Düşük dansiteli lipoproteinlerin (LDL) oksidatif modifikasyonu ve asetaminofen ile ilişkisinin araştırılması

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2004

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Ateroskleroz, patogenezinde arter duvarındaki oksidatif hasarın yer aldığı, kronik, inflamatuar bir süreçtir. Düşük dansiteli lipoproteinlerin (LDL) oksidatif modifikasyonunun, ateroskleroz patojenezinde önemli bir rol oynadığı ileri sürülmektedir. Plasma LDL düzeyindeki artışın ateroskleroz gelişiminde başlıca risk faktörü olduğu kabul edilmektedir. Bu süreci başlatan basamakların henüz tam olarak anlaşılamamış olmasına karşın, LDLʼnin oksidatif modifikasyonu, aterosklerotik lezyon glişiminde en erken basamak olarak düşünülmektedir. Okside LDL molekülleri, makrofajların çöpçü (scanvenger) reseptörleri aracılığıyla hücre içine alınıp, aterosklerotik lezyonların erken göstergesi olan köpük hücrelerinin oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Yaygın olarak kullanılan analjezik ve antipiretik bir ilaç olan asetaminofen, belirli deneysel koşullar altında, antioksidan özellikler göstermektedir. Asetaminofenin, LDL oksidasyonu üzerindeki etkisine ilişkin çelişkili sonuçlar bulunmaktadır. LDLʼnin in vitro oksidasyonunun asetaminofen varlığında azaldığı bildirilmiş ve asetaminofenin bu etkisini serbest radikalleri yakalayarak gösterdiği ileri sürülmüştür. Diğer taraftan, asetaminofenin MPO aracılığı ile LDLʼnin in vitro oksidatif modifikasyonunda bir katalizör olarak etki gösterdiği de bildirilmiştir. Bu çalışmanın amacı, hiperkolesterolemi oluşturulan tavşanlarda, LDL oksidasyonu üzerine asetaminofenin in vivo etkilerinin araştırılmasıdır. LDLʼnin oksidatif modifikasyonu TBARS, konjuge dien tayinleri ve agaroz jel elektroforezi ile belirlenmiştir. Sekiz hafta süreyle % 1g kolesterol içeren bir diyet ile beslenen kolesterol grubunda, plazma ve izole LDL örneklerinde TBARS düzeyleri kontrol grubuna göre anlamlı olarak yükselmiştir (p<0.05). Bu gruba ait izole LDL örneklerindeki konjuge dien düzeyleri de kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0.05). Bunlara ek olarak, bu grubun izole LDL örneklerinin (okside LDL), agoraz jel elektroforezinde kontrol grubu LDL örneklerine göre daha hızlı hareket ettikleri gözlenmiştir. Gavaj yoluyla günde 200 mg asetaminofen uygulanan kolesterol + asetaminofen grubunda ise, plazma ve izole LDL TBARS düzeyleri ve konjuge dienler kolesterol grubuna göre anlamlı olarak azalmıştır (p<0.05). Bu gruptan izole edilen LDL örneklerinin agaroz jel elektroforezindeki elektroforetik hareketi kontrol grubu LDL örneklerine benzer bulunmuştur. Çalışmanın in vitro bölümünde, izole LDL örneklerinin Cu++ iyonları ile okside olduğu ve bu oksidasyonun asetaminofen varlığında azaldığı gösterilmiştir. DPPH yöntemi ile, asetaminofenin 200 Μm konsantrasyonda % 50 radikal yakalama yeteneğinde olduğu gösterilmiştir. Elde ettiğimiz bulgular, asetaminofenin antioksidan özelliğinden dolayı, in ivvo ve in vitro, LDLʼnin oksidatif modifikasyonunu kısmen önlediğini göstermektedir. Asetaminofenin antioksidan özelliklere sahip olması, aterosklerozun gelişimi ve ilerlemesinin önlenmesinde terapötik bir önem taşıyabilir ancak bu konuda daha ileri çalışmalara gereksinim vardır.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

LDL oksidasyonu, ateroskleroz, asetaminofen, hiperkolesterolemi, tavşan, Oxidation of LDL, atherosclerosis, acetaminophen, hypercholesterolemia, rabbits, Biyokimya (Eczacılık) A.B.D.

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye