Obsesif kompulsif bozukluk hastalarında bilişsel davranışçı grup terapisinin uzun dönemde semptom şiddeti, sosyal ve nörobilişsel işlevlerle ilişkisi

Küçük Resim Yok

Tarih

2024

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

GİRİŞ: Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), obsesyonlar ve kompulsiyonlarla karakterize, kişinin ailevi, akademik, mesleki ve sosyal işlevselliğini etkileyen bir psikiyatrik bozukluktur. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), klinik uygulamada yaygın olarak benimsenmiştir ve OKB tedavisinde etkili bir yöntem olduğuna dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Ancak, BDT’nin uzun dönemde etkinliği hakkında veriler sınırlıdır. OKB’li bireylerin çeşitli nöropsikolojik alanlarda sağlıklı kontrollere göre daha zayıf performans gösterdikleri önceki çalışmalarda gösterilmiştir. OKB’de BDT sonrası nörobilişsel işlevlerde değişikliğe ilişkin veriler çelişkili ve sınırlıdır. Literatürde OKB, zihin kuramında bozuklukla ilişkili bulunmuştur. AMAÇ: Bu çalışmada, OKB tanılı bireylerde Bilişsel Davranışçı Grup Terapisinin (BDGT) uzun dönemde semptom şiddeti, sosyal ve nörobilişsel işlevler üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmanın diğer amacı, BDGT’yi tamamlayan ve tamamlamayan OKB hastalarında BDGT’nin uzun dönemde semptom şiddeti, sosyal biliş, nörobilişsel işlevler ve yaşam kalitesi üzerine etkilerinin karşılaştırılmasıdır. YÖNTEM: Araştırma grubu, Aybüke Aydın’ın 2018 yılında tamamlamış olduğu “Obsesif kompulsif bozukluk hastalarında bilişsel davranışçı grup terapisi ile sosyal ve nörobilişsel işlevlerin ilişkisi” adlı tıpta uzmanlık tezi çalışmasına katılan Obsesif Kompulsif Bozukluk tanılı bireylerden oluşmuştur. Toplamda 37 katılımcı içerisinden BDGT’yi tamamlayan grupta 13 katılımcı, tamamlamayan grupta sekiz katılımcı olmak üzere 21 katılımcı terapiden altı yıl sonra tekrar değerlendirilmiştir. Katılımcılara DSM-5 bozuklukları için yapılandırılmış klinik görüşme (SCID-5), Yale Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği (YBOKÖ), Beck Depresyon Envanteri (BDE), Obsesif Kompulsif Envanteri-Revize (OKE-R), Obsesif İnanışlar Ölçeği-44 (OİÖ-44), Kısa Form-36 (SF-36), Otizm Spektrum Anketi (OSA), Rey İşitsel Sözel Öğrenme Testi (RİSÖT), Wisconsin Kart Eşleme Testi (WKET), İz Sürme Testi (İST), Stroop Testi ve Gözlerden Zihin Okuma Testi uygulanmıştır. Ölçek puanları ve test performansları Aybüke Aydın’ın çalışmasının verileriyle karşılaştırılmıştır. BULGULAR: BDGT’yi tamamlayan ve tamamlamayan gruplar arasında sosyodemografik özellikler, klinik özellikler, tıbbi özellikler ve takip dönemindeki özellikler açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. BDGT’yi tamamlayan grubun terapiden önce (T0), terapiyi tamamladıktan sonra (T1) ve terapiden altı yıl sonra (T2) YBOKÖ obsesyon, kompulsiyon ve toplam puanlarında, YBOKÖ 11. maddesi ile değerlendirilen içgörüde, BDE puanlarında, OKE-R’nin biriktirme, kontrol etme, obsesyonlar ve temizlik alt ölçek puanlarında, OİÖ-44’ün sorumluluk/tehlike beklentisi ve önem verme/düşünceleri kontrol etme alt ölçek puanlarındaki değişim istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. BDGT’yi tamamlayan grubun T0-T1-T2 değerlendirmelerinde sosyal ve nörobilişsel testlerinde değişim saptanmamıştır. BDGT’yi tamamlayan ve tamamlamayan gruptaki katılımcıların, terapiden önce (T0) ve terapiden altı yıl sonra (T2) klinik değerlendirme ölçekleri karşılaştırıldığında, YBOKÖ obsesyon, kompulsiyon ve toplam puanlarında, OKE-R alt ölçek puanlarında, OİÖ-44 alt ölçek puanlarında ve Beck Depresyon Envanteri puanlarındaki değişim benzer bulunmuştur. Grupların T0 ve T2’de sosyal ve nörobilişsel testleri karşılaştırıldığında, ölçüm zamanlarında gruplar arası anlamlı fark saptanmamıştır. SONUÇ: Bu çalışma OKB hastalarında BDGT sonrası elde edilen tedavi kazanımlarının uzun dönemde korunduğunu göstermektedir. BDGT’yi tamamlamayan grupta da klinik olarak anlamlı iyileşmelerin olması ve bu grubun yüksek oranda ilaç kullanmaya devam etmesi, OKB hastalarında herhangi bir tedavi stratejisine uzun süreli devam etmenin olumlu sonuçlarla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. BDGT’yi tamamlayan OKB hastalarında terapiden altı yıl sonra sosyal ve nörobilişsel testlerde değişim ya da iyileşme görülmemiştir. Aynı zamanda tamamlayan ve tamamlamayan gruplar arasında da anlamlı fark bulunmamıştır. Bu bulgular, BDGT’nin uzun dönemde sosyal ve nörobilişsel işlevler üzerine etkisinin olmadığını göstermektedir.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Obsesif Kompulsif Bozukluk, Bilişsel Davranışçı Grup Terapisi, Nörobiliş, Sosyal Biliş, Takip., Obsessive Compulsive Disorder, Cognitive Behavioural Group Therapy, Neurocognition, Social Cognition, Follow-up.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye