Dilate kardiyomiyopatide kantitatif miyokardiyal fibrozisin potansiyel bir prediktif belirteci olarak serum tenascin-C düzeyi
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2015
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
GİRİŞ: DKM hastalarında miyokardiyal fibrozis boyutları hastalığın prognozunun ve tedaviye yanıtın belirlenmesinde önemli bir öngördürücüdür. Miyokardiyal fibrozis tanısında altın standart yöntem EMB olmasına karşın, örneklem sayısının kısıtlılığı ve örneklem alınan endomiyokardiyum bölgelerinin heterojenitesi nedeniyle global fibrozisi göstermede kısıtlıdır ve invazif bir yöntemdir. KMR bu kısıtlılıkları aşmakta ve tüm miyokardın değerlendirilmesine olanak sağlamaktadır. Özellikle kantitatif fibrozis ölçümü fibrozis boyutlarının değerlendirilmesinde anlamlı sonuçlar vermektedir. DKM hastalarında yapılan birçok çalışmada TN-C glikoproteininin miyokardda devam etmekte olan fibrozisin bir belirteci olduğu saptanmıştır. Yine DKM'li hastaların EMB örneklerinde fibrozisi saptamada TN-C anlamlı sonuçlar vermiştir. TN-C ile miyokardiyal fibrozis arasında kısıtlı hasta sayısı ile kısıtlı sayıda çalışma mevcuttur. Dahası bu çalışmaların hiçbirinde miyokardiyal fibrozisin güvenilir ve kantitatif olarak saptandığı KMR ile değerlendirme yapılmamıştır. Bu bulgulardan yola çıkarak planlanan çalışmamızda; DKM'de miyokardiyal fibrozisin boyutlarını öngörmede serum TN-C düzeylerinin potansiyel bir belirteç olarak kullanılabilirliğini saptamak amaçlanmıştır. GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmamıza KY polikliniğinde takip edilen 30 DKM hastası dahil edildi. Hastalardan alınan kan örneklerinde ELISA yöntemi ile serum TN-C düzeyleri ölçüldü. Ek olarak hastalara aynı vizit gününde KMR çekimi ve ekokardiyografi yapıldı ve rutin biyokimyasal ölçümleri yapıldı. Deneyimli uzman bir radyolog tarafından KMR görüntüleri kantitatif miyokardiyal fibrozis açısından değerlendirildi. Bu bağlamda miyokardda devam eden fibrotik süreci gösteren bir belirteç olan TN-C'nin serum seviyeleri ile KMR ile saptanan kantitatif miyokardiyal fibrozis boyutu ve diğer değişkenler arasında ilişki olup olmadığı araştırılmıştır. Tüm veriler uygun istatistiksel analizler sonrasında karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmamızda ortalama serum TN-C düzeyi 12.61 ± 8.31 ng/mL saptandı, literatür düzeylerinden daha düşük bir değerdi. KMR ile saptanan kantitatif miyokardiyal fibrozis ise ortalama %19.9 ± 23.8 saptandı, bu değer ise literatürle karşılaştırıldığında daha yüksekti. Bu sonuçlara göre 30 DKM hastamızda serum TN-C ve KMR ile saptanan kantitatif miyokardiyal fibrozis arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (r=0,018, p=0,925). Bu ilişkiye ek olarak; TN-C ile LVEF (r=-0,474, p=0,008), FS (r=-0,480, p=0,007), beta bloker kullanımı (kullananan hastalarda 14.37 ng/mL, kullanmayan hastalarda 25.67 ng/mL, p=0.035) ve CK (r=-0,428, p=0,021) arasında negatif yönlü; SPAP (r=0,509, p=0,004), MY (r=0,585, p=0,001), TY (r=0,414, p=0,023), NYHA fonksiyonel sınıfı (r=0,406, p=0,026), pro-BNP (r=0,666, p<0,001), LVDD (LVDD bulunan grupta ortalama serum TN-C düzeyleri daha yüksekti: 17.73 ng/mL/11.05 ng/mL, p=0.05), troponin (r=0,462, p=0,015), LDL (r=0,522 p=0,004) ve üre (r=0,531, p=0,003) arasında ise pozitif yönlü bir ilişki saptandı. Kantitatif miyokardiyal fibrozis ise D vitamini (r=-0,468, p=0,016) ile negatif yönlü ve LVDD (LVDD olan hastalarda ortalama kantitatif miyokardiyal fibrozis %18,08 iken LVDD olmayanlarda %10,35 saptandı, p=0.022) ile pozitif yönlü ilişkili saptandı. SONUÇ ve YORUM: DKM hasta grubunda serum TN-C ile KMR ile saptanan kantitatif miyokardiyal fibrozis miktarı arasında ilişki saptanmamıştır. Bu sonucu, TN-C'nin kronik fibrotik miyokard alanlarında değil, devam etmekte olan fibrotik miyokardiyumda ✹yani aktif inflamasyon alanında- rol aldığı şeklinde yorumlayabiliriz. Diğer bir olası yorum ise, TN-C'nin DKM'de direkt olarak miyokardiyumdan değil, miyokardiyumdaki inflamatuar sürece sekonder karaciğer, akciğer veya diğer bir organdan salgınalanıyor olabildiğidir. Serum TN-C'nin ayrıca DKM'nin ciddiyetini ve prognozunu belirleyen değişkenlerle korele olduğunu görmekteyiz. Böylece, TN-C ciddi KY✹yi ve kötü prognozu öngördürebilir. Bu noktada, TN-C'nin kötü kardiyovasküler prognozla nasıl ilişkili olduğu sorusu tartışılmalıdır, çünkü miyokardiyal fibrozis miktarı ile bir korelasyon saptanmamıştır. Olası açıklama; toplam fibrozis miktarı ile ilişkili olmasa dahi, devam etmekte olan fibrozisle ilişkili olabileceğidir. Ayrıca, miyokardiyumdaki inflamasyona sekonder akciğer ve karaciğerden salgılanabildiğine göre, sekonder pulmoner hipertansiyon gibi nedenlerle de kötü prognozla ilişkili olabilir. Ancak, çalışmamızdaki hastalarda serum TN-C düzeyinin literatüre göre daha düşük olduğunun da altını çizmemiz gerekmektedir. Böylece, optimal medikal tedavi altındaki stabil DKM hastalarında, ciddi ve kötü prognostik faktörlere sahip KY bulunsa dahi serum TN-C'nin normal saptanabileceğini de unutmamak gerekir. Bu çalışma TN-C'nin miyokardiyal fibrozis miktarı ile ilişkisini gösteren ilk çalışmadır. Çalışmanın sonuçlarının bu konudaki literatür verilerine katkı sağlayacağını düşünmekteyiz. Ancak, bu ilişkinin daha doğru değerlendirilebilmesi için geniş hasta popülasyonu ile ileri çalışmalar gerekmektedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Dilate kardiyomiyopati, Tenascin-C, Kardiyak MR, miyokardiyal fibrozis, prediktör., Dilated cardiomyopathy, Tenascin-C, Cardiac MRI, myocardial fibrosis, predictor.