Kanal tedavisinin yenilenmesinde farklı genişletme ve doldurma tekniklerinin mikrosızıntıya etkisi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2010

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu çalışmanın amacı kanal tedavisi yenilenen olgularda kanal dolgusunun uzaklaştırılma yönteminin ve kanalların doldurma yönteminin mikrosızıntıya olan etkisinin incelenmesidir. Çalışmamızda 100 adet tek köklü ve tek kanallı benzer çap ve boydaki mandibuler keser dişler kullanıldı. Dislerde endodontik giriş kavitelerinin hazırlanmasını takiben çalışma boyları tespit edildi ve Hedström egeleri kullanılarak step back yöntemi ile dişler genişletildi. Kanalların şekillendirilmesi sırasında her egeden sonra 2 ml %2,5’lik sodyum hipoklorit ile irigasyon yapıldı. Şekillendirilme tamamlandıktan sonra sırasıyla 5 ml % 5 lik EDTA, 5 ml % 2,5’ luk NaOCl ve distile su ile irigasyon yapıldı. Kanallar kağıt konlarla kurulandı. Bu işlemi takiben tüm örnekler güta perka ve AH-Plus kanal patı kullanılarak lateral kompaksiyon yöntemi ile dolduruldu. Üç ay sonra bilgisayar destekli sıvı filtrasyon ölçüm cihazı ile tüm örneklere sızıntı testi uygulandı. Mikrosızıntı testi uygulamasını takiben örnekler üç gruba ayrıldı. Grup 1’ deki örneklerde ProTaper retreatment kiti ve ProTaper universal nikel-titanyum egeleri kullanılarak, grup 2’ deki örneklerde Hedström el egeleri kullanılarak, grup 3 de ise el egeleri, ProTaper retreatment kiti ve ProTaper universal nikel-titanyum egeleri birlikte kullanılarak örneklerdeki kanal dolgusu uzaklaştırıldı. Kanal dolgusunun uzaklaştırılması dijital radyografi ile incelendi ve elde edilen görüntüler skorlandı. Daha sonra örnekler kanal doldurma yöntemine göre altı adet alt gruba ayrıldı. Grup 1a, 2a, 3a’ da örnekler soğuk lateral kompaksiyon yöntemiyle, grup 1b, 2b, 3b’ de ise Thermafil kanal doldurma yöntemiyle dolduruldu. Üç ay sonra bilgisayar destekli sıvı filtrasyon ölçüm cihazı ile tüm örneklere tekrar sızıntı testi uygulandı. Elde edilen değerler eşlestirilmiş iki grup arasındaki farkların testi (Paired-Samples "t" testi) ile istatistiksel olarak incelendi (P=0,05). Tüm gruplarda ikinci sızıntı değerleri ilk sızıntı değerlerinden daha yüksek bulundu (p<0.05). En düşük mikrosızıntı değerleri ortalaması kanal dolgusu döner aletler ve el aletlerinin birlikte kullanımı ile sökülüp, Thermafil sistemi ile doldurulan dişlerin yer aldığı grup 3b’ de (4,72 x 10-4 μl/cm H2O min-1 ); en yüksek sızıntı değerleri ise sadece döner aletlerle kanal dolgusu uzaklaştırılıp lateral kompaksiyon yöntemi ile doldurulan grup 1a’ da (7,71 x 10-4 μl/cm H2O min-1 ) bulundu. Kanal dolgusu uzaklaştırma yöntemi aynı olan ve obturasyon yöntemlerine göre ikişer alt gruba ayrılan örneklerde Thermafil ve lateral kompaksiyon yöntemleri kıyaslandığında döner aletlerle kanal dolgusu sökülen 1a ve 1b gruplarında sızıntı değerleri Thermafil grubunda lateral kompaksiyon gurubuna göre istatiksel olarak anlamlı düzeyde daha düşük bulundu. Diğer gruplarda istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gözlenmedi. İlk ve son sızıntı ölçümleri yapılan ve lateral kompaksiyon ile doldurulmuş olan gruplarda kanal sökme yönteminin mikrosızıntıya etkisini inceleme fırsatı bulduk. Sadece döner aletlerle kanal dolgusunun uzaklaştırıldığı grupta elde edilen sızıntı değerleri döner aletler ve el aletlerinin birlikte kullanıldığı ve sadece el aletlerinin kullanıldığı gruplara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu (p 0.05). Döner aletler ve el aletlerinin kombine kullanıldığı ve sadece el aletlerinin kullanıldığı gruplara ait sızıntı değerleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamadı (p 0.05). Günümüzde kanal tedavisi yenilenmesi esnasında kullanılan yöntemlerin hiç birisi önceki kanal dolgusunu tamamıyla uzaklaştırılmasında yeterli düzeyde değildir. Bu durum özellikle oval kök kanal morfolojisine sahip dişlerde daha çok göze çarpmaktadır. Kanal dolgusunun tam olarak uzaklaştırılamaması kök kanallarında mikrosızıntının artmasının en önemli etkenidir. Çalışmamızda elde edilen bulgular da bu görüşümüzü desteklemektedir. Bu handikapın asılması ancak kök kanal dolgusunu tamamıyla sökebilecek yeni bir yöntemin geliştirilmesi ya da mevcut yöntemlerin modifikasyonu ile mümkün olacaktır.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Restoratif Diş Tedavisi ve Endodonti A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye