Nedeni belli olmayan enflamatuvar hastalıklarda langerhans hücrelerinin dağılımı ve morfolojisi

Küçük Resim Yok

Tarih

1997

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

Bu çalışmada, nedeni belli olmayan enflamatuvar hastalıklardan psoriasis ve liken planusta derinin keratinositleri ve ağız mukozası epitel hücreleriyle onların arasında yer alan ve açık renk sitoplazmalı hücreler olarak tanımlanan "lenfosit, Merkel hücreleri, melanosit ve Langerhans hücreleri"nin morfolojileri ve özellikle Langerhans hücrelerinin diğer hücrelerle ilişkileri elektron mikroskobu ile çalışılmıştır. Lenfositler, dar sitoplazmalı az organelli hücrelerdir. Merkel hücreleri karakteristik elektronca yoğun granüller içerir. Merkel hücreleri ve keratinositler arasında fibrilli simetrik desmosomlar (adhering desmosomes) şekillenir. Melonositler, melanosomların varlığıyla tanınır. Dikkatler özellikle Langerhans hücreleri üzerine yoğunlaştırılmıştır. Elektron mikroskobu gözlemleriyle elde edilen sonuçlar şu şekilde özetlenebilir: Ağız mukozası ve derinin kontrol örneklerinde, Langerhans hücrelerinin nukleusları iri, oval ve bazen parçalı şekilde bulunur. Dalgalı nukleus kılıfının iç zarını destekleyen fibrilli tabaka (internal dense lamella) karakteristik şekilde elektronca yoğun geniş bir tabaka oluşturur. Granüllü endoplazmik retikulum zarları dar, uzun, yer yer genişleyen kanallar şeklinde düzenlenir. Serbest endoplasmik retikuluma bağlı ribozomlar gruplar halinde boldur. Hücrelerde çok sayıda Golgi sahaları bulunur. Karakteristik Langerhans hücre granülleri, sitoplazmanın her yerine dağılmıştır. Parakristalin yapıları özellikle Golgi alanlarında yer alır. Hücreler epitel hücreleri arasına sokulan çok sayıda lateral uzantıya sahiptir. Uzantıları ve diğer yüzey değişiklikleri ile oluşan diğer yapıları sitoiskelet elemanları destekler. Hücreler arasında birkaç tip zar farklılaşması gözlendi. Çok sayıda fibrilli desmosomlar hem ağız mukozası hem de deride epitelyum hücreleri uzantıları arasında karakteristik olarak oluşur. Ek olarak desmosomların görüldüğü yerlerde hücreler arası sahayı daraltan çok sayıda gap junction geniş ölçüde dağılmıştır. Langerhans hücresi ve keratinosit plazma zarları birbirlerine çok yakınlaşır ve glikokaliks yüzey örtüleri bu temas yerlerinde birbirine karışır. Oral mukozada komşu Langerhans hücreleri arasında doğrudan sitoplazmik köprü gözlenmiştir. Liken planus örneklerinde keratinosit ve diğer hücrelerin hücre zarlarının morfolojik bütünlüğünün bozulmuştur. Bu durumla bağlantılı olarak sitoplazmik kayıpların gözlenmesi en belirgin değişikliklerdir. Deri örnekleriyle karşılaştırıldığında ağız mukozasındaki değişiklikler daha çarpıcıdır. Hücrelerin periferinde hücre gövdesinden ayrılan çok sayıda küçük sitoplazma kitleleri bulunur. Gap junction'ları ile birlikte çok sayıda fibrilli desmosomlar bu küçük sitoplazma kitlelerinin plazma zarları arasında gözlenmiştir. Keratinositlerde tonofilament demetleri azalmıştır, boyları kısadır. Bazı hücrelerde değişik irilikte vakuoller görülür. Deride bazı keratinositlerde sitosol içinde geniş gruplar halinde virus benzeri partiküller bulunmuştur. Her iki çalışılan bölgede de Langerhans hücrelerinin sitoplazmaları genişlemiştir. Granüller daha dar ve küçüktür. Lateral uzantılarda bulunan granüllerin sayısı artmıştır. Hem deri hem ağız mukozası örneklerinde mikroabselere benzer yapılar şekillenmiştir. Bu yapı içinde lenfosit ve Langerhans hücreleri bir arada tutulur. Hücrelerin plazma zarları uzun bir mesafede yakın temas yerlerinde yüzleşir. Lenfosit ve Langerhans hücre zarları arasında yakın değme yerleri şekillenmiştir. Bunlara ilave olarak, Langerhans hücresi-lenfosit, Langerhans hücresi-keratinosit ve lenfosit-keratinosit arasında doğrudan sitoplazmik devamlılığın gözlenmesi çok ilginçtir. Derinin psoriasis örneklerinde en göze çarpan değişiklik; tüm hücreler arasında çok geniş hücreler arası boşlukların ortaya çıkmasıdır. Bazal tabaka hücreleri dermise doğru çok sayıda parmak şeklinde uzantılar (Basal Keratinosit Herniations) oluşturur. Çok katlı bir yapı ile bazal tabakada kalınlaşma artar. Hücre organellerinin morfolojisi ve granül yoğunluğuna bakarak iki tip Langerhans hücresi ayırt edilmiştir. Birinci tip Langerhans hücrelerinde, endoplazmik retikulum zarları çok genişlemiş vakuoller şeklinde görülür. Bu vakuollerin içleri ince granüllü bir materyalle doludur. Langerhans hücre granüllerinin sayısı azdır. İkinci tip Langerhans hücresinde, endoplazmik retikulum zarları dar kanallar şeklindedir. Golgi sahaları karakteristik şekilde çok gelişmiştir. Değişik morfoloji ve irilikte çok sayıda çubuk şeklinde granüller ve parakristalin yapıları bulunur. Bu hücrelerde, Golgi paralel zarları ve sakkulusları içinde parakristalin organizasyonun gözlenmesi, LH granüllerinin Golgi sahasında şekillendikleri görüşünü destekler. Geniş hücreler arası boşluklara karşın, Langerhans hücresi ve keratinosit zarları arasında glikokalikslerin karıştığı değme noktaları bulunur.

Açıklama

Proje Yürütücüleri; Sezer Erboz, Gül Atilla, Nurgün Bıçakcı, Sabire Karaçalı, Remziye Deveci, Önder Deveci
Araştırma Projesi -- Ege Üniversitesi, 1997

Anahtar Kelimeler

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye