Stres üriner inkontinans oluşturulan dişi ratlarda testosteron tedavisinin, ürodinamik bulgulara ve pelvik taban kaslarının histopatomorfolojisine etkisi
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2009
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Stres üriner inkontinans (SUİ) detrüsor kontraksiyonu olmaksızın intraabdominal basınç artışı ile intravezikal basıncın üretral direncin üstüne çıkması ve mesaneden üretraya istemsiz idrar kaçışıdır. Kadınlarda 15–64 yaşları arasında SUİ prevelansı %10–%30 arasında değişim göstermektedir. Pelvik taban kaslarındaki hasar veya zayıflık SUİ ve pelvik organ prolapsusuna yol açabilmektedir. Levator ani kası pelvik desteğin ana yapısıdır. Çünkü pelvik organlar ve intraabdominal basıncı karşılayan, ligamanlar ve fasyalar üzerine devamlı bir yükün gelmesi halinde oluşacak esneme ve kırılmaları önleyen yapı olarak çok önemli göreve sahiptir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda androjenlerin pelvik taban ve alt üriner sistem rahatsızlıklarında potansiyel rol oynayabileceği gösterilmiştir. Bu anatomik yapılarda yer alan kasların, özellikle levator ani ve üretral sfinkterin androjenlere sensitif olduğu izlenmiştir. Bu çalışmada deneysel stres üriner inkontinans oluşturulan ratlarda testosteronun ürodinamik bulgulara ve pelvik taban kaslarının histopatomorfolojisine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla toplam 28 adet Sprague Dawley cinsi, ağırlık ortalaması 200-250 g olan, erişkin dişi ratlar çalışmaya alındı. Ratlar temel olarak 4 farklı gruba randomize edildi. Tüm hayvanların siyatik sinir kesisi ve ürodinamik inceleme öncesi kiloları tartılarak, kilo farkı kaydedildi. Grup I: SUİ oluşturulup 30 gün sonra İM testosteron undekanoat uygulanan grup (Sayı=8) Grup II: SUİ oluşturulup aynı seansta İM testosteron undekanoat uygulanan grup (Sayı=8) Grup III: İlaç-kontrol–İSU oluşturulup 30 gün sonra İM salin enjekte edilen grup (Sayı=7) Grup IV: Cerrahi-kontrol-Sham grubu (uygulanan cerrahi işlemin testler üzerinde etkisi olup olmadığını gösteren kontrol grubu) (Sayı=5). Çalışmada deneysel SUİ modelinde testosteronun tedavi edici ve preventif rolünü objektif olarak ortaya koymak için levator ani kası histopatomorfolojik değerlendirilmesi ve ürodinamik inceleme gerçekleştirilmiştir. Çalışmamızda uzun etkili testosteron preparatı–testosteron undekanoat–kullanılmıştır. Testosteron undekanoatın yarılanma ömrü ortalama 53 gün kabul edildiği için biz de çalışmamızda değerlendirmeler testosteron verildikten 60 gün sonra yapılmıştır. Her grupta levator ani kasının enine kesit alanı morfometrik olarak değerlendirilmiştir. Bundan başka siyatik sinir kesisini göstermek amacıyla körleme olarak hasarlanma derecesine de bakılmıştır. Çalışmada sham grubunda (Grup 4-bilateral sinir kesisi yapılmayan grup) myofiber enine kesit alanı diğer grupların hepsinden istatistiksel olarak yüksek saptanmıştır (p<0.001). Bununla beraber, Grup 1’de (testosteronun tedavi edici etkisini gösteren grup) ve Grup 2’de (testosteronun preventif etkisini gösteren grup) kontrol grubuna nazaran bu değer istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur (p<0.001). Grup 1 ve Grup 2 ‘nin karşılaştırılması sonucunda ise ikincide myofiber kesit alanı istatistiksel olarak daha yüksek saptanmıştır (p<0.05). Karşılaştırma yapılan diğer parametre ürodinami yapılarak LPP değerinin ölçülmesi idi. Bu değere bakıldığında Grup 1, 2 ve 4’te LPP istatistiksel olarak Grup 3’ten daha yüksek saptandı. Dolayısıyla, sinir kesisi yapılmayan (sham) ve testosteron verilen ratlarda (preventif ve tedavi amaçlı) LPP değerinin yüksek olması pelvik tabandakı direncin ve idrar kaçışına engelin de yüksek olduğuna işaret etmektedir. Grup 1, 2, 4’ün karşılaştırmasında ise istatistiksel anlamlı farkın saptanmaması testosteronun verilmesi hiç siyatik sinir kesilmeyen grupla benzer şekilde kontinansı sağladığını göstermektedir. Yukarıda belirtilen temel iki parametre dışında gruplara arasında deney öncesi ve sonu ağırlık farkı, serbest testosteron düzeyi ve siyatik sinirin kaudal kısmının hasar derecesi karşılaştırılan diğer parametreler idi. Kilo artışı testosteron verilen gruplarda yüksek saptansa da bu fark istatistiksel olarak doğrulanmadı. Yine de bu farkın olması testosteronun anabolik etkisinden kaynaklandığını düşündürmüştür. Grup 1 ve 2 ‘de kanda serbest testosteron düzeyinin yüksek saptanması da testosteronun verildiğine dair bir kanıt olarak kabul edilmiştir. Diğer parametreye gelindiğinde ise siyatik sinirin kaudal kısmının hasarlanması, ve bu hasarın sinir kesisi uygulanan grupta istatistiksel olarak belirgin yüksek olması sinir kesisinin gerçekleştirildiğine dair bir kanıt olarak nitelendirilmiştir. Çalışmamızda SUİ patogenezinde levator ani kasının önemi vurgulanmakla beraber testosteronun deneysel SUİ modelinde hem preventif hem de tedavi edici etkiye sahip olduğu gösterilmiştir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Üroloji A.B.D.