Türkiye'de marjinal emek dinamikleri, 1988-2017: İş bulma ümidi olmayanlar ve mevsimlik çalışanlar
Yükleniyor...
Tarih
2020
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Son otuz yılda Türkiye işgücü piyasası, yüksek işsizliğin kalıcı hale gelmesine ve işgücüne marjinal bağlı işçi oranının artmasına, özellikle de pozitif büyüme oranlarına rağmen iş bulma ümidi olmayan işçilerin artmasına neden olan yapısal dengesizliklerden zarar görmüştür. Dahası istihdam olasılığının düşük olmasına karşın işgücüne marjinal olarak bağlı olma olasılığı ve işsiz kalma olasılığı yüksektir. Kadınlar ve erkekler arasında işgücüne katılma oranındaki fark büyüktür çünkü kadınlar birçok nedenden dolayı işgücünden ayrılmaktadırlar ve bu nedenlerden en önemlisi ev işleriyle meşgul olmaktır. Türkiye ekonomisi çeşitli finansal ve ekonomik krizlere maruz kalmıştır, özellikle 2000'li yılların başında genel olarak ekonomide özelde işgücü piyasasında yapısal dönüşümler meydana gelmiştir. Bu nedenle çalışmada, 1988-2017 dönemindeki krizlerin işgücüne marjinal olarak bağlı olan istihdam dinamikleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. İşgücü piyasasında farklı durumlar arasındaki geçiş olasılıkları matrisi hesaplanmış ve farklı durumlarda olmanın arkasındaki geçiş faktörlerini incelemek için lojistik regresyon modeli (logit) kullanılmıştır. Özellikle işgücüne marjinal olarak bağlı olmaya teşvik eden faktörler araştırılmıştır. Bu amaçla 2000-2017 dönemi için Hanehalkı İşgücü Anketlerinden (HİA) hem bireysel özellikleri hem de hanehalkı özelliklerini dikkate alan yatay-kesit veri seti derlenmiştir. Sonuçlar, ekonomik krizlerin Türkiye işgücü piyasasındaki yapısal dengesizlikte artışa neden olduğunu göstermektedir. Yüksek işsizlik oranları ve işgücüne marjinal olarak bağlı olan emek hacmi bu krizlerin sonuçlarıdır. Türkiye hükümeti, 2008 yılına kadar tüm kriz rejimleri sırasında Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 19 stand-by programını uygulamıştır. Bundan sonra Türkiye hükümeti, IMF ile herhangi bir stand-by anlaşması yapmamaya karar vermiştir. Bunun yerine genel olarak ekonomik performansını iyileştirmeye ve özellikle yüksek işsizlik oranını ve işgücüne marjinal olarak bağlı emek hacmini kontrol etmeye yönelik ulusal planlara odaklanmıştır. Fakat ne IMF'in stand-by anlaşmaları ne de ulusal politikalar, işsizliği ve işgücüne marjinal olarak bağlı olma oranını azaltmamıştır. Ayrıca bulgular tüm düzeylerdeki eğitimsel kazanımın, işgücüne marjinal olarak bağlı istihdama geçişi sınırlamada olumlu bir rol oynadığını göstermektedir. Son olarak bölgelerin sosyal ve ekonomik olarak kalkınması, işgücüne marjinal olarak bağlı olma olasılığını azaltmaktadır.
Over the past three decades, the Turkish labor market has suffered from structural imbalances that have led to persistent high unemployment and marginally attachment labour rates, especially those who are discouraged, in contrast to the positive economic growth rates. Moreover, the probability of remaining marginally attached or unemployed labour is high and dominant ratio versus a low probability of getting employed, the gap remains large between the labour force participation rate of both men and women because females leave the labour force for many reasons, the most important is being busy with house work. In light of the exposure of the Turkish economy to several economic and financial crises during the period that has brought structural changes in the economy in general and the labor market in particular, especially in the beginning of 2000s. Therefore, this research study aims to examine the effect of these crises on the dynamics of marginally attached employment during the period 1988-2017. We calculated the probability transition matrix between different labor market states. We used logistic regression model (Logit) to examine the factors behind the transitions among different states in the labour market. In specific we investigated those factors that encourage the transition to marginally attached labour. For this purpose, we collected the cross-sectional data from Household Labor Force Surveys (HLFS) for the period 2000-2017, taking into account both individual and household characteristics. The results show that the financial crises have caused an increase in the structural imbalance in the Turkish labor market. High unemployment rates and volume of marginally attached labor are consequences of these crises. All the Turkish governments followed 19 standby programs of International Monetary Fund (IMF) during all the crises regimes until 2008. After this, the governments decided not to make any standby agreement with IMF rather focused on national plans to improve the economic performance in general, and to control high unemployment rates and volume of marginally attached labour. However, neither IMF standby agreements nor the national polices have significantly reduced unemployment and marginally attached labour rates. The results also indicate that educational attainment at all levels plays a positive role in limiting the transition to marginally attached employment. Our results also yield an evidence that the regional economic and social development have reduced the probability of being marginally attached labour.
Over the past three decades, the Turkish labor market has suffered from structural imbalances that have led to persistent high unemployment and marginally attachment labour rates, especially those who are discouraged, in contrast to the positive economic growth rates. Moreover, the probability of remaining marginally attached or unemployed labour is high and dominant ratio versus a low probability of getting employed, the gap remains large between the labour force participation rate of both men and women because females leave the labour force for many reasons, the most important is being busy with house work. In light of the exposure of the Turkish economy to several economic and financial crises during the period that has brought structural changes in the economy in general and the labor market in particular, especially in the beginning of 2000s. Therefore, this research study aims to examine the effect of these crises on the dynamics of marginally attached employment during the period 1988-2017. We calculated the probability transition matrix between different labor market states. We used logistic regression model (Logit) to examine the factors behind the transitions among different states in the labour market. In specific we investigated those factors that encourage the transition to marginally attached labour. For this purpose, we collected the cross-sectional data from Household Labor Force Surveys (HLFS) for the period 2000-2017, taking into account both individual and household characteristics. The results show that the financial crises have caused an increase in the structural imbalance in the Turkish labor market. High unemployment rates and volume of marginally attached labor are consequences of these crises. All the Turkish governments followed 19 standby programs of International Monetary Fund (IMF) during all the crises regimes until 2008. After this, the governments decided not to make any standby agreement with IMF rather focused on national plans to improve the economic performance in general, and to control high unemployment rates and volume of marginally attached labour. However, neither IMF standby agreements nor the national polices have significantly reduced unemployment and marginally attached labour rates. The results also indicate that educational attainment at all levels plays a positive role in limiting the transition to marginally attached employment. Our results also yield an evidence that the regional economic and social development have reduced the probability of being marginally attached labour.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
İşgücü Piyasası, İşsizlik, İşgücüne Marjinal Bağlı Olma, İş Bulma Ümidi Olmayan İşçiler ve Krizler, Labour Market, Unemployment, Marginally Attachment, Discouragement and Financial Crises