Akneli hastalarda serum D vitamini düzeylerinin ve VDR (Vitamin D Reseptör) gen polimorfizmlerinin araştırılması
dc.contributor.author | Ertam, İlgen | |
dc.contributor.author | Özkınay, Ferda | |
dc.date.accessioned | 2024-08-21T18:40:53Z | |
dc.date.available | 2024-08-21T18:40:53Z | |
dc.date.issued | 2015 | en_US |
dc.department | Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dermatoloji Ana Bilim Dalı | en_US |
dc.description | Araştırmacılar; Hüseyin Onay, Tahir Atik, Ada Bozkurt | en_US |
dc.description | Araştırma Projesi -- Ege Üniversitesi, 2015 | en_US |
dc.description.abstract | Acne vulgaris, Vitamin D, VDR polymorphism, Fok I, Bsm I.;Akne vulgaris, D vitamin, VDR polimorfizmi, Fok I, Bsm I..;Amaç: Akne vulgaris, deride pilosebase birimin polimorfık görünümlü rekürrens ve alevlenmelerle seyreden kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Aknenin patogenezi henüz tam olarak aydınlatılamamakla beraber hastalıkta temelde dört faktörün rol oynadığı düşünülmektedir. Bu faktörler; kornedogenez, artmış sebase bez hiperplazisi ve sebum üretiminde artış, Proprionibacterium acnes' in hiperkolonizasyonu ve inflamasyondur. D vitamini, besinlerle alınan veya vücutta sentez edilen, kalsiyum-fosfor homeostazı rolü ile bilinen steroid türevi bir hormondur. Günümüzde D vitamininin klasik olarak kemik metabolizmasındaki işlevleri dışında derideki birçok hücre tipinde farklı biyolojik işlevleri olduğu saptanmıştır. Yapılan son çalışmalarda D vitamininin Vitamin D reseptörü (VDR) aracılığıyla deride immunmodülatör, antiinflamatuar, antiimikrobiyal özellikleri ve sebase bez hücrelerinde düzenleyici etkileri olduğu gösterilmektedir. D vitamininin aktif formu olan 1,25 (OH)2 D'nin çoğu biyolojik etkisi, yüksek afiniteli vitamin D reseptör (VDR) varlığını gerektirir. VDR proteinin yapısını ya da ekspresyonunu düzenleyen VDR geni, 12q13.1'de'de haritalanmış olan yaklaşık 100 kb DNA boyutunda olan bir gendir. Bugüne kadar 470'ten fazla tek nükleotid polimorfızmi gösterilen VDR geninde Bsm I ve Fok I en sık görülen polimorfizmler arasında yer almaktadır. Çalışmamızda akne vulgaris tanılı bireyler ile sağlıklı bireyler arasındaki serum D vitamini düzeylerinde ve VDR geninin Fok I ve Bsm I gen polimorfizmlerinde farklılık olup olmadığı araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Aralık 2013 ve Ocak 2015 tarihleri arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine Dermatoloji Polikliniği'ne başvuran, yaşları 18-45 arasında değişen, kronik sistemik hastalığı olmayan her iki cinsiyetten akne vulgaris tanılı olgu ve sağlıklı kontrol grubu çalışmaya dahil edildi. Demografık ve klinik özellikler takip formuna kaydedildi. Tüm katılımcılardan kan örnekleri toplandı. ELİSA yöntemi ile serum D vitamini düzeyi, PCR ve elektroforez yöntemi ile VDR Fok I ve Bsm I polimorfizmleri incelendi. Araştırma, olgu-kontrol çalışması olarak planlandı. Bulgular: Çalışmaya 80 (40 kadın/40 erkek) akne vulgarisli olgu ve 100 (49 kadın/51 erkek) sağlıklı kontrol alındı. Gruplar arasında yaş, cinsiyet ve VKİ dağılımı açısından anlamlı fark yoktu. Çalışmada olgu grubunun D vitamini düzeyi 19,62 ± 7,66 ng/ml iken, kontrol grubunun 20,39 ± 7,11 ng/ml idi. Yapılan analizlerde D vitamini düzeyi arasında iki grup arasında anlamlı fark bulunmadı (p=0,484). Fok I polimorfızmi olgu grubunda FF %43,8, Ff %47,5, ff %8,8; kontrol grubunda FF %41,0, Ff %49,0, ff %10,0 genotip sıklığında bulundu. Fok I genotip sıklığı açısından olgu ve kontrol grubunda anlamlı bir fark bulunmadı (p=0,917). Fok I polimorfızmi için olgu grubunda F alleli sıklığı %67,5, f alleli sıklığı %32,5; kontrol grubunda F alleli sıklığı %65,5, f alleli sıklığı %34,5 olarak bulundu. Fok I polimorfızmi allel sıklığı açısından olgu ve kontrol grubunda anlamlı fark bulunmadı (p=0,388). Bsm I polimorfızmi olgu grubunda BB %11,3, Bb % 51,4, bb %36,3; kontrol grubunda BB %13,0, Bb %53,0, bb %34,0 genotip sıklığında bulundu. Bsm I genotip sıklığı açısından olgu ve kontrol grubunda anlamlı bir fark bulunmadı (p=0,915). Bsm I polimorfizmi için olgu grubunda B alleli sıklığı %37,5, b alleli sıklığı %62,5; kontrol grubunda B alleli sıklığı %39,5, B alleli sıklığı %60,5 olarak bulundu. Bsm I allel sıklığı açısından olgu ve kontrol grubunda anlamlı fark bulunmadı (p=0,391). Sonuç ve tartışma: Akne vulgarisli olguların ve sağlıklı kontrollerin serum D vitamini seviyesinde ve VDR geninin Fok I ve Bsm I polimorfizmleri genotip ve allel sıklıklarında farklılık izlenmemiştir. Çalışmamız D vitamini serum düzeyi ve Bsm I ve Fok I gen polimorfizmlerinin akne patogenezinde rol oynamadığını göstermiştir. | en_US |
dc.identifier.endpage | 112 | en_US |
dc.identifier.startpage | 1 | en_US |
dc.identifier.uri | http://155.223.63.101/tez3/2014tip015.pdf | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11454/95920 | |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Ege Üniversitesi | en_US |
dc.relation.bap | 2014-TIP-015 | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Araştırma Projesi | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/closedAccess | en_US |
dc.snmz | 20240821 | en_US |
dc.title | Akneli hastalarda serum D vitamini düzeylerinin ve VDR (Vitamin D Reseptör) gen polimorfizmlerinin araştırılması | en_US |
dc.type | Project | en_US |
Dosyalar
Orijinal paket
1 - 1 / 1