Diffusion tensor imaging in brain tumors: The role of fractional anisotropy values

Küçük Resim Yok

Tarih

2019

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Aim: To evaluate the role of Fractional anisotropy (FA) values obtained from diffusion tensor magnetic resonance imaging (DTI) in the differentiation and grading of brain tumors. Materials and Methods: This study examined the conventional and diffusion tensor MR imaging findings of twenty-seven patients diagnosed with brain tumors between 2008 and 2010. Patients were divided into four groups based on tumor types; meningiomas, low-grade gliomas, high-grade gliomas, and metastases. Fractional anisotropy (FA) values were then obtained from the solid components and (if present) peritumoral vasogenic edema of the tumors for each patient by using the region of interest (ROI) method. Finally, the patient groups were analyzed in terms of any statistically significant differences. Results: The FA values obtained from the solid portions and peritumoral edema of meningiomas were found to be higher than those of all other groups (p<0.015). Moreover, the FA values of high-grade gliomas were found to be higher than those of low-grade gliomas (p=0.042). Finally, no statistically significant difference was observed between high-grade gliomas and metastases in terms of the FA values of solid components and peritumoral edema. Conclusion: The determination of FA values among DTI results can be a useful method for differentiating brain tumors such as meningioma, low-grade glioma, high-grade glioma, and metastasis, as the treatment protocols and prognoses of each may differ. Moreover, FA values may contribute preoperatively to the differentiation of brain tumors in multimodal brain tumor imaging. It would be useful to use diffusion tensor imaging in conjunction with conventional MRI in the imaging of brain tumors.
Amaç: Beyin tümörlerinin evrelenmesi ve ayrımında difüzyon tensör manyetik rezonans görüntüleme ile elde edilen fraksiyonel anizotropi değerlerinin katkısını araştırmak. Gereç ve Yöntem: 2008 ve 2010 yılları arasında beyin tümörü tanısı almış ve bölümümüzde konvansiyonel MRG ve difüzyon tensör görüntüleme yapılmış 27 olgu retrospektif olarak tarandı. Olgular menenjiom, düşük dereceli ve yüksek dereceli gliomlar ile metastazlar olmak üzere 4 gruba ayrıldı. Her olguda tümörün solid komponentinden ve peritümöral ödem barındıranlarda vazojenik ödem sahasından ROI (region of interest) yöntemi kullanılarak FA değerleri ölçüldü. Gruplar arasında anlamlı farklılık olup olmadığı istatistiksel yöntemlerle analiz edildi. Bulgular: Tüm tümör grupları karşılaştırıldığında; menenjiomların solid komponentinin ve peritümöral ödeminin FA değeri diğer gruplara oranla istatistiksel anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0.015). Düşük ve yüksek dereceli gliomlar kıyaslandığında ise yüksek derecelilerin FA değeri düşük derecelilere göre anlamlı yüksek bulundu (p=0.042). Yüksek dereceli gliom grubu ile metastazların karşılaştırılmasında ise gerek solid kısımlar arasında gerekse peritümöral ödem sahasında FA değerlerinde anlamlı farklılık saptanmadı. Sonuç: Difüzyon tensör manyetik rezonans görüntüleme ve kantitatif FA ölçümü tedavi ve prognozu farklılıklar gösteren menenjiom, metastaz, düşük ve yüksek dereceli glial tümörlerin ayrımında faydalı bir yöntem olabilir. Beyin tümörlerinin görüntülenmesinde konvansiyonel MR görüntüleri ile birlikte difüzyon tensor görüntülemenin kullanılması faydalı olacaktır.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

[No Keywords]

Kaynak

Ege Tıp Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

58

Sayı

3

Künye