Bir iş yerinde sağlık okuryazarlığı düzeyi ve ilişkili faktörler
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Bu çalışma, İzmir Çiğli Atatürk Organize sanayi bölgesinde bir tekstil fabrikasında kesitsel tasarımda yapılmıştır. Araştırma evrenini oluşturan 363 kişiden 262 kişi çalışmaya katılmış, 256 kişinin verisi çalışmaya uygun olarak değerlendirilerek araştırma grubunu oluşturmuştur. Kapsayıcılık %70,5’dir. Etik kurul izni, ölçek kullanım izni ve iş yerinden gerekli izinler ve çalışmayı kabul eden katılımcılardan da bilgilendirilmiş gönüllü onam alınmıştır. Katılımcıların sosyodemografik özellikleri, yaşam tarzı ve alışkanlıkları, sağlık durumu ve sağlık hizmeti kullanımı ile ilgili özellikleri, çalışma hayatı ile ilgili özellikleri, iş sağlığı ve güvenliği hizmet kullanımı ile ilgili özellikleri ölçen 38 soru ve sağlık okuryazarlığını ölçen 32 soru olmak üzere 70 sorudan oluşan veri toplama formu ile veriler toplanmıştır. Veri analizinde SPSS 25.0 programı kullanılmış, p<0.05 anlamlılık düzeyi olarak kabul edilmiştir. Tanımlayıcı değişkenler için ortalama, standart sapma, frekans ve yüzde dağılımlar hesaplanmıştır. Kategorik olarak sınıflanan tanımlayıcı değişkenler ve ölçek puanları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesinde, Kruskal Wallis, Mann Whinney U ve Bağımsız Gruplarda T Testi, ölçüm tipi değişkenler ve ölçek puanları arasındaki ilişki Spearman Korelasyon Testi ile değerlendirilmiştir. Tüm katılımcıların yaş ortalaması 38,5±8,0, erkek oranı %42,0’dır. Eğitim durumuna bakıldığında %22,3’ü lise/meslek lisesi, %48,4’ü üniversite mezunu olup eğitim düzeyi Türkiye ortalamasına göre daha yüksektir. Medeni durum, %68,1 evli/birlikte yaşıyor olarak belirtilmiştir. Araştırma grubumuz Türkiye geneline göre, erkek oranı daha az, yaş ortalaması daha yüksek, eğitim düzeyi daha yüksek, hepsinin sağlık ve sosyal güvencesi olan çalışan kesimden oluşmaktadır. Araştırma grubumuzun sağlık okuryazarlığını değerlendirdiğimiz TSOY-32 ölçeği sonuçlarına göre, genel sağlık okuryazarlığı düzeyi %9,0 yetersiz, %43,4 sorunlu-sınırlı, %33,6 yeterli, %14,1 mükemmel olarak saptanmıştır. Avrupa ve Türkiye sağlık okuryazarlığı araştırmaları ile karşılaştıracak olursak genel olarak Avrupa’dan biraz düşük, Türkiye’den daha yüksek sağlık okuryazarlığı düzeyi saptanmıştır. Yetersiz ve sorunlu-sınırlı düzeyi beraber değerlendirdiğimizde araştırma grubunun kabaca yarısının (%52,4) sağlık okuryazarlığının yetersiz olduğunu söyleyebiliriz. Tedavi ve hizmet alt boyutunda yetersizden mükemmel sağlık okuryazarlığına doğru oranlar, %7,0, %34,4, %38,7, %19,9, hastalıklardan korunma ve sağlığın geliştirilmesi alt boyutunda, %19,1, %35,2, %30,1, %15,6 saptanmıştır. Araştırmamızda Türkiye sağlık okuryazarlığı araştırmasına benzer şekilde hastalıklardan korunma ve sağlığın geliştirilmesi alt boyutunda, sağlık okuryazarlığı düzeyinin daha düşük olduğu görülmektedir. Ölçek süreçlerine göre bakıldığında ise sağlıkla ilgili bilgiyi değerlendirme sürecinde, kısıtlı sağlık okuryazarlığı %65,7 (yetersiz ve sorunlu-sınırlı) olarak en yüksek düzeyde saptanmış ve en problemli alan olarak görülmüştür. Sağlık okuryazarlığı ile ilişkili değişkenler, yaş, eğitim durumu, sosyal statü algısı, sağlık durumu algısı, fiziksel aktivite yapma durumu ve herhangi bir sağlık sorunu olduğunda ilk olarak başvurulan yer olarak saptanmıştır. Sağlık okuryazarlığı ile ilgili çalışmalara genel olarak bakıldığında, sağlık okuryazarlığının eğitim düzeyi ve sosyoekonomik durum ile ilişkili olduğu görülmektedir. Bireylerin temel örgün eğitimi tamamlamasını sağlamak ve toplumdaki sosyoekonomik eşitsizlikleri azaltarak dezavantajlı bireylerin sağlıkla ilgili bilgi kaynaklarına ve sağlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmanın sağlık okuryazarlığını arttırmada etkili olacağı düşünülmüştür. Görece yeni bir konu olan sağlık okuryazarlığı alanında yapılacak araştırmalar, ilişkili faktörlerin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak ve bu konuda yapılacak müdahalelere yol gösterecektir.
This study was carried out in a cross-sectional design in a textile factory in İzmir Çiğli Atatürk Organized Industrial Zone. In this study, 262 people out of 363 people who made up the research population participated, and the data of 256 people were evaluated as suitable for the study and formed the research group. Coverage is 70.5%. Ethics committee permission, scale usage permission and necessary permissions from the workplace and voluntary consent was obtained from the participants who accepted the study by informing them. Data were collected by using the form which consists of 70 questions, including 38 questions measuring the sociodemographic characteristics of the participants, their lifestyle and habits, health status and characteristics related to health service use, characteristics related to working life, occupational health and safety service use, and 32 questions measuring health literacy. SPSS 25.0 program was used in data analysis and p<0.05 was accepted as significance level. Mean, standard deviation, frequency and percentage distributions were calculated for the descriptive variables. In the evaluation of the relationship between categorically classified descriptive variables and scale scores, Kruskal Wallis, Mann Whinney U and Independent Samples T-test were used, and the relationship between measurement type variables and scale scores were evaluated with Spearman Correlation Test. The mean age of all participants was 38.5±8.0, and the male rate was 42.0%. In terms of educational status 22.3% of them are high school/vocational high school graduates and 48.4% of them are university graduates and their education level is higher than the average of Turkey. Marital status was stated as 68.1% married/living together. Our research group consists of the working population with a lower male ratio, a higher average age, a higher education level, and all of them have health and social security compared to the general population of Turkey. According to the results of the TSOY-32 scale, in which we evaluated the health literacy of our research group, the general health literacy level was determined as 9.0% insufficient, 43.4% problematic limited, 33.6% sufficient, 14.1% excellent. If we compare with European and Turkish health literacy researches, in general, a slightly lower level of health literacy than Europe and higher than Turkey has been determined. When we evaluate the insufficient and problematic limited level together, we can say that roughly half (52,4%) of the research group has insufficient health literacy. The ratios from inadequate to excellent health literacy in the treatment and service sub-dimension were 7.0%, 34.4%, 38.7%, 19.9%, in the sub-dimension of prevention of diseases and health promotion, 19.1%, 35.2%, 30.1%, 15.6% were detected. In our research, similar to the Turkish health literacy research, it is seen that the level of health literacy is lower in the sub-dimension of prevention of diseases and health promotion. Considering the scale processes, in the process of evaluating health-related information, restricted (insufficient and problematic-limited) health literacy was found at the highest level at 65.7% and was seen as the most problematic area. Variables related to health literacy were identified as age, educational status, perception of social status, perception of health status, physical activity status, and the first place to go when there is any health problem. When we look at the studies on health literacy in general, it is seen that health literacy is related to education level and socioeconomic status. It is thought that enabling individuals to complete basic formal education and reducing socioeconomic inequalities in society and facilitating access of disadvantaged individuals to health-related information resources and health services will be effective in increasing health literacy. Research in the field of health literacy, which is a relatively new subject, will provide a better understanding of the related factors and guide the interventions to be made in this regard.