Valsartanın Oral Yolla Kullanımı İçin Kendiliğinden Emülsifiye Olabilen Sistemlerinin Hazırlanması ve İn Vivo-İn Vitro Değerlendirilmesi Üzerine Çalışmalar
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2019
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/embargoedAccess
Özet
Birçok kardiyovasküler hastalık yüksek kan basıncına bağlı gelişmektedir. Yüksek kan
basıncı sakatlık ve erken ölüm için, özellikle endüstrileşmiş ülkelerde en büyük risk
faktörlerinden biridir. Dolayısıyla antihipertansif tedavi, hipertansiyonla yüksek ölüm
oranına sahip hastalarda kardiyovasküler komplikasyon riskini azaltır. Valsartan,
yüksek seçiciliğe sahip ve oral yoldan aktif anjiyotensin II tip I reseptör antagonist
grubuna dahil antihipertansif bir ilaçtır. Valsartanın anjiyotensin II tip I reseptörüne
afinitesi, anjiyotensin II tip II reseptörüne olan afinitesinden yaklaşık 20000 kat
fazladır. Bu sayede kan damarlarında gevşemeye ve kan basıncında düşmeye sebep
olur. Valsartan oral alımdan sonra hızla absorbe olur fakat yetersiz ve dengesiz
biyoyararlanıma sahip olmasından dolayı oral biyoyararlanımı yaklaşık %25’tir.
Gastrointestinal kanalın üst kısmından absorbe olur ve buranın asidik ortamı nedeniyle
de bu bölgede az çözünür. Ayrıca karaciğerde ilk geçiş etkisine uğrar ve yemek
etkisiyle de biyoyararlanımı azalan ilaçlar arasında yer alır. Valsartanın düşük
çözünürlük ve biyoyararlanım sorununun üstesinden gelebilmek için literatür de
birçok çalışma yapılmıştır. Bunlar arasında katı dispersiyonlar, siklodekstrin
kompleksleri, mikrokapsül formülasyonları, kendiliğinden emülsifiye olabilen
sistemler yer almaktadır. Tez çalışmamda, farklı olarak, valsartanın değişik lipid bazlı
ilaç taşıyıcı sistemleri geliştirilerek, bu formülasyonlar birbiri içinde kıyaslanmıştır.
Sonuç olarak, düşük çözünürlük ve biyoyararlanmın gösteren valsartan için ideal bir
ilaç taşıyıcı sistem önerilmiştir. Bilindiği gibi, hipertansiyon tedavisinde valsartan tek
başına artan dozlarda kullanıldığı gibi, tedavinin yetersiz olduğu durumlarda
kombinasyon tedavileri de kullanılmaktadır. Ancak günümüzde uygulanan sağlık
tedbirleri gereği, antihipertansif kombine formlar son çare olarak reçetelenmektedir.
Bu nedenle de yüksek seçiciliğe sahip ve pazar payı yüksek olan valsartanın,
biyoyararlanım problemini aşacak şekilde yenilikçi bir formülasyon ile yeniden
formüle edilmesi oldukça önemlidir. Böylelikle önerilen bu yeni formülasyon ile
hastaların hem tedaviye uyuncu artacak hem de valsartan içeren kombine
formülasyonlara gereksinimi azalarak ilaç sarfiyatı düşecek ve sağlık harcamalarına
da olumlu bir katkı sağlaması söz konusu olacaktır.
Many cardiovasculer diseases have been resulted from high blood pressure. Especially in endustrized countries for disability and early death high blood pressure is one of the biggest risk factor. Therefore, antihypertensive treatment reduce the risk of cardiovasculer complications in patients with high mortality with hypertension. Valsartan is an orally active antihypertensive drug with high mortality with high selectivity and included in angiotensin II type I receptor antagonist group. The affinity of Valsartan for angiotensin II tip I receptor is about 20000 fold greater than its affinity for angiotensin II tip II receptor. This loosed the blood vessels and decreases blood pressure. Valsartan rapidly absorbed after oral administration but oral bioavailability is 25% because of its inadequate and unbalanced bioavailability. It is absorbed from the upper part of the gastrointestinal tract and it is less soluble in this region because of its acidic environment. Also Valsartan exposed to first pass metabolism in liver and its bioavailability decreases with food. Many studies have been made in the literature in order to achieve the low solubility and bioavailability problem of Valsartan. These include solid dispersions, cyclodextrin complexes, microcapsule formulations, self emulsifying systems. In this project, different lipid-based drug delivery systems of valsartan will be developed and these formulations compared within each other. As a result, an ideal drug delivery system for valsartan with low solubility and bioavailability will be recommended. As is known, valsartan is used in increasing doses in treatment of hypertension alone, and it is used in combination products when treatment is insufficient. However, according to today's health precautions, antihypertensive combination forms are prescribed as a last solution. For this reason, it is very important that valsartan, which has high selectivity and high drug market share, is reformulated with an innovative formulation to overcome the problem of bioavailability. Thus, with this new formulation, it will be possible for patients to increase their treatment tolerance and reduce the requirement of combined formulations containing valsartan, thereby reducing drug consumption and contributing positively to the health expenses.
Many cardiovasculer diseases have been resulted from high blood pressure. Especially in endustrized countries for disability and early death high blood pressure is one of the biggest risk factor. Therefore, antihypertensive treatment reduce the risk of cardiovasculer complications in patients with high mortality with hypertension. Valsartan is an orally active antihypertensive drug with high mortality with high selectivity and included in angiotensin II type I receptor antagonist group. The affinity of Valsartan for angiotensin II tip I receptor is about 20000 fold greater than its affinity for angiotensin II tip II receptor. This loosed the blood vessels and decreases blood pressure. Valsartan rapidly absorbed after oral administration but oral bioavailability is 25% because of its inadequate and unbalanced bioavailability. It is absorbed from the upper part of the gastrointestinal tract and it is less soluble in this region because of its acidic environment. Also Valsartan exposed to first pass metabolism in liver and its bioavailability decreases with food. Many studies have been made in the literature in order to achieve the low solubility and bioavailability problem of Valsartan. These include solid dispersions, cyclodextrin complexes, microcapsule formulations, self emulsifying systems. In this project, different lipid-based drug delivery systems of valsartan will be developed and these formulations compared within each other. As a result, an ideal drug delivery system for valsartan with low solubility and bioavailability will be recommended. As is known, valsartan is used in increasing doses in treatment of hypertension alone, and it is used in combination products when treatment is insufficient. However, according to today's health precautions, antihypertensive combination forms are prescribed as a last solution. For this reason, it is very important that valsartan, which has high selectivity and high drug market share, is reformulated with an innovative formulation to overcome the problem of bioavailability. Thus, with this new formulation, it will be possible for patients to increase their treatment tolerance and reduce the requirement of combined formulations containing valsartan, thereby reducing drug consumption and contributing positively to the health expenses.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Antihipertansif, Valsartan, Lipid Bazlı İlaç Taşıyıcı Sistem, Miseller Çözelti, Kendiliğinden Emülsifiye Olan İlaç Taşıyıcı Sistem (SEDDS), Katı Kendiliğinden Emülsifiye Olabilen İlaç Taşıyıcı Sistem (S-SEDDS), Antihypertensive, Valsartan, Lipid-Based Drug Delivery System, Micellar Solution, Self-Emulsifying Drug Delivery System (SEDDS), Solid Self-Emulsifying Drug Delivery System (S-SEDDS)