Gastroözofageal reflü hastalarında reflü içeriği ve intersellüler aralıktaki genişlemenin semptom profili üzerine etkisi
dc.contributor.advisor | Bor, Serhat | |
dc.contributor.author | Bayrakçı, Berna | |
dc.date.accessioned | 2018-03-27T12:40:26Z | |
dc.date.available | 2018-03-27T12:40:26Z | |
dc.date.issued | 2009 | |
dc.department | Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi | en_US |
dc.description.abstract | Giriş ve Amaç: Ülkemizde GÖRH’daki histolojik bulgularla ilgili yayınlanmış bir veri yoktur. Pirozis yakınmasında asid teması yani kimyasal stimülasyon regürjitasyona göre daha belirgin bir faktördür. Bu da ‘’pirozis yakınması ön planda olan hastalarda regürjitasyon yakınması ön planda olan hastalara göre intersellüler aralık daha geniş olabilir’’ varsayımını akıllara getirmektedir. Bu çalışmanın amacı eroziv ve noneroziv reflü hastalığında özofagusta DIS varlığını, seviyesini ve diğer histolojik değişiklikleri değerlendirmek; pirozis ve regürjitasyon yakınması ön planda olan hastalar arasında ÇKİİ-pH monitörizasyon verileri, DIS varlığı ve seviyesi açısından fark olup olmadığını araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Haftada bir veya daha fazla pirozis ve/veya regürjitasyon yakınması olan, kliniğimizde üst GIS endoskopi yapılıp distal özofagus biyopsisi alınan ve impedans-pH monitörizasyonu uygulanan 41 hasta retrospektif olarak değerlendirilermiştir. Distal özofagus biyopsilerinde vasküler göllenme, hücrelerde balonlaşma, bazal hücre hiperplazisi, papiller elangasyon, lenfosit, eozinofil, nötrofil, erezyon-ülser, DIS ve DIS yükselme seviyesi incelenmiştir. Histolojik reflü özofajit skorlaması yapılmıştır. Hastaların şikayetleri ve genel özellikleri detaylı anket formlarından elde edilmiştir. Bulgular: Hastaların %61’inde vasküler göllenme, %32’sinde hücrelerde balonlaşma, %42’sinde bazal hücre hiperplazisi, %66’sında papiller elangasyon, %49’unda lenfosit, %5’inde eozinofil, %12’sinde PNL, %15’inde erezyon-ülser varlığı görülmüştür. Hastaların hepsinde DIS saptanmıştır. Hastaların %66’sında histolojik olarak reflü özofajit varlığı görülmüştür. DIS’te orta ve üst seviyelere yükselme eroziv özofajiti olan hastalarda noneroziv hastalara göre anlamlı olarak yüksek saptanmıştır (sırasıyla %78, %38, p<0.05). Nötrofil ve erezyonülser sadece eroziv özofajitli hastlarda görülmüştür (sırasıyla %56; p<0.05, %67; p<0.05). En kötü yakınması pirozis olan 21 (%51), regürjitasyon olan 20 (%49) hasta karşılaştırılmıştır. Regürjitasyon yakınması daha kötü olanlarda lenfosit varlığı daha fazla bulunmuştur (%65, %33, p<0.05). Pirozis yakınması daha kötü olanlarda belirgin DIS (2 puan alan) daha fazla olmakla birlikte bu fark anlamlı değildir (%71, %45, p=0.08). İki grup arasında DIS yükselme seviyesi arasında herhangi bir farklılık saptanmamıştır. De Meester skoru, total, asit, zayıf asit reflü sayısı, reflü ataklarının proksimale yükselmesi, bolus klirens zamanı açısından da herhangi bir fark saptanmamıştır. DIS yükselme seviyesinin bazal hücre hiperplazisi, papiller elangasyon, DIS belirginliği ile ilişki gösterdiği bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Pirozis yakınması daha kötü olan ve regürjitasyon yakınması daha kötü olan hastalar arasında DIS belirginlik derecesi ve DIS yükselme seviyesi arasında herhangi bir farklılık saptanmamıştır. DIS eroziv özofajitli hastalarda belirgin olarak daha yüksek seviyelere ulaşmaktadır. Yeni skorlama sistemlerine DIS yükselme seviyesinin eklenmesi GÖRH’da histolojinin önemini arttırabilir ve DIS yükselme seviyesi GÖRH’da eroziv özofajit gelişiminin etyopatogezini anlamada yardımcı bir veri olabilir. | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11454/4509 | |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Ege Üniversitesi | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.subject | İç Hastalıkları A.B.D. | en_US |
dc.title | Gastroözofageal reflü hastalarında reflü içeriği ve intersellüler aralıktaki genişlemenin semptom profili üzerine etkisi | en_US |
dc.type | Specialist Thesis | en_US |