Yüzey örtücü ile kaplanmış kompomer ve cam iyonomer simanın in-vivo ve in-vitro koşullarda karşılaştırmalı olarak incelenmesi
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Restoratif materyallerin, fiziksel ve kimyasal yapı bakımından diş dokusu ile benzerlik göstermesi, diş dokusuna yüksek uyum sağlaması ve uzun süre ağızda kalması istenilen en önemli özelliklerdir. Bununla birlikte, restoratif materyallerin bu özelliklerin yanında estetik ve mekanik özellikleri de büyük önem taşımaktadır. Çalışmamızın amacı, yüzey örtücü uygulanan yüksek viskoziteli cam iyonomer siman ve kompomer restoratif materyallerin fiziksel ve mekanik özellikleri arasındaki farkları, in-vitro ve in-vivo yöntemlerle incelemektir. Çalışmamızda kapsül formda yüksek viskoziteli cam iyonomer siman (Fuji IX GP Extra, GC), kompomer (Dyract Extra, Dentsply) ve iki farklı yüzey örtücü (Fuji G-Coat Plus, Fuji Varnish, GC) kullanıldı. Çalışmamızın in-vivo bölümüne, süt molar dişi çürüklerinin restoratif tedavi için Ege Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesine başvuran yaş ortalaması 6,8±1,08 olan 40 hasta dahil edildi. Hastalara 40 tek yönlü ve 168 çift yönlü restorasyon yüksek viskoziteli cam iyonomer siman, kompomer ve yüzey örtücü kombinasyonları ile yapıldı. Yapılan restorasyonlar modifiye RYGE (USPHS) kriterlerine göre iki deneyimli gözlemci tarafından değerlendirildi. 24 ay sonunda 36 hasta ve 165 restorasyon değerlendirildi. Çalışmanın in-vitro bölümünde ise, Vickers mikrosertlik, renklenme, yüzey pürüzlülüğü ve mikrosızıntı testleri yapıldı. Vickers mikrosertlik testi 1. hafta, 1. ay ve 3. ay olmak üzere üç farklı zaman diliminde gerçekleştirildi. Renklenme ve yüzey pürüzlülüğü testlerinde örnekler 5000 termal siklus ile yaşlandırıldı. Renklenme testinde spektrofotometre yardımıyla renk (∆E, ∆L, ∆a, ∆b) değişimi ve yüzey pürüzlülüğü testinde profilometre cihazıyla yüzey pürüzlülüğü (Ra) değerlerindeki değişim tespit edildi. Mikrosızıntı testinde dişlere 5000 termal siklus uygulandı ve boya penetrasyon testi ile dişlerde gözlenen mikrosızıntı incelendi ve deneyimli iki araştırmacı tarafından skorlandı. İstatistiksel analizler, SPSS Version 20 programı kullanılarak p=0,05 anlamlılık düzeyinde yapıldı. İn-vivo bölümde, modifiye USPHS kriterlerinin karşılaştırılmasında Pearson Ki-Kare testi ve survival analizinde Kaplan-Meier ve long-rank (Mantel-Cox) testleri uygulandı. İn–vitro bölümdeki testlerin istatistiksel değerlendirilmeleri, mikrosertlik testinde ANOVA, Tukey, Dunnett T3 ve Bonferroni testi, renklenme testinde Tukey ve Dunnett T3 testi, yüzey pürüzlülüğü testinde T ve Dunnett T3 testi, mikrosızıntı testinin değerlendirilmesinde ise McNemar ve Wilcoxon Singned Ranks testleri kullanıldı (p=0,05). Çalışmamızın in-vivo bölümde, 24 ay sonunda modifiye USPHS kriterlerine göre restorasyon grupları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulundu. Mikrosertlik testinde, tüm cam iyonomer siman gruplarının mikrosertliği 1. hafta ile 1. ay arasında anlamlı düzeyde artış gösterdi (p<0,05). Kompomer gruplarının mikrosertliği zamanla azaldı ancak anlamlı fark bulunamadı. 1. hafta ve 1. ay sonunda gerçekleştirilen mikrosertlik testlerinde, cam iyonomer simanlara yüzey örtücü uygulanmasının, materyalin mikrosertlik değerlerine anlamlı katkısı olduğu görülürken (p<0,05), 3. ay sonunda yüzey örtücü uygulanmasının cam iyonomer simanların mikrosertlik değerlerinde anlamlı fark yaratmadığı görüldü. Cam iyonomer simanlara yüzey örtücü olarak Fuji Varnish uygulanmasının renk değişimi değerlerinde (∆E), diğer gruplara uygulanan G-Coat Plus yüzey örtücüsüne göre istatistiksel olarak anlamlı artışa neden olduğu görüldü (p<0,05) Renklenme testi sonunda, G-Coat Plus yüzey örtücü uygulamasının cam iyonomer siman ve kompomer restorasyonlarının yaşlandırma sonrası renk değişiminde (∆E) anlamlı fark oluşturmadığı görüldü. Cam iyonomer simana yüzey örtücü vernik uygulanmasının ise renklenme değişiminde anlamlı artışa neden olduğu görüldü (p<0,05). Tüm materyallerin yüzey pürüzlülüğü değerlerinin (Ra) yüzey örtücü veya vernik uygulaması sonrası istatistiksel olarak anlamlı arttığı gözlendi (p<0,05). GCoat Plus yüzey örtücü uygulamasının cam iyonomer siman ve kompomere etkisinin istatistiksel olarak farklı olmadığı bulundu. Mikrosızıntı testinde, uygulanan yüzey örtücü ve restoratif materyal kombinasyonlarının mikrosızıntı değerleri incelendiğinde, tüm grupların başarılı olduğu gözlendi. Restorasyonların okluzal ve gingival mikrosızıntı değerleri grup içi karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Yüzey örtücü uygulamaları sonrası restorasyonlarda daha az mikrosızıntı izlendiği, ancak farkın anlamlı olmadığı görüldü. Yüzey örtücü uygulanan yüksek viskoziteli cam iyonomer siman ve kompomer restorasyonlarının etkinliği in-vivo ve in-vitro koşullarda incelenmiş ve her iki restoratif materyal ile başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bu çalışmada, nano dolduruculu yüzey örtücü uygulanan yüksek viskoziteli cam iyonomer siman ve kompomer restorasyonların çocuk dişhekimliği kliniklerinde başarı ile kullanılabilecekleri gösterilmiştir.