz bağlantı" vardır. Bireylerin yabancı antijenlere karşı geliştirdiği immun cevabın kalitesi ve şiddeti ya da immun cevapsızlık durumu genetik olarak aktarılan immun cevap genleri olan MHC Klas IFnin kodlandığı ürünler tarafından belirlenir. HPV'lerde immun cevap oluşturan birden fazla antijenik epitop bulunmaktadır. LH'de oluşturulan bu HPV antijenik epitoplar, farklı tip Klas II molekülleri ile birleştirilerek hücre yüzeyinde spesifik CD4+CD8- T helper lenfositlerine sunulmaktadır. Çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre HLA-DR15 ve HLA-DR51 ile kompleks oluşturan viral antijenik epitopların T lenfositlerinde anerjiye neden olabileceği kuvvetle savunulabilir. T lenfositlerinde gelişen anerji durumunu üç şekilde açıklamak mümkündür: 1- Spesifik Th lenfositlerinin yüzey reseptörlerinin (TCR), (HLA-DR15? - DR51+ HPV antijeni) ile sürekli bloke edilmesi sonucu, Langerhans hücrelerinden gelen sinyallerin (IL-1) alınamaması "tolerans" nedeni olabilir. 2- Langerhans hücresi içine alınan HPV'nin bilinmeyen bir mekanizma ile bu hücreden ikinci sinyal olan İL- 1' in sentez ve salınımını engelleyerek spesifik CD4+CD8- Th lenfosit klonunda "anerji'" ve "klonal delesyon" gelişmesine neden olabilir. 3- HPV'nin antijenik polipeptitleri ile self antijenler arasında bir moleküler benzerlik ("molecular mimicry1') durumunda. HLA-DR15 ve HLA-DR51 ile sunulan antijen "self olarak kabul edilerek spesifik T hücre klonlarında "anerji" ye neden olabilir. Yukarıda sıraladığımız bu nedenlerin ortadan kaldırılarak daha kapsamlı ve ileriye yönelik çalışmaların yapılabilmesini sağlamak gerekir. Bu araştırma zor 90koşullar, kısıtlı olanaklar ve özverili çalışmalarla ortaya konması açısından da önem taşımaktadır. Sonuç olarak dileğimiz, tüm bu engellerin aşılarak bu çok anlamlı ve orijinal çalışmamızın öncülüğünde daha kapsamlı ve ileriye yönelik araştırmaların yapılabilmesidir. 91

Açıklama

Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.

Anahtar Kelimeler

Dermatoloji, Dermatology, HLA antijenleri, HLA antigens, Siğiller, Warts

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye