Orbikularis okuli refleksi

Küçük Resim Yok

Tarih

1996

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Ege Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

113 ÖZET Amaç: Göz Kırpma Refleksi (GKR), değişik bölgelere farklı stimuluslar uygulanarak elde edilebilir. Doğal veya yapay stimuluslarla oluşan refleks yanıtlar, her iki Orbikularis Okuli Kası (OOK)'nm istemsiz kontraksiyonlan sonucu ortaya çıkar. Bundan dolayı OOK'larmda meydana gelen bu refleks yanıtlar için Orbikularis Okuli Refleksi (OOR) terimi kullanılmıştır. Korneaya direkt temas ve korneaya hava üflenmesi, öteden beri bilinen Kornea Refleksi (KR) yanıtına sebep olurlar. KR ile ilgili şimdiye kadar değişik çalışmalar yapılmıştır. Ancak insanlarda korneanın hava üflenmesi yoluyla uyartılması sonucu standart hale getirilmiş herhangi bir çalışma yoktur. Aynı şekilde dış kulak yolunun gerek ses ve gerekse mekanik uyaranlarla uyarılması hususunda bir kaç çalışma olmasına rağmen, dış kulak yoluna hava üflenmesi ile ilgili herhangi bir çalışma şimdiye kadar Mdirilmemiştir. Dış kulak yoluna hava üflenmesinin eksteroseptif ya da işitmeyle ilgili olup olmadığı bilinmemektedir. Korneanın hava üflenmesi ve korneanın direkt temas yoluyla uyarılması sonucu elde edilen yanıtlar arasında kesin bir ilişki olup olmadığım bildiren herhangi bir çalışma da yoktur. Yukarıdaki soruları yanıtlamak ve yeni yöntemleri standart hale getirmek amacıyla; normal deneklerde korneaya direkt temas, korneaya hava üflenmesi ve dış kulak yoluna hava üflenmesi sonucu oluşan OOR arastoılmıştır. Aynı zamanda karşılaştırma yapmak amacıyla elektrik uyaranla konvansryonel GKR çalışılmıştır. Ayrıca dış kulak yoluna hava üflenmesinin işitmeyle ilgili olup olmadığım test etmek için işitme özürlü bir grup da çalışmaya alınmıştır. Normal Kontrol Grubu (NKG)'una ek olarak; bu refleks114 yanıtların Talamik Hematom (TH), Bell paralizisi veya Periferik Fasryal Paralizi (PFP), Multipl Skleroz (MS), Hemisferik Strok (HS) ve Vertebrobazüer Strok (VBS) olan olgularda da araştırılması amaçlanmıştır. Materyal ve metod: Sağlıklı ve gönüllü NKG olarak ortalama yaş 40,8 (19-70) olan 21 (K, E) kişi ve işitme özürlü ohıp diğer nörolojik bakısı normal, ortalama yaş 12,7 (10-16) olan 10 (5K, 5E) kişilik iki grupta değişik stimuluslar kullanılarak OOK'larmda oluşan refleks yanıtlar kayıt edilmiştir, özel yapılmış düzeneklerle her bir kornea ve dış kulak yoluna sırasıyla 10 ve 20 mi kadar hava üflenmiş ve yine özel hazırlanmış bir düzenek vasıtasryla her bir kornea direkt temas yoluyla uyarılmıştır (işitme özürlü grupta direkt temas çalışılmamıştır). Ayrıca karşılaştırma yapmak amacıyla elektrik uyaran kullanılarak klasik olarak bilinen Rl ve R2 komponentlerinden oluşan GKR de çalışılmıştır. Tüm testler, her bir olgu için tek oturumda yapılmıştır. Değişik yöntemlerle yapılan bu çalışmada, her bir taraf en az dört kez uyarılmış ve bilateral elde edilen yanıtların ortalama latans ve amplitüdleri saptanmıştır. Yanıtların süreleri çok değişken olduğu için yanıtların süreleri ile ilgili ölçümler yapılmamıştır. İşitme özürlü grupta ek olarak BAEP çalışması da yapılmıştır. Aynı yöntemlerle NKG'una ek olarak çalışmaya alınan değişik hastalık gruplarının adları, toplam olgu sayılan ve ortalama yaşlan sırasıyla; TH grubu 15 (9K, 6E) kişi ve grubun ortalama yaşı 57.3 (29-85), PFP grubu 12 (6K, 6E) kişi ve grubun ortalama yaşı 24.4 (9-44), kesin tam almış MS grubu 12 (9K, 3E) kişi ve grubun ortalama yaşı 30.15 (20-40), HS (infârkt) grubu 9 (3K, 6E) kişi ve grubun ortalama yaşı 62 (33-75), VBS (infarkt) grubu 9 (2K, 7E) kişi ve grubun ortalama yaşı 50,8 (24-75) idi Çalışmaya alınan hastalık gruplarında akut olayın başlangıcı115 ile testlerin yapıldığı zaman arasında geçen süre sırasıyla; TH grubu için 10 (2 - 30) gün, PFP grubu için 2.17 (1 - 3) gün, HS grubu için 11.6 (6 - 28) gün ve VBS grubu için 12.5 (1 - 32) gündü. Akut atak olarak değerlendirilip MS kesin tanısı alan olgularla ilgili testler, kliniğe yatış tarihinden sonraki ilk iki hafta içerisinde yapılmıştır. Tüm olgulardan elde edilen yanıtlarla ilgili istatistiksel analizler, SPSS'nin student t testi ve Wilcoxon testleri ile yapılmıştır. Sonuçlan NKG'unda sol veya sağ taraf uyanmryla elde edilen ipsilateral ve kontrlateral yanıtların ipsilateral ve kontrlateral olarak karşılaştırılmalarında istatistiksel olarak herhangi bir fark bulunmadığı (p>0.05) için tüm ipsilateral ve kontrlateral yanıtlar, ipsilateral ve kontrlateral olarak bir araya getirilmiştir. NKG' undan ipsilateral ve kontrlateral elde edilen yanıtların ortalama latansları (ms) sırasıyla; korneanın hava ile uyarılmasında 41,99+0,90 (SD: 5,86) ve 49,39+1,05 (SD: 6,79), dış kulak yolunun hava üflenmesi ile uyarılmasında 51,83+1,41 (SD: 9,18) ve 56,05±1,26 (SD: 8,18), korneanın direkt temas yoluyla uyarılmasında 41,70+0,95 (SD: 5,23) ve 49,13±1,18 (SD: 1,18) ve elektrik uyaranla R2 yanıtları ise 30,92±0,52 (SD: 3,40) ve 32,67±0,58 (SD: 3,76) saptanmıştır. İşitme özürlü gruptan normal KR ve GKR elde edilirken, dış kulak yoluna hava üflenmesi ile farklı sonuçlar saptanmıştır. BAEP çalışmasında, uzamış ve bozuk konfigürasyonlu V. beyin sapı işitsel potansiyeli elde edilen dört kişinin OOK'lanndan uzamış latansh yanıtlar elde edilirken, BAEP çalışmasında herhangi bir yanıt saptanmayan diğer altı kişide ise dış kulak yoluna hava üflenmesi ile116 bilateral hiç bir yanıt elde edilmemiştir. Bu sonuçlar, dış kulak yoluna hava liflenmesinin daha çok işitme ile ilgili olduğunu göstermiştir. Bundan dolayı dış kulak yoluna hava üflenmesi sonucu elde edilen refleks yanıta Kokleopalpebral Refleks (KPR) adı verilmiştir. HS ve MS gruplarından elde edilen sonuçlarla, NKG'ndan elde edilen sonuçlar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (P> 0,05). Ancak HS grubunda %50 ve MS grubunda %20 üzerinde anormallikler olduğu görülmüştür. TH grubunda; hem korneaya hava üflenmesi hem de korneya direkt temas ile sağlam taraf uyarılması sonucu (tüm olgulardan bilateral yanıtlar elde edilmiştir) ipsilateral elde edilen yanıtlar NKG ile benzer bulunurken (p>0.1), kontrlateral elde edilen yanıtlar farklı (p<0.05) bulunmuştur (efferent tipte anormal yanıt). Oysa lezyon olan tarafın uyarılması sonucu (korneya hava üflenmesinde iki kişide lezyon tarafında ve dört kişide sağlam tarafta, korneanın direkt temas ile uyarılmasında altı kişide bilateral olarak yanıtlar kayıt edilememiştir) bilateral elde edilen yanıtlar NKG' undan farklıdır (p<0.05) (afferent tipte anormal yanıt). TH grubunda sağlam tarafta SOS'in uyarılması ile tüm olgulardan normal Rl ve R2 yanıtlan elde edilmiştir (p>0.5). Halbuki lezyon olan tarafta SOS'in elektrikle uyarılması sonucu (iki olguda Rl yanıtı elde edilememiştir) lezyon tarafından elde edilen Rl (p<0.05) ve R2 (p<0.01) yanıtlan ile NKG arasında farklılık varken, sağlam taraftan elde edilen R2 yanıtlan için herhangi bir fark söz konusu değildir (p>0. 1). TH grubunda dış kulak yoluna hava üflenmesi ile daha fazla sayıda anormal yanıt ortaya çıkmıştır (sağlam tarafın uyarılmasında ipsilateral üç ve kontrlateral yedi kişi, lezyon olan tarafın uyarılmasında on üç kişide bilateral yanıtlar kayıt edilememiştir).117 PFP olgularında tipik efferent lezyonla uyumlu yanıtlar elde edilmiştir. Komeya hava üflenmesi ve korneya direkt temas sonucu lezyon tarafinda beş kişide yanıt alınmamıştır. Oysa lezyon tarafinda Rl yanıtlan dokuz kişide ve R2 yanıtları ise yedi kişide kayıt edilememiştir. Dış kulak yoluna hava üflenmesinde de sekiz kişide lezyon tarafinda yanıt alınamamıştır. Tüm yöntemlerle PFP'K grupta paretik taraftan elde edilen yanıtların normal tarafa göre belirgin amplitüd düşüklüğü ve latans gecikmesi olduğu saptanmıştır (p<0.01). VBS grubunda ise tüm yöntemlerle hem afferent hem de efferent tipte %50'nin üzerinde anormal yanıtlar kayıt edilmiştir. PFP'K grupta SOS'in elektrikle uyarılmasında daha fâzla sayıda yanıt elde edilmemiş olmakla beraber diğer hastalık gruplarında SOS'in elektrikle uyarılması sonucu saptanan anormallikler, KR ve KPR çalışmalarında saptanan anormalliklere göre daha az sayıdadır. Genel olarak KPR ile ilgili anormallikler daha yüksek oranda saptanmıştır. Korneaya hava üflenmesi ile elde edilen yanıtlarla korneanın direkt temas ile uyarılması sonucu elde edilen yanıtlar arasında fark yoktur (p>0.05). KR, KPR ve R2 yanıtlan arasmda belirgin farklılık olduğu bulunmuştur (p<0.005). Trigeminal sinirin korneayı innerve eden küçük myelinsiz veya ince myelinli lifleri KR için afferent arkı oluştururken, elektrik uyaranla elde edilen GKR için afferent arkı trigeminal sinirin orta çaph myelinli lifler yapar. KPR' in afferent arkını ise koklear sinir yapar. Bu nedenlerle her bir yöntem için elde edilen yanıtların farklı olması doğaldır. Bu yötemlerden birinin diğerine daha üstün olduğunu savunmak da gereksizdir. Ancak GKR'inde Rl gibi bir yanıtm R2 ile birlikte ortaya çıkması ve Rl 'in göreceli olarak daha sabit olması nedeni ile lezyon lokalizasyonlannda bu önemli avantaj göz ardı edilemez.118 Beyin sapmdaki fasryal nukleuslarla olan bağlantılar kesin olarak bilinmemekle beraber bu sonuçlar, efferent ve afferent tipte lezyonlarm yam sıra hemisferlerden beyin sapmdaki fasiyal ve diğer sinir nukleuslarma olan fasihte edici yollarm varlığım desteklemiştir. GKR, KR ve KPR ile ilgili anormallikler, sadece periferik sinir ve beyin sapında olan patolojilerde değil, aynı zamanda santral sinir sistemi patolojilerinde de ortaya çıkmıştır. Normal kontrol ve değişik hastalık gruplarında yaptığımız çalışmada; korneaya hava üflenmesi ve korneanın direkt temas ile uyarılması sonucu elde edilen yanıtlar arasmda istatistiksel olarak herhangi bir fark söz konusu olmadığından (p> 0,05) kornea refleksini değerlendirmede, korneaya hava üflenmesi klinik pratikte emin bir şekilde kullanılabilir. Dış kulak yoluna hava üflenmesi yoluyla uyarılan göz kırpma refleksi (KPR), hem santral hem de periferik lezyonlarda etkilenmesinden dolayı KPR ile ilgili çalışmaların kliniğe önemli katkısı olabilir. Sonuç olarak OOR elde etmek için değişik yöntemlerle yaptığımız çalışmalar sonucunda; yeni yöntemler standart hale getirilmiş, komeya hava üfleme ile direkt temas arasmda fark olmadığı, dış kulak yoluna hava üflenmesinin daha çok işitme ile ilgili olduğu ve KR, KPR ve R2 yanıtlarının birbirinden farklı yanıtlar olduğu saptanmıştır. ".ı;»,iıhHI !(V

Açıklama

Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.

Anahtar Kelimeler

Nöroloji, Neurology, Refleksler, Reflex

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye