Prematürlerde ve işitsel yönden risk taşıyan çocuklarda işitme değerlendirilmesinde ERA'nın yeri (81 olgu üzerinde bir çalışma)

dc.contributor.authorİber, Metin
dc.date.accessioned2024-08-19T19:40:10Z
dc.date.available2024-08-19T19:40:10Z
dc.date.issued1996
dc.departmentEge Üniversitesi, Tıp Fakültesien_US
dc.descriptionBu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.en_US
dc.description.abstract73 ÖZET Bu çalışma, 1994-1995 yılları arasında, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı'nda, prematüre ve/veya işitsel yönden yüksek riskli olan 81 olgu üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın amacı, bu gruba giren bebeklerde erken dönemde işitme taraması yapılmasının gerekliliğine dikkat çekmek ve bu taramada kullanılacak yöntemleri çeşitli yönleriyle değerlendirmektir. Olgulara rutin KBB bakısından sonra, kliniğimizde geliştirilmiş olan değişik frekanslardan oluşan çan seti ile klinik akumetrik ölçümler yapılmıştır. Çan testinden sonra olguların bir bölümü(n=11) doğal uykuda, bir bölümü de 50 mg/kg kloral hidratın oral yolla verilmesiyle sağlanan sedasyon altında, Faraday kafesli sessiz kabinde beyin sapı odyometrisi yapılmıştır. Bu ölçümlerde, iki kulağından herhangi birinde 30 dB nHL'i aşan işitme eşiği saptanan ve 6 ay sonra işitme testleri yenilenen 10 olgudan 2'sinde eşiklerin her iki kulakta 15 dB nHL'in altında olduğu bulunmuştur. Diğer 8 olguda ise ilk löçümlerde elde edilen eşik değerlerinde herhangi bir değişiklik saptanmamıştır. Hasta grubundan elde edilen latans ve değerlerler, işitme eşikleri normal olan kontrol grubunun değerleriyle kıyaslanmış, hasta grubundaki latans ve interpik latansların kontrol grubundakilere göre genel olarak uzamış olduğu, amplitüdlerin ise, belli şiddetlerde anlamlı fark göstermemekle birlikte hasta grubunda kontrol grubuna göre azalma eğiliminde olduğu belirlenmiştir. Yapılan bu çalışmada, işitme kaybı yönünden anlam taşıyan tek risk faktörünün ailede işitme kaybı anamnezinin varlığı olduğu ortaya konmuştur. Ayrıca, işitme kaybı saptanan olguların tümünün prematüre olması, prematüritenin de işitme kaybı gelişimi üzerinde önemli bir etkisinin olduğunu düşündürmektedir. ABR, işitme kayıplarının yenidoğan ve erken bebeklik döneminde ortaya koyulabileceği, güvenilir bir yöntem olmakla birlikte, bu dönemlerde elde edilebilecek74 yüksek işitme eşiklerinin testin 3-6 ay sonra yenilenmesiyle kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu yöntemle elde edilen eşik değerlerin, davranış testleriyle birlikte değerlendirildikten sonra gerçek işitme eşiklerinin belirlenmesinin, en gerçekçi yaklaşım olacağı kanısına varılmıştıren_US
dc.identifier.endpage85en_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11454/85481
dc.identifier.yoktezid49773en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherEge Üniversitesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/closedAccessen_US
dc.subjectKulak Burun ve Boğazen_US
dc.subjectOtorhinolaryngology (Ear-Nose-Throat)en_US
dc.subjectİşitme kaybıen_US
dc.subjectHearing lossen_US
dc.subjectİşitme testlerien_US
dc.subjectHearing testsen_US
dc.titlePrematürlerde ve işitsel yönden risk taşıyan çocuklarda işitme değerlendirilmesinde ERA'nın yeri (81 olgu üzerinde bir çalışma)en_US
dc.typeSpecialist Thesisen_US

Dosyalar