Çekirdek enflasyonun ölçülmesinde alternatif yaklaşımlar
Yükleniyor...
Tarih
2009
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Bu çalışmada çekirdek enflasyon ölçülerinin Türkiye için alternatif yöntemler çerçevesinde hesaplanması ve en iyi çekirdek göstergelerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Enflasyonun uzun dönemli patikasını yansıtan, güvenilir çekirdek enflasyon göstergelerinin hesaplanması Türkiye açısından büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü 2006 yılından itibaren uygulanmakta olan açık enflasyon hedeflemesi stratejisi, para otoritelerinin enflasyondaki kısa dönemli şoklardan çok, uzun dönemli yapısal değişmelere tepki vermesini gerektirmektedir. Bu amaçla enflasyonun uzun dönemli trendini temsil eden çekirdek enflasyon göstergeleri istatistiksel ve ampirik yöntemler kullanılarak Türkiye için hesaplanmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde çekirdek enflasyonun ölçülmesinde istatistiksel yöntemler ele alınmıştır. İlk olarak uygulamada birçok merkez bankası tarafından kullanılan enerji ve mevsimsel gıda kalemlerinin dışlandığı basit dışlama yöntemleri üzerinde durulmuştur. Daha sonra belirli bileşenlerin arz şoklarının kaynağı olduğu varsayımına dayanan bu yöntemin eksikliği dikkate alınarak, tüm bileşenlerin değişkenliklerinin tersi ile ağırlandırılmasına dayanan Edgeworth endeksleri hesaplanmıştır. Cutler (2001) tarafından geliştirilen, ağırlıkların otoregresif bir model çerçevesinde hesaplandığı süreğen ağırlıklı enflasyon birinci bölümde dikkate alınan diğer bir yöntemdir. Dışlamaya ve yeniden ağırlıklandırmaya dayalı yöntemler, enflasyonun hesaplanmasında kullanılan bileşenlerin yatay kesit dağılım özelliklerini dikkate almamaktadır. Nitekim hesaplanan çarpıklık ve basıklık istatistikleri enflasyon bileşenlerinin basık ve sağa çarpık olduğunu dolayısıyla normal dağılmadığını, merkezi eğilim ölçüsü olarak ağırlıklı ortalamanın enflasyonun etkin bir tahmin edicisi olmadığını göstermektedir. Bu nedenle çekirdek enflasyonun hesaplanmasında, bileşenlerin yatay kesitsel dağılımını dikkate alan dirençli (robust) tahmin yöntemleri kullanılmıştır. Dirençli tahmin yöntemleri yatay kesit dağılımın dışa düşen uç değerlerinin kırpılmasına dayanmaktadır. Bu çalışmada önceki çalışmalardan farklı olarak dağılımın kronik sağa çarpıklığı dikkate alınmış, her iki kuyruktan farklı oranlarda kırpmaya izin veren çekirdek göstergeler asimetrik, Jarque-Bera ve MAD kırpılmış ortalamalar Türkiye için ilk defa hesaplanmıştır. Çalışmanın diğer özgün bir tarafı da çekirdek enflasyonun ölçülmesinde ampirik yöntemlerin ilk defa kullanılmasıdır. Bu amaçla ikinci bölümde ilk olarak çekirdek enflasyonun paranın miktar teorisinden türetildiği P-star yaklaşımı dikkate alınmıştır. Daha sonra makroekonomik değişkenler arasındaki ilişkilerin tanımlandığı SVAR modelleri tahmin edilmiş, uzun dönemli etki matrislerine konulan iktisadi kısıtlarla enflasyonun kalıcı ve geçici kısımları birbirinden ayrıştırılmıştır. Ampirik kısımda son olarak enflasyonun alt bileşenlerinin yer aldığı bir dinamik faktör modeli kurularak, bileşenlerin ortak davranışını temsil eden bir çekirdek enflasyon serisi türetilmiştir. Üçüncü bölümde istatistiksel ve ampirik yöntemlerle hesaplanan çekirdek enflasyon göstergeleri sapmasızlık, dayanıklılık, zamanlılık ve öngörü gücü gibi sağlamaları gereken kriterler bağlamında karşılaştırılmıştır. Önceki çalışmalarda çekirdek enflasyon oranlarının karşılaştırılmasında sadece bir ölçüt dikkate alınırken, çalışmamızda yukarıdaki kriterlerin sağlanıp sağlanmadığı hem istatistiksel hem de ampirik yöntemler ile ayrıntılı olarak ortaya konmuştur. Varyans ağırlıklı ve çift ağırlıklı çekirdek enflasyon göstergeleri hariç tüm istatistiksel göstergeler zamanlı ve dayanıklıdır. Buna karşın ampirik yöntemlere dayalı göstergeler modele yeni değişken ve gözlemin eklenmesine duyarlı olduğu için dayanıksızdır. Sözü edilen göstergeler tahminde kullanılan çıktı gibi fiyat dışı değişkenlere anında ulaşılamamasından ötürü zamanlılık koşulunu da karşılayamamaktadır. Çekirdek enflasyonların karşılaştırılmasında kullanılan bir diğer ölçüt toplam enflasyonu öngörebilme güçleridir. Başta Jarque-Bera enflasyon ve ağırlıklı medyan olmak üzere dirençli çekirdek enflasyonların çoğu, dışlamaya dayalı çekirdek enflasyonlardan daha iyi bir öngörü gücüne sahiptir. Ampirik göstergeler, diğer kriterlerde olduğu gibi öngörü gücü açısından dışlamaya dayalı göstergelerin gerisinde kalmıştır. Tüm kriterler genel olarak değerlendirildiğinde; dirençli yöntemlerin, ampirik yöntemlere göre daha başarılı olduğu anlaşılmaktadır. Jarque-Bera enflasyon test edilebilir kriterlerin tümünden geçmiştir. Diğer dirençli ölçülerden ağırlıklı medyan, yüzde 25 asimetrik kırpılmış ortalama ve MAD enflasyon da yapılan testlerin çoğunda dışlamaya dayalı enflasyonlardan daha anlamlı sonuçlar vermiştir. Bu durum, başta Jarque-Bera enflasyon olmak üzere, dirençli çekirdek enflasyonları dışlamaya dayalı göstergeler yanında TCMB tarafından dikkate alınabilecek önemli göstergeler haline getirmektedir. Çalışmanın dördüncü ve son bölümünde karşılaştırma kriterleri açısından en iyi performansı gösteren Jarque-Bera enflasyon, petrol fiyatlarından enflasyona geçiş etkisinin analizinde toplam enflasyon ve TCMB tarafından kullanılan enerji ve gıda fiyatları hariç enflasyon ile karşılaştırmalı olarak kullanılmıştır. Buradaki amaç çekirdek enflasyon göstergelerinin dışsal şoklara daha az tepki verip vermediğinin ortaya konmasıdır. Geçiş etkisinin girdi çıktı tabloları ve doğrusal modellerle araştırıldığı diğer çalışmalardan farklı olarak yüksek enflasyondan düşük enflasyon rejimine geçişin parametreler üzerindeki etkilerini de hesaba katan MSVAR modelleri tahmin edilmiş ve rejim bağımlı etki tepki analizleri gerçekleştirilmiştir. Tahmin sonuçları 2001 krizi sonrası yapısal kırılma nedeni ile doğrusal modellemenin geçersiz olduğunu, yüksek ve düşük enflasyon olmak üzere iki farkı rejimin geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Analiz döneminde ithal petrol fiyatları ile enflasyon arasında doğrudan bir ilişkiye rastlanmamıştır. Söz konusu bulgu aynı ilişkinin araştırıldığı Berument ve Taşçı (2002) ve Kibritçioğlu ve Kibritçioğlu (1999) ile paraleldir. Ancak doğrusal VAR yönteminin kullanıldığı Kibritçioğlu ve Kibritçioğlu (1999)’dan farklı olarak çalışmamızda akaryakıt fiyatları ile enflasyon arasında yüksek enflasyon rejiminde güçlü bir ilişki bulunmuştur. Phillips eğrilerinin toplam ve çekirdek enflasyon oranları için tüm parametrelerde ve hata terimlerinin varyansında değişmeye izin veren tek denklemli 2 rejimli model (MSIAH) yardımı ile tahmin edildiği MSVAR modellerinde akaryakıt fiyatları düşük enflasyon rejiminde tüm Phillips eğrileri için anlamsız bulunmuştur.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
İktisat Teorisi A.B.D.