Lösemili çocuklarda mannoz bağlayıcı lektin gen polimorfizmleri ve nötropenik ateş ataklarına etkisi
Küçük Resim Yok
Tarih
2005
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Ege Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
ÖZET Amaç:. özellikle son yıllardaki yoğun kemoterapi ve megaterapilerin kullanılması ciddi nötropenik ateş ataklarının gelişmesine zemin hazırlar. Ateş ve infeksiyonun sikliği ve şiddeti, kanserin tipi, nötropeninin derecesi ve nötropenik atağın süresi ile yakından ilişkilidir.. Derin ve uzun süren nötropeni dönemlerinin çoğunda ateş yükselmekte ve %50-60 oranda infeksiyon eşlik etmektedir. Bunlar sıklıkka klinik veya mikrobiyolojik infeksiyon şeklindedir Doğal immun sistemde temel rolü olan MBL, mikroorganizmaların yüzeyindeki karbonhidratlara bağlanıp klasik yolla kompleman sistemini aktive eden ya da direkt opsonin olarak görev yapan bir lektin proteindir. Birçok çalışmada, MBL'nin hem homozigot hem de heterozigot mutant allellerinin varlığında infeksiyon riskinin artığı gösterilmektedir. ileri dönük olarak planlanan çalışmamızda lösemili olgularda tanıda MBL gen polimorfizmleri belirlenerek sağlıklı çocuklarınki ile karşılaştırıldı. MBL gen polimorfizmlerinin hastaların yoğun kemoterapi aldıkları ilk 1 yılda, gelişen nötropenik dönemlerinde nötropeni derecesi, nötropenik ateş atağı sıklığı, nötropenik ateşli süreç ve oluşan infeksiyon özellikleri ile ilişkisi olup olmadığı araştırıldı. Hastalar ve yötem : Nisan 2004 - Mart 2005 tarihleri arasında yapılan çalışmada Ege Üniversitesi Tıp fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Onkoloji, Dr Behçet Uz Çocuk ve Araştıma Hastanesi Çocuk Hematoloji - Onkoloji ve SSK Tepecik Eğitim Hastanesi Çocuk Hematoloji - Onkoloji bölümlerinde lösemi tanısı alarak sağaltıma alman 23 olgu ileri dönük olarak izlendi. AML'li iki olguya izlemde PKHN uygulandı. Benzer yaş grubundaki 50 sağlıklı çocuk kontrol grubu olarak alındı. Her iki grubun periferik kanından izole edilen DNA örneklerinde MBL geni 1. ekzonundaki kodon 54 ve kodon 57 ' ye ait tek nükleotid polimorfizmleri PCR- RFLP yöntemi ile araştırılılarak, A,B,C allel dağılımları gruplar arasında karşılaştırıldı. Lösemili olgularda 1 yıllık izlemde gelişen nötropenik ateş ataklarının sayısı, nötropeni süresi ( MNS < 500 /mm3 olması ), nötropenik ateşli infeksiyonlarm özellikleri ile MBL gen polimorfizmleri arasındaki ilişki değerlendirildi.Bulgular: Çalışma grubundaki lösemili olguların 17' si ALL, 6' sı AML olup yaşları 3- 204 ay arasında (ortalama 78.65 ± 52.07 ay ) 15 erkek, 8 ' i kız idi. Kontrol grubu ise yaşlan 4.5 - 180 ay ( ortalama 88.8 ± 50.16 ay) olup 27 erkek, 23 kız çocuktan oluştu. Lösemili olgularda codon 57 ( allel C) polimorfizmi saptanmadı. Lösemi grubunda MBL - AB ( %17,4 ) ve BB ( % 26 ) genotipleri kontrol grubuna göre ( sırasıyla % 12 ve % 2 ) anlamlı olarak yüksek bulundu ( p = 0.006 ). B alieli sıklığı lösemi grubunda % 43,5 iken kontrol grupta %14 oiup, lösemilerde belirgin artmıştı ( p= 0.003 ). MBL gen polimorflzmleri ile cins, lösemili olguların tanı yaşı ve lösemi tipi arasında ilişki görülmedi. Izlem süresinde lösemili olgularda 69 nötropenik ateş atağı gelişti ve % 37,1' sinde değişik odaklardan alınan kültürlerde mikrobiyolojik etken saptanabildi. Dökümente edilen infeksiyon % 86,9 (61 / 69 ) olup, bunun % 42,5 mikrobiyolojik dökümeniasyonlu infeksiyonlu, % 57,5 si klinik dökümente edilmiş infeksiyondu. Lösemili çocuklarda (AB + BB) genotiplerinin varlığı nötropeni süresi, nötropenik ateş atak sayısı ve nötropenik ateş atağındaki nötropeni süresi, infeksiyon özellikleri ve kültür odağı açısından AA genotipi ile farklılık göstermedi ( p > 0.05 ). Sonuç ve Yorum : MBL mutasyonlannın lösemili ve özellikle ALL'ii olgularda normal populasyona göre daha sık görülmesi çocukluk lösemisinin ( sıklıkla ALL) etiyopatogenezi ile immun sistem yetersizlikleri arasındaki ilişkiyi akia getirmektedir. MBL - AB / BB ailellerinin nötropenik ateş ataklarına tek başına etki etmediği, ayrıca MBL promotor bölge mutasyonlan yanında diğer infeksiyonlara yatkınlık genlerinin de araştırılması gerektiğini düşündürmektedir. Bu olasılıkları açığa çıkaracak populasyon - bazlı epidemiyolojik çalışmalar planlanarak, infeksiyon yatkınlık genotipleri belirlenmeli ve olasılıkla bunların iökemogeneze etkisi açıklık kazanmalıdır. Bunun sonucunda infeksiyona yatkın bireylere eksikliğin giderilmesine yönelik spesifik sağaltımlar planlanabilir 32
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases