Behçet hastalığında plazma homosistein düzeyleri
Küçük Resim Yok
Tarih
2001
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/closedAccess
Özet
ÖZET Bu çalışmada, Behçet Hastalığın'da plazma homosistein düzeylerinin, tromboz oluşumuna katkıda bulunup bulunmadığının araştırılması amaçlanmıştır. Uluslararası Behçet Hastalığı Çalışma Grubu kriterlerini karşılayan 84 Behçet olgusu (E/K:54/30, ort yaş 36±9) çalışmaya alınmıştır. Tüm Behçet olguları, venöz tromboz öyküsü açısından dikkatle sorgulanmış, tromboz öyküsü olanlar ve olmayanlar olmak üzere iki grupta incelenmiştir. Yaş ve cinsiyet açısından Behçet olgularıyla uyumlu 36 sağlıklı kontrol (E/K:23/13) de çalışılmıştır. Plazma homosistein düzeylerini etkileyebilecek patolojiler dışlanmıştır. Metotreksat (MTX) kullanımı hiperhomosisteinemiye yol açabildiğinden, haftalık MTX kullanmakta olan, yaş açısından uyumlu 29 romatoid artritli (E/K: 5/24) olgu pozitif kontrol grubu olarak alınmıştır. Plazma açlık homosisteini, yüksek performanslı likid kromatografisi yoluyla ölçülmüştür. Veriler ki-kare ve Student t testi ile değerlendirilmiştir. En yüksek ortalama homosistein düzeyleri MTX grubunda (17.51±5.35fimol/L) saptanmıştır. Behçet olgularında sağlıklı kontrol grubuna göre (1 1.5±5.3u.mol/L, 8.81±3.1nmol/L; p<0.001) ortalama homosistein düzeyleri anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Tromboz öyküsü olan Behçet olgularında (31 olgunun 20'si, %64) olmayanlara göre (%9) anlamlı derecede yüksek homosistein düzeyleri saptanmıştır. Trombotik Behçet olguları ve MTX grubu arasında ortalama homosistein düzeyleri açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır. Diğer yandan, non-trombotik Behçet olguları ve sağlıklı kontrol arasında anlamlı bir fark gözlenmemiş (p>0.05), tromboz sonrası geçirilen süre ile homosistein düzeyleri arasında da ilişki saptanmamıştır. Sonuç olarak, homosistein düzeyleri, tromboz öyküsü olan Behçet hastalarında, olmayan gruba göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Trombozu olmayan Behçet olguları ile sağlıklı kontrol grubunun benzer homosistein kan düzeylerine sahip oluşu, bu iki Behçet alt grubundaki farkın trombotik olaydan kaynaklandığınıdüşündürmektedir. Bu olgular, başlangıçtan beri mi hiperhomosisteinemik olgular idi, bilmiyoruz. Non-trombotik grupta yalnızca iki olgunun hiperhomosisteinemik oluşu bu varsayımı desteklememesine karşın, bu olguların trombotik olay gelişimi açısından izlenmesinin ışık tutucu olacağını düşünüyoruz. Hiperhomosisteinemi, tromboz gelişimine katkısı olabilen faktör V Leiden mutasyonu gibi faktörlerden farklı olarak düzeltilebilir bir risk faktörü olduğundan, hiperhomosisteineminin tedavisi, BH'nda tromboz oluşumunun önlenmesi ve progresyonu açısından yararlı olabilir
Açıklama
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Anahtar Kelimeler
Romatoloji, Rheumatology