Konvansiyonel yöntem ve enjeksiyon yöntemleri ile hazırlanan tam protezlerdeki boyutsal değişikliklerin karşılaştırılması
dc.contributor.advisor | Kesercioğlu, Atilla | |
dc.contributor.author | Büyükyılmaz, Şebnem | |
dc.date.accessioned | 2024-08-19T19:36:37Z | |
dc.date.available | 2024-08-19T19:36:37Z | |
dc.date.issued | 1994 | |
dc.department | Ege Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü | en_US |
dc.description | Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz. | en_US |
dc.description.abstract | 63 ÖZET Çalışmamızda konvansiyonel yöntem ve enjeksiyon yöntemleri ile hazırlanmış tam protezlerde dikey, horizontal ve diyagonal yönde oluşan boyutsal değişiklikler saptanmış ve model ile kaide plağının uyumu sagittal, frontal ve transversal düzlemlerde alman kesitlerde incelenmiştir. Çalışmamızın birinci bölümünde, 20 hastaya konvansiyonel ve enjeksiyon yöntemleri kullanılarak tam protezler yapılmıştır. Dikey yönde oluşan boyutsal değişiklik insizal rehber pine bağlanan ölçüm aletindeki değer okunarak saptanmıştır. Konvansiyonel yöntemle hazırlanan tam protezler 1.01 mm, enjeksiyon yöntemiyle hazırlanan tam protezler ise 0,37 mm tutarında bir dikey boyut artışı göstermiştir. Tam protezlerde horizontal ve diyagonal yönde oluşan boyutsal değişiklik, kompas ile ölçülmüş ve bu ölçümler polimerizasyon öncesi, polimerizasyon sonrası, tesviye - cila sonrası ve kullanım sonrası olmak üzere toplam dört aşamada tamamlanmıştır. Bulgularımıza göre konvansiyonel yöntemle hazırlanmış tam protezlerde dişler arası mesafe, enjeksiyon yöntemine göre daha fazla bir büzülme göstermişsede, her iki yöntem arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır.64 Çalışmamızın ikinci bölümünde ise 40 adet üst çene modeli elde edilmiş ve bu modellerin üzerine her iki yöntemle kaide plakları hazırlanmıştır. Model ile kaide plağı arasındaki uyum, sözü edilen modellerin sagittal, frontal ve transversal yönde elde edilen kesitlerinin yardımıyla ve optik komparatör kullanılarak ölçülmüştür. Tüm ölçümler 1. ve 30. günlerde gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre sagittal kesitte kaide plağının posterior sının, frontal kesitte vestibül sulkusun en derin noktası ve transversal kesitte yine damağın en derin noktası modelden en fazla uzaklaşan noktalardır. 30. günde yapılan ölçümlerde, kaide plaklarının modellere daha iyi uyum sağladığı görülmüştür | en_US |
dc.description.abstract | 65 SUMMARY The present study was undertaken to compare vertical, horizontal and diagonal dimensional changes of denture bases and the accuracy between the denture base and the cast which processed by the injection - pressing method and the conventional pack - and - press method. Twenty sets of complete upper and lower dentures were processed. Changes in the vertical dimension of occlusion during the polymerization were measured with a dial indicator attached to the incisal guide pin of an articulator. The mean increase in vertical dimension for the conventional method was 1,01 mm and 0,37 mm for the injection method. Changes in the horizontal and diagonal direction were measured before curing, after curing, after polishing and following the first month after the denture was inserted. Dentures that were processed by the conventional method showed greater changes in horizontal and diagonal direction than the dentures processed by the injection method. However, there is no statistical significant difference ( p > 0,05 ) between the two methods. 40 maxillary stone casts were made of a master mould and denture bases were processed wiyh each of the methods. The accuracy between the cast and the denture base were measured at the sagittal, frontal and transversal sections at the first day and again 30 days after processing by an optical comparator. Our66 findings showed that a less well adapted denture base was obtained at the posterior termination of the base when examined in sagittal sections, mucobuccal fold when examined in frontal sections and posterior termination of the base when examined in transversal sections. Better adaptation of the denture bases were achieved after 30 days. | en_US |
dc.identifier.endpage | 79 | en_US |
dc.identifier.startpage | 1 | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11454/84674 | |
dc.identifier.yoktezid | 38220 | en_US |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | Ege Üniversitesi | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/closedAccess | en_US |
dc.subject | Diş Hekimliği | en_US |
dc.subject | Dentistry | en_US |
dc.subject | Dişler | en_US |
dc.subject | Teeth | en_US |
dc.subject | Takma diş tasarımı | en_US |
dc.subject | Denture design | en_US |
dc.subject | Takma dişler | en_US |
dc.subject | Dentures | en_US |
dc.title | Konvansiyonel yöntem ve enjeksiyon yöntemleri ile hazırlanan tam protezlerdeki boyutsal değişikliklerin karşılaştırılması | en_US |
dc.type | Doctoral Thesis | en_US |