Meningiomlarda MRG bulguları ile histolojik tiplerin değerlendirilmesi ve MRA bulguları
Küçük Resim Yok
Tarih
1997
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/closedAccess
Özet
ÖZET İntrakranyal tümörlerin %13-18'ini oluşturan meningiomlar genelde selim karakterli oluşumlardır. Cerrahi tedaviden sonra nüks oranları operasyon şekline ve meningiomun tipine göre değişmektedir. MRG; meningiomun lokalizasyonunu, büyüklüğünü ve anatomik ilişkilerini çok iyi göstermektedir. Çalışmamıza yaşları 6-64 arasında değişen 16'sı kadın, 5'i erkek toplam 21 olgu dahil edildi(Tablo 2). Elde edilen MRG bulguları ile meningiomların histolojik tipi belirlenmeye çalışıldı. Meningiomların serebral kortekse oranla intensitesi TlA'lı görüntülerde belirgin farklılık göstermemekteydi. Meningotelyomatöz meningiomların %70'i, transisyonel meningiomların %100'ü, atipik meningiomların % 80'i T2A'lı görüntülerde kortikal gri cevhere göre hiperintensti. Proton ağırlıklı görüntülerde ise meningiomlar genelde kortikal gri cevherden kolayca ayrılabilecek hiperintensitedeydi. 21 olguda kitle büyüklüğü gözönüne alınmadan, T2A'lı kesitlerde en geniş yerde ödem çapı ölçüldü. Olgularımızda ödem sınıflaması tümörün histolojik tipine, lokalizasyonuna, yol açtığı venöz kompresyona, korteks yıkımına ve vaskülaritesine göre yapıldı. Ciddi ödeme yol açan meningiomların; %46'sı meningotelyomatöz tipteydi, %27'sinde korteks invazyonu, %36'sında sinüs oklüzyonu saptanmıştı. Neovaskülarizasyon ise ciddi ödem bulunan 11 olgunun sadece birinde saptanmıştı(Tablo 8). 21 olgunun 7'sinde kontrastlı MR görüntülerde dural kalınlaşma mevcuttu(Tablo 2). "Dural tail" olarak isimlendirilen bu parlaklaşmanın her zaman dura invazyonunu göstermediği, komşu intakt durada konnektif doku gelişimine ve konjesyona da bağlı olabileceği belirtilmiş olmakla beraber, serimizde %85 gibi yüksek bir oranda malign ve atipik meningiomlarda dural tail saptanmıştır.Çalışmamızda 21 olguya MRA yapılmıştır(Tablo 9). Olgularımızda (yalnızca superior sagitai sinüs invazyonu düşünülen olgular dışında) rutin olarak (3D)TOF aksial ve PC koronal ve/veya aksial tetkiklerini uygulamayı tercih ettik. Elde ettiğimiz görüntülerden tümörün lokal izasyonuna, etkilediği veya etkileyebileceğini düşündüğümüz damara göre koronal ve/veya sagitai MİP'ler yaptık. Olgularımızda elde edilen MRA bulgularında kateter anjiografi ile korelasyon yapılmadı. Ancak cerrahi olarak MRA sonuçlan doğrulandı. MRA uygulanan 21 olgumuzun 6'sında komşu vasküler yapılarda yer değişikliği, 3 olguda komşu vasküler yapı çapında azalma, 4 olguda neovaskülarizasyon, 2 olguda drenaj veni ve 5 olguda sinüs trombozu saptandı(Tablo10)(Bazı olgularımızda 1'den fazla patolojik durum mevcuttu). Willis poligonu lokal izasyonundaki vasküler yapılarda oluşan değişiklikleri göstermek için (3D)TOF MRA, meningioma komşu venöz yapıları veya drenaj venini göstermek içinse düşük hız (3D)PC MRA tekniğini tercih ettik. MRA, MRG ile birlikte uygulandığında; dural sinüs invazyonu, arteryel deplasman ve sarılma durumlarının belirlenmesinde başarılı bir yöntemdir. Ayrıca uygun MRA tekniği ile, drenaj veni ve neovaskülarizasyon gösterilebilmektedir. 78
Açıklama
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.
Anahtar Kelimeler
Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine, Anjiyografi, Angiography, Manyetik rezonans görüntüleme, Magnetic resonance imaging, Meningiom, Meningioma