Farklı rezilyense sahip protetik restorasyonların kırılma dayanımlarının eğik ve düz konumlu implantlar için araştırılması
Küçük Resim Yok
Dosyalar
Tarih
2021
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Günümüzde; kısmi veya tam dişsizlik olgularının tedavisinde dental implantlara sıklıkla başvurulmaktadır. Özellikle posterior bölge dişsizlik olgularının rehabilitasyonunda dental implantların kullanılmasında anatomik oluşumlar nedeniyle güçlük yaşanmaktadır. Bu durumlarda ileri cerrahi prosedürlere başvurmak yerine implantların açılı yerleştirilmesi ile restorasyon yapılabilmektedir. Anatomik yapılardan kaçınmak için yerleştirilen açılı implantların üzerine gelen kuvvetler karşısında biyomekanik açıdan sorun yaşanmaması önemlidir. Bu çalışmadaki amaç; hem düz hem de eğik yerleştirilmiş implantlarda kuvvet kırıcı bir ara yapı kullanımı ya da kuvvet kırıcı bir altyapı kullanımının implant üstü protezin sağkalımı üzerine etkisinin araştırılmasıdır. Bu amaçla, esnek bir materyalin kullanımının kırılma dayanımı üzerine etkisi değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, implant üstü restorasyonlarda kullanılan farklı rezilyense sahip materyallere uygulanan kuvvet sonucunda başarısızlıklar tamamen restorasyon kaynaklıdır. Uygulanan kuvvetler sonucunda implant, dayanak ve dayanak vidasında herhangi bir başarısızlık gözlenmemiştir. Kırılma dayanımı testi üstyapı kırığı grubunda; M (1966,60±231,38911) ile T (1777,57±277,71544) alt grupları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız iken (p>0,05), K(üstyapı) alt grubu (845±195,37883) verileri T alt grubuna göre ve M grubu K(üstyapı) alt grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı (p=0,00) bulundu. Kırılma dayanımı testi sonucunda Altyapı ve üstyapı kırığı grubu analizlerinde ise; M (1966,60 ± 231,38911), T (1777,57 ± 277,71544) ve K(altyapı) (2147 ± 704,8806) alt grupları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız (p>0,00) bulundu. Bu sonuçlara göre rezilyens bir materyalden elde edilen ara yapıların kullanımının monolitik zirkonyanın kırılma dayanımı üzerine anlamlı bir fark oluşturmamıştır. Kırılma dayanımı testlerinin sonuçları ile birlikte fraktografik incelemenin değerlendirilmesi sonucunda monolitik zirkonya restorasyonların hepsinde konnektör kırıkları gözlenmiştir. Yoğun kuvvet alan bölgelerde konnektör kalınlıklarının artırılmasının başarıyı olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir.
Dental implants are frequently used in the treatment of partial or complete edentulism. There are difficulties in the use of dental implants, especially in the rehabilitation of posterior edentulous cases, due to anatomical formations. In these cases, restoration can be made by placing the implants at an angle instead of resorting to advanced surgical procedures. In order to avoid anatomical structures, it is important that there is no biomechanical problem against the forces acting on the angled implants placed. The purpose of this study; The aim of this study is to investigate the effect of the use of a force-breaking intermediate structure or the use of a force-reducing infrastructure on the survival of the implant-supported prosthesis in both straight and tilted implants. For this purpose, the effect of the use of a flexible material on the fracture strength was evaluated. According to the results obtained, the failures as a result of the force applied to the materials with different resilience used in the implant restorations are entirely restoration-related. As a result of the applied forces, no failure was observed in the implant, abutment and abutment screw. Fracture strength test in the pavement fracture group; While the difference between the M (1966.60±231.38911) and T (1777.57±277.71544) groups was statistically insignificant (p>0.05), the data for the Group K(üstyapı) (845±195.37883) It was found statistically significant (p=0.00) compared to Group T and Group M compared to group K(üstyapı). As a result of the fracture strength test, in the analysis of the infrastructure and superstructure fracture group; The difference between M (1966.60 ± 231.38911), T (1777.57 ± 277.71544) and K(altyapı) (2147 ± 704.8806) groups was found to be statistically insignificant (p>0.00). According to these results, the use of intermediate structures obtained from a resilience material did not make a significant difference on the fracture strength of monolithic zirconia. Based on the results of fracture strength tests, the use of implant- supported restorations obtained from a flexible material is not recommended. As a result of the evaluation of the fractographic examination together with the results of the fracture strength tests, connector fractures were observed in all monolithic zirconia III restorations. It is thought that increasing the connector thicknesses in areas with intense force will positively affect the success.
Dental implants are frequently used in the treatment of partial or complete edentulism. There are difficulties in the use of dental implants, especially in the rehabilitation of posterior edentulous cases, due to anatomical formations. In these cases, restoration can be made by placing the implants at an angle instead of resorting to advanced surgical procedures. In order to avoid anatomical structures, it is important that there is no biomechanical problem against the forces acting on the angled implants placed. The purpose of this study; The aim of this study is to investigate the effect of the use of a force-breaking intermediate structure or the use of a force-reducing infrastructure on the survival of the implant-supported prosthesis in both straight and tilted implants. For this purpose, the effect of the use of a flexible material on the fracture strength was evaluated. According to the results obtained, the failures as a result of the force applied to the materials with different resilience used in the implant restorations are entirely restoration-related. As a result of the applied forces, no failure was observed in the implant, abutment and abutment screw. Fracture strength test in the pavement fracture group; While the difference between the M (1966.60±231.38911) and T (1777.57±277.71544) groups was statistically insignificant (p>0.05), the data for the Group K(üstyapı) (845±195.37883) It was found statistically significant (p=0.00) compared to Group T and Group M compared to group K(üstyapı). As a result of the fracture strength test, in the analysis of the infrastructure and superstructure fracture group; The difference between M (1966.60 ± 231.38911), T (1777.57 ± 277.71544) and K(altyapı) (2147 ± 704.8806) groups was found to be statistically insignificant (p>0.00). According to these results, the use of intermediate structures obtained from a resilience material did not make a significant difference on the fracture strength of monolithic zirconia. Based on the results of fracture strength tests, the use of implant- supported restorations obtained from a flexible material is not recommended. As a result of the evaluation of the fractographic examination together with the results of the fracture strength tests, connector fractures were observed in all monolithic zirconia III restorations. It is thought that increasing the connector thicknesses in areas with intense force will positively affect the success.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Eğik İmplant, Fiberle Güçlendirilmiş Rezin, Monolitik Zirkonya, Tilted Implants, Fiber Reinforced Resin, Monolithic Zirconia