Endotelin reseptör antagonizmasının tavşanlarda, erken ateroskleroz modelinde meydana gelen biyokimyasal parametreler, vasküler reaktivite ve damar morfometrisindeki değişiklikler üzerine olan etkisi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2004

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Endotelin güçlü kemoatraktan ve mitojen olduğu bilinmektedir. Bu yönüyle endotelin bir erken ateroskleroz modeli olarak kabul edilen yaka modeli ile oluşan intimal kalınlaşmanın patojenezine katkıda bulunabilir. Ayrıca düz kas hücre migrasyonunu ve profilerasyon kolaylaştıran matriks metaloproteinaz enzimlerinin (MMPʼler) özellikle de ateroskleroz ile ilişiklendireilen jelatinaz grubu MMPʼlerin (MMP-2 ve MMP-9) ekspresyon ve aktivitelerini artırabilir. Endotelin (ET) reseptör antagonizması intimal kalınlaşmayı inhibe edebilir, vasküler reaktivite değişikliklerini etkileyebilir. Jelatinaz enzim ekspresyon ve aktivitesini azaltabilir. Bu hipotezden hareketle çalışmamızdan yaka modeli ile oluşan intimal kalınlaşma patojenezine endotelinin olası katkısının ve endotelin-jelatinaz enzimleri ilişkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Buna ek olarak çalışmamızda yeni ETA/ETB reseptör antagonisti olan TAK-044ʼün bu modelde endotelin ve jelatinaz aktivitesi üzerine ve intimal kalınlaşma sürecine paralel olarak gelişen vasküler reaktivite değişiklikleri üzerine olan etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmamızda üç ayrı deney serisinde her iki cinsiyet beyaz tavşanlar kullanılmıştır. Her bir deney serisi plasebo ve TAK-044 olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Bunlardan ilk deney serisinde histolojik analizler (morfometrik ve immünohistokimyasal incelemeler) ve vasküler reaktivite deneyleri yapılmış (n=20), ikinci deney serisinde ELISA yöntemi ile doku ve plazmada endotelin düzeyi ölçülmüştür (n=14). Üçüncü deney serisinde ise jelatin zimografi yöntemi ile jelatinaz enzim aktivitesi ve düzeyi (n=12) belirlenmiştir. Tedavi grubu s.k. yoldan 5 mg/kg/gün dozunda TAK-044, plasebo grubu ise taşıyıcı olarak % 0.9 naCI almıştır. TAK-044 ve plasebo uygulamasının 8. gününde tavşanların sol karotid arterlerinin çevresine sıkıştırıcı olmayan, inert bir silikon yaka yerleştirilmiştir. Sağ karotid artere ise yalancı operasyon uygulanmıştır. Operasyon sonrası tavşanlar iki hafta boyunca standart diyet ile beslenmişler ve 22. günde sakrifiye edilmişlerdir. Histolojik analizler, biyokimyasal analizler ve organ banyosu deneyleri için tavşanların her iki karotid arterleri izole ve disekte edilmiştir. Histolojik analizler için ayrılan dokular, parafın bloklara gömülmüş ve kesitlere ayrılmıştır. Daha sonra morfometrik incelemeler için hematoksilin-eosin ile immünohistokimyasal incelemeler için ise MMP-2, MMM-9 ve Kİ-67ʼye özgü monoklonal antikorlarla boyanmıştır. Morfometri için kesitlerin lümen, intima ve medya alanları bir imaj analiz programı kullanılarak ölçülmüş, indeks değerleri ve lümen/medya oranları hesaplanmıştır. Kalınlaşmış intimadaki hücrelerin proliferatif aktivitesi Kİ-67 monoklonal antikoru kullanılarak değerlendirilmiştir. Organ banyosu deneyleri için ayrılan dokular vasküler reaktivite çalışmalarında kullanılmıştır. Biyokimyasal analizler için ayrılan doku ve plazma örneklerinde ise ELISA yöntemi ile endotelin düzeyleri ve jelatin zimografi yöntemi ile jelatinaz enzim düzeyleri belirlenmiştir. Verilerin istatistiksel analizleri SPSS programının ANOVA modülü ve/veya nonparametrik testler (Wilcoxon signed rank test ve Mann whitney U test) kullanılarak gerçekleştirilmiş ve p değeri<0.05 olduğunda anlamlı kabul edilmiştir. Sonuçlar ortalama ± ortalamalarının standart hatası (O ± O.S.H) olarak gösterilmiştir. Bu çalışmada morfometrik analiz bulgularına göre plasebo grubunda (n=9) intimal alan ve indeks yaka arterlerde kontrol arterlere kıyasla anlamlı düzeyde artmıştır (P<0.05). Tedavi grubunda (n=9) TAK-044, yaka uygulanan arterlerde kontrol arterlere göre intimal kalınlaşmayı anlamlı şekilde inhibe etmiştir (p<0.05). Plasebo grubunda lüminal alan yakadan etkilenmemiştir. TAK-044 tedavisi her iki arter tipinde lüminal alanı anlamlı şekilde artırmıştır (p<0.05). Çalışmamızın vasküler reaktivite bulgularına göre diğer çalışmalarla uyumlu olarak yaka yerleştirilmesi plasebo grubunda (n=10) serotonine karşı duyarlılık artışı, potasyum klorüre karşı maksimum kontraktil cevabın azalması gibi yakanın neden olduğu tipik vasküler reaktivite değişikliklerine sebep olmuştur. LNA ile NO sentez inhibisyonu kontraktil ajanlara yanıtları artmıştır. TAK-044 tedavisi (n=10) vasküler reaktivitede belirgin bir etki oluşturmamıştır. Jelatinaz enzim ekspresyonunun immünohistokimyasal olarak değerlendirilmesine göre plasebo grubunda (n=10) MMP-2 ekspresyonu yaka etkisiyle anlamlı düzeyde artmış (p<0.05), TAK-044 tedavisi (n=10) ise bu artışı güçlü bir şekilde inhibe etmiştir. (p<0.001). MMP-9 ekspresyonu ise yaka ve TAK-044 uygulamasından etkilenmemiştir. Diğer yandan jelatin zimografi sonuçlarının değerlendirilmesine göre plasebo grubunda (n=4-5) her iki jelatinaz enzim aktivitesi yaka etkisi ile artmış, TAK-044 (n=4-5) ise her iki enzim aktivitesini anlamlı düzeyde inhibe etmiştir. (MMP-2 için p<0.01, MMP-9 için p<0.05 plasebo-TAK-044 arasında). ELISA analizlerine göre plasebo grubunda (n=7) damar dokusunda ET düzeyi yaka etkisiyle anlamlı şekilde artmış (p<0.05), TAK-044 tedavisi ET düzeylerini etkilememiştir. Kan basıncı yaka uygulaması ve TAK-044 tedavisinden etkilenmemiştir. Sonuç olarak yaka modeli ile oluşan intimal kalınlaşmasının patolejenezine ET katkı sağlamakta ve ET bunu kısmen Jelatinaz enzimlerini aktivite ederek gerçekleştirmekte gibi gözükmektedir. ETA/ETB reseptör antagonisti TAK-044, bu modelde intimal kalınlaşma gelişimini inhibe etmiş ve arterlerin lümen alanlarını artırmıştır. Ayrıca jelatinaz enzim aktivitesi ve düzeyinin azaltmıştır. Bununla beraber yaka ile oluşan vasküler reaktivite değişikliklerini etkiliyor gibi gözükmemektedir.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Farmakoloji (Eczacılık) A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye